hsr said I. Kalp hastalıkları II. Kronik akciğer hastalıkları III. Kas iskelet sistemi hastalıkları IV. Dejeneratif hastalıklar. Yukarıdakilerden hangileri çalışanlar arasında meslek hastalıklardan daha sık görülen işle ilgili hastalıklardır?
Cevap:
Meslek hastalıkları veya işle ilgili hastalıklar kapsamında, özellikle çalışanların daha sık maruz kaldığı iki önemli hastalık grubu vardır: Kronik akciğer (solunum) hastalıkları ve kas iskelet sistemi hastalıkları. Dolayısıyla bu sorunun doğru cevabı “II ve III” şeklindedir (Kronik akciğer hastalıkları ve Kas iskelet sistemi hastalıkları).
Aşağıda bu hastalıkların neden daha sık görüldüğünü, iş sağlığı ve güvenliği bağlamında nasıl değerlendirildiğini, diğer gruplar (kalp hastalıkları ve dejeneratif hastalıklar) ile karşılaştırıldığında hangi faktörlerin ön plana çıktığını ve konunun geniş kapsamlı bir analizini bulabilirsiniz. Bu metin, toplamda en az 2000 kelimelik detaylı bir inceleme sunmayı amaçlamaktadır.
1. Giriş: Meslek Hastalıklarının Tanımı ve Önemi
Meslek hastalıkları, çalışanların işyerinde maruz kaldıkları fiziksel, kimyasal, biyolojik ve psikososyal risk etmenleri sonucunda ortaya çıkan; belirli mesleki faaliyetlerle nedensel bir ilişki gösteren hastalıklardır. Meslek hastalıklarını tam olarak doğru sınıflandırabilmek, iş sağlığı ve güvenliği alanında etkili önlemler geliştirmenin en önemli aşamalarından biridir.
Çalışma hayatında işle ilgili hastalıklar (work-related diseases) kavramı, klasik anlamda “meslek hastalığı” kavramından biraz daha geniştir. İşle ilgili hastalıklar, sadece doğrudan işin kendisinden ve iş ortamındaki belirli etkenlerden değil, aynı zamanda işin dolaylı etkilerinden de kaynaklanabilmektedir. Örneğin psikososyal stres faktörleri, uzun çalışma saatleri, vardiyalı çalışma, ergonomik faktörler vb. doğrudan “meslek hastalığı” sınıfında anılmasa da işle ilgili hastalıkların gelişim riskini artırabilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi uluslararası kuruluşlar, meslek hastalıklarını sektör bazında ya da etkene göre sınıflandırır. Ancak genel olarak akciğer hastalıkları (solunum sistemi hastalıkları) ve kas iskelet sistemi bozuklukları, tüm dünyada en yaygın görülen meslek hastalıkları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu iki grup, hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde iş sağlığı ve güvenliği alanının öncelikli konularındandır.
2. Kalp Hastalıkları (I)
Bu soruda yer alan birinci madde kalp hastalıklarıdır. Elbette uzun çalışma saatleri, iş stresi, kötü beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı (örneğin masa başı işlerde çok uzun saatler oturmak gibi) kalp hastalıklarının iş yaşamıyla ilişkili risk faktörlerini artırabilir. Ancak kalp hastalıklarının büyük çoğunluğu klasik anlamda “meslek hastalığı” kategorisine girmez. Daha çok işle doğrudan ilişkili olmaktan ziyade, genetik yatkınlık, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, stres gibi çoklu faktörler neticesinde gelişir.
Örneğin, hipertansiyon, koroner arter hastalığı veya kalp krizi vakalarında iş yeri koşullarının ve stres faktörlerinin rol oynadığı klinik araştırmalar gösterilmiştir. Vardiyalı çalışmanın biyoritmi bozarak, kalp-damar hastalıkları riskini artırdığı da bilinmektedir. Fakat bu ilişki, kronik akciğer hastalıklarında olduğu gibi genellikle belirli bir toz, kimyasal ya da gaz maruziyetiyle bire bir örtüşmez. Bu nedenle çoğu zaman kalp hastalıkları, doğrudan meslek hastalığı statüsü taşımaktan ziyade “işle ilgili” veya “işe bağlı” hastalık zemininde incelenir. Bunlar meslek hastalığı listesinin en üst sıralarında yer almazlar. Dolayısıyla I (Kalp hastalıkları), çalışanlar arasında daha sık görülen meslek hastalıklarından biri olarak kabul edilmez.
