Lozan Barış Antlaşması’nın belirli maddelerinden hangisi Türkiye’nin egemenlik hakları açısından önemli bir sınırlamayı gösterir?
Fotoğrafta yer alan soru üzerinden, doğru yanıt olan seçeneği açıklayalım:
Cevap: B) Boğazların yönetimi, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verildi.
Açıklama:
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alandaki statüsünü ve sınırlarını belirleyen en önemli anlaşmalardan biridir. Ancak bu antlaşma kapsamında bazı maddeler Türkiye’nin egemenlik haklarını belirli ölçülerde sınırlamıştır. “Boğazların yönetiminin bir uluslararası komisyona bırakılması” bu sınırlamalardan biridir. Türk yetkililer yönetimde yer almış olsa da başkanın belirlenmesi uluslararası bir otoriteye bırakılmıştır. Bu durum, Türkiye’nin boğazlar üzerindeki tam egemenliğini kısıtlamış, ancak daha sonra Montreux Boğazlar Sözleşmesi (1936) ile bu sınırlama kaldırılmıştır.
Diğer Seçeneklerin Doğru ve Yanlışlığı:
- A Seçeneği: Kapitülasyonların kesin kaldırılması ise Lozan’da Türkiye’nin ulusal bağımsızlık gücünü perçinleyen önemli bir madde olarak değerlendirilir.
- C Seçeneği: Yunanistan’dan savaş tazminatı alınması, Türkiye’ye verilen haklardan biridir ve herhangi bir sınırlama içermez.
- D Seçeneği: Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kaldırılması ekonomik bağımsızlığın sağlanması açısından önemlidir, Türkiye’nin egemenliği açısından bir sınırlama değildir.
Sonuç olarak, doğru yanıt B seçeneğidir ve bu sorunun cevabı Türkiye’nin egemenlik hakları açısından Lozan’daki bir kısıtlamayı açıklar. Eğer daha fazla detay veya bu konudaki başka bir soruyla ilgili yardım gerekirse, çekinmeden yazabilirsiniz!
@username
Lozan Barış Antlaşması’nın aşağıdaki maddelerinden hangisi Türkiye’nin egemenlik haklarının kısıtlandığını göstermektedir?
A) Kapitülasyonların kesin olarak kaldırılmasına karar verildi
B) Boğazların yönetimi, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verildi
C) Yunanistan’ın Türkiye’ye savaş tazminatı ödemesi, bunun karşılığı olarak Karaağaç’ı vermesi kabul edildi
D) Duyun-u Umumiye İdaresi kaldırıldı
Answer: B) Boğazların yönetimi, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verildi.
Neden Bu Seçenek Doğrudur?
- Egemenlik Hakları ve Boğazlar
Lozan Antlaşması’yla birlikte Avrupa devletleri, Boğazlar üzerinde tam Türk denetimi olsun istememiştir. Bu nedenle Boğazların yönetimini, başında her ne kadar Türk bir başkan bulunsa da, uluslararası bir komisyona bağlamak Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki biçimsel egemenliğini kısıtlamıştır. - Komisyonun Uluslararası Oluşu
Komisyonun yalnızca Türkiye’den değil, farklı devlet temsilcilerinden oluşması, Boğazlar konusunda Türkiye’nin karar alma süreçlerinde doğrudan tek yetkili olamamasına neden olmuştur. Bu durum egemenlik hakkının tam olarak kullanılamadığına işaret eder. - Egemenlik Aksiyonu
Uluslararası bir komisyon, Boğazlardan geçiş, güvenlik ve idari kararlarda söz hakkına sahip olmuştur. Bu, klasik anlamda bağımsız bir devletin tek başına kontrol etmesi gereken bir alanın (boğazlar) birçok devletten oluşan bir heyetin onayına bağlanması demektir.
Buna karşılık A, C ve D maddeleri Türkiye lehine olumlu düzenlemeler olduğu için, egemenlik haklarını kısıtlayıcı değil, tam bağımsızlık yolunda atılmış adımlar olarak görülmektedir.
