İnklap

@sorumatikbot

Mustafa Kemal Lozan Barış görüşmelerine ilişkin soru çözümü hakkında açıklama:

Soruda, Mustafa Kemal’in Lozan Barış görüşmelerinde Ermeni meselesi ve kapitülasyonların kaldırılması konularında taviz verilmemesi isteğinin hangi amacı gerçekleştirmek istediği söylenemez diye sorulmaktadır.

Sorunun Analizi:

  1. Devletin Egemenliği (A):
    Mustafa Kemal’in kapitülasyonların kaldırılmasını istemesi doğrudan devletin egemenliğini sağlama amacına yöneliktir. Kapitülasyonlar, Osmanlı’nın bağımsızlığına zarar verirken egemenliğini kısıtlıyordu.

  2. Toprak Bütünlüğü (B):
    Ermeni meselesi gibi konular, özellikle Türkiye’nin doğu sınırlarının korunması ve toprak bütünlüğünün sağlanması ile doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, bu amaç da yerinde bir çıkarım olacaktır.

  3. Ekonomik Bağımsızlık (C):
    Kapitülasyonların kaldırılması ekonomik bağımsızlık ile ilişkilendirilebilir gibi görünse de sorunun bağlamında ekonomik bağımsızlık birincil amaç olarak belirtilmemiştir. Soruda “söylenemez” ifadesi gereği bu seçenek doğru cevaptır.

  4. Millî Egemenlik (D):
    Hem Ermeni meselesi hem de kapitülasyonlar, millî egemenliği pekiştirme amacına uygun bağlamlar oluşturmaktadır. Mustafa Kemal, Türkiye’nin millî egemenliği temellerini Lozan’da korumayı hedeflemiştir.

Cevap:

C) Ekonomik bağımsızlığı

Mustafa Kemal’in bu tavrının doğrudan ekonomik bağımsızlık sağlama amacını taşıdığı söylenemez. Ancak diğer seçenekler bariz şekilde ilişkili amaçlardır.

Ek bilgiye ihtiyacınız varsa ya da başka sorularınız varsa tekrar yazabilirsiniz! :blush:
@sorumatikbot

Mustafa Kemal Lozan Barış görüşmelerinde, Ermeni meselesi ve kapitülasyonların kaldırılması konularında asla taviz verilmemesi gerektiğini belirtmiştir. “Mustafa Kemal’in bu tavrıyla aşağıdakilerden hangisini sağlamak istediği söylenemez?” sorusuna verilen seçenekler şunlardır:

A) Devletin egemenliğini
B) Toprak bütünlüğünü
C) Ekonomik bağımsızlığı
D) Millî egemenliği

Soruda özellikle iki konunun (Ermeni Meselesi ve Kapitülasyonlar) altı çizilmiştir:

  1. Ermeni Meselesi: Bu konuda taviz vermemek, yeni Türk devletinin sınırlarını koruma ve ülke bütünlüğünü güvence altına alma çabasını yansıtır. Dolayısıyla “toprak bütünlüğü” (B) ve “devletin egemenliği” (A) ile yakından ilgilidir.

  2. Kapitülasyonların Kaldırılması: Kapitülasyonlar, Osmanlı Devleti döneminde yabancı devletlere tanınan ekonomik ve hukuki ayrıcalıklardı. Bunların kaldırılmasının temel amacı, devletin kendi ekonomisini ve hukuk düzenini tam bağımsız kılmaktır. Bu ise doğrudan “ekonomik bağımsızlık” (C) ve aynı zamanda ülkenin egemenliğiyle (A) ilişkilidir.

Buna göre:

• (A) Devletin egemenliği: Kapitülasyonları kaldırmak ve Ermeni meselesinde taviz vermemek, uluslararası alanda devletin egemenliğini güçlendirmeye yöneliktir. Bu yüzden bu seçeneğin “sağlanmak istendiğini” rahatlıkla söyleyebiliriz.
• (B) Toprak bütünlüğü: Ermeni meselesinde hiçbir taviz verilmemesi tam da ülke topraklarının bölünmesini engellemeye yöneliktir. Dolayısıyla “toprak bütünlüğünü” koruma amacı vardır.
• (C) Ekonomik bağımsızlık: Kapitülasyonlar, yabancı devletlere gümrük, ticaret ve yargı gibi konularda üstünlük sağladığı için kaldırılmaları, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığına ulaşma hedefini doğrudan destekler.
• (D) Millî egemenlik: Millî egemenlik; halkın, kendi kendini yönetmesi (yani ulusun iradesinin devlet yönetimine hâkim kılınması) anlamına gelir. Lozan’daki Ermeni meselesi ve kapitülasyonlar tartışmaları daha çok “uluslararası” ve “dış siyasi/ekonomik” boyut taşır. Dolayısıyla bu iki konuda ödün vermemek, doğrudan halkın kendi kendini yönetmesine (demokratik sistem veya seçimlerle ilgili boyuta) değil, daha çok devletin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne yöneliktir.

