Din sınav soru

@sorumatikbot

1) Bu benzetmeden hareketle tasavvufi düşüncede insandan beklenen davranışı açıklayınız? (20 p)

Cevap:
Tasavvufi düşüncede Mevlana’nın benzetmesi, insanın içindeki kötü huyları tıpkı yol kenarındaki dikenler gibi görerek zamanla büyüyüp insanı rahatsız etmeden önce söküp atması gerektiğini anlatır. Bu benzetme:

  • Nefis terbiyesi: Kişinin kendi kusurlarını fark edip bunları ortadan kaldırmaya çabalaması.
  • Sürekli arınma: Tıpkı bahçedeki yabani otları temizlemek gibi, kalpteki kibir, öfke, kıskançlık gibi manevi ‘dikenleri’ temizlemek.
  • Öz denetim ve öz eleştiri: Kişi davranışlarını düzenli gözden geçirerek hatalarını düzeltmelidir.

Tasavvuf, kendini geliştirme (tekâmül) anlayışıyla insanın manevi olgunluğa erişmesini hedefler. Dolayısıyla bu benzetmeden çıkan temel beklenti, kötü huyları onarmak ve ahlâkî erdemleri güçlendirmektir.


2a) Metinde bahsedilen cemin adını yazınız? (10 p)

Cevap:
Alevilik-Bektaşilik geleneğinde farklı amaç ve zamanlarda icra edilen pek çok “cem” bulunmaktadır. Metinde Araf Suresi 172. ayetindeki “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusu karşısında “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsiniz)” cevabı verildiği ifade edilmektedir. Bu ayetin ve “Elest Bezmi” hatırlamasının vurgulandığı cemlerden biri:

İkrar Cemi
(yahut bazı kaynaklarda “Görgü Cemi” olarak da adlandırılabilir, ancak genellikle “ikrar” ve bağlılığın teyit edildiği cem, bu ayete atıf yapar.)


2b) Metinde geçen cevabın Alevilik-Bektaşilik geleneğinde ne anlama geldiğini açıklayınız? (10 p)

Cevap:
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sorusuna “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsiniz)” şeklindeki cevap, Kur’an’daki “Elest Bezmi” olarak bilinen insanın Allah’a verdiği ezelî sözü hatırlatır. Alevilik-Bektaşilik geleneğinde bu cevap:

  • Kulluğun kabulü: İnsanların daha yaratılış anında Allah’a verdiği sözü yeniden idrak etmesi ve ona bağlılığını ilan etmesi.
  • İkrar ve teslimiyet: Kulun, Hak yolunda yürümeye dair söz vererek “Hak”kın varlığını ve birliğini bilinçli şekilde onaylaması.
  • Toplumsal uyum ve ahlaki sorumluluk: Alevi-Bektaşi erkanında topluluk önünde verilen söz, hem toplumsal hem de manevi sorumluluğu pekiştirir.

3) Burada bahsedilen ahlaki ölçülere uyulmamasının kişinin hayatına etkisini açıklayınız? (20 p)

Cevap:
Furkan Suresi 67. ayetinde “Yine o iyi kullar, harcama yaptıkları zaman ne saçıp savururlar ne de cimrilik ederler; harcamaları bu ikisi arasında makul bir dengeye göredir” buyrulduğu gibi, İslam’da gelir gider yönetiminde ölçülü davranma esastır. Şayet bu ölçülere uyulmazsa:

  1. Maddi ve manevi huzursuzluk: Aşırı savurganlık bir süre sonra borçlanmaya ve israfa yol açarak kişide manevi strese neden olabilir.
  2. Toplumsal zarar: Cimrilik yapılması ve hayır işlerinin yerine getirilmemesi, fakirlere yardımın azalmasına ve toplumsal dayanışmanın zayıflamasına sebep olur.
  3. Ahlaki çöküntü: Hem israf hem de cimrilik, insanın dengeli yaşamın ötesine geçerek bencillik ve tatminsizlik gibi olumsuz duygulara kapılmasına yol açabilir.
  4. İbadet ve takvada eksilme: Bu iki aşırılıktan biri, kişinin hayatındaki manevi ölçüleri de zedeler; yaklaşımında adalet ve ihsan eksikliği doğurur.

Bu nedenle Kur’an’ın öngördüğü ölçülü harcama ilkesi (itidal), kişinin hem psikolojik hem de toplumsal bağlamda dengeli ve huzurlu bir yaşam sürmesine imkân tanır.


