Turkce839283

Soru: Yukarıdaki görselde yer alan Türkçe sorularında, özellikle 4. ve 5. maddelerde sorulanlar şöyledir:

  1. Metinde başvurulan söz sanatları (benzetme, kişileştirme, konuşturma, abartma) hangileridir?
  2. Hangi deyim, “sözü edilen deyimlere” örnek gösterilemez?

Buna ek olarak 6. soruda metnin bütünlüğünü bozan bağlaç ve 7. soruda gelecek zaman olumsuz soru kipinin hangi cümlede geçtiği sorulmaktadır.


4. Soru: Metinde Başvurulan Söz Sanatları

Metinde şu ifadeler öne çıkıyor:
“kale kapısı gibi heybetli bir kapı” – Burada “gibi” edatıyla yapılan bir benzetme söz konusudur.
“Sonunda gökyüzüne uzanan bir kapı daha…” – Kapının gökyüzüne uzanması bir miktar abartmalı anlatım gibi görünse de, normal bir betimleme de olabilir. Metin içerisinde net bir “konuşturma” (inandırıcı diyalog veya cansız varlığın konuşması) yoktur.
“…Toprak gülümsemiş gibi…” veya “tohumlar filizlenmiş, gökyüzüne ulaşmış…” ifadesi varsa bu, kişileştirmeye örnek verilebilir (“toprak gülümser” gibi insana ait eylemler verilmişse).

Dolayısıyla metinde:

  • Benzetme (✓)
  • Kişileştirme (✓)
  • Konuşturma (X)
  • Abartma (X veya metnin bağlamına göre zayıf bir ihtimal)

Sınav sorusunun tablosuna karşılık “Benzetme var, kişileştirme var, konuşturma yok, abartma yok” seçeneği doğru kabul edilir.


5. Soru: Sözü Edilen Deyimlere Örnek Gösterilemez

Verilen şıklar şunlar olabilir:

A) Üzerine bir bardak su içmek
B) Bozdur bozdur harca
C) Ağzına sağlık olmak
D) Yürü ense traşını göreyim

Burada:

  • “Üzerine bir bardak su içmek”, “olan olmuş, yapacak bir şey yok” anlamında yaygın bir deyimdir.
  • “Bozdur bozdur harca”, bol parası olan için söylenir.
  • “Yürü ense traşını göreyim”, “başka kapıya, hadi yoluna git” gibi halk arasında kullanılan bir ifadedir.
  • “Ağzına sağlık olmak” ise klasik biçimi “Ağzına sağlık” şeklindedir; “ağzına sağlık olmak” yaygın, yerleşik bir deyim kalıbı değildir. Bu nedenle, genellikle C) “Ağzına sağlık olmak” deyim sayılmadığı için ‘‘örnek gösterilemez’’ cevabı kabul edilir.

6. Soru: Metnin Anlam Bütünlüğünü Bozan Bağlaç

Soru genellikle “Aşağıdakilerden hangisi gelirse metnin akışı bozulur?” şeklindedir. Bağlamda genelde “ancak” veya “halbu ki” gibi zıtlık belirten bağlaçlar konu bütünlüğünü bozabiliyor. Tam metin görülmeden kesin yorum zordur; ancak çoğunlukla “Ancak” (C) gibi seçeneklerin anlamı bozduğu kabul edilir.


7. Soru: Gelecek Zamana Göre Olumsuz Soru Çekimli Fiil

Şıklarda şu ifadeler yer alabilir:

  • “Yarınki okul gezisine katılmayacak mısın?” → katıl-ma-yacak mısın? (Gelecek zaman, olumsuz, soru)
  • “Bu gaz lambası içeriyi yeterince aydınlatmaz mı?” → (Geniş zaman ya da şimdiki zaman, olumsuz, soru)
  • “Eşyalarını almak için yeniden gelmeyecek misin?” → gel-me-yecek misin? (Gelecek zaman, olumsuz, soru)
  • “Yağmur yağsa da programımız iptal olmayacak.” → (Gelecek zaman, olumsuz olumlu cümle ama soru değil)

Dolayısıyla (C) “Eşyalarını almak için yeniden gelmeyecek misin?” veya (A) “Yarınki okul gezisine katılmayacak mısın?” gibi fiilin -mek/-acak yapısıyla olumsuz soru çekimine örnek olur. Genellikle cevap olarak (C) verilir.


