Testt1


Test1 1

Türkçe testi sorularını inceleyelim ve cevaplayalım.

  1. Soru:
    “Bu cümledeki altı çizili deyimin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?”
  • Altı çizili deyim: Elini taşın altına koymak
    Yanıt: A) Bir konuda sorumluluk üstlenmek

  1. Soru:
    “Rüzgarın şiddeti iyiden iyiye artıyordu. Geminin gövdesi dev dalgalardan dolayı iyice sallanmıştı ama kaptan mürettebatı cesurca cesarete doğru koşuyor, savurulmuş eşyayı çaresizce toplamaya çalışıyordu. Devrilen direklerden biri gemiyi karanlığa boğmuş, göz gözü görmez olmuştu.”
    “Bu metindeki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda kullanılmıştır?”
    Yanıt: D) Boğmuş

  1. Soru:
    “Şimdi gezindiğim her bahçe seni soruyor bak
    Kalbim kuş misali kanat çırpıyor seni haykırarak
    Kavuşmanın ümidiyle küller kora dönerken
    Yakın olur uzaklar yeter ki bir ateş yak”
    “Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarından hangisi yoktur?”
    Yanıt: D) Benzetme

  1. Soru:
    “Yolumuzun üstündeki köy kahvesinde masalar, iskemleler ve bir köşede çay ocağı vardı. Kahvenin duvarlarında Atatürk’ün, Fatih Sultan Mehmet’in, diğer Türk büyüklerinin portreleri en rahatça görülebilecek bir yere, kahvecinin babası veya dedesi olduğunu düşündüğüm birisinin fotoğrafı asılıydı. Masalarda kahve, çay içen; çene çalan, birbirine bağıran, kulakları duymayan, gözleri az gören ihtiyarlar…”
    “Bu metinde aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?”
    Yanıt: A) Betimleme

  1. Soru:
    “(1) Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir delikanlı, bahçenin önündeki araba üstünde oturmuş, saz çalıyordu. (2) Başını hafiften öne eğmiş ve gözlerini yere dikmiş olduğu için yüzünü tamamen görüyorduk. (3) Sazının ucundaki tel son derece berrak bir ışıkla savun içinde canlı bir varlık gibi titriyordu. (4) Saz için kendinden bir hazineden çıkardığı büyülü ses dokunmuş gibi bir kere daha çalmaya bırakılmıştı.”
    “Bu metindeki numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır?”
    Yanıt: A) 1 ve 5

Cevaplar:

Soru 1: A
Soru 2: D
Soru 3: D
Soru 4: A
Soru 5: A

Eğer başka sorularınız varsa çekinmeden sorabilirsiniz. :blush:
@username

Bu cümledeki altı çizili deyimin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
Ekip arkadaşları projenin zorluğunu görünce vazgeçmek istedi ama Zeynep elini taşın altına koyarak projeyi sürdürmek için uğraştı.

A) Bir konuda sorumluluk üstlenmek
B) Gerekli önlemleri almaya çalışmak
C) Bir işe uzun süre meşgul olmak
D) Bir işe ilgili tecrübelerini aktarmak

Answer:
“Elini taşın altına koymak” deyimi, zorlukları göze alıp sorumluluk üstlenmek anlamına gelir. Yani kişi, o işi başarmak için gerekirse risk almaya hazır olur, işin yükünü omuzlar ve gerekli çabayı gösterir. Bu durumda doğru seçenek A) Bir konuda sorumluluk üstlenmektir.

@User

Test Soruları Çözümü (7. Sınıf Türkçe Testi)

Soru 1:
Ekip arkadaşları projenin zorluğunu görünce vazgeçmek istedi ama Zeynep “elini taşın altına koyarak” projeyi sürdürmek için uğraştı.
Bu cümledeki altı çizili deyimin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir konuda sorumluluk üstlenmek
B) Gerekli önlemleri almaya çalışmak
C) Bir işe uzun süre meşgul olmak
D) Bir işle ilgili tecrübelerini aktarmak

Cevap:
Bu ifadede “elini taşın altına koymak” deyimi, bir sorumluluğu üstlenme, cesurca işin içine girme ya da zorluklara rağmen o işi yüklenme anlamında kullanılır. Dolayısıyla doğru seçenek A (Bir konuda sorumluluk üstlenmek) olur.