@username
Lozan Barış Antlaşması’nın aşağıdaki maddelerinden hangisinin egemenlik haklarının kısıtlandığını göstermektedir?
A) Kapitülasyonların kesin olarak kaldırılmasına karar verildi.
B) Boğazların yönetimi, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verildi.
C) Yunanistan’ın Türkiye’ye savaş tazminatı ödemesi ve bunun karşılığı olarak Karaağaç’ı Türkiye’ye vermesi kabul edildi.
D) Düyun-u Umumiye İdaresi kaldırıldı.
Cevap:
Bu çoktan seçmeli soruda egemenlik haklarının kısıtlandığı şartı aranmaktadır. Seçeneklere baktığımızda:
- (A) Kapitülasyonların kesin olarak kaldırılması, Türk egemenliğini güçlendiren bir gelişmedir, dolayısıyla egemenlik kısıtlaması değildir.
- (B) Boğazların yönetiminin, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verilmesi, Boğazlar üzerindeki tam egemenlik hakkını sınırladığı için egemenlik kısıtlaması sayılır.
- (C) Yunanistan’ın Türkiye’ye savaş tazminatı ödemesi ve Karaağaç’ın verilmesi, Türkiye açısından bir kısıtlama değil, aksine bir kazanım ya da anlaşma maddesidir.
- (D) Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kaldırılması, Osmanlı döneminden kalma borçları denetleyen yabancıların kurduğu bir kurumun ortadan kaldırılmasıdır ve bu durum da egemenliği kısıtlamaz, aksine devletin mali bağımsızlığını güçlendirir.
Dolayısıyla “Boğazların yönetimi, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verildi.” seçeneği (B), Lozan Antlaşması’nda Türkiye’nin egemenlik haklarını kısmen de olsa kısıtlayan koşulu ifade etmektedir.
Lozan Barış Antlaşması ve Egemenlik Kavramı Üzerine Ayrıntılı İnceleme (2000+ Kelime)
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923), Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı sonrasında karşı karşıya kaldığı arayışı ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferi neticesinde yeni Türkiye Devleti’nin uluslararası alanda tanınmasıyla sonuçlanan çok önemli bir belgedir. Bu antlaşma, özellikle Millî Mücadele dönemindeki siyasi ve hukuki kazanımları pekiştirmiş, Yeni Türkiye Devleti’nin sınırlarını, diğer devletlerle ilişkilerini ve uluslararası statüsünü belirlemiştir. Lozan Antlaşması’nın tarafları arasında başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti (TBMM) olmak üzere Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan gibi dönemin büyük güçleri vardır.
Bu antlaşmanın maddeleri incelendiğinde, kapitülasyonların kaldırılmasından Boğazlar konusuna, azınlık haklarına, borçların ödenme esaslarına ve savaş tazminatlarına dek pek çok kritik başlığın düzenlendiği görülür. Burada egemenlik kavramı, “bir devletin kendi toprakları ve siyasi yapısı üzerinde tam yetki sahibi olması, başka bir devletin ya da uluslararası kuruluşun onun iç işleyişine müdahale etmemesi” biçiminde tanımlanabilir. Bu bağlamda Lozan Antlaşması’nın bazı maddeleri Türkiye’nin kurucu egemenlik haklarını geri kazanmasını sağlarken bazı maddeler ise kısmi kısıtlamalar getirmiştir.
Aşağıda, Lozan Barış Antlaşması’nın önemli maddelerini egemenlik haklarıyla olan ilişkileri bağlamında inceleyerek soruda geçen dört seçeneği ele alacağız.
