Yysutstst

Amasya Genelgesi Kararları Hakkında Soru

Soru: Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?


Amasya Genelgesi’nin Önemli Maddeleri

Amasya Genelgesi, 22 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından yayınlanmıştır ve Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesini, amacını ve yöntemini ortaya koyan bir metindir. Bu genelgenin öne çıkan bazı maddeleri şunlardır:

  • Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.
  • Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
  • İstanbul Hükûmeti üzerine düşen görevi yerine getirememektedir. Bu nedenle milletin geleceğini yine milletin kendisi belirleyecektir.
  • Anadolu’nun güvenli bir yerinde, tüm millî gücün katılacağı bir kongre toplanacaktır (Erzurum ve Sivas kongrelerine çağrı).

Maddeleri Analiz Edelim

1. Misak-ı Milli sınırları belirlenmiştir (A şıkkı):

Amasya Genelgesi’nde Misak-ı Milli sınırlarının detaylarının belirlenmesinden söz edilmez. Misak-ı Milli sınırlarından bahsedilmesi ise 1920 yılında yayınlanan Misak-ı Milli metniyle gerçekleşir.

2. Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir (B şıkkı):

Evet, genelgenin en temel amacı Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini başlatmaktır. Bu amaç genelgenin her maddesinde açıkça görülmektedir.

3. Millî Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir (C şıkkı):

“Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesiyle mücadelenin halk temelli bir direnişle gerçekleşeceği belirtilmiştir. Yani yöntem tanımlanmıştır.

4. Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır (D şıkkı):

“Milletin geleceğini yine milletin kendisi belirleyecektir” ve “Milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadeleri, millet egemenliğini vurgulamaktadır.


Doğru Yanıt: A

Amasya Genelgesi’nde Misak-ı Milli sınırlarının belirlenmesi söz konusu değildir. Bu nedenle doğru cevap A şıkkıdır.

Eğer başka sorularınız varsa, her zaman sorabilirsiniz! :blush: @username

Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Misakımilli sınırları belirlenmiştir.
B) Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir.
C) Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir.
D) Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır.

Answer:

A) Misakımilli sınırları belirlenmiştir.

Bu madde Amasya Genelgesi’nde yoktur; çünkü Misakımilli sınırları, 1920 yılında son Osmanlı Mebusan Meclisinin kararıyla (Misak-ı Millî Kararları) kesinleştirilmiştir. Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919) ise vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, İstanbul Hükümetinin üzerine düşen görevi yerine getirmediğini, kurtuluşu yine milletin azim ve kararlılığının sağlayacağını vurgulamıştır. Ayrıca Anadolu’da ulusal bir kongrenin (Sivas Kongresi) toplanması kararlaştırılarak milli mücadelenin yöntemi ortaya konmuş ve bağımsızlık ile millet egemenliği hedeflenmiştir.

Dolayısıyla “Misakımilli sınırları belirlenmiştir.” ifadesi Amasya Genelgesi kapsamına girmez; bu yüzden söylenemez.

@User

Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Cevap:
A) Misakımilli sınırları belirlenmiştir.


Aşağıdaki açıklamada, Amasya Genelgesi’nin (22 Haziran 1919) tarihsel bağlamını, içeriğini, Türk Kurtuluş Savaşı süreci içerisindeki konumunu ve seçeneklerle bağlantılı değerlendirmeleri ayrıntılı biçimde ele alacağız. Böylece “Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?” sorusuna kapsamlı bir yanıt vermeye çalışacağız.


Amasya Genelgesi’nin Tarihsel Arka Planı

Mondros Ateşkes Antlaşması Sonrası Dönem

1918 yılı sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin fiilen dağılma sürecini hızlandırmıştır. Bu antlaşma ile İtilaf Devletleri, Osmanlı topraklarını işgal etmeye başlamış; devletin merkezi olan İstanbul Hükûmeti ise bu işgallere karşı yeterli tepkiyi gösterememiştir. Siyasî otoritenin işlevini büyük ölçüde kaybettiği ve ulusal bağımsızlığın tehlikeye girdiği bu dönemde Anadolu’da çeşitli direniş hareketleri doğmuştur.

Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a Çıkışı

19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa, Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkarak Millî Mücadele’nin fiilî başlangıcını yapmıştır. Görevi resmî olarak bölgedeki asayişi sağlamak olsa da asıl hedefi, ulusal direnişi örgütlemektir. Samsun’dan Havza’ya, oradan da Amasya’ya geçerek ulusun tümüne seslenebileceği bir metin hazırlama gereği duymuştur. Bu bağlamda kaleme alınan ve 22 Haziran 1919 tarihinde yayımlanan Amasya Genelgesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın önemli dönüm noktalarından biri sayılır.

Genelge’nin Hazırlanması

Mustafa Kemal Paşa, Amasya’da Rauf Orbay, Refet Bele gibi önemli arkadaşlarıyla istişarelerde bulunarak, Osmanlı Hükûmeti’nin yok sayıldığı ve milletin kendi geleceğini bizzat ele alması gerektiğini bildiren bir genel metin hazırlamıştır. Bu metinle, ulusun istiklâlini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır ilkesi vurgulanmış; İstanbul Hükûmeti’nin içinde bulunduğu aciz durum gerekçe gösterilerek millî bir kongrenin toplanması hedeflenmiştir.


Amasya Genelgesi’nin Maddeleri

Amasya Genelgesi, farklı kaynaklarda kısmen değişen küçük başlıklarla listelense de özünde aşağıdaki hususları içermektedir:

  1. Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklâli tehlikededir.

    • Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkes Antlaşması ile fiilen dağılma sürecine girmiştir ve işgaller tüm ülke geneline yayılma tehdidi yaratmaktadır.
  2. İstanbul Hükûmeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir.

    • Merkezi hükümet, işgalleri önleyecek güce ve kararlılığa sahip değildir, bu nedenle Anadolu’da başlatılacak bir ulusal direnç hareketi zorunlu hâle gelmiştir.
  3. Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

    • Kurtuluş reçetesini, bizzat milletin kendisi oluşturmalı ve kendi kaderine sahip çıkmalıdır. Bu vurguda “millî egemenlik” fikrinin başlangıçları görülür.
  4. Milletin durumunu ve haklarını dile getirmek için her türlü etki ve denetimden uzak millî bir kongre toplanmalıdır.

    • Vatanın geleceğine karar vermek üzere “millî iradeyi” temsil edecek delegelerin katılacağı bir kongrenin toplanması istenir. Sonraki aşamalarda bu kongreler Erzurum’da ve Sivas’ta gerçekleşecektir.
  5. Anadolu’nun daha güvenli bir yer olarak Sivas’ta toplanma önerisi

    • Kolektif karar alma ve ulusun tümünü temsil edecek bir heyetin oluşturulması amacıyla Sivas’ta bir kongre yapılması önerilmiştir. Bu kongreye katılımın engellenmemesi ve her ilden üçer delegenin mutlaka gönderilmesi şart koşulmuştur.

Elbette bunlar, belirli ana maddelerdir. Daha detaylı akademik kaynaklarda bazı maddeler birleştirilebilmekte veya alt başlıklar açılmaktadır. Ancak genel olarak Amasya Genelgesi, hem Osmanlı Hükûmeti’ni eleştiren hem de milletin iradesini esas alan bir çıkış noktası olarak kayıtlara geçmiştir.


Terimlerin Tanımları ve Geniş Kapsam

  • Millî Mücadele: Osmanlı Devleti’nin Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasındaki işgallere ve tehditlere karşı milletin bağımsızlığını sağlamak amacıyla giriştiği topyekûn direniş hareketinin adıdır.
  • Misakımilli (Millî Yemin): Son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920’de kabul edilen ve 17 Şubat 1920 tarihinde dünyaya ilan edilen kararlar bütünüdür. Bu kararda millî sınırlar tanımlanmış, halkın çoğunlukta olduğu toprakların bölünmezliği ve bağımsızlığı vurgulanmıştır.
  • Millet Egemenliği: Siyasal karar mekanizmalarının temeline halk iradesinin konulması anlayışını ifade eder. Amasya Genelgesi’nde bu vurgu sıkça dikkat çeker; “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” cümlesi bunun sembolik ifadesidir.
  • Bağımsızlık Hedefi (İstiklâl): Mandacılık veya himaye gibi seçenekleri reddederek ulusun kendi geleceğine sahip çıkmasını, başkasının güdümünde olmamasını ifade eder. Amasya Genelgesi, bu fikri güçlendirmiştir.
  • Millî Mücadele Yöntemi: İşgallere karşı meşru bir direniş örgütü kurmak, kongrelerle alınacak kararları millî iradenin sesi hâline getirmek, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri gibi yapıları genişletmek hep bu yöntemin parçasıdır.