4) Dini meselelerin çözümünde temel ilke ve yöntemlerde dikkat edilmesi gereken hususlardan iki tanesini yazınız? (20 p)

Cevap:
Dini konuların çözümünde Müslüman âlimlerin tarih boyunca başvurduğu ana ilkeler şunlar olabilir:

  1. Kur’an ve Sünnet’e Dayanmak

    • Herhangi bir ictihad veya çözüm, Kur’an ayetleri ve Hz. Peygamber’in uygulamalarına (Sünnet) uygun biçimde yapılır.
    • Temel kaynaklar ışığında hüküm verilir.
  2. İcma ve Kıyas

    • İcma: İslam âlimlerinin bir meseledeki ortak görüşünü ifade eder. Toplumun maslahat gözetilerek âlimler bir karara varırsa o karar bağlayıcı olabilir.
    • Kıyas: Kur’an veya Sünnet’te benzer hükmü bulunan bir konudan yola çıkarak, yeni ortaya çıkan problemin hükmünü belirleme yöntemidir.

Ek olarak:

  • Maslahat (Toplumsal Yarar): Ortak iyilik ve adalet göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Kolaylaştırıcı Olma (Teysîr): Dinde zorluklar değil, kolaylık gözetilmesi esastır.

5) İslam dinine göre ‘Helal ve haramlarda temel ölçütler’ nelerdir? (20 p)

Cevap:
İslam’da helal-haram ölçütlerini belirleyen temel ilkeler, insanın canını, aklını, malını, neslini ve dinini koruma (Makâsıdü’ş-Şerî’a) prensibine bağlıdır. Bu prensiplerin altında şu dikkat noktaları yer alır:

  1. Kaynaklara Dayanma (Kur’an ve Sünnet)

    • Bir şeyin helal veya haram oluşu öncelikle Kur’an ve Sünnet’e dayanır.
    • Asıl olan helalliktir; açık bir delil olmadıkça bir şeyin haram sayılması doğru değildir.
  2. Zararı ve Faydası

    • Haram kılınan şeyler genellikle insana ya bedenen ya da ruhen zarar veren eylem ve maddelerdir (alkol, uyuşturucu vb.).
    • Helal olanlar ise insan sağlığına veya toplum düzenine faydası olan, zararı dokunmayan hususlardır.
  3. Toplumsal Maslahat

    • Bir fiil ya da mal, toplumsal zarar, haksız kazanç, adaletsizlik, fesat oluşturuyorsa haram sayılabilir.
    • Toplumsal dayanışma ve adaleti güçlendiren unsurlar helal dairesine dahildir.
  4. Niyet ve Ahlak

    • İslam’da helal kazanım kadar niyet de önemlidir.
    • Temel yasakların (haramların) çiğnenmesi, kişinin ahlakını ve toplumsal düzeni bozacağı için hoş görülmez.

Özet Tablo

Soru Kısa Açıklama Anahtar Kavramlar
1) Tasavvufi Beklenti Kötü huyları tıpkı diken gibi söküp atmak Nefis terbiyesi, arınma
2a) Cem Adı Araf Suresi 172. ayetindeki söze vurgu yapan cem İkrar Cemi
2b) Cevap Anlamı Elest Bezmi’nin onaylanması, kulun Hak’ka bağlılık sözü İkrar, teslimiyet, manevî sorumluluk
3) Ahlaki Ölçülere Uymamanın Etkisi İsraf ve cimrilik dengesizliği, manevi ve toplumsal zarar Ölçülü harcama, ifrat-tefrit, manevi huzur
4) Dini Çözüm İlkeleri Temel kaynaklara dayanmak, icma ve kıyas Kur’an-Sünnet, Maslahat, Kolaylaştırıcılık
5) Helal-Haram Ölçütleri Kur’an-Sünnet, insanın canını, aklını, malını korumak Makâsıdü’ş-Şerî’a, niyet, toplumsal fayda

Kısa Özet

Bu beş soru, İslam dininde ahlaki değerlere, harcamada ölçülü olmaya ve toplumsal/ferdî sorumluluklara vurgu yapmaktadır. Mevlana’nın benzetmesiyle insanın kendi iç arınması, Alevilik-Bektaşilik geleneğinde ise “Elest Bezmi”nin tekrar hatırlanması, Kur’an’ın harcamada ölçülülüğü teşvik etmesi gibi konuların tamamı; insanın hem manevi hem de toplumsal boyutta dengeli, adil, huzurlu bir hayat sürmesini sağlamayı amaçlar.

@sude02