3. Kronik Akciğer Hastalıkları (II)
Kronik akciğer hastalıkları, mesleki ortamda toz, duman, buhar, kimyasal maddeler (örneğin gazlar, çözeltiler, partiküller) ve biyolojik etkenlere (örneğin küf, mantar sporları vb.) maruz kalma sonucunda gelişebilen yaygın bir grup hastalıktır. Bu hastalıklar, çalışanların akciğerlerinde geri dönüşü olmayan hasarlar oluşturabilmekte ve kronik seyirli olmalarından dolayı uzun vadeli iş gücü kaybına ve yaşam kalitesinde azalmaya yol açmaktadır.
3.1 Mesleki Toza Bağlı Akciğer Hastalıkları
- Pnömokonyozlar: Silikozis, asbestozis, kömür işçileri pnömokonyozu gibi toza bağlı akciğer dokusunda fibrotik değişim yaratan hastalıklardır.
- Baca tozu maruziyeti: Bazı sanayi kollarında yüksek konsantrasyonda baca tozuna maruz kalan işçilerde bronşit benzeri kronik akciğer hastalıkları gelişebilir.
3.2 Kimyasal Soluma ve Gaz Maruziyeti
- İzosiyanat maruziyeti (örneğin boya sanayiinde): Mesleki astım veya kronik bronşit tabloları ortaya çıkabilir.
- Toksik gazlar: Örneğin klor, amonyak, formaldehit gibi maddeler akut veya kronik akciğer hasarına sebep olabilir.
3.3 Biyolojik Etkenli Akciğer Hastalıkları
- Organik tozların (örneğin pamuk tozu, tahıl tozu, hayvansal proteinler vb.) yol açtığı alerjik alveolit veya “çiftçi akciğeri” gibi durumlar.
Tüm bu faktörler, çalışanların kronik akciğer hastalıkları açısından temel risk gruplarını yansıtır. Özellikle inşaat, maden, tarım, dokuma, kimya ve boya sektörlerinde çalışanlarda bu tür hastalıklar sıkça raporlanmaktadır. Dolayısıyla kronik akciğer hastalıkları, birçok uluslararası rapora göre en yaygın mesleki hastalık grupları arasında yer alır.
4. Kas İskelet Sistemi Hastalıkları (III)
Sorumuzdaki üçüncü madde olan kas iskelet sistemi hastalıkları, günümüzde “modern ofis çalışanlarından” ağır sanayi işçilerine dek her kesimde çok yaygın olarak görülmektedir. Özellikle kas-iskelet sistemi bozukluğu denildiğinde, bel, boyun, omuz, kol ve bacakları etkileyen ağrı, incinme, sakatlanma, iltihaplanma ve işlev bozukluklarını kapsar.
4.1 Ana Nedenler ve Risk Faktörleri
- Tekrarlayan Hareketler (Repetitif İşler): Özellikle üretim hattında sürekli aynı kol veya bilek hareketini yapmak (montaj hatları, paketleme işçileri, vb.).
- Ağır Kaldırma veya Yanlış Vücut Mekaniği: Depo işçileri, yük taşıyanlar, lojistik alanında çalışanlar.
- Ergonomik Olmayan Çalışma Koşulları: Uzun süre yanlış pozisyonda oturma, uygun olmayan masa/sandalye yüksekliği, el bileği desteği eksikliği, monitör yüksekliğinin doğru ayarlanmaması.
- Titreşime Maruz Kalma: İnşaat, tarım, maden gibi sektörlerde titreşimli aletler kullanma (matkaplar, vibrasyonlu makineler vb.).
- Statik Pozisyonda Uzun Süre Kalma: Masa başı işlerde bile önemli bir sorundur; hareket eksikliği bel-boyun ağrıları vb. sorunlara yol açar.
4.2 En Yaygın Kas İskelet Sistemi Rahatsızlıkları
- Bel Ağrısı (Lumbal Bölge Problemleri): Disk hernisi (bel fıtığı), kas zorlanmaları, kronik bel ağrısı.
- Boyun ve Omuz Sorunları: Boyun düzleşmesi, servikal disk hernisi, omuz sıkışma sendromu.
- Karpal Tünel Sendromu: Özellikle bileğin tekrarlayıcı kullanımına bağlı.
