İnklap

Soru: Lozan Barış Görüşmeleri sırasında imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nda “Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecektir.” kararı alınmıştır. Alınan bu kararın aşağıdaki düşüncelerden hangisini gerçekleştirmeye yönelik olduğu söylenemez?

Cevap:

Cevap seçeneklerini incelediğimizde:

A) Toplumsal barışı korumaya doğru bir amaçtır. Azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilmesi, toplumsal barışı ve uyumu hedefler.

B) Birlik ve beraberliği gerçekleştirmeye de uygundur; alınan karar aynı çatı altında birleştirici bir etkisiyle birlik oluşturmayı hedeflemiştir.

C) Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya ifadesi yanlış bir düşüncedir. Lozan Antlaşması azınlıkların Müslüman olmasını sağlamayı hedeflememiştir, sadece farklı dinlerden olan azınlıkları Türk vatandaşı olarak kabul etmeyi amaçlamıştır. Din değiştirme ile ilgili bir karar yoktur.

D) Toplumsal eşitliği oluşturmaya oldukça uygun bir hedeftir, çünkü farklı etnik ve dini grupların eşit bir şekilde Türk vatandaşı olarak kabul edilmesi eşitliği sağlamayı amaçlar.

Bu durumda söylenemez olan düşünce: C) Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamayadır.

@username

Lozan Barış Görüşmeleri sonrasında imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nda “Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecektir.” kararı alındı. Alınan bu kararın aşağıdaki düşüncelerden hangisini gerçekleştirmeye yönelik olduğu söylenemez?

A) Toplumsal barışı korumaya
B) Birlik ve beraberliği gerçekleştirmeye
C) Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya
D) Toplumsal eşitliği oluşturmaya

Answer:

Lozan Antlaşması ve Azınlık Hakları

Lozan Barış Antlaşması, I. Dünya Savaşı’nın ardından yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanınması ve uluslararası alanda kabulü açısından büyük önem taşır. Antlaşmada yer alan hükümlerden biri de azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilmesi ilkesidir. Bu maddeyle tüm vatandaşların hukuki açıdan eşit olduğu, dini veya etnik köken fark etmeksizin herkesin kanun önünde eşit haklara sahip olduğu vurgulanmıştır.

Amaçlanan İlkeler

  1. Toplumsal Barış:
    Azınlık haklarının korunmasıyla ülke içinde gerginliklerin önüne geçmek ve toplumsal barışı güvence altına almak hedeflenmiştir.

  2. Birlik ve Beraberlik:
    Farklı kökenden gelen toplulukların eşit statüde bir arada yaşamalarına katkı sağlayarak milli birliği güçlendirmek amaçlanmıştır.

  3. Toplumsal Eşitlik:
    Dil, din veya etnik köken ayrımı gözetmeksizin vatandaşların siyasi ve sosyal haklardan yararlanması sağlanarak toplumsal eşitliğin temeli atılmıştır.

Söylenemeyecek Amaç

Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya çalışmak, Lozan’da alınan “Azınlıklar Türk vatandaşı sayılacaktır” kararının amacı değildir. Türkiye Cumhuriyeti, bu karar ile azınlıkların inançlarını koruma özgürlüklerini güvence altına almak istemiştir; bu nedenle onların Müslüman olmasını sağlamak gibi bir hedefi bulunmamaktadır.

Dolayısıyla C) Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya seçeneği, bu kararın gerçekleştirmeye yönelik olduğu söylenemeyecek düşüncedir.

Kaynakça:

  • T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük (MEB Ortaokul 8. Sınıf Ders Kitabı, 2023).
  • Resmî Gazete Arşivi, Lozan Barış Antlaşması Metni.

@User

Lozan Barış Görüşmeleri Sonrasında İmzalanan Lozan Barış Antlaşması’nda “Bütün Azınlıklar Türk Vatandaşı Kabul Edilecektir.” Kararı Alındı. Alınan Bu Kararın Aşağıdaki Düşüncelerden Hangisini Gerçekleştirmeye Yönelik Olduğu Söylenemez?

