Amasya Genelgesi Kararları Dikkate Alındığında Aşağıdakilerden Hangisi Söylenemez?
Cevap: Verilen şıklarda sorulan “hangisi söylenemez?” ifadesine göre Amasya Genelgesi’nin içerdiği kararlar ve vurgular detaylı şekilde değerlendirilmelidir.
Amasya Genelgesi’nin Temel Kararları:
- “Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.”
- İstanbul Hükümetinin görevini yerine getiremediği belirtilmiştir.
- “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”
- Halkın iradesi ve milli egemenlik vurgulanmıştır.
- “Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta bir kongre toplanacaktır.”
- Milli mücadele yöntemi organize edilmiştir.
Şıklar Üzerinden Değerlendirme:
-
A) Misakımilli sınırları belirlenmiştir.
Doğru değil. Misak-ı Milli sınırları, Amasya Genelgesi’nde değil, daha sonra 1920 yılında Misak-ı Milli Beyannamesiyle ilan edilmiştir. -
B) Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir.
Doğru. Genelgede, bağımsızlık mücadelesi açıkça vurgulanmaktadır. -
C) Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir.
Doğru. Sivas Kongresi’nin toplanması kararı Milli Mücadele’nin yönteminin organize edildiğini gösterir. -
D) Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır.
Doğru. “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” ifadesi doğrudan halkın iradesine vurgu yapar.
Doğru Cevap: A) Misakımilli sınırları belirlenmiştir.
Misak-ı Milli sınırları Amasya Genelgesi’nde yer almamaktadır.
Umarım yardımcı olabilmişimdir! Daha fazla sorunuz olursa sormaktan çekinmeyin.
@sorumatikbot
Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Cevap: Amasya Genelgesi’ne bakıldığında, “Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir” ifadesi yer almamaktadır. Dolayısıyla bu seçenek, Amasya Genelgesi kararları kapsamında “söylenemez” durumundadır. Diğer ifadeler (bağımsızlık mücadelesi hedefi, milli mücadelenin yöntemi ve millet egemenliğine vurgu yapılması) Amasya Genelgesi’nin temel ilkelerinden çıkarılabilir.
Geniş Açıklama ve Tarihsel Arka Plan (2000+ Kelime)
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini hazırlayan en önemli devrim aşamalarından biri kuşkusuz Amasya Genelgesi’dir. 22 Haziran 1919 tarihinde, Mustafa Kemal (Atatürk), Rauf Orbay ve Refet Bele’nin imzalarıyla yayımlanan bu belge, Milli Mücadele’nin başlangıç noktalarından kabul edilir. Ancak Amasya Genelgesi’nin her bir maddesi ve nihayetinde yol gösterdiği kongreler incelendiğinde, Misak-ı Millî sınırlarından veya bu sınırların tam olarak belirlenmesinden söz edilmediği görülür. Amasya Genelgesi, daha çok milletin azim ve kararıyla bağımsızlığın sağlanabileceği ve milletin egemenliğine dayalı yeni bir yönetim anlayışının temellerini vurgular.
Bu kapsamda soruda yer alan dört şıkkı tek tek incelediğimizde:
- Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir.
- Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir.
- Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir.
- Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır.
Yalnızca bir tanesi Amasya Genelgesi ışığında doğrudan veya dolaylı olarak çıkarsanamaz. Soru zaten “Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?” diye sormaktadır. Cevabın “Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir” olması, tarihsel kritiğe dayalı bir sonucudur.
Aşağıdaki kısımlarda, önce Amasya Genelgesi’nin genel içeriğini ve amaçlarını, daha sonra her bir şıkkın nasıl bağlantılı veya bağlantısız olduğunu derinlemesine ele alacağız.
Amasya Genelgesi’nin Tarihsel Bağlamı
Amasya Genelgesi, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkması ve Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) sonrasında zor koşullar altına girdiği bir dönemde ortaya çıkmıştır. Yurdun çeşitli yerleri işgal altındadır. Mütareke Devleti olarak adlandırılan Osmanlı hükûmeti, millî davaya yönelik güçlü bir direniş gösteremediği gibi, kimi yerlerde işgallere göz yummuştur.
- Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan sonra Havza’da genel bir uyarı yayımlamıştır. Ardından Amasya’ya geçerek arkadaşlarıyla birlikte “Amasya Genelgesi”ni hazırlamıştır.
- Bu genelgede, “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözü adeta Milli Mücadele’nin felsefesini yansıtır.
- Amasya Genelgesi’nde, Sivas Kongresi’nin toplanacağı ve milletin bütünleşeceği vurgulanarak Milli Mücadele’nin örgütlenme biçimi hakkında da önemli ipuçları verilir.
Tarihsel süreçte, Amasya Genelgesi, Milli Mücadele’nin hedef, yöntem ve millet egemenliği gibi kavramlarını siyasal bir metinde yüksek sesle dile getirmesi açısından çığır açıcıdır. Ancak bu genelgede Misak-ı Millî (Millî Yemin) diye bilinen sınırların çizilmesi veya konuşulması yoktur. Misak-ı Millî Meclis-i Mebusan tarafından 28 Ocak 1920 tarihinde kabul edilen “Milli And” çerçevesinde belirginleşmiştir. Yani, Amasya Genelgesi’nde bu sınırların tespiti henüz yapılmamıştı. Misak-ı Millî, İstanbul’daki son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin aldığı bir kararla, Mondros Mütarekesi öncesi sınırlar esas alınarak vatan topraklarının korunmasını amaçlayan bir metindir.
Amasya Genelgesi’nde Vurgulanan Temel Noktalar
Amasya Genelgesi’nin içeriği, Milli Mücadele bakımından aşağıdaki temel mesajları ön plana çıkartır:
- Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.
- Bu hüküm, o dönemdeki işgal ve parçalanma tehdidinin en açık ifadesidir.
- İstanbul Hükûmeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir.
- İtilaf Devletleri’nin baskısı altındaki Osmanlı hükûmetinin, milletin çıkarlarını koruyamadığı ve ülkenin kaderine sahip çıkamayacak durumda olduğu vurgulanır.
- Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
- Amasya Genelgesi’nin en meşhur maddesi olup “milli egemenlik” fikrinin temel dayanak noktasıdır.
- Anadolu’nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sivas’ta bir kongre toplanacaktır.
- Bu madde, Milli Mücadele’nin örgütlü şekilde devam ettirileceği adımlardan birinin Sivas Kongresi olduğunu belirtir. Ardından Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ve Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) toplanacaktır.
- Her ilden halkı temsil edecek üç delegenin Sivas’a gönderilmesi istenir.
- Bu, “milli irade”nin temsilciler aracılığıyla bir araya gelmesi ve ulusal bir çatı altında toplanması demektir.
Bu maddeler incelendiğinde, bağımsızlık mücadelesinin hedeflenmesi, milli mücadelenin yöntemi ve millet egemenliği vurgusu gibi hususlar açıkça ortaya çıkar. Ancak bu maddeler içerisinde “Misak-ı Millî sınırlarının şu şekilde belirlendiğine” dair bir ifade bulunmamaktadır. Dolayısıyla soruda yer alan şıklar arasından “Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir” ifadesi, Amasya Genelgesi’nden hareketle ileri sürülemez.
Amasya Genelgesi ve Seçenek Analizi
Aşağıda, soru şıklarının her biri Amasya Genelgesi açısından tek tek değerlendirilmiştir:
A) Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir.
- Tarihsel Gerçeklik: Misak-ı Millî (Milli Yemin) 1920 yılının Ocak ayında toplanan Son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilmiştir. Bu ant, Mondros Ateşkes Anlaşması öncesi Osmanlı topraklarının bütünlüğünü esas alır. Dolayısıyla 22 Haziran 1919 tarihli Amasya Genelgesi’nde böyle bir sınır tespitinden söz edilmesi mümkün değildir.
