Sorunun çözümüne birlikte bakalım.
Verilen metinden anlaşıldığı üzere, aşağıdaki yargıların hangilerine ulaşılabilir olduğuna bakalım:
-
İleri Derecelesi İstanbul Hükümeti tarafından açıklanmıştır.
- Bu ifade metinle örtüşmemektedir. Çünkü belirtilen “İleri Derecelesi”, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin etkisiyle ortaya çıkmıştır.
-
Mebusan üyelerinin başarısızlıkları Kuvayımilliye birlikleri tarafından eleştirilmektedir.
- Bu ifade, metinde geçen “Kuvayımilliye birliklerinin eleştirildiği” kısma tamamen uygundur. Dolayısıyla doğru bir anlama sahiptir.
-
Alemdar, İttihatçılarla İstanbul’da hükümet değişikliği yoluyla meşrutiyeti geri getirmeye çalışmaktadır.
- Bu cümlenin doğrulukla alakası yoktur. Çünkü metin ittihatçıların İstanbul’daki hükümet değişikliği için aktif bir çaba göstermesinden söz etmiyor.
-
Mustafa Kemal Paşa ve Ethem Bey, büyük Millet Meclisine gizli denetçi göndermiştir.
- Metinde Mustafa Kemal veya Ethem Bey’in böyle bir eylemi gerçekleştirdiği bilgisi yok.
Bu analizler ışığında, doğru yanıt “B) I ve III” olarak gözükmektedir. Yani, metin sadece 2. ve 3. yargılara ulaşmamızı sağlar.
Bu soruda, Büyük Millet Meclisi’nin isyanlarla başa çıkabilmek için aldığı tedbirlerden hangilerinin belirtilen yöntemleri kapsadığı sorgulanmaktadır. Metinde BMM’nin ayaklanmaları bastırmak için aldığı bazı tedbirler sıralanmış. Şimdi, bu tedbirleri verilen seçeneklerle eşleştirelim:
-
Askeri kuvvetlerden yararlanma:
- Metinde “Seyyar Müfrez Birlikleri oluşturuldu” denilmektedir. Bu, askeri kuvvetlerin kullanıldığına işaret eder.
-
Yasama gücünü kullanma:
- “Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılarak…” ifadesi, yasama gücünün kullanıldığını gösterir.
-
Yargı mekanizmasını devreye koyma:
- “İstiklal Mahkemeleri kuruldu” hususu, yargı mekanizmasının kullanılmasını içerir.
-
Dini otoritelerden yararlanma:
- Ankara Müftüsü Rifat Efendi’nin fetva yayımlaması, dini otoritelerin bu süreçte yer aldığını belirtilir.
-
Diplomatik girişimlerde bulunma:
- Metinde diplomatik bir girişimden bahsedilmemektedir.
Bu analizlere göre, verilen yöntemlerden I (askeri kuvvetlerden yararlanma), II (yasama gücünü kullanma), III (yargı mekanizmasını devreye koyma) ve IV (dini otoritelerden yararlanma) kullanılmıştır. Dolayısıyla doğru yanıt “C) I, II, III ve IV” olacaktır.
Bu soruda, verilen bilgiler ışığında yargılardan hangisine ulaşılabileceği sorulmaktadır. Şimdi metni inceleyelim ve seçeneklerle karşılaştıralım:
Metinde, İstiklal Mahkemeleri’nin kurulma amacı ve yapısı hakkında bilgi verilmektedir. İstiklal Mahkemeleri:
- Asker kaçakları sorununa karşı etkin bir çözüm aracı olarak kurulmuştur.
- Seyyar mahkemeler olarak tanımlanmıştır, yani gezici yapıya sahiptirler.
- Üyeleri milletvekillerinden oluşmakta ve kararlarına itiraz edilememektedir.
Seçeneklerin değerlendirilmesi:
-
A) Büyük Millet Meclisi yargı bağımsızlığı ilkesini benimsemiştir.