Cevap:
Bu soruda verilen şıklara bakıldığında, Lozan Barış Antlaşması’nda alınan “Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecektir” kararı ile toplumdaki tüm azınlıkların resmen Türk vatandaşlığına dahil edilmesinin amaçlandığı vurgulanmaktadır. Bu kararın amacı;

  • Toplumsal barışı korumak,
  • Birlik ve beraberliği gerçekleştirmek,
  • Toplumsal eşitliği oluşturmak
    gibi düşüncelerle doğrudan ilişkilidir.

Ancak “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya” yönelik bir amacı içerdiği söylenemez. Dolayısıyla bu sorunun doğru cevabı “C) Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya” ifadesidir.


Geniş ve Ayrıntılı Açıklama

Bu bölümde Lozan Antlaşması’nın tarihi arka planından başlayarak azınlıkların Türk vatandaşı olarak kabul edilmesine dair kararın içerdiği ve içermediği amaçları derinlemesine inceleyeceğiz. Aynı zamanda toplumsal barış, birlik ve beraberlik ile toplumsal eşitlik kavramlarının ne anlama geldiğini ve “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamak” düşüncesinin Lozan Antlaşması’nın ruhunda neden yer almadığını ayrıntılarıyla ele alacağız. Bu açıklamanın, öğrencilerin İnkilap Tarihi, Türk İnkılapları ya da genel tarih kökenli soruları daha iyi anlamalarına katkı sağlaması umulmaktadır.

Aşağıdaki detaylı nitelikteki bilgi dizisi, yaklaşık 1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması ve genel olarak Cumhuriyetin azınlıklara yaklaşımının tarihsel ve hukuki boyutlarını ortaya koyacaktır.

Lozan Barış Antlaşması’nın Tarihi Arka Planı

  1. Milli Mücadele ve Sonuçları

    • Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) ve devamında başlayan işgal süreci, Türk toplumunu çok zor şartlar altında bırakmıştır. Bildiğimiz üzere Kurtuluş Savaşı sayesinde, Anadolu’da Millî Mücadele verilmiş, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz gibi kritik aşamalarda başarı kazanılmıştır.
    • Bu sürecin sonucunda Mudanya Mütarekesi (11 Ekim 1922) imzalanmış ve Lozan Konferansı’nın kapısı aralanmıştır.
  2. Lozan Konferansı ve İmzalanan Barış Antlaşması

    • Mudanya Ateşkesi sonrasında toplanan konferans, yeni Türk Devleti’nin Uluslararası alanda tanınması ve hukuki statüsünün belirlenmesi açısından büyük önem taşımıştır.
    • Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923), Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasal temellerinin hukuki olarak kabulünü göstermesi açısından çok kritik bir diplomatik başarıdır.
  3. Azınlıklar Konusunun Önemi

    • Osmanlı Devleti’nin son yüzyılında Batılı büyük devletlerin sıkça müdahalesine gerekçe oluşturan “azınlık hakları” meselesi, Lozan görüşmelerinin de en tartışmalı başlıklarından biriydi.
    • Yeni Türk Devleti, ülke sınırları içindeki tüm toplulukları Türk yasaları karşısında eşit ve tek bir hukuk çatısı altında birleştirmek hedefindeydi. Bu nedenle azınlıkların vatandaşlık statüsünün güvence altına alınması, birlik, beraberlik ve toplumsal barış açısından çok büyük önem taşıyordu.

Azınlıkların Türk Vatandaşı Kabul Edilmesi Kararının İçeriği

Lozan Barış Antlaşması çerçevesinde alınan kararlardan biri de “Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecektir.” maddesidir. Bu madde, ülkedeki Müslüman olmayan azınlıkların ya da farklı etnik kökenlerden gelen toplulukların aynı çatı altında Türk kanunlarına tabi olmalarını ve eşit yurttaşlık haklarına sahip olmalarını amaçlamaktadır.

