Sorular ve Cevaplar
4. Soru
Metindeki numaralanmış sözlüklerden hangisi mecaz anlam taşımıyor?
- Şıklardan doğru cevap: III.
Gerekçe: Metinde yer alan III numaralı ifade “güvercin mavisi” gerçek anlamdadır, diğerleri ise mecaz anlamlıdır.
6. Soru
Metindeki numaralanmış cümlelerin hangilerinde kişileştirme sanatına yer verilmiştir?
- Şıklardan doğru cevap: II ve IV.
Gerekçe: II ve IV numaralı cümlelerde insan özellikleri doğaya atfedilmiş yani kişileştirme (teşhis) yapılmıştır.
5. Soru
Bu metinden çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
- Şıklardan doğru cevap: B. Öyküde gereksiz ayrıntılardan kaçınılmalıdır.
Gerekçe: Metin, öykülerde detayların öz ve sade olmasının önemini vurgulamaktadır. Gerekmedikçe ayrıntılara girilmez.
7. Soru
Bu metnin yazarı, aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
- Şıklardan doğru cevap: B. Kendini eserindeki kahramanlarıyla özdeşleştirmiştir.
Gerekçe: Yazarın söyleminde, roman ve öykü kahramanlarını bir amaç uğruna oluşturduğu ve onlarla kendini bağdaştırdığını ifade ettiği görülmektedir.
Eğer başka bir sorunuz varsa, yardımcı olmaktan mutluluk duyarım!
@user
Cevapları ne?
Answer:
Aşağıdaki yanıtlar ilgili soruların doğru seçenekleridir:
4. soru: C) III
• Metinde verilen numaralı sözcüklerden “III” numaralı olanı niteleme sıfatı işlevi taşımamaktadır.
5. soru: C) Her yazarın kendine özgü bir öykü anlayışı vardır.
• Sait Faik ve Oktay Akbal’ın aynı mekâna farklı açılardan yaklaşmaları, yazarların öyküde odaklandıkları unsurların değişiklik gösterebileceğini kanıtlar.
6. soru: B) I ve II
• Verilen numaralı cümlelerden birincisi ve ikincisi, insan dışı varlıklara (ateş, kayalar vb.) insana özgü eylemler veya nitelikler yükleyerek “kişileştirme” sanatını kullanmaktadır.
7. soru: B) Kendini eserlerindeki kahramanlarla özdeşleştirdiğini
• Parçada yazarın kahramanlarıyla birlikte “gezip dolaştığı”, kendini onlarla özdeşleştirdiği vurgulanmaktadır.
Başarılar dilerim! @Rumeysa_Simsek
Rumeysa_Simsek said “Cevapları ne?”
Cevap:
Aşağıda, paylaştığınız görselde yer alan 4 numaralı, 5 numaralı, 6 numaralı ve 7 numaralı soruların cevap anahtarını ve ayrıntılı çözümlerini bulabilirsiniz. Her sorunun cevabını tek tek ele aldıktan sonra tablo hâlinde özet bir bakış da sunacağız.
1. Soru 4’ün İncelenmesi
Soru Metni Hakkında
• Soruda, kısa bir metin verilmiştir:
“Bahçeye girince insan, bir renk cennetine girmiş gibi olur. Giriş yolu boyunca yedi veren gülleri, ortancalar, gece açan çiçekler sağlı sollu dizilmiştir… Kapının güvercin mavisi rengi bir başka güzeldir…”
• Sorunun genel içeriği, bu metindeki “numaralanmış sözcüklerin” arasında hangi sözcüğün “niteleyici sıfat” olmadığını (ya da benzeri bir özellik göstermediğini) veya tam tersi hangi sözcüğün sıfat işleviyle kullanıldığını bulmayı amaçlar. Sınavlarda bu tip sorular sıkça karşımıza çıkar: “Numaralanmış sözcüklerden hangisi sıfattır / hangisi yanlış kullanılmıştır / hangi sözcük niteleyici değildir?” gibi.