- Tendonit ve Bursa İltihabı: El, bilek, dirsek ve omuz ekleminde aşırı kullanım veya tekrarlayan hareket nedeniyle görülen iltihabi durumlar.
- Eklem Hastalıkları: Diz eklemlerindeki sorunlar (örneğin menisküs, kireçlenme) uzun süre ayakta çalışanlar ya da sürekli diz çökme/çökme pozisyonunda çalışanlarda ortaya çıkabilir.
İş gücü kaybının en sık sebeplerinden biri olan kas iskelet sistemi hastalıkları, bu özelliği ile yalnızca çalışanların sağlık durumunu değil, verimliliği, iş doyumunu ve dolaylı olarak işverenlerin ekonomik yükünü de etkilemektedir.
5. Dejeneratif Hastalıklar (IV)
Dejeneratif hastalıklar, vücudun zamanla yaşlanması veya yıpranması sonucunda organ veya dokularda fonksiyon kaybına neden olan, ilerleyici ve geri dönüşü olmayan süreçleri ifade eder. Kalıtsal veya yaşa bağlı değişiklikler sebebiyle de ortaya çıkabilirler. Her ne kadar bazı dejeneratif hastalıkların (örneğin osteoartrit gibi eklem hastalıklarının) iş yaşamındaki tekrarlayıcı stresler veya ağır yük kaldırma sonrası daha erken tetiklenmesi mümkün olsa da, genellikle bu hastalıklar doğrudan iş etkeniyle ilişkilendirilmek yerine, yaşlanma ve bireysel yatkınlık faktörlerinin ön planda olduğu hastalıklar olarak kabul edilir.
Örneğin, dejeneratif disk hastalığı (bel ve boyun fıtığına yol açan disk dejenerasyonu) veya osteoartrit (kıkırdak dokusunun aşınması) her yaşta ortaya çıkabilir ancak çoğunlukla orta-ileri yaşlarda daha sıktır. İş hayatı bu süreçleri hızlandırabilir ya da belirtilerin şiddetlenmesine yol açabilir. Yine de, “dejeneratif hastalıklar” iş sağlığı literatüründe “en sık görülen meslek hastalıkları” listesinin üst sıralarında yer almaz. Dolayısıyla IV. seçenekteki dejeneratif hastalıklar, “işle ilgili hastalık” kavramında göz önüne alınsa bile, kronik akciğer veya kas iskelet sistemi hastalıkları kadar belirgin bir şekilde mesleksel niteliğe sahip değildir.
6. Dört Hastalık Grubunun (I, II, III, IV) Mesleki Açıdan Değerlendirilmesi
Aşağıdaki tabloda, soruda bahsi geçen dört hastalık grubunun mesleki etki açısından karşılaştırmasını özetlemekteyiz:
Hastalık Grubu |
Mesleki İlişki Düzeyi |
Tipik Ortaya Çıkış Nedenleri |
Daha Sık Rastlanma Durumu |
I. Kalp Hastalıkları |
Dolaylı (İş stresi, vardiyalı çalışma, hareketsizlik, yüksek gürültü vb. risk faktörleri etkileyici olabilir, ancak doğrudan meslek hastalığı sayılmaz.) |
Genetik yatkınlık, obezite, fiziksel hareketsizlik, iş stresi, hipertansiyon, yüksek kolesterol vb. |
Meslek hastalığı olarak sık rastlanmaz |
II. Kronik Akciğer Hastalıkları |
Genellikle doğrudan mesleki maruziyetle ilişkilidir. (Kimyasal, toz, asbest maruziyeti, vb.) |
Silika, asbest, kömür tozu maruziyeti; organik tozlar; kimyasal (izosiyanat, formaldehit vb.) soluma; duman, buhar, gaz vb. |
Meslek hastalığı olarak çok sık |
III. Kas İskelet Sistemi Hastalıkları |
Doğrudan mesleki koşulların (ergonomi, tekrarlayan hareket, yük kaldırma vb.) etkisiyle sıkça tetiklenir. |
Uzun süreli ayakta kalma, ağır yük kaldırma, titreşimli alet kullanma, tekrarlayan hareketler, bilgisayar başında kötü duruş. |
Meslek hastalığı olarak çok sık |
IV. Dejeneratif Hastalıklar |
Çoğu zaman yaşlanma ve genetik faktörlere bağlı olarak gelişir, ancak işin fiziksel yüküyle belirtiler erkenden tetiklenebilir veya şiddetlenebilir. |
Yaş, genetik yatkınlık, travmalar, tekrarlı stres, eklemlere aşırı yük binmesi vb. |
Meslek hastalığı olarak yaygın kabul edilmez |
Tablo incelendiğinde görüleceği üzere, Kronik akciğer hastalıkları (II) ve Kas iskelet sistemi hastalıkları (III) doğrudan meslek hastalığı sınıfında çok daha fazla tanımlanan ve istatistiksel olarak çalışan nüfus içerisinde daha sık rastlanan hastalık gruplarıdır.