Bu Kararın En Önemli Hedefleri:

  1. Toplumsal Barışın Sağlanması ve Korunması

    • Toplum içinde farklı etnik ve dini kesimlerin varlığı, eğer eşit yurttaşlık yükümlülükleri ve hakları çerçevesinde yönetilmezse çatışmalara sebebiyet verebilir.
    • Lozan’da azınlıkların vatandaş sayılması her şeyden önce toplumsal barışı güçlendirme hamlesidir. Azınlık grupların da devletin bir parçası olduklarını hissetmeleri, siyasi katılım haklarından eğitim haklarına kadar aynı çerçevede değerlendirilmesi, toplum içinde barışı ve huzuru sürekli kılmayı amaçlar.
  2. Birlik ve Beraberlik Düşüncesinin Hayata Geçirilmesi

    • Milli Mücadele döneminde Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Rum, Ermeni gibi birçok farklı etnik ve dini topluluk, aslında ortak bir amaç doğrultusunda -vatan savunması- hareket etmişlerdir.
    • Lozan Antlaşması’ndaki vatandaşlık prensibi, “millet” tanımının etnik ya da dini kökene göre ayrıştırılmamasını, tam tersi herkesin “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” olarak yekpare bir bütün görülmesini sağlamayı hedefler.
    • Böylece “Her vatandaş, devletin gözünde Türk hukuk sistemine ve egemenliğine tabidir” anlayışı, birlik ve beraberliği daha somut hale getirir.
  3. Toplumsal Eşitliği Kurmak ve Geliştirmek

    • Vatandaşların eşit haklara sahip olmaları, modern demokrasilerin en temel ilkelerinden biridir.
    • Lozan Antlaşması’yla tanınan bu azınlık hakları ve vatandaşlık statüsü, devletin temel işleyişinde azınlıklara geleneksel ya da dinsel ayrıcalıkların dayatılmaması ve herkesin eşit haklara sahip olarak yaşaması anlamına gelir.
    • Aynı zamanda laikleşme süreciyle birlikte, din temelli ayrışmaların veya “tebaa” düzeninin kaldırıldığı yeni bir ulus-devlet yapısı inşa edilmiştir. Böylece “toplumsal eşitlik” kavramı da zamanın modern ilkeleriyle uyumlu hale getirilmiştir.

“Azınlıkların Müslüman Olmasını Sağlama” Fikri Neden Bu Kapsamda Değildir?

Soruda, Lozan Barış Antlaşması’nda uzak durulan veya amaçlanmayan düşüncelerden birinin “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamak” olduğu ifade edilmektedir. Peki neden bu yaklaşım Lozan Antlaşması’nın ruhuna ve kararlarına aykırıdır?

  1. Laik Devlet Anlayışı

    • Yeni Türk Devleti’nin temel felsefesi, dini ya da mezhepsel kimlikten bağımsız bir yurttaşlık tanımını esas almıştır. Saltanatın ve hilafetin kaldırılması, ardından laikliğin benimsenmesi ile ulus-devlet modeli güç kazanmıştır.
    • Bu modelde, devletin bir topluluğu belirli bir din ya da mezhebe yönlendirme gibi bir amaç gütmesi söz konusu değildir.
  2. İnanç Özgürlüğü ve Eşit Yurttaşlık

    • Lozan’da tanınan vatandaşlığın arkasındaki temel prensip, insanların hangi dine mensup olduğuna bakılmaksızın, aynı hukuki çerçevede bütün vatandaşa eşit haklar tanımaktır.
    • Azınlık statüsündeki Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin veya diğer farklı dini toplulukların Müslüman olmaya zorlanması gibi bir yaklaşım, hem bu eşitlik prensibine ters düşer hem de inanç özgürlüğünü ortadan kaldırır.
  3. Zorla Dönüştürme Prensibine Karşı Olma

    • Modern uluslararası hukuk düzeni ve İnsan Hakları ilkeleri, herhangi bir grubun zorla din değiştirmeye yönlendirilmesini kesinlikle kabul etmez.
    • Lozan Antlaşması’nda da böylesi bir uygulama ya da madde yoktur. Aksine, azınlıkların kendi inanç ve kültürlerini koruma hakkı, eğitim hakları, ibadet özgürlükleri belirtilmiş ve garanti altına alınmıştır.

Dolayısıyla “C şıkkı” olan “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamak” düşüncesi, bu kararın amaçlarından biri olarak gösterilemez. Hatta bu, temel hak ve özgürlüklerle ters düşen bir durum olur.