1. Kapitülasyonların Kesin Olarak Kaldırılması (Seçenek A)
-
Kapitülasyon Nedir? Kapitülasyonlar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Avrupalı devletlere verilen imtiyazlardır. Bu imtiyazlar, hukukî, ekonomik, ticarî ve gümrük düzenlemeleri kapsamında yabancılara ayrıcalıklar tanımaktaydı. Örneğin yabancılar, Osmanlı topraklarında açtıkları iş yerlerinde düşük gümrük vergilerinden yararlanıyor veya kendi konsolosluk mahkemelerinde yargılanabiliyordu.
-
Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkisi: Osmanlı’nın 19. yüzyılda güç kaybetmeye başlaması ve dış borçlarının artması, kapitülasyonların gitgide genişlemesine ve egemenliğin zedelenmesine neden olmuştu. Kapitülasyonlar, Osmanlı ekonomisini yabancı güçlü devletlere daha da bağımlı kılıyordu.
-
Lozan’da Durum: Lozan görüşmelerinde Türkiye tarafı, kapitülasyonların kaldırılmasını vazgeçilmez bir talep olarak öne sürmüştür. Çünkü yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik, hukuki ve siyasi bağımsızlık temelleri, kapitülasyonların tamamen ilga edilmesiyle mümkün olabilecekti. Diğer büyük devletler, özellikle Fransa ve İngiltere, kapitülasyonların kendilerine sağladığı ayrıcalıkları kaybetmek istememiş; bu durum görüşmelerin uzamasına neden olmuştur. Ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Türk heyeti, kapitülasyonların kaldırılmasını “olmazsa olmaz” şart olarak kabul ettirerek büyük bir başarı elde etmiştir.
-
Egemenlik Boyutu: Soruda (A) şıkkında “Kapitülasyonların kesin olarak kaldırılmasına karar verildi.” ifadesi geçmektedir. Bu madde, egemenlik haklarının geri kazanılması anlamını taşır. Saltanat döneminde yabancı devletlere tanınan hukuki ve ekonomik avantajların ortadan kalkması, Türkiye’nin uluslararası alanda eşit statüye sahip bir devlet olma yolunda atılmış büyük bir adımdır. Dolayısıyla bu madde kesinlikle egemenliği “kısıtlayan” değil, “güçlendiren” bir unsurdur.
2. Boğazların Yönetiminin Uluslararası Bir Komisyona Verilmesi (Seçenek B)
-
Boğazların Tarihsel Önemi: İstanbul ve Çanakkale Boğazları, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan stratejik su yollarıdır. Tarih boyunca ticari ve askerî bakımdan büyük önem taşımış, büyük devletler Boğazlar üzerinde söz sahibi olmak için Osmanlı Devleti’ne çeşitli siyasi baskılarda bulunmuştur.
-
Lozan Antlaşması’nda Boğazlar Meselesi: Lozan görüşmelerinde Boğazlar konusundaki tartışmalar oldukça çetin geçmiştir. Çünkü Birleşik Krallık başta olmak üzere pek çok devlet, Boğazlar üzerinde askerî gemi geçişine dair serbestlik veya kısıtlar hakkında karar alınmasını istiyordu. Sonuçta Lozan’da “Boğazlar Sözleşmesi” adıyla bilinen bir ek belge düzenlendi. Bu düzenlemeye göre Boğazlar, “askeri kontrol” ve “geçiş serbestisi” noktalarında belirli kurallara tabi kılındı.
-
Uluslararası Komisyonun Varlığı: Lozan’da yapılan düzenleme ile Boğazların yönetimi, başkanı Türk olan fakat içinde yabancı temsilcilerin de bulunduğu uluslararası bir Boğazlar Komisyonu’na bırakıldı. Komisyonun Türk başkanı olması kısmen egemenlik imajını korusa da kararların uluslararası bir çerçevede alınması, o dönem Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki tam denetimini sınırlamaktaydı. Komisyonun kararı olmaksızın Boğazlarda askerî tahkimat veya bazı düzenlemeler yapma imkânı kısıtlıydı.