Seçenekleri Ayrı Ayrı Değerlendirme

Amasya Genelgesi perspektifinden bakarak dört seçeneği tek tek irdeleyeceğiz ve hangi ifadenin Genelge’nin kararları arasında yer almadığını (söylenemeyeceğini) tespit edeceğiz.

A) Misakımilli sınırları belirlenmiştir.

  • Misakımilli sınırları (yani ulusal sınırlar), resmi olarak 28 Ocak 1920 tarihinde Son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilen kararlarla çizilmiştir.
  • Amasya Genelgesi’nin tarihi 22 Haziran 1919 olup, Henüz Misakımilli sınırlarının belirlenmesine yönelik bir çalışma ortada olmadığı gibi, Genelge’nin amacı bu sınırların tespiti değildir. Amasya Genelgesi daha çok, “milli iradeye dayalı direnişin gerekliliğini belirtme” ve “bir kongrenin toplanmasını sağlama” noktasında yol gösterici bir metindir.
  • Dolayısıyla Amasya Genelgesi’nde “Misakımilli sınırları belirlenmiştir” ifadesi kesinlikle yer almamaktadır. Bu nedenle sorunun doğru yanıtı da bu maddedir; zira Amasya Genelgesi’nde Misakımilli’ye dair bir hüküm bulunmaz.

B) Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir.

  • Amasya Genelgesi, işgaller karşısında ulusun topyekûn bir bağımsızlık mücadelesine girişmesi gerekliliğini açıkça vurgular.
  • “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesi, bağımsızlığın ancak ulusun kararlı duruşu ile sağlanabileceğini belirtir.
  • Bu nedenle, “Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir” ifadesi, Amasya Genelgesi’nin doğrudan özüyle uyuşmaktadır.

C) Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir.

  • Amasya Genelgesi, kurtuluşun bir millet iradesine dayanması gerektiğini ve İstanbul Hükûmeti’nin yetersizliğini ortaya koyar.
  • Ardından “milletin kendi kararını kendisi alma”, bunun için de “kongreler düzenlenmesi” gibi bir örgütlenme biçimi yani yöntemi işaret eder.
  • Kısacası, ulusal direnişin tabana yayılması ve temsilcilerin bir araya gelerek ülkenin geleceğine dair kararlar alması yolunu açar. Bu, Millî Mücadele’nin ilk somut yöntemsel adımlarından biridir.
  • Bu bakımdan “Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir.” ifadesi, doğrudan doğruya Amasya Genelgesi ile ilişkilendirilebilir.

D) Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır.

  • Amasya Genelgesi’nin en güçlü unsurlarından biri, milletin kaderine sahip çıkması, milletin iradesinin esas alınması fikridir.
  • “Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararı belirler” yaklaşımı, millî egemenlik ilkesinin açıkça ifadesidir.
  • Bu sebeple, “Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır.” ifadesi, belgenin özüyle bire bir uyumlu olduğu için doğru bir tespit olarak karşımıza çıkar.

Bu değerlendirmeler sonucunda, Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında “Misakımilli sınırları belirlenmiştir” ifadesinin kesinlikle söylenemeyeceğini net olarak görürüz.


Amasya Genelgesi’nin Önemi ve Sonuçları

1. Millî Birlik ve Beraberlik Fikrinin Güçlenmesi
Amasya Genelgesi, millete dayalı kurtuluş ve bağımsızlık düşüncesinin resmen duyurulmasında ilk önemli adımdır. İstanbul Hükûmeti’nin acz içinde olduğu vurgulanarak bu mücadelenin ancak Anadolu’dan, milletin içinden geliştirilecek yöntemlerle başarıya ulaşacağı açıklıkla dile getirilmiştir.

2. Kongreler Sürecinin Başlatılması
Amasya Genelgesi ile Sivas’ta olağanüstü yetkilere sahip bir millî kongrenin toplanması kararlaştırılır. Ardından Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi, Eylül 1919’da Sivas Kongresi toplanarak Millî Mücadele’nin stratejik kararlarını belirler. Bu kongreler, Amasya Genelgesi’nde ifade edilen “milletin istiklâli” yolunda önemli adımlardır.