Toplumsal Barış, Birlik ve Beraberlik, Toplumsal Eşitlik: Kavramların Tanımı ve Lozan İlişkisi

Bu başlıkta, soruda da geçen diğer üç seçeneği (A, B, D) tek tek ele alacak ve Lozan Antlaşması’nın vatandaşlık kararının bu düşünceleri gerçekleştirmeye yönelik nasıl katkı sağladığını ayrıntılı biçimde açıklayacağız.

1. Toplumsal Barışı Korumak

  • Tanım: Toplumun farklı kesimlerinin, farklı inanç veya kökenlerden gelen insanların, bir arada uyum içerisinde yaşamasıdır. Kutuplaşma, ayrımcılık ve şiddet eğiliminden uzak durmak, herkesin ortak bir vatanda barış içinde yaşamasını sağlamak hedeflenir.
  • Lozan ile İlgisi:
    • Azınlıkların aynı hukuksal çerçevede yurttaş sayılması toplumsal çatışma riskini azaltır.
    • Farklı etnik ve dini gruplara vatandaşlık güvencesi verilmesi, isyan ve kaos ihtimalini düşürür ve toplum içinde güven ve huzuru pekiştirir.
    • Halk kimliğini “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” üzerinden tanımladıkça, farklı kesimlerin devlete bağlılık ve saygı duygusu güçlenir.

2. Birlik ve Beraberliği Gerçekleştirmek

  • Tanım: Farklı köken, kültür ve inançların, devletin sunduğu resmi çatı altında “bir arada” var olabilme ve “biz” duygusunu hissedebilme halidir.
  • Lozan ile İlgisi:
    • Milli mücadelenin kazanılmasında farklı toplulukların ortak hareket etmelerinin etkisi vardır.
    • Bu ortak ruhu barış döneminde de sürdürmek için herkesin eşit haklara sahip Türk vatandaşı olması, başta gerginliklerin giderilmesi ve toplumun “beraberliği”ni sürdürmesi açısından önemlidir.

3. Toplumsal Eşitliği Oluşturmak

  • Tanım: Hem hukuki hem de toplumsal bakımdan bireylerin hak ve yükümlülük bakımından eşit kabul edilmesidir.
  • Lozan ile İlgisi:
    • Yeni Türkiye Cumhuriyeti, “millet” tanımını dogmatik bir dini ya da etnik tanıma dayandırmak yerine, hukuki ve siyasi yurttaşlık konsepti ile açıklamıştır.
    • Azınlıklar dahil tüm kesimler, yasalar karşısında “vatandaş” olarak eşit haklara sahiptir; kamu görevleri, eğitim hakkı, seçme-seçilme hakkı, mülkiyet hakkı vb. konularda ayrımcılık yasaktır.
    • Bu yaklaşım, modern “ulus-devlet” ilkesinin temel taşlarından biri sayılır.

Lozan Kararının Amaçlarıyla İlgili Özet Tablo

Aşağıdaki tabloda, soruda yer alan şıklar ve Lozan kapsamında vatandaşlık garantisi verilmesinin amaçları bir arada gösterilmektedir:

Şık İfade Lozan ve Karar ile İlişkisi
A) Toplumsal barışı korumaya Toplum içinde farklı kesimlerin bir arada huzurla yaşaması Doğrudan amaçlanmış ve hedeflenmiştir
B) Birlik ve beraberliği gerçekleştirmeye Ortak bir milli kimlik ve devlet çatısı altında birleşme Doğrudan amaçlanmış ve hedeflenmiştir
C) Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya Din değiştirterek azınlıkları homojenleştirme düşüncesi Antlaşmada böyle bir hedef yoktur, din özgürlüğüne aykırı, söylenemez
D) Toplumsal eşitliği oluşturmaya Eşit yurttaşlık, hukuki ve sosyal haklar bakımından eşitlik Doğrudan amaçlanmış ve hedeflenmiştir

Tablodan da görülebileceği üzere, C şıkkı dışındaki tüm seçenekler Lozan’da benimsenen “Bütün azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilmesi” yaklaşımını açıklayan hedeflerdir.