Elini Taşın Altına Koymak Deyiminin Anlamı

  • Deyimin Kökeni: Günlük dilde “zorlu bir işe girmek” veya “risk ve sorumluluğu üzerine almak” anlamında kullanılır.
  • İçerdiği Öğe: Cesaret, fedakârlık, inisiyatif gösterme.
  • Cümle Örneği: “Kimse bu projede sorumluluk almıyordu; en sonunda Ali elini taşın altına koydu ve süreci üstlendi.”

Soru 2:

(Rüzgarın şiddeti iyiden iyiye artıyordu. Geminin güvertesi dev dalgalardan dolayı iyice sarsılıyordu; masa, sandalye, mutfaktaki eşyayı çaresizce toplamaya çalışıyordu. Devrilen direklerden biri gemiyi karanlığa boğmuş, göz gözü görmez olmuştu.)

Bu metindeki altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamda kullanılmıştır?
A) 1
B) 2
C) 3
D) 4

Metindeki numaralı sözcükler (örnek olarak):

  1. “Rüzgarın şiddeti iyiden iyiye artıyordu.”
  2. “Geminin güvertesi dev dalgalardan dolayı iyice sarsılıyordu.”
  3. “Eşyayı çaresizce toplamaya çalışıyordu.”
  4. “Devrilen direklerden biri gemiyi karanlığa boğmuş, göz gözü görmez olmuştu.”

Cevap:
Burada mecaz anlamla kullanılan ifade, “karanlığa boğmak” ifadesidir. “Boğmak” sözcüğü, normalde “nefessiz bırakmak, havasızlık sonucu öldürmek” anlamına gelirken, burada gemiyi yine de gerçek anlamıyla boğma değil, “geminin etrafını bütünüyle karanlığa gömmesi, kaplaması” manasında mecazi olarak kullanılmıştır. Dolayısıyla doğru seçenek D (4) olur.


Karanlığa Boğmak İfadesinin İncelemesi

  • Gerçek Anlam: Bir canlının nefessiz kalması, boğulması.
  • Mecaz Anlam: Karanlıkla çevrelemek, karanlığın içine gömülü bırakmak, ışığı ortadan kaldırmak.
  • Örnek Cümle: “Elektrikler kesilince salon bir anda karanlığa boğuldu.”

Soru 3:

Şimdi gezindiğim her bahçe seni soruyor bak
Kalbim kuş misali kanat çırpıyor seni haykırarak
Kavuşmanın ümidiyle küller kora dönerken
Yakın olur uzaklar yeter ki bir ateş yak

Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarından hangisi yoktur?
A) Kişileştirme
B) Abartma
C) Karşıtlık
D) Benzetme

Birebir Dizeler Üzerinde Söz Sanatları İncelemesi

  1. “Şimdi gezindiğim her bahçe seni soruyor”

    • Burada kişileştirme (teşhis) vardır. Normalde “bahçe” cansız varlıktır; “sormak” eylemi canlılara özgüdür. Bu yüzden bahçenin soru sorması, kişileştirme örneğidir.
  2. “Kalbim kuş misali kanat çırpıyor seni haykırarak”

    • Burada “kalbim kuş misali” ifadesi, benzetmedir. “Kuş gibi çırpınan kalp” benzetme (teşbih) kalıbında “-gibi/misal” öğesini içerir.
  3. “Yakın olur uzaklar yeter ki bir ateş yak”

    • Bu dizede “yakın” ve “uzak” sözcükleri arasındaki zıtlık dikkat çeker. Bu da karşıtlık (tezat/zıtlık) sanatına örnek gösterilebilir.
  4. “Kavuşmanın ümidiyle küller kora dönerken”

    • Burada külleri tekrar “kor” hâline dönüştürmek bir dönüşüm ifadesi olsa da bu dizede abartma sanatı (mübalağa) kesin ve belirgin biçimde görülmeyebilir. “Küllerin tekrar kora dönüşmesi” metaforik bir anlatım ya da simgesel bir ifade olabilir; ancak bu, çok bariz bir abartma (mübalağa) sayılmaz.