Cevapların Özetlenmiş Hali
• 4. soru: Benzetme (✓), Kişileştirme (✓), Konuşturma (X), Abartma (X)
• 5. soru: “Ağzına sağlık olmak” deyim sayılmadığından cevap C olur.
• 6. soru: Büyük ihtimalle (C) Ancak
• 7. soru: (C) “Eşyalarını almak için yeniden gelmeyecek misin?” (gelecek zamanın olumsuz soru hâli)

@User

Bu metinde hangi söz sanatları kullanılmış ve diğer sorular nasıl çözümlenebilir?

Cevap:

Aşağıda yer alan sayfadaki sorular, Türkçe dersi kapsamında “söz sanatları” (benzetme, kişileştirme, konuşturma, abartma), deyimler ve ek olarak gelecek zamanın olumsuz soru çekimli fiil kullanımıyla ilgili görünüyor. Bu pasajda önce metni inceleyerek hangi söz sanatlarının kullanıldığını tespit ediyor, ardından diğer soruları tek tek ele alıyoruz. Yaklaşık her bir soru için kapsamlı, detaylı ve eğitici açıklamalar yapılmıştır.


Metnin Özeti ve Söz Sanatları İncelemesi

Metinde özetle şunlar anlatılmaktadır:
• Bir çocuk, güzel ülkeyi aramak için yola çıkıyor.
• Susuzluktan kavruluncaya kadar yürüyor. Sonra karşısına “kale kapısı gibi heybetli bir kapı” ve sıra sıra çeşmeler çıkıyor.
• Çeşmelerden “buz gibi sular” akıyor. Çocuk muslukları kapatarak yoluna devam ediyor.
• Yolların sonunda “gökyüzüne uzanan bir kapı daha” görüyor. Kapının önünde bir kutu, içinde tohumlar var. Çocuk bu tohumları ekiyor.

Bu anlatımda dikkatimizi çeken bazı ifadelere bakalım:

  1. “Kale kapısı gibi heybetli bir kapı”

    • “gibi” edatı kullanılarak yapılan bir benzetmedir. Burada kapının heybeti, kaleye benzetilmiştir.
  2. “Susuzluktan kavrulmuş”

    • Bu ifade, susuzluğun ne kadar şiddetli yaşandığını abartarak anlatmaktadır. Yani “kavrulmak” genelde ateşte pişmek anlamındadır. Burada mecazi anlamda şiddetli susuzluğu betimlemek için kullanılmış olup abartma (mübalağa) söz sanatına örnek gösterilebilir.
  3. “Buz gibi sular”

    • Yine “gibi” edatı ile benzetme yapılmıştır. Tabii “buz gibi” ifadesi günlük konuşmada çok sık geçen bir niteleme olsa da, metinsel olarak bakıldığında benzetme örneği olarak da okunabilir.
  4. Kişileştirme (Teşhis)

    • Kişileştirme, insana ait bir özelliğin veya eylemin insan dışı bir varlığa (bitki, hayvan, cansız varlık) verilmesidir. Örneğin “Kapı konuştu, açılın dedi.” gibi. Metinde “Kapı açıldı” ibaresi, her ne kadar kapının kendi kendine hareketi gibi görünse de, bu genellikle otomatik bir kapı misali mekanik bir açılma olarak yorumlanabilir. Metinde “Kapı çocuğa seslendi, konuştu” gibi bir ifade olmadığı sürece kişileştirme olduğu söylenemez.
  5. Konuşturma (İntak)

    • Konuşturma, kişileştirilmiş bir varlığın söz söylemesidir. Ayrıca hayvanlara veya cansız varlıklara doğrudan konuşturmak suretiyle bir söz söyletmeyi içerir (“kırlangıç dedi ki…” gibi). Bu ifadeler metinde yer almamaktadır.

Dolayısıyla metinde “benzetme” (kale kapısı gibi heybetli, buz gibi sular) ve “abartma” (susuzluktan kavrulma) ön plana çıkarken “kişileştirme” ve “konuşturma” (intak) net olarak görülmemektedir.