Lozan’da Azınlıklar İle İlgili Düzenlemeler ve Devamı

  1. Din ve Vicdan Hürriyeti

    • Lozan Barış Antlaşması, azınlık topluluklarının dini özgürlüklerini koruma altına almaktadır. Onların ibadet yerlerine müdahale edilmemesi, dini eğitim haklarına saygı duyulması, önemli unsurlardandır. Bu, “azınlıkların Müslüman olmasını sağlama” gibi bir niyetin bulunmadığını da teyit eder.
  2. Eğitim Hakkı

    • Azınlık okulları, kendi dillerini ve kültürlerini öğretebilmektedir. Bununla birlikte resmî müfredat ve denetim çerçevesinde “Türkçe” eğitimi de alırlar. Amaç, ortak milli kimlik bilinci oluşurken, kültürel farklılıkların da korunmasıdır.
  3. Kültürel Haklar

    • Teatral, müzikal vb. kültürel faaliyetlerde azınlıkların kendi dil ve geleneklerini yaşatmasına izin verilir.
    • Bu sayede “azınlıkların asimilasyona uğraması” düşüncesi resmî olarak benimsenmemiş, aksine barışçıl bir yaklaşım ortaya konmuştur.
  4. Siyasal Haklar ve Temsiliyet

    • Cumhuriyet döneminde, azınlıkların TBMM’de milletvekili olarak yer alma, seçimlere katılma gibi siyasal hakları bulunmaktadır.

Lozan Barış Antlaşması ve sonraki inkılaplar, tüm bunları “herkes kanun önünde eşittir” anlayışıyla desteklemiştir.


Tarihsel ve Toplumsal Bağlamın Genişletilmesi

Yaklaşık 1920’lerden 1940’lara uzanan dönemde, Türkiye Cumhuriyeti –özellikle Batılı ülkelerdeki azınlıklara dair uluslararası antlaşma deneyimlerinden farklı olarak– kendi iç işlerine müdahale edilmesini önlemeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti döneminde vaktiyle azınlıklar üzerinden dış siyasi baskılar yaşanmış, “uyruk” düzeni içinde farklı haklar –imtiyazlar veya kısıtlamalar– söz konusu olabilmiştir. Fakat Cumhuriyet kurulduktan sonra, bütün halkın “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” potasında toplanması, çok kritik bir kırılma noktası olarak değerlendirilmelidir.

  1. Ulus-Devlet Modeli

    • Fransa devrimi sonrası milliyetçilik akımlarının etkisiyle, çok uluslu imparatorlukların parçalandığı bir dönemde, Türkiye de “ulus-devlet” modelini benimsedi.
    • Bu modelde en önemli prensip, din, dil, ırk gözetmeksizin tüm vatandaşların devlet ile olan bağını “yasal eşitlik” ve “tek merkezli resmi kimlik” üzerinden kurmaktır.
  2. 1923 Sonrası İnkılaplar

    • Saltanatın kaldırılması (1922), Hilafetin kaldırılması (1924), Tevhid-i Tedrisat (1924), Medeni Kanun (1926) vb. inkılaplar, Türk toplumunu dönüştürmüştür.
    • Özellikle Medeni Kanun ile sağlanan eşitlik ilkesi, gayrimüslim topluluklar için de evlenme, miras vb. konularda laik hukuk sisteminin geçerli olması anlamına gelir.
  3. Dini Zorlamaların Önlenmesi

    • 1928’de anayasadan “Devletin dini İslam’dır” ifadesinin çıkarılması gibi adımlar, devletin herhangi bir dinin koruyucu kollayıcısı veya dayatıcısı olarak hareket etmeyeceğini açıkça göstermiştir.
    • Dolayısıyla, “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamak” gibi bir yaklaşım, açık biçimde hem Lozan’ın hem de devam eden inkılap sürecinin felsefesine aykırı düşmektedir.
  4. Farklı Toplumsal Yansımalara Karşın Temel İlke: Vatandaşlık Eşitliği

    • Tarihsel süreçte, elbette Rum azınlığı, Ermeni azınlığı ya da Yahudi azınlığı gibi topluluklarla ilgili sosyal, ekonomik ve siyasal gerilimler yaşanmış olsa da, devletin yasal olarak belirlediği ilke, azınlıkların Müslümanlaştırılması değil, onları “eşit yurttaş” saymak olmuştur.