- Yargı bağımsızlığı ile ilgili bilgi verilmemekte; aksine mahkemelerin doğrudan BMM kontrolünde olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla bu yargıya varılamaz.
-
B) İstiklal Mahkemeleri Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun uygulayıcısıdır.
- Metinde, Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun İstiklal Mahkemeleriyle bağlantılı olarak uygulandığı belirtilmektedir. Bu nedenle bu yargıya ulaşılabilir.
-
C) İstiklal Mahkemeleri seyyar olarak faaliyet göstermiştir.
- Seyyar (gezici) mahkemeler olarak tanımlandıklarından bu yargıya ulaşılabilir.
-
D) Büyük Millet Meclisi otorite boşluğunu önlemek amacıyla denetim sağlamıştır.
- Metin, İstiklal Mahkemelerinin otorite boşluğunu önleme amacıyla kurulduğunu doğrular. Bu yüzden bu yargıya ulaşılabilir.
Metin C ve D seçeneklerinin doğru olduğunu belirtmektedir. Doğru cevap için metnin detaylarına göre “C) İstiklal Mahkemeleri seyyar olarak faaliyet göstermiştir.” ifadesi doğrudur ve bu seçenek doğrudan metindeki bilgiyle uyumludur. Ancak en uygun yanıt metinle en fazla örtüşen seçenek olabilir.
A şıkkı doğru mu
Metni daha detaylı analiz ederek A seçeneğinin doğruluğunu değerlendirelim:
A) Büyük Millet Meclisi yargı bağımsızlığı ilkesini benimsemiştir.
Metinde İstiklal Mahkemeleri’nin işleyişi hakkında bilgi verilmektedir. Özellikle:
- İstiklal Mahkemelerinin milletvekillerinden oluştuğu ve kararlarına itiraz edilemediği belirtilmektedir.
- Bu yapı, yargının tamamen yürütme organı olan Büyük Millet Meclisi’nin kontrolünde olduğunu göstermektedir.
Yargı bağımsızlığı, yargının yürütme ve yasama organlarından bağımsız bir şekilde faaliyet göstermesini ifade eder. Ancak, İstiklal Mahkemeleri’nin durumu bu bağımsızlık koşuluna uymamaktadır, çünkü bunlar doğrudan Meclis tarafından kurulmuş ve yönetilmiştir.
Bu nedenle, metinde verilen bilgilere göre, A seçeneği doğru değildir. Büyük Millet Meclisi yargı bağımsızlığı ilkesini benimsemiştir gibi bir çıkarım, bu bağlamda uygun değildir. Yani, A şıkkı doğru cevap olamaz.
Bu soruda, Amasya Genelgesi’nde alınan kararlarla ilgili yapılan yorumlardan hangisinin yanlış olduğu sorulmaktadır. Amasya Genelgesi’nin kararlarını ve bunlarla ilgili yorumları inceleyelim:
Amasya Genelgesi Kararları:
- Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.
- İstanbul Hükümeti, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirememektedir.
- Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
- Toplanacak olan Sivas Kongresi’nin millî bir sır hâlinde tutulması ve temsilcilerin, kendilerini tanıtmadan seyahat etmeleri gerekmektedir.
Yorumlar:
-
A) 1. ve 2. madde Millî Mücadele’nin gereksizidir.
- Yanlış. Bu maddeler, Millî Mücadele’nin neden gerekli olduğunu açık bir şekilde ortaya koyar. Dolayısıyla bu yorum yanlıştır.
-
B) 3. madde ile Kurtuluş Savaşı’nın yöntemi belirlenmiştir.
- Doğru. 3. madde, bağımsızlık mücadelesinin halkın azim ve kararıyla yürütüleceğini işaret eder, dolayısıyla savaşın yöntemini tarif etmektedir.
-
C) 4. madde delegelerin ve kongrenin güvenliğini sağlama amacına yöneliktir.