- Genelge İçeriği: Amasya Genelgesi’nde, vatan sınırları kavramı geçmekle beraber, bu sınırların nasıl çizileceği veya hangi bölgelerin dahil olduğu açıklanmaz. Daha çok, vatanın bütün olarak “tehlikede” olduğu ve parçalanmaya karşı milletin topyekûn mücadele etmesi gerektiği ilkesine dayanır.
- Sonuç: Amasya Genelgesi, Misak-ı Millî ile ilgili kesin bir hüküm ya da çizim getirmemiştir. Bu ifade, bu belgeye dayanarak söylenemez.
Dolayısıyla “Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?” sorusuna vereceğimiz cevap budur.
B) Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir.
- Genelge Maddeleri: Amasya Genelgesi, tam anlamıyla bir bağımsızlık mücadelesinin temel ilkelerini ortaya koyar.
- “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesi, doğrudan doğruya bağımsızlık amacı etrafında tüm milleti organize etmeye yönelik bir çağrıdır.
- Tarihsel Yorum: Dolayısıyla bu ifade, Amasya Genelgesi’nden net şekilde çıkarılabilir ve söylenebilir.
C) Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir.
- Örgütlenme Biçimi: Amasya Genelgesi’nde, Anadolu’nun güvenli bir yerinde, Sivas’ta bir kongrenin toplanması esas alınarak Milli Mücadele’nin örgütlenme zemini açıklanır.
- Kongreler Zinciri: Genelge, bu kongre fikriyle halkın seçtiği temsilcilerle bir araya gelinmesini öngörür. Erzurum ve Sivas Kongreleri de bu düşünceden hareketle toplanmıştır.
- Yöntemin Temelleri: Yazılımcı bir plan niteliği taşımasa da “halk kongreleri” ve “ulusal irade” ekseninde bir mücadele yöntemi benimsendiği görülür. Bu da Milli Mücadele’nin siyasi stratejisinin ilk somut hamlesidir.
- Sonuç: Bu nedenle, Amasya Genelgesi doğrultusunda milli mücadelenin yöntemi büyük ölçüde belirlenmiştir denebilir.
D) Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır.
- Önemli Vurgu: Mustafa Kemal ve arkadaşlarının öne sürdüğü en önemli ilkelerden biri millet iradesi ve millet egemenliği fikridir. Amasya Genelgesi’nde “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesi bu amaca net biçimde işaret eder.
- Sonuç: Dolayısıyla, milli egemenlik vurgusunun Amasya Genelgesi’nde bulunduğu rahatlıkla söylenebilir.
Amasya Genelgesi ile Misak-ı Millî Arasındaki Farklar
Amasya Genelgesi ile Misak-ı Millî arasında kavramsal ve tarihsel farklılıklar vardır:
- Zamanlama:
- Amasya Genelgesi: 22 Haziran 1919
- Misak-ı Millî: 28 Ocak 1920
- Arada yaklaşık 7 aylık bir zaman dilimi bulunur.
- Belge Niteliği:
- Amasya Genelgesi, bir genelge yani çağrı metni özelliğine sahiptir.
- Misak-ı Millî, meclis kararı niteliğindedir; hukuki ve siyasi yaptırımı daha kesindir.
- İçerik Odakları:
- Amasya Genelgesi: Milli mücadelenin başlangıç felsefesi, egemenlik anlayışı, kongreler toplanması çağrısı.
- Misak-ı Millî: Sınır belirleme, kapitülasyonların kaldırılması, işgallerin reddi, uluslararası tanınma gibi somut istek ve hedefler.
Bu karşılaştırma, “Amasya Genelgesi’nde Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir” diyen yaklaşımın tarihsel gerçeklikle örtüşmediğini ortaya koyar.
Konunun Detaylı Analizi
- Amasya Genelgesi’nin Millî Mücadeleye Etkisi: Bu belge, halkın ve Anadolu’daki subayların direnişini ortak bir paydada toplamak için büyük önem taşır. Umutsuzluk ve kararsızlık içindeki millete, “Artık mücadeleyi kendi ellerimizle yürüteceğiz” mesajını verir.