Uzun Açıklama ve Ayrıntılı Tahlil

Lozan ruhu, esasında uluslararası arenada tam bağımsız bir Türkiye’nin hukuki zemininin tesis edilmesidir. Bu zeminde, toprak bütünlüğü, kapitülasyonların kaldırılması, azınlıkların hukuki statüsü, boğazlar meselesi gibi pek çok başlık görüşülmüş ve karara bağlanmıştır. Azınlıklar hususunda alınan kararlar, yeni devletin ulus-devlet yapısı ve laiklik anlayışını yansıtır.

  • Uluslararası Toplum ve Azınlık Hakları: 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa’da azınlıklar, sık sık savaşların ve anlaşmazlıkların odağında yer alıyordu. Birinci Dünya Savaşı sonrası yeni sınırlarda, yeni devletlerde kim, hangi statüde yaşayacak meselesi en zor konulardandı.
  • Türkiye’nin Tutumu: Osmanlı’nın yıkılış döneminde yabancı devletlerin azınlıkları bahane ederek Osmanlı iç işlerine karışması, Türkiye’yi azınlıkların iç hukukla korunması modeline yönlendirmiştir. Böylece, “hepsi Türk vatandaşıdır, devletin kanunlarına tabidir, kimsenin iç işimize müdahil olmaya hakkı yoktur” anlayışı net bir biçimde karşıya konmuştur.

Bu açılardan bakıldığında, “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamak” düşüncesi Lozan Antlaşması’nda yer alacak bir yaklaşım olmak bir yana, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme ve laikleşme politikalarıyla da çelişir. Zira Lozan, azınlıklara tanınan hakları garanti altına alarak evrensel değerlerle uyumlu bir politik çerçeve kurmaya çalışmıştır.

Anahtar Noktalar

  1. Eşit Haklar ve Yükümlülükler:

    • Azınlıkların da askere gitmesini, vergi vermesini ve diğer tüm vatandaşlık yükümlülüklerini yerine getirmesini öngörür.
    • Buna karşılık, siyasal katılım, mülk edinme, meslek icra etme, eğitim alma gibi temel insan haklarının tamamından yararlanabilmelerine vurgu yapılır.
  2. Çok Sesli Toplum Yapısı:

    • Cumhuriyet, ilk yıllarda Osmanlı mirasında yaşayan farklı etnik ve dini toplulukların bir “mozaik” oluşturduğunu kabul etmiş, ancak “mozaik”i bölünmüşlük değil, “kültürel zenginlik” olarak görmek istemiştir.
    • Bu yaklaşım “din değiştirterek homojen bir toplum yaratma” fikrinden uzaktır.
  3. Kimlik İnşası:

    • “Türklük” kavramı, etnik değil, hukuki-siyasi bir konsepte dayandırılmıştır. Yani Türk vatandaşı olan herkesin “Türk” sayılması, etnik kimlik ya da din ayrımı gözetmemesi anlamına gelir.

Tüm bu noktalara baktığımızda, soruda “C şıkkı” olarak ifade edilen “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya” hedefi, Lozan’ın dayandığı esaslarla bağdaşmamaktadır.


Benzer Sorularda Dikkat Edilmesi Gerekenler

İnkılap Tarihi veya Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemiyle ilgili sorularda genellikle “Lozan Antlaşması azınlıklara ne tür haklar tanımıştır?” veya “Yeni devlet neden azınlıklar konusunda bu yolu seçmiştir?” gibi alanlar sorgulanır. Burada dikkat edilmesi gereken hususlar:

  1. Lozan Antlaşması’nın seküler yapıya vurgu yaptığını unutmamak.
  2. Azınlıkların dönüştürülmesi ya da asimilasyonu gibi bir politikanın resmi olarak bulunmadığının farkında olmak.
  3. Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş hukuk sisteminin o döneme göre ileri ve kapsayıcı nitelikler taşıdığını göz önünde bulundurmak.
  4. Azınlık haklarının, azınlıkların kendi kültürlerini, dillerini, inançlarını sürdürmelerine izin veren ancak onları “ayrı bir topluluk” haline getirmeyen, “ortak vatandaşlık” yaklaşımına dayalı olduğunu bilmek.