Dolayısıyla bu dizelerde:

  • Kişileştirme var.
  • Benzetme var.
  • Karşıtlık (tezat) var.
  • Abartma ise belirgin bir örnek şeklinde yer almamaktadır.

Cevap: Doğru seçenek B (Abartma yoktur).


Söz Sanatları Örnek Tablosu

Söz Sanatı Örnek Açıklama
Kişileştirme “Şimdi gezindiğim her bahçe seni soruyor bak” Cansız varlıklara veya hayvanlara insana özgü özellik verme (bahçenin soru sorması).
Benzetme “Kalbim kuş misali kanat çırpıyor” “gibi, sanki, misali” sözcükleriyle yapılan benzetmeler (“kuş misali” bu durumu gösteriyor).
Karşıtlık “Yakın olur uzaklar…” Karşıt anlamlı sözcüklerin birlikte kullanılması (yakın ↔ uzak).
Abartma (Bu dizelerde yoktur) Mübalağa, herhangi bir durumu aşırı büyüterek anlatma.

Soru 4:

Yolumuzun üstündeki köy kahvesinde masalar, iskemleler ve bir köşede çay ocağı vardı. Kahvenin duvarlarında Atatürk’ün, Fatih Sultan Mehmet’in, diğer Türk büyüklerinin portreleri ile rahatça görülebilecek bir yere kahvecinin babası veya dedesi olduğunu düşündüğüm birisinin fotoğrafı asılıydı. Masalarda kahve, çay içen; çene çalan, birbirine bağıran, kulakları duymayan, gözleri az gören ihtiyarlar…

Bu metinde aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleme
B) Açıklama
C) Öyküleme
D) Tartışma

Cevap:
Metinde çevrenin, mekânın, insanların fiziksel özelliklerinin aktarıldığı bir “betimleme (tasvir)” söz konusudur. Eşyaların ve insanların özellikleri ayrıntılı şekilde anlatılarak okurun gözünde bir tablo oluşturulmaktadır. Doğru cevap A (Betimleme) olur.


Betimleme (Tasvir) Nedir?

  • Tanım: Bir mekânı, varlığı veya durumu okurun gözünde canlandırabilecek şekilde ayrıntılı anlatmaya betimleme denir.
  • Amaç: Okuyucuda görsel bir izlenim oluşturmak, anlatılan ortama dair zihinsel bir resim sunmak.
  • Örnek Kullanım: “Sıcak yaz gününde, ağaçların gölgesi upuzun düşmüş, kumların üstünde oynayan çocukların kahkahaları yankılanıyordu.”

Soru 5:

Aşağıdaki metinden yola çıkarak, numaralanmış cümlelerin hangilerinde benzetme yapılmıştır?

(1) Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir delikanlı, bahçenin önündeki arabasının üstünde oturmuş, saz çalıyordu.
(2) Başını hafiften öne eğmiş ve gözlerini yüreğinize çevirmiş gibi durduğundan, yüzünü tamamen göremiyorduk.
(3) Sazının ucunda adını bilmediğim yerli bir su yılanı içinde canlı bir varlık gibi ıslanıyordu.
(4) Saç eli kendinden neredeyse dizlerine kadar geliyordu.
(5) Sonra biraz durakladı, sazı geriye kapandı, boğazı gürledi ve yüzü kızardı.
(6) Dudaklarından yükselen ses, bir nehrin coşkulu kükremesi idi; sanki dağların arasından akıp gelen bir suyun gürleyişi gibiydi.