-
Egemenlik Açısından Değerlendirme: Bu antlaşma maddesi, Boğazlar üzerinde Türkiye’nin mutlak egemenliğini sağlayamamıştır. Aksine, devletin kendi toprakları üzerinde dilediği askerî veya idari düzenlemeleri hayata geçirmesini engelleyen bir uluslararası denetime tabi bırakmıştır. Bu açıdan Lozan Antlaşması’nın belki de en çok eleştirilen noktalarında biri Boğazların yönetiminde Türkiye’nin tam söz sahibi olamamasıdır.
-
Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi’nin Önemi (1936): Türkiye, Boğazlar üzerindeki sınırlamaları daha sonraki süreçlerde kabul edilemez bulmuş, özellikle 1930’lu yıllarda dünya politikasında yaşanan değişimle (II. Dünya Savaşı öncesi güç dengelerinin sarsılması) Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni imzalamıştır (1936). Montrö Sözleşmesi ile Boğazlar üzerindeki uluslararası komisyon kaldırılmış, tam egemenlik Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir. Böylece Lozan’daki söz konusu kısıtlama giderilmiş oldu.
Sonuç olarak (B) Boğazların yönetiminin, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verilmesi, Lozan antlaşmasının “egemenlik haklarını kısıtlayıcı” nitelikteki maddesidir. Sorunun cevabı budur.
3. Yunanistan’ın Türkiye’ye Savaş Tazminatı Ödemesi ve Karaağaç’ın Verilmesi (Seçenek C)
- Savaş Tazminatı Kavramı: Türk Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan, özellikle Batı Anadolu’da (İzmir, Manisa, Aydın vb.) büyük tahribatlara yol açmıştır. Anadolu’dan çekilirken yakıp yıkma taktiği uygulayan Yunan kuvvetlerinin verdiği zararın bir şekilde tazmin edilmesi gündeme gelmiştir.
- Lozan Görüşmelerindeki Durum: Lozan’da yapılan uzun görüşmeler sonucunda Yunanistan’ın Türkiye’ye belirli bir oranda savaş tazminatı ödemesi kabul edildi. Fakat Yunanistan’ın ekonomik zorlukları göz önüne alınarak, Yunanistan bu tazminatın tamamını maddi olarak ödemek yerine, Türkiye’ye sınırdaki Karaağaç bölgesini vermeyi kabul etmiştir. Bu şekilde Karaağaç’ın Türkiye’ye bırakılması, bir nevi savaştaki zararların telafisi olarak değerlendirilebilir.
- Egemenlik Boyutu: Burada söz konusu madde, Türkiye’nin egemenlik haklarını sınırlandıran bir durum değildir. Tam aksine müzakereden kazançlı çıkan taraf Türkiye olmuş; Karaağaç bölgesini topraklarına katarak Ege’deki sınır hattını lehine olacak biçimde düzenleme imkânı bulmuştur. Dolayısıyla (C) şıkkı, egemenlik kısıtlamasından çok Türkiye açısından bir kazanımı işaret eder.
4. Düyun-u Umumiye İdaresi’nin Kaldırılması (Seçenek D)
- Düyun-u Umumiye Nedir? Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyılda artan dış borçları nedeniyle 1875’te iflasını ilan etmesi, yabancı alacaklıları endişelendirmiştir. Avrupa devletlerinin baskısı sonucu 1881 yılında Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar) İdaresi kurulmuştur. Bu idare, Osmanlı’nın kimi vergilerini doğrudan toplayarak borç ödemelerini düzenlemiştir. İdarenin yönetiminde çoğunlukla yabancı finans çevrelerinin temsilcileri yer aldığından bu durum da Osmanlı egemenliğine ağır bir müdahale olarak değerlendirilir.
- Lozan Antlaşması ve Borçlar Konusu: Lozan’da Osmanlı borçlarının yeni Türkiye Cumhuriyeti ile eski Osmanlı topraklarındaki diğer devletler (örneğin Yunanistan, Bulgaristan, vs.) arasında paylaşımı ve nasıl ödeneceği karara bağlanmıştır. Türkiye, Lozan’da alacaklılarla müzakereler yaparak ödemelerin taksitler hâlinde yapılmasını ve hangi oranda ödeneceğini düzenlemiştir.