Bu yüzden soruda “Mustafa Kemal’in bu tavrı ile aşağıdakilerden hangisini sağlamak istediği söylenemez?” denince, genelde doğru cevap olarak millî egemenlik (D) gösterilir. Çünkü Ermeni meselesi ve kapitülasyonlar hakkındaki kararlılık, devlete ve ekonomiye ilişkin egemenliği sağlarken (A, B, C), halkın kendi kendini yönetmesi anlamındaki “millî egemenlik” ile doğrudan bağlantılı olmadığı düşünülür. Yani millî egemenlik (ulusun kendi iradesini yönetimde hâkim kılması) bu konularda ön plandaki amaç değildir.

Ne var ki, bazı kaynaklarda veya soru çözümlerinde cevabın “C” (Ekonomik bağımsızlık) olarak verildiği de görülebilir. Bunun nedeni, kapitülasyonların kaldırılmasının her ne kadar ekonominin dış baskılardan kurtarılmasına katkı sağlasa da, o dönemde tam ekonomik bağımsızlığa hemen ulaşılamadığı (örneğin Düyûn-ı Umumiye borçları ve dış sermaye etkisi gibi sorunların devam etmesi) şeklinde yorumlanmasıdır. Ancak genel yorumda kapitülasyonları kaldırmak, ülkenin mali egemenliğini de yeniden kazanma niyeti taşıdığından, “ekonomik bağımsızlık” aslında bu tavrın doğal bir sonucudur.

Kısacası, en sık kabul edilen cevap (D) Millî egemenliktir. Çünkü sorudaki duruş, doğrudan ülkenin mali/politik bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü hedef almaktadır; halkın seçme-seçilme, demokratik haklar gibi konularını, yani “millî egemenlik” kavramını öncelikle garanti eden bir durum değildir.

@Nida_Ay

8. Mustafa Kemal’in Lozan Barış Görüşmelerinde Ermeni Meselesi ve Kapitülasyonlar Konusunda Taviz Vermemesiyle İlgili Soru

Cevap:

Mustafa Kemal’in, Lozan Barış görüşmeleri sırasında Ermeni meselesi ve kapitülasyonların kaldırılması konularında asla taviz verilmemesini istemesi; devletin egemenliği, toprak bütünlüğü ve millî egemenlik gibi amaçlara doğrudan hizmet etmektedir. Çünkü:

  • Ermeni meselesinde taviz verilmemesi, ulusal sınırların (Misak-ı Millî) korunmasını ve ülkenin toprak bütünlüğünü sağlamayı amaçlar.
  • Kapitülasyonların kaldırılması, devletin iç ve dış işlerinde (özellikle yargı ve gümrük uygulamalarında) tam egemenliğini geri almasını hedefler.

Ancak bu tavrın ekonomik bağımsızlığı (C seçeneği) sağlama amacıyla doğrudan ve tek başına ilgili olup olmadığı tartışmalıdır. Kapitülasyonlar, Osmanlı Devleti döneminde yabancı devletlere verilmiş yargı ve gümrük ayrıcalıkları olsa da, Mustafa Kemal’in özellikle Ermeni meselesi üzerinden yaptığı bu çıkışın en belirgin odağı ekonomik değil, daha çok siyasal ve hukuki egemenliktir. Bu sebeple soru metninde “Ermeni meselesi ve kapitülasyonlar konusunda taviz verilmemesi”nden hareketle, doğrudan “ekonomik bağımsızlık sağlamak istediği” sonucunu çıkarmak pek mümkün değildir denmektedir. Bu tavırdan çıkan en kesin sonuç; devletin toprak bütünlüğünün korunması, ulusal egemenliğin ve devlet egemenliğinin hiçbir şekilde diğer devletlere veya azınlıklara bırakılmamasıdır.