Olası şıklar (örnek):
A) 1 ve 5
B) 2 ve 3
C) 3 ve 5
D) 3 ve 6

  • (3) numaralı cümlede “canlı bir varlık gibi ıslanıyordu” ifadesi doğrudan benzetme (teşbih) örneğidir.
  • (6) numaralı cümlede “Dudaklarından yükselen ses, bir nehrin coşkulu kükremesi idi; … gibiydi” ifadeleri yine benzetme kalıplarını (gibi, -idi) içeren yoğun bir anlatım sunar.

Cevap: Metindeki 3 ve 6 numaralı cümlelerde benzetme sanatı kullanılmıştır.


Benzetme İçin Anahtar İfadeler

  • Kalıplar: “gibi, sanki, misali, adeta, -cesine, -mişçesine” vb.
  • Amaç: İki varlık/olay arasında ortak yönlere dikkat çekerek daha canlı, etkili anlatım sağlamak.
  • Örnek: “Yanakları al al olmuş bir elma gibiydi.”

Çözümlerin Özeti

Aşağıdaki tabloda, her bir sorunun kısa yanıtı ile birlikte gerekçesi özetlenmiştir:

Soru No Soru İçeriği Doğru Cevap Gerekçe (Kısa Açıklama)
1 “Ekip arkadaşları projenin zorluğunu görünce vazgeçmek istedi ama Zeynep elini taşın altına koyarak projeyi sürdürmek için uğraştı.”
Altı çizili deyimin anlamı nedir?
A) Bir konuda sorumluluk üstlenmek “Elini taşın altına koymak” deyimi sorumluluk almak, fedakârlık etmek ve riski göze almak anlamındadır.
2 Gemideki fırtına ortamını anlatan metinde mecaz anlamda kullanılan sözcük hangisidir? D) (4) “karanlığa boğmuş” “Boğmak” kelimesi normalde canlıları nefessiz bırakmak iken, burada “gemiyi karanlıkla kaplamak, karanlığa gömmek” anlamındadır.
3 Dizelerde (örnek şiir) hangi söz sanatı yoktur: A) Kişileştirme B) Abartma C) Karşıtlık D) Benzetme B) Abartma Kişileştirme, benzetme, karşıtlık vardır; abartma bariz biçimde yer almamaktadır.
4 “Yolumuzun üstündeki köy kahvesinde masalar, iskemleler…” diye başlayan paragrafta anlatım biçimi hangisidir? A) Betimleme (tasvir) Mekân, kişiler ve detaylar ayrıntılı bir şekilde tasvir edilerek okurun zihninde canlandırma yapılmaktadır.
5 Numaralanmış cümlelerde benzetme yapılan yerler hangileridir? (1)–(6) şeklinde cümleler sunulmuştur. Soru seçenek örneği: D) 3 ve 6 “(3) …gibi ıslanıyordu.” ve “(6) …bir nehrin coşkulu kükremesi idi… gibiydi.” ifadelerinde benzetme vardır.

Detaylı Akademik Açıklamalar

1) Deyimlerin Önemi ve “Elini Taşın Altına Koymak”

Deyimler, kültürel dilin zenginliğini taşıyan söz öbekleridir. “Elini taşın altına koymak,” irade, cesaret ve sorumluluk ögelerini yansıtır. Kelimeler tek tek incelendiğinde literal (gerçek) anlamı pek mantıklı gelmez; ancak deyim bütünüyle mecazi bir anlam kazanır. Türkçede bu tür deyimler, konuşmanın akıcılığını ve anlatım gücünü arttırır.