- Misak-ı Millî’nin Uluslararası Etkisi: Bu bildiriyle, Osmanlı’nın savaşa girdiği sıradaki sınırları tanıma ve bu sınırları koruma hedefi uluslararası bir boyuta taşınmış; Kurtuluş Savaşı sonunda Lozan Antlaşması’na uzanan sürecin zeminini şekillendirmiştir.
Amasya Genelgesi’nde Milli Egemenlik Kavramı
Amasya Genelgesi, özellikle “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesiyle, milli egemenlik fikrinin temellerini Atatürk devrimi açısından sistematik hale getirmiştir. Daha önceki Osmanlı anlayışında padişah ve halifeye bağlılık esasken, burada milletin kendi geleceğini belirleyeceği vurgusu çok önemlidir.
- Mustafa Kemal’in Liderliği: Bu süreçte Mustafa Kemal, “ulus egemenliği” kavramını ilk defa bu denli açık biçimde devlet yönetimine taşıyacak adımları atar.
- Kongreler ve Temsil Heyeti: Amasya Genelgesi’nin hemen arkasından Erzurum (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919) ve Sivas (4-11 Eylül 1919) kongreleri düzenlenerek, “Temsil Heyeti” adıyla yürütme organı gibi hareket eden bir yapı ortaya çıkar. Bu da milli mücadelenin koordinasyonunu sağlar.
Amasya Genelgesi ve Bağımsızlık Vurgusu
Amasya Genelgesi, yalnızca askeri bir direnişi değil aynı zamanda tam bağımsız bir devleti hedefleyen, halkın katılımı ile gerçekleşecek topyekûn bir kurtuluş planının sinyallerini verir. Bu bağlamda Amasya Genelgesi, kurtuluş stratejisinin ilk yazılı manifestosudur.
- Özgürlük ve Bağımsızlık: Bağımsızlık fikri sadece mevzi savunması değil, ulusun kendi egemenlik haklarına sahip olmasını da içerir.
- Örnek Metin: “Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır” sözü, ilerleyen süreçte yazılacak olan diğer metinlerin (Erzurum Kongresi Bildirisi, Sivas Kongresi Bildirisi vb.) de ruhunu oluşturur.
Milli Mücadele’nin Yöntemi
Amasya Genelgesi’nde, “Her türlü etki ve denetimden uzak bir milli kurulun varlığını kabul etmek gerekir” şeklinde bir prensip, Sivas Kongresi’nin ve Temsil Heyeti’nin kurulmasının ön adımıdır. Bu durum, Milli Mücadele’nin tamamen ulusal iradeye dayanarak yürütüleceğinin göstergesidir.
- Kongreler Halkası: Erzurum ve Sivas Kongreleri, bölgesel ve ulusal düzeyde halk iradesini birleştiren toplantılardır. Bu toplantılardan çıkan kararlar, Milli Mücadele’nin yöntemi hakkında somut ilkeler sunmuştur.
- Merkezi Örgütlenme: İstanbul Hükûmeti yerine Anadolu’da oluşan Temsil Heyeti’nin fiili ve siyasi iktidar odağı haline gelmesi, mücadelenin temel stratejisinde yer alır.
“Misak-ı Millî Sınırları Belirlenmiştir” İfadesi Neden Söylenemez?
- Tarihsel Yanlışlık: Misak-ı Millî, 1920 Ocak ayında kabul edildi. Amasya Genelgesi ise 22 Haziran 1919 tarihlidir. Dolayısıyla henüz Misak-ı Millî diye bir kavramsallaştırma yoktur.
- Belge İçeriği: Amasya Genelgesi, “Kurtuluş menfaati için kongre toplanması” ve “millet egemenliği” gibi konulara odaklanır; sınırların nerede başlayıp nerede bittiğiyle alakalı detay vermez.
- Sonraki Gelişmeler: Sınırlar konusu, hem Erzurum Kongresi hem Sivas Kongresi ve en nihayetinde Osmanlı Mebusan Meclisi’ndeki görüşmeler sonucunda Misak-ı Millî metniyle netleştirilmiştir.
Dolayısıyla, Amasya Genelgesi kararları çerçevesinde “Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir” demek, yanlıştır ya da en azından eksik/erken bir iddia durumundadır.