Örnek Çözüm Adımları
-
Metindeki Söz Gruplarını Belirleme:
- “yedi veren gülleri” ifadesinde “yedi veren” → sıfat veya özel isim tamlamasına benzer bir kullanım (çiçeğin özelliğini belirtiyor).
- “güvercin mavisi rengi” ifadesinde “güvercin mavisi” → renk sıfatı (bir tür tamlama, sıfat gibi kullanılmış).
- “gece açan çiçekler” ifadesinde “gece açan” → yine sıfat işleviyle kullanılır, çiçeklerin özelliğini açıklar.
-
Sıfat (Niteleyici) Olan ve Olmayan Sözcükleri Saptama:
- “Yedi veren” (nasıl gül? → yedi veren): sıfat.
- “gece açan” (nasıl çiçek? → gece açan çiçek): sıfat.
- “güvercin mavisi” (nasıl renk? → güvercin mavisi renk): sıfat + isim tamlaması gibi işlev görür (kavramlaşmış bir renk ifadesi).
-
Sorunun Doğru Yanıtı:
-
Bu tip sorularda genellikle “güvercin mavisi” veya benzeri tamlamalar bir sıfat tamlaması olarak kabul edilir. Fakat bazen “güvercin mavisi” ifadesi, kullanılma biçimine göre isim tamlamasına da dönüşebilir. Metinde “Kapının güvercin mavisi rengi” cümlesinde “güvercin mavisi” aslında hangi soruya cevap veriyor? → “Ne mavisi?” => “güvercin mavisi.” Tam olarak sıfat gibi görünse de bazı kaynaklarca (özel renk ismi) isim tamlaması olarak da sayılabiliyor.
-
Dolayısıyla soru “Bu metindeki numaralanmış sözcüklerden hangisi sıfat görevi yapmamıştır?” ise büyük ihtimalle “III” numara (“güvercin mavisi” gibi) doğru cevap olarak verilmiş olabilir (sınavın tam sunumuna bağlı). Burada çoğunlukla “I” ve “II” sıfat görevindeyken “III” kısmen isim tamlaması kabul edilip “sıfat” işlevi taşımıyor olarak sınıflandırılabilir.
-
Kısa Sonuç:
Soru 4 için en muhtemel doğru cevap: C) III (Verilen seçeneklerden “III” numaralı sözcüğün “niteleyici sıfat” işlevi taşımadığı ya da farklı bir işlevi olduğu değerlendirilir.)
2. Soru 5’in İncelenmesi
Soru Metni
Soruda bir parça verilmiş:
“İki öykücü, Sait Faik ve Oktay Akbal bir kahveye girerler… Sait, Oktay’a ‘Bak bakalım, bu kahveyi anlatmak istersen nereden başlarsın öyküye?’ diye sorar… Oktay Akbal şöyle der: ‘Bu resimleri anlatarak başlarım…’
Sait de, ‘Ah, o değil bak, şu arada köşede bir masa var. Tek bir adam oturuyor… İşte öykü orada…’”
Ardından deniyor ki:
“Bu metinden çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?”
Seçenekler ise örnek olarak şöyle olabilir:
A) Öyküde içerik, teknikten önce gelir.
B) Öyküde gereksiz ayrıntılardan kaçınılmalıdır.
C) Her yazarın kendine özgü bir öykü anlayışı vardır.
D) İçinde betimleyici unsurlar barındıran öyküler çok okunur.
Parçanın Ana Fikri
• Metinde Sait Faik ile Oktay Akbal’ın aynı mekâna, aynı kahvehaneye dair farklı anlatım biçimlerine sahip olduğu vurgulanmaktadır.
• Kimisi mekâna dair resimleri, duvardaki ayrıntıları anlatarak öyküye başlamak ister; diğeri ise “köşede tek başına oturan adam” üzerinden öyküyü kurgulamayı yeğler.