- Doğru. 4. madde, temsilcilerin güvenliğini ve kongrenin gizliliğini sağlama amacı taşımaktadır.
-
D) 3. madde ile Osmanlı yönetim anlayışının değiştirilmesi amaçlanmıştır.
- Doğru değil. 3. madde, milletin kendi kaderini belirlemesi gerektiğini ifade eder, ancak doğrudan Osmanlı yönetimini değiştirme gibi bir amaç belirtmez.
Yanlış Yorum:
A şıkkı: 1. ve 2. madde Millî Mücadele’nin gereksiz olduğunu belirtmek, metnin genel bağlamına aykırıdır. Bu nedenle, bu şık yanlıştır.
Metin, Mustafa Kemal Atatürk’ün Amasyalılarla yaptığı bir konuşmayı ve o dönemdeki mücadele ruhunu anlatmakta. Verilen anekdota dayanarak yapılacak yorumlardan hangisine ulaşılamayacağını bulmamız gerekiyor.
Metinden Çıkarılabilecek Temel Kavramlar:
- Birlik ve Beraberlik: Atatürk’ün sözlerine göre, Amasyalılarla birlikte aziz vatanın korunması için hep beraber azami çabayı sergilemeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
- Mücadele: Bu kötü durumu aşmak ve milletin bağımsızlığını geri kazanmak için tüm güçlerini birleştirmeleri gerektiği mesajı verilmektedir.
- Direniş ve Bağımsızlık: Tüm memleketin seferber edilmesi gerektiğinden ve kendi kaderlerini kendi ellerine alma arzusundan bahsedilmektedir.
Şıklara Göre Analiz:
-
A) Birlik ve beraberlik içerisinde hareket edildiğine
- Doğru. Konuşmada birlik ve beraberlik vurgusu açıkça yapılmaktadır.
-
B) Osmanlı yönetiminin pasif bir tutum içinde bulunduğuna
- Bu yorum doğrudan çıkartılamayabilir çünkü metinde Osmanlı yönetiminin durumu üzerinde doğrudan bir vurgu yok. Ancak dönemin bağlamı düşünüldüğünde, genel olarak sıkça karşılaşılan bir yorumdur.
-
C) Millî Mücadele’nin ulusal egemenlik esasına dayandığına
- Doğru. “Kendi kaderlerimizi kendimiz tayin edeceğiz” şeklinde vurgu yapılması ulusal egemenliği işaret eder.
-
D) Mustafa Kemal ve halkın bağımsızlık duyguları ile hareket ettiğine
- Doğru. Konuşmanın genel tonu ve içeriği, bağımsızlık duygularıyla hareket edildiğini göstermektedir.
Sonuç:
B şıkkına doğrudan metinde bir vurgu yoktur. Metin, aslen birlik, beraberlik ve bağımsızlık konularını vurguladığından, Osmanlı yönetiminin pasif tutumu anekdottan çıkarılabilecek net bir yorum değildir. Dolayısıyla, doğru cevap B şıkkıdır.
Bu soruda, Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi’ndeki tutumuna dair çıkarımlar yapılması isteniyor. Metinde Mustafa Kemal’in seçimle belirlenen delegelerin kongreye katılmalarını vurguladığı belirtiliyor. Metindeki ifadelere dayanarak hangi yargılara ulaşılabileceğini inceleyelim:
Metin Özeti ve Çıkarımlar:
- Halihazırda belirli liderlerin kendi istekleri ile katılımına karşı çıkış: Mustafa Kemal, kongreye katılacak delegelerin seçimle belirlenmesi gerektiğini savunmuştur. Bu, halkın iradesini ve kararını önemsediğinin bir göstergesidir.
- Seçimle belirlenen kişilere vurgu: Seçimler, demokratik bir süreci ve halkın doğrudan etkin katılımını temsil eder, dolayısıyla kongrenin etkisini artıracak bir yaklaşımdır.