7. “Neden II ve III Daha Sık Görülür?” Konusuna Derinlemesine Bakış
7.1 Kronik Solunum Hastalıklarının Yaygınlığı
- Maruziyet Sıklığı: Endüstriyel ortamlarda, tehlikeli toz ve kimyasallara maruziyetin önüne tam olarak geçilemediği durumlarda, akciğerler kalıcı hasar alabilmektedir. Özellikle 8-10 saatlik iş günü içerisinde, yetersiz havalandırma ve koruyucu ekipman eksikliği söz konusuysa risk daha da artar.
- Temel İşlev Kaybı: Solunum sistemindeki dejenerasyon, çalışanın yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, iş gücü verimini de önemli ölçüde azaltır. Uzun vadede ciddi maliyetlere neden olur.
- Belirtilerin Geç Ortaya Çıkması: Kronik akciğer hastalıkları genellikle uzun süre belirti vermeyebilir. Bu tür “sinsi” seyre sahip hastalıklar, tespit edildiğinde ileri seviyelere ulaşmış olabilir. Bu durum, sıklıkla göz ardı edilmelerine yol açar; bu da istatistiksel olarak yakalanmalarını geciktirir, ancak sıklıklarının önüne geçmez.
7.2 Kas İskelet Sistemi Hastalıklarının Yaygınlığı
- Ergonomi Eksikliği: Teknolojinin gelişmesiyle birçok işletmede otomasyon artsa da, çalışanların önemli bir kısmı hâlâ manüel iş yükü altındadır. Ofis çalışanlarında ise uzun süreli oturma ve yanlış ergonomi kas iskelet sistemi hastalıklarının temelini atar.
- Tekrarlı Görevler: Üretim hattında veya büro işlerinde aynı hareketin tekrar tekrar yapılmasıyla eklemlerde, tendonlarda veya disklerde yıpranma artar. Bu tip çalışmalar kas yorgunluğu ve iskelet deformasyonuna neden olabilir.
- Chronik Ağrı ve İşten Uzun Süreli Uzak Kalma: Bel veya boyun fıtığı gibi sorunlar uzun süreli istirahat gerektirir; sonuçta artan sağlık harcamaları ve iş gücü kaybına yol açar.
- Geniş Etkilenme Grubu: Hafif hizmet sektöründen ağır sanayiye kadar tüm çalışan gruplarında görülebilmesi, kas iskelet sistemi hastalıklarını daha yaygın hale getirir.
8. Diğer Hastalık Gruplarından Ayrışma Nedenleri
8.1 Kalp Hastalıkları Neden Üst Sırada Değil?
Kalp hastalıkları iş ortamıyla bağlantılı olabilir (özellikle stres, vardiyalı çalışma, obeziteye yatkınlık yaratan hareketsiz çalışma şekilleri). Ancak çoğu kalp hastalığı doğrudan bir “mesleki etken” ile gelişmediğinden, resmi istatistiklerde “en yaygın meslek hastalıkları” listesinde üst sıralarda yer almazlar.
8.2 Dejeneratif Hastalıklar Neden Meslek Hastalığı Olarak Tanımlanmıyor?
Yaşlanma süreçleri ve kalıtsal faktörler ana belirleyici rol oynar. Örneğin 50 yaşındaki bir çalışanın dizinde kireçlenme (osteoartrit) bulunması, tek başına iş koşullarına bağlanamaz. İş ağır olsa da dejenerasyonun temelinde genetik ve yaşlanma süreci hakimdir. Dolayısıyla dejeneratif hastalıklar, meslek hastalığı yerine “işle ilgili hastalık” sınıfında gözden geçirilebilir ama istatistiksel olarak “daha sık görülen işle ilgili hastalıklar” arasında II ve III kadar net tanımlanmazlar.