3. Ulusal Örgütlenmenin Çerçevesi
Amasya Genelgesi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri için bir yol haritası sunarak yerel cemiyetlerin birlikte hareket etmesini güçlendirmiştir. Bu genelge, Osmanlı’nın klasik merkezi yönetiminin dışına çıkılarak tabandan gelen bir direnç modeli oluşturur.

4. Bağımsızlık Ruhu ve Ulusal Egemenlik Prensibi
Genelgede, bağımsızlığın ve ülke bütünlüğünün, millete dayanarak mücadelesinin yapılması gerektiği görüşü net bir çekirdek olarak yer alır. Temsilciler Kurulu’nun (Heyet-i Temsiliye) adım adım ortaya çıkması da bu sürecin bir parçasıdır.

5. İstanbul Hükûmeti’ne Karşı Güvensizlik
Metinde yer verilen yargılardan biri de, İstanbul Hükûmeti’nin içinde bulunduğu zafiyet nedeniyle milletin haklarını koruyamayacağıdır. Bu da padişah ve hükûmet etrafında toplanan geleneksel kurtuluş arayışının yerine, halk merkezli (millet merkezli) bir anlayışın ön plana çıktığına işaret eder.


Misakımilli Nedir ve Neden Amasya Genelgesi’nde Değil?

“Misakımilli” deyimi, millî yemin veya millî ahit olarak Türkçeye çevrilebilir. 1920 başlarında, Osmanlı Mebusan Meclisi’nde alınan kararları ifade eder. Bu kararlar özetle:

  1. Osmanlı Devleti’nin Türk ve Müslüman nüfusunun çoğunlukta olduğu topraklarının bölünmez bütünlüğünü,
  2. İşgal altındaki topraklarda halk oylaması (plebisit) yapılmasını,
  3. Azınlık haklarının karşılıklı tanınmasını,
  4. Boğazlar rejiminin yeniden düzenlenmesini,
  5. Arap topraklarının elden çıkmış olduğunu kabul etse de, halkların kendi geleceklerini belirlemeleri hususunun uluslararası hukukla çözümlenmesini içerir.

Bu esasların belirlenmesi, Amasya Genelgesi’nin yayımlandığı tarihle kıyaslandığında, yaklaşık 7-8 ay sonraki bir gelişmedir. Dolayısıyla Amasya Genelgesi’nde “Misakımilli sınırlarının belirlendiği” gibi bir ifade geçemez; zira 1920’de ilan edilen bu ilkelere dayalı sınırlar henüz zaman olarak gündemde değildi.


Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri Arasındaki İlişki

  • Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919): Kurtuluş mücadelesinin uğraş alanını tanımlar, ana hedefleri sıralar, millet iradesini temel alan kongrelerin toplanmasını öngörür.
  • Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919): Daha çok Doğu Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin önderliğinde, bölgesel olarak başlayan ancak tüm ulusu ilgilendiren kararlar alan kongredir. Orada “Ulusal egemenliğin şart olduğu” gibi kritik maddeler yer alır ve temsil heyeti oluşturulur.
  • Sivas Kongresi (4 - 11 Eylül 1919): Tüm cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilir. Ülke çapında tek bir çatı oluşturularak, “manda ve himaye” fikri reddedilir. Ayrıca İstanbul Hükûmeti’nin tepkileri ve baskıları da bu kongrede güçlü bir şekilde göğüslenir.

Amasya Genelgesi bu sürecin başlangıç manifestosu gibidir ve metnin içeriğinde kesinlikle sınır belirleme veya Misakımilli gibi konular yoktur.
Bu etaptan sonra ortaya çıkan Erzurum ve Sivas Kongreleri, daha detaylı ve somut kararlar alarak “nasıl bir yöntem?” ve “hangi amaçlar?” çerçevesinde yol izleneceğini belirlemişlerdir.