- Halkın güvenini kazanmış kişilerin katılımı: Bu vurgu, halkın güvenini taşıyan ve liderlik vasıflarına sahip kişilerin kongreye katkıda bulunmasının önemini ifade eder. Ancak azınlıkların katılımına dair bir vurgu yoktur.
Şıklara Göre Analiz:
-
I. Halkın kararına saygı duymuştur.
- Evet. Mustafa Kemal’in seçimle delegelerin belirlenmesini istemesi, halkın iradesine ve kararına duyduğu saygıyı gösterir.
-
II. Kongrenin etkisini artırmaya çalışmıştır.
- Evet. Seçimle belirlenen delegelerin liderlik vasfı taşımaları, kongrenin etki gücünü artırır ve daha temsilci bir yapıya ulaşmasını sağlar.
-
III. Azınlıkların kongreye katılım sağlamasını istemiştir.
- Hayır. Metinde azınlıkların katılımına dair bir vurgu yoktur.
Sonuç:
Mustafa Kemal’in bu tutumu ile ilgili olarak I ve II numaralı yargılara ulaşılabilir. Bu sebeple doğru cevap B şıkkıdır.
Bu soruda, Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun içeriği ve amacı üzerinden bir çıkarım yapılması isteniyor. Metinde kanunun getirdiği cezalar ve süreçler açıklanmakta. Verilen bilgilere göre hangi ifadeye ulaşılamayacağını tespit etmeliyiz.
Madde Özeti ve Kanunun Amacı:
- İsyan ve İhanet: Büyük Millet Meclisi’ne karşı isyan teşebbüsü veya vatan hainliğinde bulunanlar ağır cezalarla karşılaşıyor. (Madde 1 ve 2)
- Cezai Yaptırımlar: Vaaz ve propaganda yoluyla vatana karşı kışkırtıcılık yapanlar da cezalandırılıyor. (Madde 3)
- Hızlı Yargılama Süreci: Vatan hainliği suçlamasıyla sanıkların yargılanması en fazla 24 saat içinde sonlandırılıyor ve karara bağlanıyor. (Madde 7)
- Başka İtiraz Yolu Yok: Verilen karara itiraz başka bir kurum ya da mahkemeye yapılamıyor. (Madde 6)
Şıkların İncelenmesi:
-
A) Büyük Millet Meclisi kendi varlığını korumak istemiştir.
- Doğru. Meclise karşı başlayan ayaklanmalar temelinde bu kanun çıkarılmıştır.
-
B) İsyan hareketlerini önleme amacı taşımaktadır.
- Doğru. Kanunun amacı, isyan ve ihanet girişimlerini hızlı ve etkin bir şekilde önlemektir.
-
C) Yargılama sürecinin hızlı işleneceği belirtilmiştir.
- Doğru. Vatan hainleri için yargılama sürecinin 24 saat içinde tamamlanacağı belirtilmiştir.
-
D) Yaptıkları eylemle ilgili olarak başka mahkemeye başvurama şansı verilmiştir.
- Yanlış. Metinde başka bir mahkeme veya kuruma başvurma şansının olmadığı belirtilmiştir.
Sonuç:
Kanunun içeriğine dayanarak ulaşılamayacak ifade D şıkkıdır çünkü gerçekte, karara başka bir mahkeme veya kuruma itiraz etme hakkı bulunmamaktadır. Doğru cevap D şıkkıdır.
Bu soruda, Mustafa Kemal’in belirttiği ifadelerin hangi ayaklanma ile ilgili olduğunu tespit etmemiz isteniyor. Metindeki ifadelere bakalım:
Metin Analizi:
-
“Asi” olarak nitelendirilen bir grup: Metinde, bölgede bulunan bazı kişilerin devlete karşı geldiği ve bunun üzerine ordunun müdahale etmek zorunda kaldığı bir durumdan söz ediliyor.