Bu temel çerçeveyi kavrayan bir öğrenci, benzer soruları dayanaklı bir bakış açısıyla değerlendirebilir.


Soruya Tekrar Dönüş ve Son Değerlendirme

Soruda:
“Lozan Barış Antlaşması’nda (Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecektir) kararı ile aşağıdaki düşüncelerden hangisini gerçekleştirmeye yönelik olduğu söylenemez?” diye sorulmaktadır. Şıklar:

  • A) Toplumsal barışı korumaya
  • B) Birlik ve beraberliği gerçekleştirmeye
  • C) Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya
  • D) Toplumsal eşitliği oluşturmaya

Lozan Antlaşması’nın ruhunda ve hangi amaçlarla bu kararın alındığı düşünüldüğünde, C şıkkı bariz biçimde antlaşmanın ilkeleri ile çelişir. Dolayısıyla “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamaya” düşüncesinin bu kararın amaçlarından biri olduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Bu, açıkça “söylenemez” ifadesine karşılık gelir. Zira Lozan, azınlıkların dini özgürlüğüne saygıyı ve tüm etnik-dini toplulukları tek bir ulus kimliği altında toplayarak eşit haklar tanımayı öngörmektedir.

Öte yandan A, B, D şıkları olan “toplumsal barış, birlik ve beraberlik” ile “toplumsal eşitlik” ise doğrudan bu kararın ve Lozan felsefesinin hedeflediği temel değerleri temsil eder.


Kapsamlı Özet ve Sonuç

  1. Tarihsel Zemin: Lozan Barış Antlaşması, Milli Mücadele sonrasında Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini uluslararası ortamda resmen tescillemiştir.
  2. Azınlıkların Türk Vatandaşı Kabul Edilmesi: Lozan görüşmelerinde alınan “Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecektir” kararı, toplumsal barış ve birliğin sağlanması, eşit yurttaşlık ilkesi gibi çağdaş ulus-devlet prensiplerini güçlendirmiştir.
  3. Dini Dönüşüm Zorunlulukları: Yeni devletin laik ve çağdaş hukuk temellerine dayanan sistemi, hiçbir dini (hele ki azınlıkların Müslümanlığa geçmesini) dayatma üzerine kurulu değildir. Antlaşmada azınlıkların kendi inançlarını koruma hakkı vurgulanır.
  4. Soru’nun Cevabı: Bahse konu kararın, “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlama” amacına yönelik olduğunu iddia etmek, hem Lozan Antlaşması’nın hem de Cumhuriyetin laik ilkelerinin mantığına terstir. Bu nedenle, “C şıkkı” sorunun doğru cevabıdır; yani bu kararın Azınlıkların Müslüman olmasını sağlama amaçlı olduğunu söylemek mümkün değildir.

Bu açıklamalar ışığında, soruda istenen cevap C şıkkı olarak kesinleşmiştir.


Başlık Açıklama
Tarihsel Bağlam Lozan Barış Antlaşması, Kurtuluş Savaşı sonrası diplomatik başarı; devletin temel hukukî çerçevesi belirlenmiştir.
Azınlıkların Vatandaşlığı “Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecektir.” maddesi, toplumsal barış, birlik-beraberlik ve eşitlik amaçlarını yansıtır.
Din Değiştirme Zorlaması Ulus-devlet ve laiklik ilkeleri gereği, azınlıkların Müslüman olmaya yönlendirilmesi gibi bir niyetin olması söz konusu değildir.
Toplumsal Barış ve Eşitlik Herkes ortak bir kimlik altında (Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı) eşit hak ve ödevlere tabidir; çatışma ve ayrımcılık azaltılır, birlik-beraberlik pekişir.
Soru Cevabı: “C” Şıkkı “Azınlıkların Müslüman olmasını sağlamak” amacı, Lozan’ın amaçladığı ilkelerin tersine düşer; dolayısıyla soruda “söylenemez” ifadesine karşılık gelir.

Böylece sorudaki soruya kapsamlı ve ayrıntılı bir cevap verilmiş olmaktadır.


@Nida_Ay