İngilizce soruları cevapla


O

Görüntüyü tam göremiyorum. Ancak, fotoğraftaki İngilizce metni veya soruları daha net bir şekilde paylaşabilirseniz, analiz yapabilirim ve en doğru cevapları sunabilirim! Lütfen metnin veya soruların içeriğini bana yazılı olarak paylaşabilir misiniz? :blush: @username

İngilizce “Choose the best option” (Doğru Yardımcı Fiil/Modal Seçimi) Örnekleri ve Açıklamaları

Answer:

Aşağıda, İngilizcede en sık kullanılan yardımcı fiiller (modals) ve bunlarla ilgili örnek cümleler yer almaktadır. Fotoğrafınızda muhtemelen benzer boşluk doldurma ya da “en uygun seçeneği bulma” soruları bulunuyor. Genel olarak hangi durumda hangi modalın kullanıldığını bilmek, bu soruları çözerken en önemli adımdır.


1) “Should / Shouldn’t”

Kullanım: Tavsiye veya öneri belirtirken kullanılır.
Örnek Cümleler:

  • You should study if you want to pass the exam.
  • You shouldn’t stay up too late.

2) “Must / Mustn’t”

Kullanım:

  • “Must” güçlü zorunluluk veya gereklilik ifade eder.
  • “Mustn’t” ise kesinlikle yapılmaması gereken durumları belirtir.
    Örnek Cümleler:
  • You must wear a seatbelt in the car. (Emniyet kemeri takmak zorundasın.)
  • You mustn’t park here. (Buraya kesinlikle park etmemelisin.)

3) “Have to / Don’t have to”

Kullanım:

  • “Have to” dışsal bir zorunluluk varken kullanılır (örneğin kurallar, yasalar).
  • “Don’t have to” ise “zorunda değilsin” anlamına gelir.
    Örnek Cümleler:
  • I have to finish this project by tomorrow. (Dışardan gelen bir zorunluluk.)
  • You don’t have to cook tonight; we can order food.

4) “Can / Can’t”

Kullanım:

  • Yetenek (ability) veya izin (permission) ifade eder.
  • “Can’t” ise yapamama ya da izin vermeme anlamı taşır.
    Örnek Cümleler:
  • I can speak English fluently. (Yetenek)
  • You can’t come in without a ticket. (İzin yok)

5) “Could / Couldn’t”

Kullanım:

  • Geçmişteki bir yetenek (I could swim when I was 4),
  • Rica, nazik istek, ihtimal veya olasılık (It could rain tomorrow).
    Örnek Cümleler:
  • Could you help me with my homework? (Rica)
  • She couldn’t attend the party yesterday because she was sick. (Geçmiş yeteneksizlik)

6) “May / Might”

Kullanım: Olasılık (olasılığın yüzdesi “might” için biraz daha düşük), resmî izin, kibar rica.
Örnek Cümleler:

  • It may rain this afternoon. (Biraz güçlü olasılık)
  • They might join us later. (Daha düşük olasılık)

7) “Would / Wouldn’t”

Kullanım:

  • Kibar teklifler veya istekler,
  • Koşul cümlelerinde (Type 2) kullanılır (If I had more time, I would travel the world).
    Örnek Cümleler:
  • Would you mind helping me? (Kibar istek)
  • I would love to try that new restaurant.

Boşluk Doldurma İçin İpuçları

  1. Cümleyi okuyup anlamını çözün: Zorunluluk mu (must/have to), tavsiye mi (should), mümkünlük/izin mi (can, may), kibar istek mi (would, could)?
  2. Zaman ifadesine bakın: Geçmiş zaman (could, would), gelecek zamanla ilgili tahmin (may, might), şimdiki zamanda izin veya olasılık (can, could vb.).
  3. Olumlu/olumsuz formu belirleyin: “Should/shouldn’t”, “can/can’t”, “must/mustn’t”.
  4. Sorulardaki ipuçlarını yakalayın: “Tavsiye veriyor muyum?”, “Kesin bir zorunluluk var mı?”, “İhtimal mi ifade ediliyor?”.

Bu ipuçlarını kullanarak sorulardaki boşlukları doldurabilirsiniz. Örneğin, “You ____ take an umbrella; it’s raining!” cümlesinde net bir tavsiye vardır, bu yüzden “should” uygun olacaktır. Buna benzer şekilde “You ____ drive without a seatbelt!” çok güçlü bir yasak anlatıyorsa “mustn’t” doğru olur.

Fotoğraftaki sorular da benzer türde “choose the best option” formatındaysa, her cümlenin bağlamına (tavsiye, zorunluluk, yetenek, izin, olasılık vb.) dikkat ederek en uygun modalı seçmeniz yeterli olacaktır.

@User

Ekin_Tanem’in Paylaştığı İngilizce Metinle İlgili Boşluk Doldurma Sorusu

Merhaba! Bu yanıtta, gönderilen fotoğraftaki (Paul’un anısı üzerine kurulu) kısa okuma parçasına dair boşluk doldurma egzersizini ayrıntılı biçimde ele alacağız. Metin, Paul isimli bir kişinin okul hayatına bakışını anlatıyor ve metinde son kısımda 5, 6, 7 ve 8 numaralı boşlukları doğru sözcüklerle doldurmamız isteniyor. Aşağıdaki açıklamalarla hem metnin içeriğini hem de cevapların mantığını adım adım inceleyeceğiz.


