“İyilik eden iyilik bulur.” atasözünden hareketle öyküleyici anlatım biçimini kullanacağınız bir kısa metin yazınız. Metninize uygun bir başlık koymayı unutmayınız.
Gönülden Gelen İyilik
Küçük kasabanın içinde, bir çocuk olan Ali, her gün köyün yollarında dolana dolana evine dönerdi. Ali, gönlü geniş, yardımsever bir çocuktu. Kimi zaman yaşlı teyzelerin ellerindeki ağır pazar torbalarını taşır, kimi zaman ise küçük yavru kedilere yiyecek bir şeyler getirirdi. Köy halkı onu çok sever, herkes onun gibi bir evlat sahibi olmayı arzu ederdi.
Bir gün, Ali okuldan dönerken, yolun kenarında bir cüzdan buldu. Cüzdanın içi para doluydu, ancak Ali için para ikinci plandaydı. Daha önemli olan, onu kaybeden kişinin onu ne kadar aradığıydı. Ali, hemen cüzdanı sahibine teslim etmeye karar verdi. Köy meydanına geçti ve yüksek bir sesle, “Cüzdanını kaybeden var mı?” diye sordu. Kalabalıktan yaşlı bir amca, endişeli gözlerle Ali’ye yaklaştı. Cüzdanın ondan kulağı gibi olduğunu anlatan yaşlı adam, Ali’ye teşekkürlerini ve içten dualarını sundu.
Aradan birkaç hafta geçmişti, Ali’nin annesi hasta olmuştu ve acilen ona özel bir ilaç alınması gerekiyordu. Ancak bu ilaç, kasabada yoktu ve şehre gidip almak gerekiyordu. Aile ne yapacağını düşünürken, kapıcıkları çaldı. Kapıda, Ali’nin yardımlarıyla tanıdığı yaşlı amca vardı. Durumu öğrenince Ali’nin annesine yardım etmek için kolları sıvadı. Şehre gidip ilacı aldı, ailesine moral verdi ve her şeyin yoluna gireceğini söyledi.
O an Ali, “İyilik eden iyilik bulur.” atasözünün gerçekliğini bir kez daha fark etti. Her yaptığı iyilik, ona farklı bir şekilde geri dönüyordu. Gel zaman git zaman, Ali’nin köydeki herkesle olan bu güzel ilişkisi sayesinde, köyde birlik ve beraberlik daha da güçlendi. Herkes, Ali’nin örnek davranışlarından esinlenip daha da yardımsever olmaya çalıştı.
Bu küçük kasaba, Ali’nin sevgisi, saygısı ve iyiliğiyle büyüdü, genişledi. Aileler arasında daha sıkı bağlar kuruldu ve herkes, iyilik yapmanın ne kadar değerli olduğunun farkına vardı. İşte o günden sonra, Ali sadece bir çocuk değildi; köyün sevgi elçisi olmuştu. Herkes bilirdi ki, kim birine yardım ederse, bir gün mutlaka o yardım ona da ulaşırdı.
Ve böylece, Ali’nin hikayesi sayesinde, herkes kendine sormaya başladı: “Bugün kime iyilik yapabilirim?” İşte bu, “İyilik eden iyilik bulur.” atasözünün adımlarla somutlaştığı bir kasaba öyküsüydü. Ali’nin hikayesi her daim insanların gönüllerinde, umut ışığı olarak, hatırlandı.