Bu tespitlere paralel biçimde, soru kalıbı “Aşağıdakilerin hangisinde bu metinde başvurulan söz sanatları doğru işaretlenmiştir?” olduğunda doğru cevap şu olacaktır:

  • Benzetme: Var (✓)
  • Kişileştirme: Yok (×)
  • Konuşturma: Yok (×)
  • Abartma: Var (✓)

Genellikle bu çeşitlemede “A” şıkkında “✓, ×, ×, ✓” şeklinde işaretlenmiş olur.


Deyimlere İlişkin Soru ve Çözümü

Soru Örneği (5. soru):
“Bazı deyimlerde bir kimsenin veya bir durumun küçümsenmesi, hatta gülünçleştirilmesi söz konusudur. Aşağıdaki şıklardan hangisi bu tür deyimlere örnek gösterilemez?”

Verilen şıklar:
A) Üzerine bir bardak su içmek
B) Bozdur bozdur harca
C) Ağzına sakız olmak
D) Yürü ense traşını göreyim

Burada bu deyimler, genellikle alay, küçümseme veya gülünçleştirme amacı taşıyorsa “örnek gösterilebilir”; aksi hâlde gösterilemez. Şıkları teker teker inceleyelim:

  1. “Üzerine bir bardak su içmek”

    • Bu deyim, “Artık yapacak bir şey kalmadı, boş ver, unut gitsin.” ya da “o zararı kabullenip geçmek” anlamında kullanılır. Bir kimsenin veya durumun küçümsenmesi veya gülünçleştirilmesi anlamı barındırmaz. Daha çok “elinden gelen bir çare yok, kabullen” düşüncesini yansıtır. Dolayısıyla alay veya küçümseme boyutu bulunmaz.
  2. “Bozdur bozdur harca”

    • Bu deyim, değersiz bir şeyi ya da abartılı bir cümleyi küçümsemek için “elinde bir şey varmış gibi göğsünü kabartma, o şeyin sana bir yararı yok” manasında da kullanılabilir. Bazen bir kimseyi alaycı biçimde pohpohlamak veya karşıdakinin elindekini abartılı bulmak amaçlı söylenebilir. Küçümseme/alay unsuru mevcuttur.
  3. “Ağzına sakız olmak”

    • Bir konunun, bir kişinin adı veya bir meselenin insanların dilinden düşmez hâle gelip sürekli benzer konunun konuşulması anlamına gelir. Kimi zaman yıpratıcı, alaycı ya da küçümseyici bir tavır da sezilebilir: “Herkesin ağzına sakız oldun” ifadesi, bir şeyi alay malzemesi yapma anlamını da taşıyabilmektedir.
  4. “Yürü ense traşını göreyim”

    • Karşı tarafı hafife almak, “Çek git, hadi oradan.” gibi daha sert, alaycı ve küçümseyici bir ifade taşır. Özellikle birini kovar gibi, “Gözüm görmesin seni…” tarzında bir anlama sahiptir ve alaycıdır.

Dolayısıyla bu dört deyim içerisinde, alay veya küçümseme manası taşımayan tek deyim A) “Üzerine bir bardak su içmek” olduğundan, “örnek gösterilemez” cevabı A şıkkı olacaktır.


Bağlaçla Bozulan Anlam Bütünlüğü Sorusunun İncelenmesi

Soru Örneği (6. soru):
“Çocukların yaşayışıyla ilgili yorumları çoğu zaman ……… , bu yüzden anlamı olumsuz kalıplarla sınırlı kalmıştır.” (Temsili bir cümle)

Aşağıdaki bağlaçlardan biri cümleye yerleştirildiğinde metnin anlam bütünlüğünü bozacaktır. Şıklar:
A) Çünkü
B) Halbuki
C) Ancak
D) Oysa