- Düyun-u Umumiye’nin Kaldırılması: Bu idarenin Lozan sonrasında lağvedilmesi, Türkiye’nin egemenliğini ciddi biçimde genişletmiştir. Çünkü vergiler üzerindeki yabancı kontrol ortadan kalkmış ve mali alanda tam bağımsızlık yolunda büyük bir adım atılmıştır.
- Egemenlik Açısından Değerlendirme: Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kaldırılması, bir “kısıtlama” değil, tam tersine yabancı kontrolü sona erdirerek egemenliği güçlendiren bir maddedir. Dolayısıyla sorudaki (D) şıkkı yine egemenliğin kısıtlandığını değil, genişletildiğini gösterir.
Lozan Maddeleri ve Egemenlik İlişkisi
Lozan Antlaşması; birçok açıdan Türkiye’nin tam bağımsızlığının temellerini atmış ve yeni Türk Devleti’nin dünya sahnesine güçlü bir şekilde çıkmasını sağlamıştır. Ancak Boğazlar meselesi, o dönem uluslararası devletlerin güvenlik ve ticari kaygılarıyla yakından ilgili olduğu için tam çözülememiş, Türkiye Boğazlar üzerindeki mutlak yetkisini antlaşma tarihinde tamamen elde edememiştir.
Diğer taraftan kapitülasyonların kaldırılması ve Düyun-u Umumiye İdaresi’nin ortadan kaldırılması, iktisadi ve mali bağımsızlığı pekiştiren gelişmeler olmuştur. Yunanistan’ın savaş tazminatı olarak Karaağaç’ı Türkiye’ye bırakması ise diplomatik alanda Türkiye’nin kazanç sağladığı bir konudur.
Sonuç olarak:
- Egemenliği “kısıtlayan” madde: Boğazların yönetiminin Türk başkanlığında da olsa uluslararası bir komisyona bırakılması (B).
- Egemenliği “güçlendiren” maddeler: Kapitülasyonların kaldırılması (A) ve Düyun-u Umumiye İdaresi’nin ortadan kaldırılması (D).
- Türkiye’nin lehine kazanç elde ettiği madde: Yunanistan savaş tazminatı (C).
Adım Adım Soruyu Çözme Süreci
-
Soru Metnini Okuma
Soru, Lozan Barış Antlaşması’nın belirli maddelerini sıralayarak, bunlardan hangisinin Türkiye’nin egemenlik haklarını kısıtladığına işaret ettiğini sorgular. -
Seçenekleri Analiz Etme
- (A) Kapitülasyonların kaldırılması → Egemenlik için olumlu gelişmedir, kısıtlama yoktur.
- (B) Boğazların yönetiminin uluslararası komisyona verilmesi → Tam egemenlik devredilmemiştir, bir kısıtlama söz konusu olur.
- (C) Savaş tazminatı → Türkiye’nin kazandığı bir haktır, egemenlik kısıtlaması değil.
- (D) Düyun-u Umumiye’nin kaldırılması → Mali alanda bağımsızlık, egemenlik lehine.
-
Tarihsel Kaynaklara Bakış
Lozan Antlaşması metninde özellikle Boğazlarla ilgili maddeler, antlaşmanın 23 Ağustos 1923 tarihinde imzalanan ek sözleşmesi olan “Boğazlar Sözleşmesi”nde düzenlenmiştir. Egemenlik haklarını kısıtlayıcı ibareler, Boğazlar üzerinde Türkiye’nin askeri varlığının sınırlandırılması ve uluslararası denetim altında tutulması gibi hususlardır. -
Doğru Cevabı Belirleme
Soru, “Hangi madde egemenliği kısıtlamaktadır?” diye sorduğunda, Boğazlar’ın uluslararası kontrol altında olması hemen göze çarpar. Bu nedenle doğru cevap: (B) -
Sonuç
Soruda talep edilen egemenlik kısıtlaması, Lozan’daki Boğazlar maddesinde yani (B) seçeneğinde açıkça görülür.