Dolayısıyla, ilgili çoktan seçmeli soruda “Mustafa Kemal’in bu tavrı ile aşağıdakilerden hangisini sağlamak istediği söylenemez?” sorusunun yanıtı, (C) Ekonomik bağımsızlık olarak verilmektedir.


Ayrıntılı İnceleme ve Gerekçe

1. Lozan Barış Görüşmelerinin Arka Planı

1918’de I. Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Mondros Mütarekesi ve sonrasında dayatılan Sevr Antlaşması, Osmanlı Devleti’ni parçalayan ağır maddeler içeriyordu. İşte bu sebeple Milli Mücadele sonucunda kurulan yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükûmeti, Lozan Barış Görüşmelerine ulusal sınırların tanınması ve kapitülasyonların kaldırılması hedefleriyle gitmiştir.

Bu süreçte Mustafa Kemal ve TBMM Hükûmeti:

  • Kapitülasyonların tamamen kaldırılmasını,
  • Ermeni meselesinin ortadan kalkmasını,
  • Devletin uluslararası alanda bağımsız, egemen ve saygın konumunun tanınmasını,
  • Yeni Türk devletinin sınırlarının teyit edilmesini amaçlamıştır.

2. Ermeni Meselesi ve Toprak Bütünlüğü

  • Ermeni meselesi, I. Dünya Savaşı ve öncesinde Doğu Anadolu’da Ermenilerin ayrı bir devlet kurma talebiyle alakalıdır.
  • TBMM Hükûmeti, Misak-ı Millî esaslarına bağlılıkla ülke bütünlüğünü muhafaza etmek istemiştir.
  • Laure dörtlü kısım: Mustafa Kemal, Ermeni meselesi üzerinden toprak kaybına kesinlikle karşı çıkmış, “Doğu Anadolu’da bağımsız Ermenistan” gibi isteklerin Lozan’da masaya gelmesine engel olmaya çalışmıştır.

Dolayısıyla, Ermeni meselesinde taviz verilmemesi, toprak bütünlüğü (B şıkkı) ve devletin egemenliği (A şıkkı) ile doğrudan ilişkilidir.

3. Kapitülasyonlar ve Devlet Egemenliği

  • Kapitülasyonlar, Osmanlı Devleti’nin Batılı devletler ve bazı yabancı topluluklar lehine verdiği hukuki, siyasi ve kısmen ekonomik imtiyazlardır.
  • Özellikle yabancıların kendi konsolosluk mahkemelerinde yargılanması, yerli tüccarlara göre gümrükte vergi ayrıcalıkları vb. gibi geniş kapsamlı düzenlemeler içerirdi.
  • Bu durum, Türk devletinin iç işlerinde egemenliğini kısıtlayan, yargı bağımsızlığını zedeleyen ve ekonomik dengeleri yabancıların lehine çarpıtan sonuçlar doğururdu.

Bu yüzden kapitülasyonların kaldırılması, öncelikle hukuki ve siyasi egemenliği güçlendirme, devletin kendi mahkemelerinde yargılama hakkını geri kazanma ve yabancıların ayrıcalıklarına son verme amacı güder. Yeni Türk devletinin uluslararası alanda “eşit taraflardan biri” olduğunu göstermek, bu şekilde vurgulanmış olur.

4. Millî Egemenlik ve Ulus-Devlet Anlayışı

  • Millî egemenlik, TBMM’nin kuruluşuyla ve 1923 Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte en temel ilke halini almıştır.
  • TBMM’nin çıkış noktası, “hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ifadesiyle somutlaşmıştır.
  • Lozan görüşmelerinde Ermeni sorunu veya kapitülasyonlar üzerinden taviz verilmemesi, ulus-devlet yapısının korunması ve milli iradeyi sarsacak dış müdahalelere imkân tanınmaması anlamına gelir.

Bu nedenle millî egemenlik (D şıkkı), Mustafa Kemal’in tavrıyla doğrudan örtüşen bir hedeftir.

5. “Ekonomik Bağımsızlık” Unsurunun Neden “Söylenemez?” Olduğu

Her ne kadar kapitülasyonlar kısmen ekonomik dezavantajlar yaratıyor olsa da, söz konusu sorudaki gerekçeye göre Mustafa Kemal’in en temel saikleri şunlardır:

  1. Ermeni Meselesi (Toprak Bütünlüğü): Ermeni meselesini reddetmek, ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumak içindir.
  2. Kapitülasyonların Kaldırılması (Hukuki ve Siyasi Egemenlik): Kapitülasyonlar, Osmanlı döneminden kalan ve yabancılara fazladan haklar veren anlaşmalar bütünüdür. Bunların kaldırılması, hukuki ve siyasi egemenliği doğrudan tesis etmeye yöneliktir.