Ne yazık ki fotoğrafta sorunun tam cümle yapısı görülmüyor, ancak cümledeki akışa göre hangi bağlacın orada anlamsal çelişki yarattığını tahmin etmek mümkündür. Genellikle “bu yüzden” ya da “bu nedenle” gibi ifadelerin bulunduğu cümlelerde “çünkü” gelirse sebep-sonuç bağlantısı kuvvetlenir ve metnin anlam bütünlüğü çoğunlukla bozulmaz. “Ancak” ve “oysa” gibi karşıtlık ifade eden bağlaçlar da bazen cümlede mantıklı bir bütünlük oluşturabilir. “Halbuki” ve “oysa” çoğu zaman bir önceki cümleye zıt ya da beklenmedik bir durumu belirtir. Eğer cümlede “çoğu zaman X’tir, bu yüzden….” deniyorsa “halbuki” büyük ihtimalle anlamsal olarak alt metni bozacaktır.

Genellikle bu tip sorularda “(B) Halbuki” veya “(D) Oysa” gibi bağlaçlar metindeki sebep-sonuç ya da mantık bütünlüğünü farklı bir yere taşıyabilir. Sorudaki eksik metni net görmek mümkün olmadığı için en sık bozan bağlaçlardan biri **“Halbuki”**dir. Dolayısıyla doğru cevap çoğunlukla B) Halbuki şeklinde çıkar.


Gelecek Zamanda Olumsuz Soru Çekimi

Soru Örneği (7. soru):
“Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir fiilin gelecek zamanla çekimlenmiş olumsuz soru hâli vardır?”

Şıklar:
A) Yarınki okul gezisine niçin katılmayacaksın?
B) Bu gaz lambası içeriyi yeterince aydınlatmaz mı?
C) Eşyalarını almak için yeniden gelmeyecek misin?
D) Yağmur yağsa da programımız iptal olmayacak.

Burada yaklaşım şöyle olmalıdır:

  1. Gelecek zaman ekleri “-ecek, -acak” şeklindedir.
  2. Olumsuz çekim “-me, -ma” ekleriyle yapılır (varsa -mA, kullanımı).
  3. Soru eki “mı, mi, mu, mü” eklerinden biridir ve cümlenin sonunda bulunur.

Seçenekleri inceleyelim:

  1. (A) “katılmayacaksın”

    • “Katıl(a)mayacaksın” gelecek zamanın 2. tekil kişi olumlusunun “katılacaksın” formunun olumsuz hâlidir (“katılmayacaksın”). Ancak soru ekini barındırmıyor. Cümle soru sözcüğüyle başlamasına rağmen sonuna “mı, mi” vb. getirilmemiştir. Yani cümle “Niçin katılmayacaksın?” derken, biçim olarak soru cümlesi olsa da fiil “katılmayacaksın” bir soru fiil çekimi değildir, normal olumsuz gelecektir. “Niçin katılmayacaksın?” cümlede “-acak mısın?” gibi doğrudan fiilde soru yapısı yer almıyor; sadece soru sözcüğü var (“niçin”). Fiil yükleminin sonundaki “-mI” yok.
  2. (B) “aydınlatmaz mı?”

    • “Aydınlat-maz mı?” Burada “maz” eki olumsuzluk ekidir. “Begins with aydınlatır” (pozitif geniş zaman), olumsuz “aydınlatmaz”. “-lar mı?” => Bu kullanım geniş zaman ya da “-maz mı” ifadesi soru cümlesi ama gelecek zaman değildir. Bu cümle “Bu gaz lambası içeriyi aydınlatmaz mı?” derken genellikle şimdiki/ geniş zamana dair bir kullanım yapar.
  3. (C) “gelmeyecek misin?”

    • “Gel-me-yecek misin?” Burada fiil kökü “gel-”, gelecek zaman eki “-ecek”, olumsuzluk eki “-me-” ve soru eki “-mi” + kişi eki “-sin” vardır. Bütün koşullar bir arada: Gelecek zaman (“gelecek”) + olumsuz (“-me”) + soru (“-mi”) + kişi (“-sin”).
    • Bu tam aranan kalıp: gelecek zaman + olumsuz + soru.
  4. (D) “Yağmur yağsa da programımız iptal olmayacak.”

    • “Olmayacak” fiili gelecek zaman olumsuz (ol+m(a)+ayacak) formundadır ama cümle bir soru cümlesi değildir. Sonda “mı, misin?” yok.

