- ve 17. yüzyıllar arasında felsefi dönüşüm nasıl gerçekleşmiştir ve bu dönemde filozoflar hangi konulara odaklanmıştır?
Çok kısa olsun lütfennn
15. ve 17. yüzyıllar arasında felsefi dönüşüm nasıl gerçekleşmiştir ve bu dönemde filozoflar hangi konulara odaklanmıştır?
Cevap:
15. ve 17. yüzyıllar arasında felsefi dönüşüm, Orta Çağ’ın skolastik düşünce geleneğinden Rönesans ile gelen hümanist ve bilim temelli yaklaşımlara geçişi ifade eder. Bu dönemde zihinsel, bilimsel ve sosyo-kültürel alanlarda birçok köklü değişim yaşanmıştır. Felsefe, özellikle insan aklının rolü, bilimsel yöntemlerin yükselişi ve bireysel özgürlüklerin tartışılması gibi konular etrafında şekillenmiştir. Aşağıda, bu dönüşümün öne çıkan noktalarını ve filozofların odaklandığı başlıca temaları detaylı biçimde açıklayan bir genel bakış bulabilirsiniz:
Rönesans ve Hümanizmin Etkisi
- yüzyıldan itibaren İtalya başta olmak üzere Avrupa’da ekonomik ve kültürel hareketlilik artmış, Antik Yunan ve Roma eserlerinin yeniden keşfiyle hümanizm gelişmiştir. Hümanizm, insan deneyimini, aklını ve yaratıcılığını merkeze alan bir dünya görüşüdür. Antik dönemin metinlerine duyulan ilgi arttıkça, Eski Yunan ve Roma filozoflarının metinleri yeniden okunmuş; bu da özgür düşünce ve sorgulama kültürünü desteklemiştir.
- Erasmus gibi düşünürler, eğitimde ve düşüncede reform gerektiğini savunmuş, dini dogmaların sorgulanmasını teşvik etmiştir.
- Pico della Mirandola, “İnsan Onuru Üzerine Konuşma” (Oratio de hominis dignitate) adlı eseriyle insan iradesinin özgürlüğünü ve potansiyelini vurgulayarak dönemin önemli felsefi metinlerinden birini kaleme almıştır.
Reform ve Bilimin Yükselişi
- yüzyılın başlarında Reform Hareketi, Katolik Kilisesi’nin otoritesine karşı çıkan Martin Luther gibi teolog ve düşünürlerin öncülüğünde başlamış ve Batı’da dini yapıların sorgulanmasına zemin hazırlamıştır. Bu sorgulama kültürü, sadece dini değil, aynı zamanda doğa, bilim ve bilgi anlayışını da etkilemiştir.
- Nicolas Copernicus (Kopernik), 1543’te yayımladığı “Gök Kürelerinin Devinimleri Üzerine” adlı eserle Dünya’nın değil, Güneş’in evrenin (daha doğrusu Güneş Sistemi’nin) merkezi olduğunu ileri sürmüş ve astronomi alanında devrim yaratmıştır.
- Galileo Galilei, deneysel yöntemi ön plana çıkararak modern fiziğin temellerini atmış, gözlemsel veriye dayalı bilim anlayışını savunmuş ve Aristotelesçi dünya görüşünün mutlak geçerliliğini sarsmıştır.
Bu gelişmeler, felsefede empirik (deneyci) akım ve rasyonalist (akılcı) akım şeklinde iki önemli kolun yeşermesine katkıda bulunmuştur.
Rasyonalizm ve Deneycilik
-
yüzyılın önemli filozofları, bilginin kaynağı sorununu temele alarak rasyonalizm ve deneycilik şeklinde iki farklı görüş ortaya koymuştur.
-
Rasyonalizm (Akılcılık):
- Rene Descartes, “Düşünüyorum, öyleyse varım” (Cogito, ergo sum) anlayışıyla felsefede yepyeni bir yöntem benimsemiş, kuşkuculuğa dayalı akılsal araştırma modelini geliştirmiştir.