9. Meslek Hastalıklarının Hukuki ve İdari Boyutu
Çalışanların sağlık sorunlarının “meslek hastalığı” olarak tanınıp tanınmaması, hukuki ve mali açıdan da büyük önem taşır. Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve ilgili mevzuatlarda meslek hastalıklarının tanımı, tespiti ve bildirim usulleri belirtilmiştir. Dünyada ILO tarafından yayımlanan “Meslek Hastalıkları Listesi” rehber niteliğindedir. Kronik solunum hastalıkları ve kas iskelet sistemi hastalıkları bu listelerde açıkça mesleki kaynaklı olabilecek durumlar olarak yer alır.
İşyerinde ortaya çıkan risk faktörlerinin eliminasyonu veya azaltılması, meslek hastalıklarının görülme sıklığını en aza indirmek açısından kritik önem taşır. Bu bağlamda da:
- Solunum koruyucu ekipman kullanımı, toz tutma sistemleri, yeterli havalandırma gibi mühendislik ve idari önlemler kronik akciğer hastalıklarının önlenmesinde etkilidir.
- Ergonomik tasarım, fazla tekrarı önleyici iş planlaması, makineleşme, eğitim ve uygun molalar gibi önlemler kas iskelet sistemi rahatsızlıklarında en temel koruma yöntemleridir.
10. Dünya Genelindeki İstatistikler
- ILO verilerine göre, yılda yaklaşık 2 milyondan fazla işçinin işle ilişkili hastalıklardan öldüğü raporlanmaktadır. Bu ölümlerin önemli bir bölümü akciğer hastalıkları (örneğin silikozis, asbestos vb.) kaynaklıdır.
- Kas iskelet sistemi hastalıkları ise işyerinde en sık görülen kronik sağlık sorunlarından biridir ve pek çok ülkede sakatlık ya da sağlık harcaması açısından ilk sıralardadır.
- Kalp hastalıkları, genel populasyonda önemli bir ölüm ve sakatlık sebebi olsa da, resmî kayıtlarda “meslek hastalığı” tanısı konulan vakaların en dip sıralarında yer almaktadır.
- Dejeneratif hastalıklar, ofis çalışanlarından tutun da ağır sanayide çalışanlara kadar herkesi belirli oranda etkileyebilse de, “işle doğrudan ilişkili” olduğu kanıtlanması güç olduğu için, resmi meslek hastalığı kaydı daha az yapılır.
11. Koruyucu Önlemler ve İş Sağlığı Çalışmaları
11.1 Kronik Solunum Sorunları İçin
- Düzenli Havalandırma Sistemleri: Toz ve zararlı partiküllerin ortamdan çekilmesi.
- Kişisel Koruyucu Donanım (KKD): Solunum maskeleri, toz maskeleri.
- Düzenli Check-up: Solunum fonksiyon testleri, akciğer grafileri ile çalışanların periyodik izlemi.
- Maruziyet Sınır Değerleri: Toz, gaz ve kimyasalların yasal sınır değerlerini takip etme ve uygulama.
11.2 Kas İskelet Sistemi Sorunları İçin
- Ergonomik Değerlendirme: Çalışma masalarının, sandalyelerin, bilgisayar ekranı yüksekliklerinin ayarlanması.
- Makineleşme ve Otomasyon: Ağır yükleri taşıyacak vinç ve robot kolların kullanımı.
- Eğitim Programları: Doğru yük kaldırma teknikleri, düzenli egzersiz teşvikleri.
- İş Rotasyonu: Çalışanların sürekli aynı hareketi yapmaması için periyodik görev değişikliği.
- Mola Düzeni: Kasların dinlenmesini ve gerilmesini/se gevşemesini sağlayacak aralıklar.
11.3 Diğer Gruplar İçin
- Kalp Hastalıkları: Sağlıklı yaşam tarzı teşvikleri (düzenli egzersiz, dengeli beslenme), stres yönetimi eğitimleri, vardiya planlamasının düzenlenmesi.
- Dejeneratif Hastalıklar: Düzenli tıbbi kontroller, ergonomik koşulların iyileştirilmesi, yaşa uygun iş düzenlemeleri (örneğin ilerleyen yaşlarda tekrarlayıcı ağır işlerden uzaklaştırma).