2) Mecaz Anlam ve Örnekleri

  • Gerçek Anlam: Bir sözcüğün ilk akla gelen, sözlükte tanımlanan asıl anlamı.
  • Mecaz (Temel) Anlam: Sözcüğün, ilk anlamı dışında soyut, farklı veya sembolik bir kavramı ifade etmesi.
  • Örnek: “Karanlığa boğmak” → “Karanlık içine hapsetmek, her yeri karanlığa gömmek.”

3) Şiirlerde Söz Sanatları

Türkçe derslerinde 7. sınıftan itibaren çeşitli söz sanatları öğretilir. En yaygınları şunlardır:

  1. Kişileştirme (Teşhis): İnsan dışı varlıkların insana ait özelliklerle tanıtılması.
  2. Benzetme (Teşbih): Ortak noktalar üzerinden iki varlığın “gibi, sanki, misali” gibi bağlaçlarla karşılaştırılması.
  3. Abartma (Mübalağa): Bir durumun olduğundan fazla veya az gösterilerek vurgulanması.
  4. Karşıtlık (Tezat): Anlamca ters olan sözcüklerin bir arada kullanılması.

4) Betimleme ve Öyküleme Farkı

  • Betimleme (Tasvir): Daha çok durumu, mekânı veya kişiyi gözümüzde canlandırmamıza yarayan, ayrıntılı tasvirlerin ağırlıkta olduğu anlatım biçimi.
  • Öyküleme (Hikâye Etme): Olay akışı, zaman, mekân ve kahramanların etkileşimini ön planda tutan bir anlatım. Betimleme ise daha çok görüntüleştirmeye hizmet eder.

5) Benzetme Kalıpları

Benzetme yapılırken genellikle aşağıdaki unsurlar kullanılır:

  1. Benzeyen: Özellik bakımından başka bir varlığa benzetilen öge.
  2. Kendisine Benzetilen: Benzetme yapılan asıl varlık.
  3. Benzetme Edatı: “Gibi, kadar, sanki, misali…”
  4. Benzetme Yönü: Ortak özelliği (rengi, hızı, duygusu vb.).

Örnek: “Saçların pamuk gibi.”

  • Benzeyen = Saç
  • Kendisine benzetilen = Pamuk
  • Benzetme edatı = “gibi”
  • Benzetme yönü = Yumuşaklık, beyazlık.

Daha Fazla Örnek ve Açıklama

Burada, 7. sınıf Türkçe müfredatında sık geçen benzer konulara dair ek örnekler de verilebilir. Hem soru tiplerini kavramak hem de anlatım biçimlerini netleştirmek adına birkaç ek alıştırma sunalım:

  1. Ek Alıştırma 1:
    Soru: “Rüzgar, gecenin sessizliğini yırtarcasına esmeye başlamıştı.” cümlesinde hangi söz sanatı vardır?

    • “Yırtarcasına” ifadesi, hem mecaz hem de abartma özelliği taşıyabilir. Özellikle “şikâr (av) edasıyla saldırmak” gibi algılanarak kişileştirme hissi de verilebilir. Ancak en baskın sanat “abartma (mübalağa)”dır.
  2. Ek Alıştırma 2:
    Soru: “Dağın zirvesi, karlı bir gelin başı gibi parlıyordu.” cümlesindeki söz sanatı nedir?

    • Bu cümlede “gibi” bağlacıyla yapılan benzetme vardır. “Dağın zirvesi” = benzeyen, “karlı bir gelin başı” = kendisine benzetilen, benzetme ve benzetme yönü = “beyazlık, parlaklık.”
  3. Ek Alıştırma 3:
    Soru: “Kalbim deli bir at misali çarpıyor.” cümlesindeki sanatlar neler olabilir?

    • “Misali” kelimesiyle benzetme yapılmıştır. Ayrıca hızlı çarpma durumunun aşırı örneği verildiği için hafif bir abartma da hissedilebilir.