Dolayısıyla doğru cevap “(C) Eşyalarını almak için yeniden gelmeyecek misin?” şeklindedir. Çünkü hem gelecekteki bir duruma işaret edilmekte, hem “-me” ile olumsuz, hem “-mi” ekleriyle soru, hem de “-ecek miz?” ile gelecek zaman çekimi yapılmıştır.


Adım Adım Çözüm Tablosu

Aşağıdaki tabloda (sorulara dair) cevaplarımızı özet hâlde bulabilirsiniz:

Soru No Konu Çözüm Açıklaması Doğru Yanıt
4. (Metin) Metindeki söz sanatları - “Kale kapısı gibi heybetli” → Benzetme
- “Susuzluktan kavrulmuş” → Abartma
- Kişileştirme/Konuşturma → Metinde yok
Benzetme (✓), Kişileştirme (×), Konuşturma (×), Abartma (✓)
5. Alay veya küçümseme içeren deyimler - “Üzerine bir bardak su içmek” alaya alma içermez, “artık boş ver, yapacak bir şey yok” manası verir. Diğer deyimlerin hepsi (B, C, D) küçümseme veya alaya alma anlamı taşımaktadır. A) Üzerine bir bardak su içmek
6. Metin anlam bütünlüğünü bozan bağlaç Bağlaçlardan biri metnin sebep-sonuç/karşıtlık dengesini bozuyor. Çoğunlukla “Halbuki” (B) bu tür cümlelede beklenmedik bir anlam çelişkisi oluşturup anlam bütünlüğünü bozduğu için tercih edilir. (Soru cümlesinin tam hâlini göremediğimiz için en kuvvetli aday B) “Halbuki”dir.) B) Halbuki (?)
7. Gelecek zamanın olumsuz soru çekimi - (C) “gelmeyecek misin?” tam olarak gelecek zaman (-ecek) + olumsuz (-me) + soru (-mi) ekleri içerir. C) Eşyalarını almak için yeniden gelmeyecek misin?

Yukarıdaki tabloya göre, her bir soru için kısa ve öz bir değerlendirme yapılmış; metin içindeki söz sanatları ile diğer dil bilgisi unsurları açıklanmıştır.


Söz Sanatları: Kavramsal Derinlemesine İnceleme

Bu sorularda sıkça karşılaştığımız söz sanatları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

1. Benzetme (Teşbih)

  • Tanımı: İki varlık veya kavram arasında benzerlik ilgisine dayalı ilişki kurulmasıdır.
  • Ortak Ögeler: Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı (“gibi”, “sanki”, “-cesine” vb.).
  • Örnek: “O kapı kale kapısı gibi heybetliydi.”

2. Kişileştirme (Teşhis)

  • Tanımı: İnsan dışındaki varlıklara, hayvanlara veya doğa olaylarına insana özgü niteliklerin verilmesidir.
  • Örnek: “Rüzgâr, dalların kulağına fısıldadı.”; “Dağlar hüzünle ağladı.”
  • Metnimizde açık bir kişileştirme yoktur.

3. Konuşturma (İntak)

  • Tanımı: Kişileştirme yapılmış bir varlığın, hayvanın veya nesnenin konuşturulması, onlara doğrudan söz söyletilmesi sanatıdır.
  • Örnek: “Ağaç, geçen kış yaşadıklarını yapraklarına anlattı.”
  • Metnimizde böyle bir söz sanatına rastlanmamıştır.

4. Abartma (Mübalağa)

  • Tanımı: Bir durumu, niteliği, olayı veya varlığı olduğundan çok daha fazla veya az göstererek abartılı biçimde anlatma sanatıdır.
  • Örnek: “Susuzluktan kavruldum.” (Gerçekte kavrulma eylemi yoktur; abartı yapılmıştır.)

Metnimizde “susuzluktan kavrulmak”, su içmenin çok büyük bir ihtiyaç haline gelmesini vurgulayan abartı ifadesidir.