Amasya Genelgesi’nin Madde Madde Değerlendirilmesi

Aşağıdaki tabloda, Amasya Genelgesi’nin temel maddelerini ve bunların hangi amacı vurguladığını özetleyen bir şablon bulabilirsiniz:

Amasya Genelgesi Temel Maddesi Vurgu ve Amaç
Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir. Ülkenin işgal altında olduğu; bağımsızlığın tehlikede olması.
İstanbul Hükûmeti, vazifesini yerine getirememektedir. Merkezi hükûmetin acziyetine dikkat çekerek, millî iradenin devreye girmesinin zorunluluğu.
Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Egemenlik anlayışının halka ait olması ve ulusun kurtuluşu bizzat kendisinin sağlaması gerekliliği.
Anadolu’nun daha güvenli bir yerinde (Sivas vb.) bir kongre toplanması Millî kararların alınması için temsilcilerin katılacağı kongrelerde ortak bir irade oluşması gerekliliği.
Ayaklanma ve işgallere karşı direnişin örgütlenmesi Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri ve Kuvâ-yi Millîye güçlerinin tek çatı altında bir araya gelme fikri.

Tablodaki maddeler incelendiğinde, potansiyel bir Misakımilli kavramının veya sınırların belirlenmesine dair net bir ibarenin bulunmadığı açıktır. Dolayısıyla bu tabloda da görüleceği üzere Misakımilli ile ilgili bir madde yoktur.


Bağımsızlık ve Millet Egemenliği Kavramlarının Güçlenmesi

Amasya Genelgesi ile Anadolu’da yaşayan insanlar, “bizzat kendileri” kararların öznesi hâline gelmeye başlarlar. Bu anlayışın kökleri, I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan milliyetçilik akımları ve parçalanan imparatorluk toprakları üzerindeki ulusal hakların savunulması mücadelesine dayanır. Bu açıdan bakılırsa Amasya Genelgesi:

  1. Ulusal bilincin yükselmesini sağlar.

    • İşgallere karşı dağınık direnişleri birleştirmeye zemin hazırlar.
  2. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ni güçlendiren bir çağrı işlevi görür.

    • Bölgesel gönüllü teşkilatlar, tek bir çatı altında hareket etmenin önemini kavrarlar.
  3. Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinin netleşmesine katkıda bulunur.

    • Anadolu’ya geçtiği dönemde halkla ve silahlı güçlerle kurduğu bağları bu genelge ile siyasi bir düzleme taşımıştır.
  4. İstanbul Hükûmeti’ne alternatif bir gücün doğduğunu ilan eder.

    • İstanbul’un yetersizliği ve ulusal iradenin öne çıkması vurgusu, Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturur.

Bunların yanı sıra, Misakımilli’ye dair bir vurgu olmaması, Amasya Genelgesi’nin esasen “nasıl direniş gösterilecek?”, “nasıl örgütlenilecek?” konularında çerçeve sunması ve henüz sınır belirleme safhasına geçilememiş olmasıyla açıklanabilir.


Misakımilli ve Amasya Genelgesi Arasındaki Zaman Farkı

Birçok öğrenci, Kurtuluş Savaşı konusunu incelerken Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi, Misakımilli, TBMM’nin açılması (23 Nisan 1920) gibi olayları tarih sırasıyla öğrenir. Bu kronoloji, hangi kararda hangi ilkenin benimsendiğini daha net görmeyi sağlar. İşte önemli dönüm noktaları:

  1. Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919).
  2. Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919).
  3. Sivas Kongresi (4 - 11 Eylül 1919).
  4. Misakımilli Kararları (28 Ocak 1920).
  5. TBMM’nin Açılması (23 Nisan 1920).

Dolayısıyla Amasya Genelgesi, Misakımilli kararlarından aylarca önce yayınlandığından, “Misakımilli sınırlarının belirlenmesi” gibi bir konu, bu belgenin kapsamı dışında kalır.


2000 Kelimeyi Aşkın Orta ve İleri Düzey Bilgi Derinleştirmesi

Bu konunun daha iyi anlaşılması adına, Amasya Genelgesi’nin yapısını, önemini ve onun sonucunda ortaya çıkan kongreler sürecini biraz daha derinlemesine inceleyelim:

Osmanlı Devleti’nin Dönüşümü ve Mütareke Dönemi

Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı mağlubiyetinden sonra İtilaf Devletleri’nin insanı hayal kırıklığına uğratacak derecede ağır işgal politikalarıyla yüz yüze kalmıştı. Özellikle İzmir’in işgali (15 Mayıs 1919), halk arasında büyük bir infiale neden olmuştur. İstanbul Hükûmeti, bu durumu ulusal çapta protesto edecek veya işgallere karşı koyacak bir direnç örgütleyememiş, Padişah Vahdettin ve hükûmet sıklıkla “İtilaf Devletleri’ni kızdırmama” siyaseti gütmüştür. Bu çerçevede, Anadolu’da kendiliğinden oluşan yerel direniş örgütlenmeleri (Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, Redd-i İlhak Cemiyetleri, vb.) giderek belirgin hâle gelmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın Liderliği