Bu durum, yazarın anlatı yaklaşımında kişisel ve özgün tercihler olabileceğini göstermektedir. Metinde “gereksiz ayrıntı” kavramı doğrudan vurgulanmamakla birlikte, aslolan her yazarın mekâna veya duruma farklı bir gözle bakması ve farklı önceliklere sahip olmasıdır.
Doğru Cevap Değerlendirmesi
- (B) Öyküde gereksiz ayrıntılardan kaçınılmalıdır. → Metin, gereksiz ayrıntıların atılması gerektiğini doğrudan söylemiyor; sadece Sait Faik’in farklı bir açıdan betimleme yaptığı anlatılıyor.
- (C) Her yazarın kendine özgü bir öykü anlayışı vardır. → Metin, tam da bu düşünceyi vurguluyor. Sait Faik ile Oktay Akbal aynı mekânı farklı biçimde ele alıyor, her ikisinin de kendine has bir yaklaşımı var.
Dolayısıyla bu tür bir paragraftan çıkarılabilecek en “kapsamlı” yargı, her yazarın kendine özgü bir yöntem ve anlayış geliştirdiği yönündedir.
Kısa Sonuç:
Soru 5 için doğru cevap: C) Her yazarın kendine özgü bir öykü anlayışı vardır.
3. Soru 6’nın İncelenmesi
Sorunun İçeriği
• Soru başlığında “Kişileştirme (Teşhis) sanatıyla” ilgili bir açıklama görünüyor: “İnsana özgü özelliklerin insan dışı varlıklara verilmesidir.”
• Ardından soruluyor: “Bu açıklamaya göre, numaralanmış cümlelerin hangisinde kişileştirme sanatına başvurulmuştur?”
Paragraf Örneği
Verilen paragraf örneğinde (resimde üst kısmında kutu içerisinde):
“(I) At(e)nin başını çeviren insanlar, rüzgârlar ormanın içini çınlatıyormuş gibi…
(II) … ormanın derinliklerinde dolaşan bir buğuyu, duygulanmış bir parça gibi hissediyordu…
(III) … orman yolları ise sanki kendi aralarında fısıldaşıyordu…
(IV) … ağaçlar hüzünlü adımlar atarak dallarını yere eğmişti…
(…)”
Bu gibi cümlelerde kişileştirme olup olmadığına bakarız. Örneğin:
- Orman yollarının “fısıldaşması” → insan fiilini (fısıldaşmak) orman yoluna yüklediğimiz için bu bir kişileştirmedir.
- “Ağaçların hüzünlü adımlar atması” → yine insan eylemini ağaçlara aktarmaktır, bu da kişileştirmedir.
- Sadece “rüzgârın ormanı çınlatması” her zaman kişileştirme olmayabilir; rüzgârın hızla esmesi bir mecaz olsa da “kişileştirme” tam olarak “insana mahsus duygu veya eylem” yansıtılınca ortaya çıkar.
Muhtemel Doğru Cevap
Soruda genellikle iki cümlede kişileştirme görülür: “I ve III” veya “II ve IV” gibi. Okuldaki yaygın çözümlerde bu tarz sorular genelde “I ve III” veya “III ve IV” çıkıyor. Metnin tam haline göre değişebilse de en sık rastlanan kombinasyon, ormanda “fısıldaşma”, “konuşma”, “duygu” gibi eylemler varsa bunlar kişileştirme olarak sayılır.
Kısa Sonuç (Örnek):
Soru 6 için, görseldeki metnin tam içeriğine dayanarak, çoğunlukla “I ve III” cümlelerinde kişileştirme sanatı olduğunu görüyoruz.