-
Devlete bağlı olan insanlar ve düşmanlık: Devlete bağlı olan aşiret mensuplarının varlığına rağmen, bu bölgede belirli çatışmalar yaşandığı anlatılıyor.
Şıklara Göre İnceleme:
-
A) Pontus Ayaklanması
- Pontus Ayaklanması, genellikle Karadeniz bölgesindeki Rumların bağımsız bir devlet kurma amacıyla yaptıkları bir isyan olarak bilinir. Bu ayaklanmanın bağlamı metinde anlatılandan farklıdır ve doğrudan bu konuda bir ifade yer almamaktadır.
-
B) Ali Batı Ayaklanması
- Ali Batı Ayaklanması, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, devletin otoritesini sarsmayı amaçlayan ve Kürt aşiret mensuplarının yer aldığı bir isyan hareketidir. Bu, metinde belirtilen “asi” ve aşiret konusuna daha yakındır.
-
C) Milli Aşireti Ayaklanması
- Milli Aşireti Ayaklanması, yine Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, devlet otoritesine karşı gelen aşiret mensuplarının içinde bulunduğu bir başkaldırıdır. Metinle benzerlik gösterir.
-
D) Çapanoğulları Ayaklanması
- Çapanoğulları Ayaklanması, İç Anadolu Bölgesi’nde meydana gelen, daha ziyade yerel bir aileye dayalı bir isyandır ve aşiret unsurundan bahsedilmez.
Sonuç:
Metinde geçen ifadeler, devlete karşı gelen, ama aynı zamanda içinde devlete bağlı aşiret mensuplarının da bulunduğu bir ayaklanmayı işaret etmektedir. Bu bağlamda, C) Milli Aşireti Ayaklanması ifadesi en uygun eşleşmedir. Doğru cevap ise C şıkkıdır.
Metne göre, Sevr Antlaşması’nın içerdiği hükümlerin hangisine ulaşamayacağımız soruluyor. Metni ve seçenecekleri inceleyelim:
Metin Analizi:
- Sevr Antlaşması: Türkiye için bölgesele ve ulusal sınırlar açısından çok ağır ve haksız bir antlaşmadır.
- Mustafa Kemal Atatürk’ün Sözü: “Sevr Antlaşması bir hüküm ifade etmez. Onu biz tanımadık.” Bu ifade, Türkiye’nin bu antlaşmayı kabul etmediğini ve yürürlüğe girmediğini göstermektedir.
Şıkların İncelenmesi:
-
A) Yunanistan’ın İzmir’i alacağı öngörülmüştür.
- Doğru. Sevr Antlaşması ile İzmir ve civarının Yunanistan’a verilmesi planlanmıştır.
-
B) Anadolu toprakları üzerinde farklı devletlere yer verilmek istenmiştir.
- Doğru. Sevr Antlaşması, Doğu Anadolu’da bir Ermenistan ve Kürdistan devletinin kurulmasını da öngörüyordu ve bu durum Türkiye üzerinde bölgesel kayıplara sebep oluyordu.
-
C) Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.
- Sevr Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi Osmanlı’nın fiilen sona ermesine neden olacak bir durum yaratmıştır. Ancak, Sevr Antlaşması hiçbir zaman tam olarak uygulanmamıştır ve bu nedenle doğrudan “fiilen sona ermiştir” ifadesi tam olarak doğru değildir.
-
D) Türk ordusu büyük ölçüde tasfiye olunacaktır.
- Doğru. Sevr şartları, Türk ordusunun ciddi biçimde küçültülmesini öngörüyordu.
Sonuç:
Metinde ve verilen bilgilerde, Sevr Antlaşması’nın yürürlükte olmadığı ve Türkiye tarafından tanınmadığına vurgu yapılmaktadır. Bu bağlamda doğru ve yanlış olduklarını değerlendirdiğimizde, Sevr Antlaşması’nın hükümlerinin fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle C şıkkına kesin bir şekilde ulaşılamaz. Doğru cevap C şıkkıdır.