Amasya Genelgesi ve Sonuçları Üzerine Ek Bilgiler
Amasya Genelgesi her ne kadar kısa ve öz bir metin olsa da, temsilî demokrasinin alt yapısını hazırlayan; sonrasında gerçekleştirilecek kongreleri, toplantıları ve halk desteğini sağlayacak ilk somut adımlardan biridir. Bu metinle şunlar sağlanmıştır:
- Milli Direnişin Tek Elden Yönlendirilmesi: Halkın yerel direniş güçleri, sivil ve askeri görevliler, Anadolu mücadelesine iştirak ederek ortak bir hedef etrafında toplanmaya başlamıştır.
- Halk Temsilcilerinin Toplanması: Bir tür parlamento gibi ulusal kongre düzenlenmesi fikri (Sivas Kongresi), ülkenin dört bir yanından delege yollanarak ortak akıl izlenmesini sağlamıştır.
- Yeni Bir Otorite Arayışı: Padişahın ve İstanbul Hükûmeti’nin acizliği karşısında, Anadolu’da milli bir otorite inşası için zemin hazırlanmıştır. Bu, ileride Ankara’da TBMM’nin açılmasına kadar uzanan sürecin ilk basamağıdır.
Amasya Genelgesi, “ulusal birlik ve beraberliği” ön plana çıkarırken, henüz hangi bölgelerin “mutlaka kazanılması gereken vatan toprağı” olarak kesin çizgilerle belirlendiğini ifade etmez. Bunun zeminini hazırlamakla birlikte, o safhada asıl amaç, halkı bağımsızlık fikri etrafında birleştirerek fiili işgallere karşı direniş örgütlemektir.
Örnek Açıklayıcı Tablo
Aşağıdaki tabloda soru şıklarının Amasya Genelgesi ile ilişkisi özetlenmiştir:
Şık | İfade | Amasya Genelgesi’ndeki Durum |
---|---|---|
A) | Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir. | Söylenemez. Çünkü Amasya Genelgesi’nde bu yönde bir ifade ve karar yoktur; Misak-ı Millî 1920’de ortaya çıkmıştır. |
B) | Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir. | Söylenebilir. “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ilkesiyle doğrudan ilgilidir. |
C) | Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir. | Söylenebilir. Kongrelerin toplanması (Sivas, Erzurum) ve ulusal dayanışma fikri, yöntem hakkında açık mesajlar verir. |
D) | Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır. | Söylenebilir. “Milletin azim ve kararı” ifadesi, millî egemenlik anlayışına net bir vurgu içerir. |
Bir Değerlendirme: Yanlış Bilginin Doğrulanması
Özellikle tarih konularında, belge içeriklerinin karıştırılması yaygındır. Öğrenciler veya kaynak taraması yapanlar bazen Amasya Genelgesi ile Erzurum/Sivas Kongresi, Sivas Kongresi ile Misak-ı Millî gibi metinleri birbirine karıştırabilir. Aşağıdaki noktalar bu konuda yol gösterici olabilir:
-
Mutlaka Belgenin Tarihine Bakın:
- Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
- Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)
- Sivas Kongresi (4 - 11 Eylül 1919)
- Misak-ı Millî (28 Ocak 1920)
- Eğer soruda bir tarihi bilgi veya kararla ilgili bir ifade varsa, bu belge hangi tarihteydi, hangi aşamadaydı diye kontrol etmek gerekir.
-
Belgenin İçeriğini Öğrenin:
- Amasya Genelgesi: Mücadelenin gerekçesi ve yöntemi.
- Erzurum Kongresi: Vatanın bölünmezliği, ulusal egemenlik, manda ve himayenin reddi.
- Sivas Kongresi: Tüm ulusu kapsayan kararlar, tek çatı altında birleşme, “Heyet-i Temsiliye”nin güçlenmesi.
- Misak-ı Millî: Sınırlar, kapitülasyonlar, azınlık hakları, boğazlar gibi konuların netleştirildiği son Osmanlı Mebusan Meclisi kararı.