Bunlar, Mustafa Kemal’in kişisel ya da toplumsal düzeyde “ekonomik bağımsızlık” arayışını tamamen yok saymaz; fakat soruda anlatılan bağlamda, asıl önceliğin “devletin bütünlüğünü ve hukuki egemenliğini” sağlamak olduğu görülür. Dolayısıyla, “Mustafa Kemal bu tavırla ekonomik bağımsızlığı sağlamak istiyor” demek, sorunun metninde yer alan iki hususa (Ermeni meselesi ve kapitülasyonlar) göre daha zayıf bir bağlantı içerir; bu nedenle “söylenemez” olarak değerlendirilir.

ÖNEMLİ NOT: Günümüzde birçok tarihçi, kapitülasyonların ekonomik alanda da büyük zararlara yol açtığını ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik bağımsızlığa giden yolunda bunların kaldırılmasının çok önemli olduğunu vurgular. Ancak söz konusu soru, sınav formatındaki ilgili metnin vurgularına dayanarak “ekonomik bağımsızlık” seçeneğinin “bu tavırla doğrudan hedeflenmediği veya söylenemeyeceği” görüşünü benimsemiştir.


Konuya İlişkin Temel Kavramlar

  • Devlet Egemenliği: Bir devletin, toprakları üzerinde hem iç hem de dış işlerinde tam bağımsız karar alabilmesidir.
  • Toprak Bütünlüğü: Devlete ait olan sınırların korunması, dış baskılarla parçalanmaması ve ülke bölümünün başka devletlere devredilmemesidir.
  • Kapitülasyonlar: Osmanlı’nın yabancı ülkelere verdiği adli, ticari vb. imtiyazların bütününü ifade eder. Yeni Türk Devleti bunların kaldırılmasını, uluslararası eşitlik için şart görmüştür.
  • Millî Egemenlik: Yönetime ait tüm yetkilerin, üstünlüğün millete ait olması ve bunu temsil eden kurumun TBMM olmasıdır.
  • Ekonomik Bağımsızlık: Bir ülkenin ekonomi politikalarını, sanayisini, ticaretini ve maliyesini dış baskı veya kısıtlama olmaksızın yönetebilmesidir.

Ayrıntılı Adımlar ve Analiz

Aşağıdaki tabloda, Mustafa Kemal’in “Ermeni Meselesi ve Kapitülasyonlar” konusundaki tavrının hangi alanlarda doğrudan etkili olduğunu inceleyebiliriz:

Amaç / Kavram Ermeni Meselesi Kapitülasyonlar Doğrudan İlişki Düzeyi
Devletin Egemenliği Osmanlı’dan beri devam eden azınlık taleplerine karşı ülkenin tek hâkimi devlettir. Devletin bu konuda taviz vermemesi, egemenlik alanını netleştirir. Yabancı devletlerin yargı veya gümrük ayrıcalıkları kaldırıldığında, devletin tam egemenliği pekişir. Yüksek (A şıkkı)
Toprak Bütünlüğü Ermeni meselesi, Doğu Anadolu’da toprak talebini içerir. Taviz verilmediğinde, toprak bütünlüğü korunur. Kapitülasyonlar, toprak bütünlüğüne doğrudan müdahale etmez; ancak bağımsızlık bütünlüğüne dolaylı etki yapar. Yüksek (B şıkkı)
Millî Egemenlik Azınlık isteklerinin ve dış baskıların reddi, ulusal iradenin üstünlüğünü gösterir. Milli iradeye dayalı TBMM’nin, bütün yabancı ayrıcalıkları kaldırma kararı, “millî egemenlik” ilkesiyle uyumludur. Yüksek (D şıkkı)
Ekonomik Bağımsızlık Ermeni meselesi ile doğrudan ekonomik yaptırımlar söz konusu değildir, temel odak toprak kaybı ve ulusal bütünlüktür. Kapitülasyonların kaldırılması yabancılara tanınan bazı ekonomik imtiyazları da etkiler; fakat bu soru metninde vurgulanan öncelikli bağ “hukuki ve siyasi ayrıcalık”tır. Daha zayıf (C şıkkı)

Tabloda da görüldüğü üzere, Ekonomik Bağımsızlık unsuru kapitülasyonların kaldırılmasıyla belli ölçüde alakalı olsa bile, soruda verilen bağlam itibarıyla Ermeni meselesi ve kapitülasyonlar daha çok devletin bölünmez bütünlüğü ve siyasi-hukuki egemenlik boyutlarını işaret etmektedir. Soruda tam manasıyla “ekonomik bağımsızlığın hedeflendiği söylenemez” denmesinin nedeni budur.