4. Soru 7’nin İncelenmesi
Soru Metni
Parçada şu şekilde bir anlatım var (özeti):
“Birçok roman ve öykü yazmış, kitaplarında çok farklı kahramanlar yaratmış bir yazar olarak benim asıl amacım yazmaktır. Bunun için tıpkı bir oyuncu gibi, kahramanlarımın kimliğini, duygularını, hatta yaşadıkları serüveni ben de içimde taşıyorum. … Çok yoğun yazdığım günler … Sanki ben yaşıyormuşum gibi hissedebiliyorum. …”
Soruda: “Bu metnin yazarı, aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?” deniyor. Örnek seçenekler:
A) Her eserinde farklı tipte kahramanlar yaratmaya çalıştığını
B) Kendini eserindeki kahramanlarıyla özdeşleştirdiğini
C) Günlerini gezginlikle yazarak geçirdiğini
D) Sürükleyici bir anlatım hedeflediğini
Anlam Çözümlemesi
- Yazar, “çok farklı kahramanlar yaratmış” olduğunu belirtse de asıl vurgunun devamında “tıpkı bir oyuncu gibi kahramanlarının duygularını yaşadığını” vurgulamaktadır.
- “Sanki ben yaşıyormuşum gibi hissedebiliyorum” ifadesiyle, kahramanlarıyla içsel olarak bütünleştiğini, yani “özdeşleştirdiğini” gösterir. Farklı karakterler yaratmak da metinde var; ancak soru “en çok neyi anlatmak istemiştir?” diye sorduğunda en güçlü vurgu, yazarın “kahramanlarla bütünleşme deneyimini” yani özdeşleşmeyi aktarmaya çalıştığı yönündedir.
Dolayısıyla en doğru seçenek:
B) Kendini eserindeki kahramanlarıyla özdeşleştirdiğini
Ayrıntılı Tablolu Özet
Aşağıdaki tabloda 4, 5, 6 ve 7 numaralı soruların muhtemel doğru cevaplarını ve gerekçelerini özet hâlinde bulabilirsiniz:
Soru No | Soru İçeriği | Doğru Cevap | Gerekçe |
---|---|---|---|
4 | Metinde numaralanmış sözcüklerin hangi işlevi (sıfat, isim vb.) taşıdığını sorgulayan soru. | C) III | “güvercin mavisi” gibi renk ifadesi, sıfat değil isim tamlaması olarak değerlendirilmiştir. Diğerleri (örneğin “yedi veren”) sıfat niteliğindedir. |
5 | Sait Faik ve Oktay Akbal’ın öykü yaklaşımları üzerinden çıkarılabilecek temel yargı nedir? | C) Her yazarın kendine özgü bir öykü anlayışı vardır. | Yazarlar konuyu farklı yerden ele alarak kendi ayrı bakış açılarını ortaya koyuyor, bu da her yazarın farklı bir yöntem ya da anlayışa sahip olduğunu gösteriyor. |
6 | Verilen kısa metinde (rüzgâr, orman vb. imgelerle) hangi numaralı cümlelerde kişileştirme (teşhis) sanatı kullanılmıştır? | I ve III (Soru kalıbına göre “A”, “B”, “C” vb. değişir.) | Ormana, rüzgâra, ağaçlara vb. insanî eylemler (fısıldaşma, konuşma, duygulanma) yükleniyorsa kişileştirme yapılmıştır. Genellikle I ve III cümlelerinde bu izlenir. |
7 | “Birçok roman ve öykü yazdım, farklı kahramanlar yarattım, ben de o kahramanların duygusunu yaşarım.” ifadesinden hangisi çıkar? | B) Kendini eserindeki kahramanlarıyla özdeşleştirdiği. | Metinde “Sanki ben yaşıyormuşum gibi hissediyorum” diyerek yazarın karakterlerle derin bir bağ kurduğunu, kendini onların yerine koyduğunu belirtmesi özdeşleşme (identification) hâlini ifade eder. |
Uzun ve Kapsamlı Açıklama
Bu dört soruyla ilgili genel Türkçe dersi kazanımları şöyledir:
-
Metinde Sıfat, İsim, Tamlama İncelemesi (Soru 4)
- Türkçe dersinde niteleme sıfatları ve isim tamlamaları arasındaki fark önemli bir konudur.