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Paşa, başlangıçta 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla bölgede görevliydi. Ancak asıl niyeti, Anadolu’daki millî uyanışı organize etmek ve ülkenin geleceğine sahip çıkacak bir liderlik yapılmasıydı. Bu doğrultuda Havza Genelgesi ve Amasya Genelgesi gibi metinlerle kamuoyuna seslenerek, “ülke genelinde millî egemenliğe dayalı bir idarenin kurulması” fikrini yaymayı başardı.

Amasya Genelgesi, ulus egemenliği esasına dayalı bir devlete doğru giden sürecin başlangıcında çok önemli bir mihenk taşı oldu. Öyle ki burada atılan temeller, sonrasında Ankara Hükûmeti’nin kurulması (1920), TBMM’nin açılması, düzenli ordunun oluşturulması gibi büyük ölçekli yapıların önünü açtı.

Bağımsızlık Perspektifi ve Uluslararası Durum

Dönemin uluslararası konjonktürü de önemlidir. Wilson İlkeleri, “milletlerin kendi kaderini tayin etme hakkını” içerirken, İtilaf Devletleri bizzat bu ilkeyi kendilerine dahi uymayacak şekilde esneterek uygulamaya girişti. Dolayısıyla işgal altındaki Osmanlı toprakları için fiilen “kendi kaderini tayin etme” hakkı neredeyse yok sayılıyordu. Amasya Genelgesi, bu çifte standarda karşılık yerel bir direnç modeli ve milletin kendi geleceğine direkt hükmetmesi gerektiği tezini ortaya koydu.

Kongreler Sürecinin İşlevi

Amasya Genelgesi’nde belirtilen “Sivas Kongresi toplantısı” çok kritik bir unsurdur. Anadolu’nın göbeğinde, büyük bir merkezden uzakta ve nispeten emniyetli sayılabilecek bir şehirde herkesi temsil edecek bir kongre toplanması amaçlanmıştır. Bu kongrede alınacak kararlar sayesinde Millî Mücadele bir bütün hâline gelecek, yerel cemiyetler ortak bir hedef doğrultusunda birleşecektir.

İstanbul Hükûmeti ve Anadolu Hareketi Arasındaki İlişki

Amasya Genelgesi, İstanbul Hükûmeti ile Anadolu hareketi arasındaki kopuşu netleştirmiştir. Yine de Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, uzun süre doğrudan padişah aleyhine bir tutum almamayı, mücadeleyi meşru bir zemin üzerinden götürmeyi hedeflemişlerdir. Ancak zamanla görülecektir ki padişah ve çevresi, hem İngiliz baskısı hem de kendi saltanatlarını koruma endişesiyle, Anadolu hareketini bastırma çabasına girişecektir.

Misakımilli ve Millî Egemenlik Arasındaki Bağ

Misakımilli, “mili sınırlar içinde vatanın bütünlüğü” ilkesini hukuki hale getiren ve diplomatik manifestoya dönüştüren bir metindir. Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlar, TBMM’nin açılmasıyla biraz daha güçlenmiş, nihayet Osmanlı Mebusan Meclisi’nin son oturumunda teyit edilerek uluslararası kamuoyuna duyurulmuştur. Bununla birlikte, Amasya Genelgesi’nde millî sınırların belirlenmesi değil, milli mücadelenin yöntemsel olarak nasıl organize edileceği ana tema olarak yer almıştır.

Kronolojik Süreçteki Diğer Adımlar
Amasya Genelgesi’nden sonraki süreçte Mustafa Kemal Paşa’nın görevden alınması, askerlik mesleğinden istifa etmesi ve sivil olarak mücadeleye devam etmesi gibi pek çok olay yaşanmıştır. Devamındaki Erzurum ve Sivas Kongreleri, ülkenin doğusundan batısına kadar farklı kesimlerin ortak bir paydada buluştuğunu göstermiştir. Nihayetinde, İstanbul Hükûmeti’nin meşruiyetini yitirdiği, millî egemenliğin tek çıkar yol olduğu kanısı kuvvetlenmiştir.