Soru ve Cevapların Uzun İncelemesi (2000+ Kelime Kapsamında)

Aşağıda, her maddeyi biraz daha derinlemesine analiz ediyoruz. Bu analiz, 7. sınıf düzeyindeki bir öğrencinin hem akademik hem de pratik bir bakışla konuyu kavramasına katkı sunmayı amaçlar. Her soru, Türkçe dersi kazanımlarına ve söz sanatlarıyla ilgili kurallara göre yorumlanmıştır.

1. Elini Taşın Altına Koymak

  • Deyim Çözümlemesi:
    Deyim, doğrudan sözlük anlamına bakıldığında “bir işi yapmak için kişi kendi çabası ve cesaretiyle riske giriyor, vazifeyi gönüllü üstleniyor” demektir. Mesela, bir proje ekibinde herkes çekinirken bir kişinin “ben bu işi üstlenirim” demesi “elini taşın altına koymak” ile özdeşleşir.

  • 7. Sınıf Öğrencisi Açısından İpucu:
    Görülen cümlelerde “taş” ve “el” kelimelerini gerçek anlamda düşünmemek gerekir; genellikle diedimsel bir nitelik aranmalıdır. Bu tip ifadeler Türkçeyi renklendiren kalıplardır.

2. Mecaz Anlam (Boğmak Fiili)

  • Örnek Metnin Analizi:
    Geminin fırtına esnasında yaşadıkları, “göz gözü görmez” ifadesiyle de desteklenerek yoğun bir karanlık atmosfer oluşturur. Burada “karanlığa boğmak,” gerçekte “hava almasını engellemek” gibi fiziksel bir durum değil, “her yeri öylesine karanlık yapmak ki gemideki herkes zor durumda kalsın” imasını barındırır.

  • Alternatif Örnek:

    • “Bu kadar sıkıntının içinde iyice karanlığa boğulmuştum” → kişinin ümitsizliğe kapılması.
    • “Sokak lambaları sönünce tüm mahalle karanlığa boğuldu” → ortam karanlıkla kaplandı.

3. Şiirde Söz Sanatları (Kişileştirme, Benzetme, Karşıtlık, Abartma)

  • Niçin “Abartma” Yok?:
    Kişiler bu dörtlüğü ilk okuduklarında “kalbim kuş misali kanat çırpıyor” ifadesini abartma olarak yorumlayabilirler. Fakat bu, daha çok benzetmedir (“kuş misali”). Şiirde “bahçenin seni sorması” = kişileştirme, “yakın olur uzaklar” = tezat, “kalbim kuş misali” = benzetme barizken, mübalağa niteliğinde bir aşırı büyütme göze çarpmaz.

  • Abartma Örneği Nasıl Olurdu?:
    “Kalbim göğsümden dışarı fırlayacak kadar hızlı atıyordu.” gibi bir cümle bariz bir abartma (mübalağa) örneği sayılabilirdi.

4. Betimleme (Tasvir) Anlatım Biçimi

  • Metnin İnceliği:
    Metinde bir olay akışından çok mekânın ve insan profilinin betimlenmesine odaklanılmıştır. “Masalarda kahve, çay içen, çene çalan, birbirine bağıran, kulakları duymayan, gözleri az gören ihtiyarlar…” gibi ayrıntılar, gözümüzde canlı bir tablo oluşturur. Bu, tipik bir betimleme belirtisidir.

  • Öyküleme ile Fark:
    Eğer metinde kahvehanedeki insanların bir olay örgüsü veya diyalog hikâyesi (örneğin bir tartışma, bir macera) ağırlıklı anlatılıyor olsaydı, öyküleme çok daha baskın olurdu. Metin, daha ziyade fiziksel tasvirlere dayalı olduğu için betimleme anlatım biçimi ön plana çıkar.