12. Soruya Geri Dönüş ve Son Değerlendirme
Soru, “Yukarıdakilerden hangileri çalışanlar arasında meslek hastalıklardan daha sık görülen işle ilgili hastalıklardır?” şeklinde yöneltilmiştir. Seçeneklere baktığımızda, kronik akciğer hastalıkları (II) ve kas iskelet sistemi hastalıkları (III) “meslek hastalıkları” kapsamında diğerlerine göre çok daha ön plândadır. Kalp hastalıkları (I) ve dejeneratif hastalıklar (IV) da çalışma hayatına bağlı olarak tetiklenebilir veya kötüleşebilir; ancak resmî istatistiklerde meslek hastalıklarının en yaygın grupları olarak II ve III kadar net bir kabul görmezler. Bu yüzden doğru yanıt “II ve III” şeklindedir.
13. Genel Özet
- Kalp Hastalıkları (I): Çalışma koşullarıyla ilişkisi dolaylıdır, yoğun stres, hareketsizlik vb. katkı sağlar ama doğrudan meslek hastalığı sınıfında en yaygın grup değildir.
- Kronik Akciğer Hastalıkları (II): Toz, duman, kimyasal vb. etkenlere bağlı olarak en yaygın gözlenen meslek hastalıkları arasındadır.
- Kas İskelet Sistemi Hastalıkları (III): Tekrarlayan hareketler, yanlış ergonomi, ağır yük kaldırma vb. sebeplerle son derece yaygın bir mesleki sağlık sorunudur.
- Dejeneratif Hastalıklar (IV): Genel olarak yaşlanma ve genetik faktörlerle ilişkili olup, iş hayatındaki zorlanmalar tetikleyici olabilir ama resmi kayıtlarda meslek hastalığı olarak en sık görülen grup değildir.
Soruya cevaben, çalışanlar arasında diğerlerine göre istatistiksel olarak en sık görülen işle ilgili hastalıkların II (Kronik akciğer hastalıkları) ve III (Kas iskelet sistemi hastalıkları) olduğu söylenebilir.
14. Kısa Sonuç Tablosu
Aşağıda hem sorunun hem de cevabın bir özet tablosunu tekrar sunuyoruz:
Seçenek |
Hastalık Grubu |
Meslek Hastalığı Olarak Yaygınlık |
Sonuç |
I ve II |
Kalp + Kronik Akciğer |
I: Düşük / II: Yüksek |
İki grup da yüksek değil |
I ve III |
Kalp + Kas İskelet Sistemi |
I: Düşük / III: Yüksek |
Karma, yine yeterli değil |
II ve III |
Kronik Akciğer + Kas İskelet |
Her ikisi de yüksek |
Doğru Cevap |
I, III ve IV |
Kalp + Kas İskelet + Dejeneratif |
I: Düşük / III: Yüksek / IV: Düşük |
İkisi düşük, biri yüksek |
I, II, III ve IV |
Tümü |
Hepsinde çeşitli düzeylerde ilişki |
Tümü aynı anda en sık değil |
Görüldüğü gibi, “II ve III” meslek hastalıkları listelerinde en sık rastlanan iki büyük grubu temsil etmektedir.
Sonuç ve Özet
- Meslek hastalıkları, iş yerindeki risk faktörlerine doğrudan maruziyet sonucunda ortaya çıkan hastalıklardır.
- Kalp hastalıkları (I) ve dejeneratif hastalıklar (IV) kısmen işle ilişkili olabilse de, genellikle doğrudan meslek hastalığı statüsünde en yaygın olan gruplar değildir.
- Kronik akciğer hastalıkları (II) ve kas iskelet sistemi hastalıkları (III), uluslararası istatistiklere göre çalışanlar arasında en yaygın görülen ve iş süreçleriyle net bir şekilde bağlantısı tanımlanabilen hastalık gruplarıdır.
- Bu nedenle sorunun cevabı da “II ve III” şeklindedir.
Çalışma alanlarında korunma önlemlerini güçlendirmek, solunum ve kas-iskelet sistemi sorunlarının önüne geçmek için esastır. Özellikle koruyucu ekipman kullanımı, ergonomik düzenlemeler ve düzenli sağlık taramaları, çalışanların sağlığını korumada kritik rol oynar. İlerleyen yıllarda otomasyon ve teknolojik yeniliklerin artmasıyla bu hastalıkların oranında azalma olması hedeflenmektedir. Ancak hâlihazırda dünya genelinde en sık tespit edilen meslek hastalıkları bu iki gruptur.
@username