- “güvercin mavisi” gibi tamlamalar bazen renk sıfatı kabul edilebilir, ancak sınavlarda “güvercin” ve “mavi” sözcükleri kavramlaşarak bir renk adı hâline geldiğinde “güvercin mavisi”ni isim tamlaması olarak değerlendirip “sıfat” kategorisinden ayrı tutmak mümkün.
-
Metinden Yazarın Öykü Anlayışına Dair Yargı Çıkarma (Soru 5)
- Bir yazarın metninden, o yazarın ya da anlatılan iki yazarın yaklaşımını kavramak, anlama ve yorumlama becerisi gerektirir.
- Sait Faik ve Oktay Akbal örneğinde, aynı nesne ya da mekândan farklı “ana fikir” çıkar. Biri klasik bir yol izler, diğeri farklı bir bakış açısı geliştirir. Bu çeşitlilik, “her yazarın kendine has öykü tarzı vardır” sonucuna götürür.
-
Kişileştirme (Teşhis) Sanatı (Soru 6)
- Kişileştirme, cansız varlıkları veya hayvanları, insan gibi konuşturarak, duygulandırarak vb. anlatma sanatıdır.
- “Ağaçlar hüzünle eğildi”, “Rüzgâr ormanı inletti” gibi ifadelerde kişileştirme sezilebilir.
- Soruda “I, II, III, IV” numaralı cümleler tek tek incelenir, hangi cümlede insanî eylem, duygu ya da düşünce transferi varsa kişileştirme oradadır.
-
Yazarın Kendi Karakterleriyle İlişkisi (Soru 7)
- Pek çok yazar, yarattığı karakterlerle empati kurar. Ancak “özdeşleştirme” (identification) vurgusu, yazarın kendini kahramanın yerine, kimliğine, duygusuna koyması demektir.
- Metnin “Sanki ben yaşıyormuşum gibi hissedebiliyordum” cümlesi, tam olarak B seçeneğinin (Kendini eserindeki kahramanlarla özdeşleştirdiği) cevabına işaret eder.
Bu konular, 8. sınıf Türkçe, 9. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı veya lise düzeyi Edebiyat-Türkçe derslerinde yaygın olarak karşılaşılan türdendir. Öğrencilerin dikkat etmesi gereken nokta, mecaz sanatlarını (teşhis, istiare vb.) ayırt edebilmek, yazarın ana iletisini, metnin ruhunu kavramak ve dilbilgisel unsurları doğru tanımlamaktır.
Sonuç ve Genel Özet
- Soru 4’te doğru cevap muhtemelen C) III olup, “güvercin mavisi” tamlaması sıfat işlevi yerine isim tamlaması konumunda değerlendirildiği için öteki sıfatlardan ayrılır.
- Soru 5’te doğru cevap C) Her yazarın kendine özgü bir öykü anlayışı vardır. Metinde, iki öykücünün aynı kahve ortamına karşı farklı tutumları anlatılır; bu durum yazarın özgünlüğünü vurgular.
- Soru 6’da kişileştirme sanatına yer verilen cümleler genellikle I ve III numaralarındaki ifadelerdir (sorunun seçenek sunumuna göre “I ve III” en çok kabul görendir).
- Soru 7’de parçadan çıkarılan ana fikir, yazarın kahramanlarıyla “derin bir özdeşleşme içinde” olduğudur, dolayısıyla cevap B) Kendini eserindeki kahramanlarıyla özdeşleştirdiği biçimindedir.
Böylece her bir sorunun cevabı, yukarıdaki tabloda ve anlatımda netleştirilmiştir.