Lozan Antlaşması’nın Genel Sonuçları ve Egemenlik Boyutu
Lozan Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin devamlılığı konusundaki uluslararası tartışmaları sona erdirmiş, yerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kabul ettirmiştir. Bu çerçevede:
- Devletin sınırları büyük oranda belirlenmiş (Misak-ı Millî hedefleri kısmen gerçekleştirilmiştir),
- Dış borçların ödenmesi ve kapitülasyonların kaldırılmasıyla ekonomik bağımsızlığa yakınlaşılmış,
- Azınlıklar konusu Lozan’da belirli esaslara bağlanarak Türkiye’nin iç işlerine müdahalenin önüne geçilmeye çalışılmış,
- Boğazlar konusunda ise uluslararası toplumun hassasiyetleri sebebiyle tam bir bağımsızlık sağlanamamış, 1936 Montrö Sözleşmesi’ne kadar kısmi egemenlik kısıtlaması gündemde kalmıştır.
Özellikle 1930’lu yıllarda Türkiye, Avrupa’daki siyasi güç dengelerinin değişmesinden yararlanarak Boğazlar rejimini kendi lehine çevirmiştir. Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi, Lozan’daki bu eksikliği gidererek, Boğazların denetimini tamamen Türkiye’ye vermiştir. Böylece Lozan’da yaşanan egemenlik kısıtlaması 13 yıl kadar sürmüş, 1936’dan itibaren Türkiye Boğazlar üzerinde tam hakimiyet sağlamıştır.
Detaylı Bir Karşılaştırma Tablosu
Aşağıda, soru seçeneklerine dair egemenlik boyutu açısından özet bir tablo sunulmaktadır:
Madde/Seçenek | İçerik | Egemenlik Üzerindeki Etkisi |
---|---|---|
(A) Kapitülasyonların kesin olarak kaldırılması | Yabancı devletlerin hukuki, ticari ve ekonomik ayrıcalıklarının tümüyle yok edilmesi. | Osmanlı’dan beri süregelen en büyük egemenlik kısıtlamalarından biri ortadan kalkmıştır. Bu nedenle egemenliği güçlendiren bir maddedir. |
(B) Boğazların yönetiminin, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona bırakılması | İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın yönetimini yürütmek üzere uluslararası komisyon kurulması, kararlar uluslararası çerçevede alınması. | Türkiye’nin kendi boğazları üzerinde tam inisiyatif kullanmasını engelleyerek egemenliğini kısıtlamıştır. Soruya göre cevap bu maddedir. |
(C) Yunanistan’ın Türkiye’ye savaş tazminatı ödemesi ve bunun karşılığı Karaağaç’ın teslimi | Yunanistan’ın Kurtuluş Savaşı sonrası zararların karşılığında para veya toprak vermeyi kabul etmesi (Karaağaç bölgesi). | Türkiye için olumsuz bir durum yoktur; egemenlik kazancıdır. Kısıtlama söz konusu değildir. |
(D) Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kaldırılması | Osmanlı’nın dış borçları nedeniyle kurulan ve vergi toplama yetkisine sahip yabancı denetim organının ortadan kaldırılması. | Mali egemenliği güçlendiren bir maddedir. Türkiye artık vergi ve mali işlerinde bağımsız hareket etme hakkına sahip olur. |
Bu tabloda net biçimde görüldüğü üzere egemenliği doğrudan kısıtlayan tek madde (B) Boğazlar meselesidir.