- Ona göre kesin bilgiye ulaşmak için fenomenler konusunda aklın ilkelerine güvenmek gereklidir. Descartes aynı zamanda analitik geometri alanında önemli katkılarda bulunarak matematik ve felsefeyi birleştiren yöntemsel bir çerçeve oluşturmuştur.
-
Empirizm (Deneycilik):
- Francis Bacon, “Yeni Organon” adlı eserinde bilimsel yöntemin temeli olarak gözlem ve deneyi vurgulamıştır. “Bilgi güçtür” ifadesiyle bilginin uygulanabilir yönüne ve pratik katkılarına dikkat çekmiştir.
- John Locke, “İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme” adlı eserinde, insan zihninin doğuştan gelen fikirlerden yoksun olduğunu savunmuş ve duyusal deneyimlerin bilginin asıl kaynağı olduğunu öne sürmüştür.
Rasyonalizm ve deneycilik arasındaki bu tartışma, aynı yüzyılda Bilim Devrimi’nin ve Aydınlanma çağının temellerini atarak felsefe tarihinde dönüm noktası haline gelmiştir.
Temel Konular
- ve 17. yüzyıllar arasındaki filozoflar özellikle şu konulara odaklanmıştır:
- İnsanın Konumu ve Özgür İrade: Hümanist etkiyle insan odaklı bir yaklaşım egemen hale gelmiş, insanın değerine ve özgürlüğüne duyulan vurgu artmıştır.
- Bilginin Kaynağı ve Metodu: Bilgiye nasıl ulaşılır, bilgi hangi temellere dayanmalıdır soruları öne çıkmıştır. Böylece rasyonalist ve deneyci akımlar güç kazanmıştır.
- Bilimsel Entelizasyon ve Doğa Anlayışı: Evrene dair açıklamalar yapılırken deney ve matematik ön plana çıkmış, evrenin mekanik bir düzen olduğu fikri yaygınlaşmıştır.
- Dini Reformlar ve Toplumsal Yapı: Protestan Reformasyonuyla kilise doktrinleri sorgulanmış, laikleşme eğilimi ve bireysel vicdan vurgusu öne çıkmıştır.
Özet Tablo
Dönem/Düşünür | Ana Felsefi Odak | Önemli Eser/Slogan | Katkı/Etki |
---|---|---|---|
Rönesans (15-16. yy) | Hümanizm | Erasmus’un Eğitim Yazıları | Antik kaynakların keşfi, insancılık, özgür araştırma |
Reform (16. yy) | Dinsel sorgulama, bireycilik | Martin Luther’in 95 Tezi | Kilise otoritesine meydan okuma, yeni mezhepler |
Bilimsel Devrim (16-17. yy) | Deneysel yöntem, astronomi | Kopernik’in “Gök Kürelerinin Devinimleri Üzerine” | Merkezî konumun Dünya’dan Güneş’e kaydırılması |
Rasyonalizm (17. yy) | Akla dayalı kesin bilgi | Descartes: “Düşünüyorum, öyleyse varım” | Kuşkuculuğa dayalı yöntem, analitik geometri |
Deneycilik (17. yy) | Deney ve gözlem, pratik bilgi | Bacon: “Yeni Organon” | Bilimsel yöntemde gözlem ve deneyin esas alınması |
Bu süreçte, Rönesans’ın hümanist yaklaşımı Orta Çağ’dan kalan skolastik metodun yerini büyük oranda almış ve bilimsel devrim ile akılcı veya deneyci yaklaşımların temelleri atılmıştır. Filozoflar Tanrı, doğa, insan aklı, bilgi ve toplumsal düzen gibi konularda derin tartışmalar yaparak sonraki yüzyılların entelektüel birikimine güçlü bir zemin hazırlamıştır.
@Betül_Güven