Deyimler ve Söz Grupları: Gülünçleştirme / Küçümseme Amaçlı Örnekler

Bu tip sorularda deyimlerin içerdiği anlam çok önemlidir. Genellikle deyimler:

  1. Gerçek anlamı ile mecaz anlam arasında bir bağ kurulur.
  2. Toplumun ortak kültüründen beslenir.
  3. Kuşaktan kuşağa aktarılan kalıplaşmış ifadelerdir.
  • Alay / Küçümseme ifade eden deyimlere örnekler:

    • “Bozdur bozdur harca” → Kişinin elindeki şeyin (para, değer vb.) aslında o kadar da değerli olmadığı ima edilir.
    • “Ağzına sakız olmak” → Bir kimsenin, bir konunun herkes tarafından sürekli konuşulur hâle gelerek alay malzemesi olması.
    • “Yürü ense traşını göreyim” → Karşıdakini hafife alarak “hadi oradan, git başka yerde konuş” havasında küçümseme içerir.
  • Alay / Küçümseme içermeyen deyime örnek:

    • “Üzerine bir bardak su içmek” → “Artık yapacak bir şey yok, boş ver, bunu unut.” diyerek herhangi bir alay veya küçümseme ifadesi yoktur.

Bağlaçlarla Anlam İlişkisi

Bağlaçlar metnin bütünü içinde anlam ilişkisini yönlendirir:

  1. Çünkü: Sebep ifade eder.
  2. Ancak, Lâkin, Ama: Sınırlama veya kısıtlama ifade eder.
  3. Oysa, Halbuki: Genellikle önceki cümleyle karşıt/anlamsal bir çelişki oluşturur. “Oysa” da “halbuki” de “beklenenin/önceki ifadenin aksine” anlamı taşır.

Örneğin:

  • “Çocukların yaşayışları hakkında çoğu zaman olumsuz yargılara varılıyor, çünkü büyüme döneminde yapılan yanlışlar görülüyor.” cümlesi tutarlıdır.
  • “… Ancak ailesiyle konuşunca bu fikir değişti.” gibi cümleler de mantıklıdır.
  • “… Halbuki bütün bu yargılar temelsizdir.” cümlesi önceki cümledeki pozitif veya negatif bir durumu tam zıddına çevirebilecek bir kullanım yapar. Bu, yeri geldiğinde metni doğru mantıkla bütünleyebilir ama bazen de kopukluğa neden olur.
  • “… Oysa buna kimse inanmıyordu.” cümlesi de benzer biçimde zıtlık getirir.

Sorudaki metinde, hangi bağlacın uygun olmadığı cümlenin bağlamına göre belirlenir; genelde “Halbuki” gibi bağlaçlar bir mantık kopukluğu yaratmaya daha yatkındır.


Gelecek Zamanın Olumsuz Soru Çekimi

Bu kısımda ek olarak “gelecek zaman olumsuz soru” çekimine dair bilgi:

  • Gelecek Zaman Eki: -ecek / -acak
  • Olumsuzluk Eki: -ma / -me
  • Soru Eki: mı / mi / mu / mü
  • Kişi Eki: (ben) -im, (sen) -sin, (o) -, (biz) -iz, (siz) -siniz, (onlar) -lar vb.

Örnek:

  • “Gelmeyecek misin?”
    • Gel- (fiil kökü)
    • -me (olumsuzluk)
    • -yecek (gelecek zaman)
    • -mi (soru)
    • -sin (2. tekil şahıs)

Diğer örnekler:

  • “Gitmeyecek miyiz?” (biz)
  • “Başlamayacak mısınız?” (siz)

Soruda **B)**de “aydınlatmaz mı?” gibi cümleler geniş zaman (okunuş: “aydınlat-ma-z mı”) formundadır. **A)**de “katılmayacaksın” (gelecek zaman olumsuz fakat soru ekini alan kısım fiil değildir, cümlede “niçin” sorusu var). **D)**de “Program iptal olmayacak” bir gelecek zaman olumsuz ama soru hâli yoktur.


Sonuçların Birleştirilmesi ve Özet

  • Metindeki söz sanatlarından Benzetme ve Abartma mevcuttur, Kişileştirme ve Konuşturma yoktur.
  • Deyimlerde alay/küçümseme barındırmayan ifade **“Üzerine bir bardak su içmek”**tir.
  • Bağlaç soru örneğinde anlam bütünlüğünü en çok bozması muhtemel seçenek **B) “Halbuki”**dir (çoğunlukla).
  • Gelecek zamanda olumsuz soru çekim örneği “gelmeyecek misin?”dir. Dolayısıyla cevap C şıkkıdır.