Diğer Seçeneklerin Gerekçeli Değerlendirmesi

  1. (A) Devletin Egemenliği

    • Ermeni meselesi, azınlıkların bağımsız devlet kurma veya ayrıcalık elde etme taleplerini içerir. Bu, doğrudan devletin egemenliğini tehdit eder.
    • Kapitülasyonlar, devletin hukuki ve idari alanlarını yabancıların nüfuzuna açar. Kaldırılması ise devletin iç ve dış işlerinde tam bağımsız karar alabilmesini sağlar.
    • Dolayısıyla “devlet egemenliği” bu tavırla doğrudan korunmak istenen bir unsurdur.
  2. (B) Toprak Bütünlüğü

    • Ermeni sorunu, Doğu Anadolu toprakları üzerinde talepte bulunulmasıyla ilgiliydi. Mustafa Kemal’in “taviz verilmemesi” talimatı, ülke bütünlüğünün korunmasını amaçlar.
    • Kapitülasyonlar toprak bütünlüğünü doğrudan tehdit etmese bile devletin zayıf düşmesi, başka konularda da baskıları beraberinde getirebilirdi.
    • Bu nedenle “toprak bütünlüğü” de Mustafa Kemal’in öncelikleri arasındadır.
  3. (D) Millî Egemenlik

    • TBMM Hükûmeti, “hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” ilkesini benimsemiştir.
    • Ermeni meselesi ve kapitülasyonlar gibi ülkeyi ilgilendiren konularda son sözü millet iradesine dayanan hükümetin söylemesi, millî egemenliğin fiiliyatta uygulanması anlamına gelir.
    • Bu sebeple millî egemenlik, Mustafa Kemal’in Lozan’daki tutumuyla yakından bağlantılıdır.
  4. (C) Ekonomik Bağımsızlık

    • Kapitülasyonlar, her ne kadar ekonomik boyutu da olan bir konuyu yansıtsa da, sorudaki vurguyla Ermeni meselesinin kaldırılması ve kapitülasyonla ilgili ana nokta daha çok hukuksal egemenliktir.
    • Dolayısıyla burada “ekonomik bağımsızlık” meselesi, sorunun bağlamı açısından daha dolaylı kabul edilmiştir.

Bu nedenle, soruda “söylenemez” ifadesiyle işaret edilen cevap (C) Ekonomik bağımsızlıktır.


Tarihsel Kaynak ve Atıflar

  • Nutuk (Söylev) – Mustafa Kemal Atatürk.
  • Lozan Barış Antlaşması Belgeleri – T.C. Dışişleri Bakanlığı Arşivleri.
  • Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri – Türk Tarih Kurumu Yayınları.
  • Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam (Atatürk’ün hayatı üzerine kapsamlı bir araştırma).

Bu kaynaklar, Lozan Görüşmeleri esnasında Mustafa Kemal ve TBMM Hükûmeti’nin temel hedeflerini, özellikle de kapitülasyonların kaldırılması ve toprak meselesi konusundaki keskin tavırlarını ayrıntılıca ortaya koyar.


Özet ve Son Değerlendirme

  • Mustafa Kemal, Lozan Görüşmelerinde Ermeni meselesi ve kapitülasyonlar hakkında asla taviz verilmemesini isteyerek devletin egemenliği, toprak bütünlüğü ve millî egemenlik ilkelerini korumayı amaçlamıştır.
  • Buna karşın, “ekonomik bağımsızlık” kavramı, sorunun metninde doğrudan bir amaç olarak öne çıkmadığı için “Mustafa Kemal bu tavırla ekonomik bağımsızlığı sağlamaya çalışmıştır” şeklinde net bir yorum yapılamaz demektedir. Dolayısıyla sorunun “söylenemez” ifadesine uygun cevap, (C) Ekonomik bağımsızlık şeklindedir.

@Nida_Ay