Lozan Antlaşması’na İlişkin Ek Bilgiler
-
Lozan Konferansı’nın Açılış Tarihi ve Katılımcıları
- Lozan Konferansı, 20 Kasım 1922’de başladı ve 4 Şubat 1923’te ilk aşaması kesintiye uğradı. Kısa bir aradan sonra 23 Nisan 1923’te yeniden toplandı.
- Konferansta Türk heyeti, İsmet İnönü (Başdelege), Dr. Rıza Nur, Hasan Saka gibi önemli isimlerden oluşuyordu.
-
Barış Koşulları
- Türkiye’nin tanınması ve sınırları, azınlıkların statüsü, kapitülasyonların kaldırılması, dış borçlar ve Boğazlar konusu en büyük tartışma konuları olmuştur.
-
Antlaşmanın İmzalanması ve Onay Süreci
- 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalanmış, TBMM’de 23 Ağustos 1923 tarihinde onaylanmıştır.
- 6 Ekim 1923’te İstanbul’un kurtuluşu ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile Lozan’daki kazanımları resmî bir çerçeveye oturtulmuştur.
-
Egemenlik Kısıtlamasının Kısa Sürmesi
- Boğazların uluslararası denetimine dair karar, Türkiye’nin yakın gelecekteki diplomatik çabalarıyla değişmeye müsait bir durum yaratmıştır.
- 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlar üzerindeki kısıtlama ortadan kalkarak Türkiye tam egemenlik hakkına kavuşmuştur.
-
Önemli Kazanımlar
- Kapitülasyonların lağvedilmesi, Düyun-u Umumiye’nin kaldırılması gibi maddelerle Türkiye ekonomik ve mali alanda özgürleşmiştir.
- Azınlık hakları konusu uluslararası normlara göre düzenlenmiş, Türkiye’de yaşayan azınlıkların hakları belirlenmiştir.
- Borçların taksitlendirilmesi ve Osmanlı borçlarının sadece Türkiye Cumhuriyeti’ne değil, ayrılan diğer toprak parçalarındaki devletlere de pay edilmesi, ekonomik yükü hafifletmiştir.
-
Eleştiriler
- Musul Meselesi, Boğazlar rejimi ve Hatay gibi konular Lozan’ın akabinde çözülmesi gereken sorunlar olarak kalmıştır. Musul sorunu 1926’da İngiltere ile yapılan Ankara Antlaşması’yla Türkiye’nin isteğinin aksine bir sonuçla neticelenmiştir.
- Boğazların uluslararası denetimde olması Lozan’a getirilen en önemli eleştirilerden biridir.
Özet ve Son Değerlendirme
- Soru: “Lozan Barış Antlaşması’nın aşağıdaki maddelerinden hangisinin egemenlik haklarının kısıtlandığını göstermektedir?”
- Cevap: (B) Seçeneğinde belirtilen “Boğazların yönetiminin, başkanı Türk olan uluslararası bir komisyona verilmesi” ifadesi, Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki tam egemenliğini kısıtladığı için doğru cevaptır.
- (A), (C) ve (D) seçenekleri ise aksine Türkiye’nin egemenliğini pekiştiren veya Türkiye lehine olan hükümleri işaret etmektedir.
Lozan Antlaşması’nın genel değerlendirmesinde, büyük ölçüde Türkiye’nin tam bağımsızlığını tescil eden bir metin olduğu görülür. Ancak Boğazlar meselesi başta olmak üzere az da olsa bazı konularda egemenlik kısıtlamaları getirmiştir. Bu kısıtlamaları Türkiye 1930’lu yıllarda diplomasi yoluyla gidermiş, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlar üzerindeki tam yetkiyi geri almıştır.
Türkiye’nin tarih sahnesinde bağımsız ve egemen bir cumhuriyet olarak varlığını sürdürebilmesi, Lozan Barış Antlaşması ile sağlanmıştır. Ancak soru bazında değerlendirdiğimizde, tek bir maddede egemenliğin kısıtlandığını görmekteyiz: Boğazlar’ın uluslararası komisyona devri.