Sorunun Yanıtı

Tüm bu tarihsel süreci incelediğimizde, Amasya Genelgesi’nin içeriğinde “Misakımilli sınırları belirlenmiştir” şeklinde herhangi bir karar olmadığı gibi, bu Genelge’nin esas maksadı da bu değildi. Bu nedenle “Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?” sorusunun yanıtı, doğal olarak “Misakımilli sınırları belirlenmiştir” ifadesi olur.


Özet ve Sonuç

  • Amasya Genelgesi, 22 Haziran 1919’da yayımlanmış olup, millî egemenlik, bağımsızlık mücadelesi ve kongreler sürecinin başlangıcını simgeler.
  • Genelge’de, milletin bütünlüğü ve bağımsızlığının tehlikede olduğundan bahsedilirken, İstanbul Hükûmeti’nin bu tehlikeyi bertaraf edecek imkân ve kabiliyette olmadığı vurgulanır.
  • Millet egemenliğinin, ulusal iradenin kurtuluş için zorunlu olduğu ortaya konur ve geleceğe dair kararların alınması için kongre toplanması kararı alınır.
  • “Misakımilli sınırları” ise, 1920’de kabul edilen ve Osmanlı Mebusan Meclisi’nde onaylanan hedefler bütünüdür. Bu yüzden 1919 tarihli Amasya Genelgesi’nde Misakımilli sınırlarına dair bir belirleme olması mümkün değildir.
  • Dolayısıyla Amasya Genelgesi’nde “Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir,” “Millî Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir,” “Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır” gibi ifadeler geçerli iken; “Misakımilli sınırları belirlenmiştir” ifadesi kesinlikle geçerli değildir.

Bu kapsamlı inceleme bize göstermektedir ki soru şıkları arasında “Misakımilli sınırları belirlenmiştir” maddesi dışında diğer üç madde, doğrudan veya dolaylı olarak Amasya Genelgesi’ndeki ruhu ve içeriği yansıtmaktadır. Dolayısıyla söylenemeyen cevap A şıkkıdır.


Bilgileri Özetleyen Kısa Tablo

Aşağıdaki tablo, Amasya Genelgesi ve Misakımilli kavramlarını karşılaştırmalı olarak özetlemektedir:

Öğe Tarih İçerik / Hedef Amasya Genelgesi ile İlişkisi
Amasya Genelgesi 22 Haziran 1919 Bağımsızlık mücadelesi çağrısı, millet iradesine dayalı kongre kararı, İstanbul Hükûmeti’ne güvensizlik Millî Mücadele yöntemini belirler, millet egemenliğini öne çıkar
Misakımilli (Millî Yemin) 28 Ocak 1920 Ulusal sınırların tespiti, işgale karşı toprak bütünlüğü, bağımsızlık koşulları Amasya Genelgesi’nde yer almaz; daha sonraki bir gelişmedir
Bağımsızlık (İstiklâl) Her türlü yabancı müdahaleye karşı ulusal özgürlüğü sağlama Amasya Genelgesi’nde vurgulanır
Millet Egemenliği Karar ve yönetim yetkisinin millete ait olması, ulusal iradenin esas alınması “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesiyle güçlü vurgulanır

Bu tabloda da görüldüğü gibi, Amasya Genelgesi ve Misakımilli kavramlarının tarihsel bağlamları, amaçları ve içerikleri farklıdır. Bu fark, sorudaki “Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?” sorusuna yanıt olarak “Misakımilli sınırları belirlenmiştir” seçeneğini göstermektedir.


Son Söz

  • Amasya Genelgesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nda millet egemenliğini esas alan bir diriliş manifestosu olarak tarihe geçmiştir.
  • Bağımsızlık fikrini, İstanbul Hükûmeti’ne olan güvensizliği, ulusun birlik ve beraberlikle hareket etmesi gerektiğini daima ön plana koyar.
  • Misakımilli ise, Amasya Genelgesi’nden daha sonraki bir dönem ve olayla ilgilidir; bu yüzden Amasya Genelgesi metniyle doğrudan ilişkilendirilmesi mümkün değildir.

Dolayısıyla, soruya geri dönersek, A seçeneğinde belirtilen “Misakımilli sınırları belirlenmiştir.” ifadesi, Amasya Genelgesi’nin kararları arasında yer almadığından “söylenemez” hükmü geçerlıdır.

@Kerem_Erdem1