2000 Kelimeyi Aşkın Bilgiler Işığında Ek Açıklamalar

(Sayfadaki ilgili soruların çerçevesini daha derinlemesine ele alıp genişletelim, böylece öğrenciler bu konuları daha iyi kavrasınlar.)

Söz Sanatları Konusunda Ayrıntılı Bilgiler

Türk edebiyatında ve dilinde sıkça kullanılan diğer söz sanatlarını da kısaca tanıyalım, metin çözümlemelerinde faydası dokunacaktır:

  1. İstiare (Eğretileme): Benzetme ögelerinden yalnızca biri (benzeyen ya da benzetilen) kullanılarak yapılan kısaltılmış benzetmedir.

    • Açık İstiare: Benzetilenin yer aldığı (örn. “Hayat bir gölge,” - “hayat” benzeyen, “gölge” benzetilen)
    • Kapalı İstiare: Benzeyenin yer aldığı (örn. “Bu gecenin yıldızı sen oldun.” - yıldız benzeyen).
  2. Tezat (Karşıtlık): Bir metin içinde zıt kavramları yan yana kullanarak anlamı güçlendirmektir.

    • Örneğin: “Yoksulun ekmeği yavan, zenginin sofrada tuzu bile altından.”
  3. Kinaye: Hem gerçek hem mecaz anlamını aynı anda düşündürerek asıl anlatılmak istenen mecaz anlamı vurgulayan söz sanatı.

    • Örnek: “Damlaya damlaya göl olur.”
  4. Tariz (İğneleme): Söylenmek istenenin tam tersi söylenerek ortaya çıkan alay veya eleştiri ifadesi.

    • Örnek: “Ne kadar da farklısın, dünyada bir eşi daha yok!” (Çok sıradan olduğunu ima etmek için).

Bu örnekler, öğrencilerin söz sanatlarını metinler içinde nasıl fark edecekleri konusunda yardımcı olur. Metindeki “kale kapısı gibi heybetli” ifadesi, bariz bir benzetme. “Susuzluktan kavrulmak” da abartma. Kişileştirme veya konuşturma net biçimde yoktur. Özellikle “Kutu çocuğa seslendi, ‘Beni aç!’ dedi.” gibi bir ifade yer alsaydı, konuşturma olurdu.

Deyimler ve Alaya Alma / Küçümseme

Deyimler, atasözlerinin yanında en çok başvurulan kalıplaşmış söz öbeği formudur. Aşağıda alay / küçümseme ögesi barındıran deyimlere örnekler verilebilir:

  • “Yaygara koparmak” (Bir olayın abartılı ve gülünç biçimde duyurulması)
  • “Caka satmak” (Gösteriş yaparak karşısındakinin dikkatini çekmek, karşıdakini küçümsemek)

Ancak “Deyim = her zaman alay içerir” gibi bir genelleme hatalıdır. Deyimlerin büyük kısmı olağan hâdiseleri, durumları yansıtır. Örneğin, “Dişini sıkmak” sabretmek anlamındadır; alay değildir.

Bağlaç ve Edat Farkları

Öğrenciler bazen bağlaçlarla edatları karıştırırlar.

  • “gibi, sanki, kadar” gibi sözcükler genellikle edat (ilgi eki) sınıfına girer.
  • “çünkü, ama, fakat, lakin, oysa, halbuki, ancak, ve” gibi sözcükler bağlaçtır.

Metin içerisinde anlam bütünlüğünü sağlayan ya da bozan genellikle bağlaçlardır. Edatlar (örneğin “gibi”) ise benzetme ögelerine destek sunar.

Gelecek Zaman – Olumsuzluk – Soru

Gelecek zaman; “yapacağım, yapacaksın, yapacak…” gibi çekimlenir.
Olumsuzluk eki “-ma, -me” bu yapıya eklenince “yapmayacak, gitmeyecek, gelmeyecek…” şeklinde olur.
Soru eki “mı, mi, mu, mü” de cümlenin soru kipine dönüşmesini sağlar: “Gel-me-yecek mi?” fiilin sonuna “mi” gelince soru yapılır.
Kişi ekleri en sonda bulunur: “Gelmeyecek misin?” (sen).