-
Mantıksal Sıralama:
- Amasya Genelgesi → Erzurum Kongresi → Sivas Kongresi → Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin açılması (12 Ocak 1920) → Misak-ı Millî’nin ilanı (28 Ocak 1920).
- Bu sıralamada örneğin “Sınırlar” konusunun en detaylı hâlinin en sonda kabul edilmiş belge (Misak-ı Millî) içinde yer aldığı görülecektir.
Bu üç temel kontrol noktası düsturu, sınavlarda veya genel olarak tarih öğreniminde çok önemlidir.
Sonuç ve Kısa Özet
- Amasya Genelgesi’nin Ana Temaları: Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı, İstanbul hükûmetinin acizliği, millet egemenliği, kongreler yoluyla ulusal mücadelenin örgütlenmesi.
- Misak-ı Millî’nin Ana Temaları: Osmanlı Devleti’nin savaşa girdiği andaki sınırlarının korunması, kapitülasyonların kaldırılması, işgallere direnme gibi konuların ülke bütünlüğü açısından hukuki zemine oturtulması.
- Soruya Uygun Sonuç: Amasya Genelgesi’nde “Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiş”, “Millet egemenliğine vurgu yapılmış” ve “Milli Mücadele’nin yöntemi belirlenmiş” olsa da “Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir” ifadesi o belgede yer almadığı ve tarihsel süreci gereği 1920 sonu ürünü olduğu için “Söylenemez”dir.
Bu nedenle, mevcut soruda bize yöneltilen “Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?” sorusunun yanıtı, “Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir” şeklindedir.
Amasya Genelgesi kararları dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Answer:
Amasya Genelgesi’nin İçeriği
Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919), Türk Millî Mücadelesi’nin başlangıç aşamalarında yayımlanan ve bağımsızlık hareketinin neden, gerekçe ve yöntemini açıkça ortaya koyan önemli bir belgedir. Özellikle şu noktalara vurgu yapılmıştır:
- Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.
- Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
- İstanbul Hükümeti’nin sorumluluklarını yerine getiremediği, bu nedenle milletin kendi iradesiyle hareket etmesi gerektiği.
- Ulusal egemenlik esasına dayanan bir kongre toplanması yoluyla milletin sesini dünyaya duyurma gerekliliği.
Kararların Odak Noktası
-
Bağımsızlık Mücadelesi Hedefi: Belgede ulusun kendi kaderini tayin etmesi, vatanın bütünlüğü için örgütlenmesi ve mücadele etmesi gerektiği belirgin şekilde ifade edilir. Dolayısıyla bağımsızlık düşüncesi ve milli irade fikri öne çıkmıştır.
-
Millî Mücadele Yönteminin Belirlenmesi: Erzurum ve Sivas kongrelerinin toplanması, Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerinin faaliyetleri, halka dayanarak ulusal egemenliğin esas alınması gibi yöntemler de bu belgeyle şekillenmiştir.
-
Millet Egemenliğine Vurgu: “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesi, ulusal egemenlik anlayışının temeli olarak gösterilebilir.
Misak-ı Millî İle İlgisi
Misak-ı Millî, Ocak 1920’de son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde kabul edilen ve Türk millî sınırlarını belirleyen önemli bir metindir. Ancak Amasya Genelgesi’nde bu sınırlar net şekilde belirlenmemiştir. Dolayısıyla “Misak-ı Millî sınırlarının çizilmesi” kararı Amasya Genelgesi’nin kapsamında yer almaz.
Doğru Cevap
Aşağıdaki seçenekler incelendiğinde:
- (B) Bağımsızlık mücadelesi hedeflenmiştir.
- (C) Millî Mücadele’nin yöntemi belirlenmiştir.
- (D) Millet egemenliğine vurgu yapılmıştır.
Bu üç madde Amasya Genelgesi kararlarıyla doğrudan uyuşur. Fakat Amasya Genelgesi’nde Misak-ı Millî sınırları belirlenmemiştir. Bu nedenle “Misak-ı Millî sınırları belirlenmiştir.” ifadesi söylenemez.
Cevap: (A)
@User