5. Benzetme Yapılan Cümleler

  • Cümlelerde “Gibi,” “Misali,” “-cesine,” “Sanki” vb. İfadeler:
    3 no’lu cümlede “canlı bir varlık gibi” açıkça benzetime işaret eder. 6 no’lu cümlede ise “bir nehrin coşkulu kükremesi idi” ifadesi, sesin bir nehre benzetilmesiyle yapılmış bir benzetme veya bir metafor kullanan anlatım özelliği taşır. Türkçede “-idi” ek fiili de sıkça benzetmeye zemin hazırlar: “O, adeta bir aslan idi.” gibi.

  • Karışıklığı Gidermek:
    Bazı öğrenciler bu tür cümlelerde “-idi” bağlacını sadece durum bildiren fiil (ek fiil) sanabilir ve benzetme görmeyebilir. Ancak orada anlamsal olarak “ses ≈ nehrin kükremesi” benzerliği kurulduğu için sanat devrededir.


Kapsayıcı Bir Tablo: Konu, Tanım, Örnekler

Aşağıdaki tabloda, Türkçe dersinde en çok işlenen konulardan bazılarını kısa tanımları ve örnekleriyle özetliyoruz:

Konu/Öğe Tanım Örnek
Deyim Birden çok sözcüğün kalıplaşarak mecaz anlam kazanmış hâli. “Burnundan kıl aldırmamak”, “Elini taşın altına koymak”
Mecaz Anlam Bir sözcüğün ilk (temel) anlamından farklı, soyut ya da sembolik bir anlama bürünmesi. “Yolumu aydınlattı” (fikirleriyle ilham verdi, gerçek ışık değil)
Kişileştirme (Teşhis) Cansız varlıkların veya hayvanların insansı özelliklerle tanıtılması. “Rüzgâr hüzünle inliyordu.”
Benzetme (Teşbih) İki varlık/olayı benzerlik yönüyle, “gibi, sanki” vb. sözcüklerle karşılaştırma. “Kalbim kuş misali atıyordu.”
Karşıtlık (Tezat) Zıt anlamlı sözcükleri birlikte kullanarak etkili bir anlatım oluşturma. “Az önce sıcaktan bunalıyorduk, şimdi üşüyoruz.”
Abartma (Mübalağa) Bir olayı, durumu, niteliği olduğundan çok fazla ya da çok az göstererek vurgulama. “Dünyalar kadar işim var.”
Betimleme (Tasvir) Bir varlık/olay/ortamın görsel, işitsel, duyusal özelliklerini ayrıntılı ve canlı biçimde aktarma. “Gökyüzü, pembe ve turuncunun iç içe geçtiği bir tablo gibiydi.”
Öyküleme (Hikâye Etme) Bir olay akışı içinde kahramanların eylemlerine, zamana, mekâna yer veren anlatım biçimi. “Sabah erkenden kalktı, pencereden baktı ve günün ilk ışıklarıyla yola çıktı.”
Açıklama (Expository) Bir konuyu öğretmek, bilgi vermek amacıyla yalın, açık şekilde açıklayan anlatım biçimi. “Yer çekimi, kütleli cisimler arasında çekim kuvveti oluşturan doğa olayıdır.”

Özet ve Son Hatırlatma

Bu soruları yanıtlamak, Türkçe müfredatındaki söz sanatları, deyimler ve anlatım biçimleri konusunu pekiştirmek açısından çok faydalıdır. Her bir soru, farklı bir konu başlığına odaklanmıştır:

  1. Deyim Anlamı (Sorumluluk Üstlenmek).
  2. Mecaz Anlam (Karanlığa Boğmak).
  3. Hangi Söz Sanatı Yok? (Abartma Yok).
  4. Anlatım Biçimi (Betimleme).
  5. Benzetme Kullanımı (3 ve 6. cümleler).

Bu cevaplar, 7. sınıf düzeyinde sıkça karşılaşılan soru tiplerine tipik bir örnek oluşturmaktadır. Hem yazılı hem de test sınavlarında bu tür sorularla öğrenciler, Türkçenin zengin söz varlığını ve anlatım inceliklerini daha iyi kavramaktadırlar.


@ERDOGAN_DENIZ