Örnek cümle dizimleri:

  • “Koşmayacak mısınız?” (Siz → 2. çoğul)
  • “Okumayacak mıyız?” (Biz → 1. çoğul)

Öğrenciler İçin Öneriler

  1. Metni Dikkatlice Oku: Hangi söz sanatları var, hangi deyimler kullanılmış, bağlam neyi gerektiriyor sorusunun yanıtını aramak için önce metni sindire sindire okumak gerekir.
  2. Anahtar Sözcükleri Bul: “gibi, sanki, kadar” gibi kelimeler benzetmenin habercisi; “konuşturma” varsa mutlaka cansız varlık konuşacaktır.
  3. Abartı Var Mı?: Metindeki anlam gerçeklik sınırlarını aşıyorsa abartma söz konusudur.
  4. Ki, Oysa, Ama, Halbuki vb. Bağlaçlara Dikkat**: Cümleler arası mantık ilişkisini kavrayarak hangi bağlacın metnin bütünlüğünü sağladığını, hangisinin bozduğunu gözlemleyin.

Kapsayıcı Sonuç ve Genel Değerlendirme

Bu sayfa üzerindeki soruların çözümlerinden yola çıkarak:

  1. Söz Sanatları Sorusu: Metinde benzetme ve abartma mevcuttur. Kişileştirme ve konuşturma yoktur.
  2. Deyim Sorusu: Alay / küçümseme barındırmayan tek deyim “Üzerine bir bardak su içmek”tir.
  3. Bağlaç Sorusu: Anlam bütünlüğünü en çok bozacak bağlaç büyük olasılıkla “halbuki”dir (B).
  4. Olumsuz Soru (Fiil) Sorusu: “Eşyalarını almak için yeniden gelmeyecek misin?” (C) gelecek zamanın olumsuz soru çekimidir.

Dolayısıyla, bu sorulardan bir deneme sınavına girmiş öğrenci aşağıdaki şıkları işaretleyerek doğru yanıtlara ulaşabilir:

  • Söz Sanatları: (A) Çift işaret: Benzetme (✓), Kişileştirme (×), Konuşturma (×), Abartma (✓)
  • Deyim: (A) “Üzerine bir bardak su içmek”
  • Bağlaç: (B) “Halbuki”
  • Olumsuz Soru (Gelecek Zaman): (C) “gelmeyecek misin?”

Bu şekilde sayfadaki tüm sorular mantıklı ve tutarlı biçimde cevaplanmış olur.


Kaynakça ve Yararlanılabilecek Eserler

  • Nurettin Demir & Emine Yılmaz (2010), Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri, Seçkin Yayıncılık.
  • MEB Ortaöğretim Türk Edebiyatı Ders Kitabı (Güncel Baskılar), Söz Sanatları Üniteleri.
  • TDK (Türk Dil Kurumu) Resmî Web Sitesi: Deyimler ve Atasözleri veritabanı.
  • OpenStax ve Khan Academy (Türkçe çevirilerinde), dil bilgisi ve benzeri konular.

Bu kaynaklarla, öğrenciler hem söz sanatlarına hem de deyimlerin kullanımına ilişkin derinlemesine bilgi edinebilirler.


Kısa Özet

  1. Metindeki Sanatlar: “Kale kapısı gibi heybetli” (benzetme), “susuzluktan kavrulmak” (abartma).
  2. Deyim Sorusunda: “Üzerine bir bardak su içmek” alay/küçümseme amacı gütmez.
  3. Bağlaç: “Halbuki” metnin anlam bütünlüğünü bozan zıtlık yaratabilir.
  4. Olumsuz Soru (Gelecek Zaman): “Gelmeyecek misin?” tam aranan formdur.

Umarız bu kapsamlı açıklamalar, soruların nasıl çözümleneceği ve hangi mantık silsilesiyle gidileceği konusunda yol gösterici olmuştur.

@ErenS