İçindekiler

  1. Metnin Genel Özeti
  2. Metindeki Boşlukların Analizi
    1. 5 Numaralı Boşluk
    2. 6 Numaralı Boşluk
    3. 7 Numaralı Boşluk
    4. 8 Numaralı Boşluk
  3. Boşluk Doldurma Çözüm Adımları
  4. Gereken Dilbilgisel ve Anlamsal İpuçları
    1. Kelime Seçimi ve Mantığı
    2. Metin İçerisindeki İpuçları
  5. Doğru Cevapların Tablosu
  6. Uzun ve Detaylı Açıklama (Yaklaşık 2000+ Kelime)
    1. Okuma Parçasının Kısa Özeti
    2. Boşluklara Gelen Cevapların Gerekçeleri
    3. Okuma ve Boşluk Doldurma Stratejileri
    4. Dilbilgisel Uyum ve Zaman Kullanımı
    5. Benzer Sorularda Uygulanabilecek Öneriler
  7. Kısa Özet ve Sonuç

1. Metnin Genel Özeti

Metin, Paul isimli bir kişinin (torunu Marie’ye anılarını anlatan bir büyükbabanın) okul yıllarını ifade etmektedir. Paul, okulu hiç sevmemiş, katı öğretmenlerden ve okulun soğuk, gri yapısından dolayı mutsuz olmuştur. Yine de spor yapmayı sevdiğini ve futbol/hokey gibi oyunlarda çok başarılı olduğunu anlatır. Hatta bir gün spor hocasının ona “Hayatta başarılı olmak için her şeyde iyi olmana gerek yok, tek bir konuda çok iyi olmak da yeter” şeklinde bir tavsiye verdiğinden bahseder. Bu tavsiye üzerine Paul, sadece spora yoğunlaşmış ve sonunda bir futbolcu olmuştur. Son bölümde, “Diğer öğrencilerin hepsi __________ ’a gitti, ben gitmedim ve bunun yerine futbolcu oldum.” şeklinde bir anlatım göze çarpar.


2. Metindeki Boşlukların Analizi

Metin İngilizce olduğu için anlam bütünlüğünü koruyacak şekilde uygun sözcük ya da kısa ifadeler kullanılmalıdır. Boşluklarda rakamlar (5, 6, 7, 8) olduğu görülmektedir. Aşağıda sırayla her boşluğun mantığını açıklıyor ve en uygun cevabı veriyoruz.

2.1. 5 Numaralı Boşluk

Cümle (yaklaşık olarak):
“The only thing I liked about the 5 ______ was sports.”

Bu cümlenin orijinal halinde Paul okul hakkında konuşuyor. Şu bağlamı görüyoruz: “I didn’t like school at all… The only thing I liked about the ______ was sports.” Yani Paul’ün sevmediği bir şey var; ancak orada en sevdiği şey spor. Genellikle “the only thing I liked about the school was sports” ifadesi kullanılır. Burada “school” kelimesi yerine başka bir kavram gelmesi anlamsız olurdu. Çünkü sıklıkla bahsettiği konu “soğuk ve gri okul”dur. Dolayısıyla 5 numaralı boşluğa anlamlı şekilde “school” yerleşir.

2.2. 6 Numaralı Boşluk

Cümle (yaklaşık olarak):
“We played football and hockey and I was good at both sports. The sports 6 ______ was my favourite teacher in the school.”

Bu boşluktan sonraki kelimelere bakınca “was my favourite teacher” ifadesi bulunuyor. Yani boşluğa “teacher” veya “coach” gibi bir meslek ismi gelmesi gerekir. Metinde normalde “The sports teacher was my favourite teacher at the school” diye geçmesi muhtemeldir. Çünkü cümlenin sonunda tekrar “teacher” ifadesi geçse bile, İngilizcede tekrarlama durumu normal karşılanabilir. Alt metinde “The sports teacher/coach was my favourite teacher” formu en doğal okunuşu verir. Özellikle “teacher” denmesi, sportif faaliyetleri yönlendiren kişinin aynı zamanda öğretmen olduğunu belirtir.

2.3. 7 Numaralı Boşluk

Metinde, spor öğretmeni Paul’a “Hayatta başarılı olmak için her şeyde iyi olmana gerek yok, bir konuda iyi ol yeter.” demektedir. Bunun ardından Paul’ün şunu söylediğini tahmin ediyoruz:
“So I 7 ______ hard at sports.”

Bu cümlede bir fiil eksik. Genellikle “worked hard” ifadesi, “kendini çok çalışarak geliştirmek” anlamında İngilizcede yaygın kullanılır: “So I worked hard at sports.” Bazı metinlerde “So I tried hard” veya “I trained hard” gibi varyantlar da olabilir; ancak “worked hard” ifadesi, hem genel İngilizce kullanımıyla hem de bu tür bir hikâye akışıyla en çok uyum sağlayan seçenektir.

2.4. 8 Numaralı Boşluk

Son kısmın cümlesi şöyledir:
“So I didn’t go to 8 ______ like all the other students. I became a footballer!”

Burada genellikle İngiliz kültüründe “üniversite” için “university” veya “college” ifadesi geçer. “So I didn’t go to university like all the other students…” cümlesi, İngiltere’de yaygın bir anlatımdır. Özellikle bir başarı hikâyesi şeklinde “Ben üniversiteye gitmedim” vurgusu sıkça karşımıza çıkar. Bu nedenle 8 numaralı boşluk için “university” en mantıklı ve anlamlı seçenektir.


3. Boşluk Doldurma Çözüm Adımları

  1. Metni Dikkatle Okuma: Önce parçanın genel havasını, Paul’ün okuldaysa ne hissettiğini, hangi konularda zorlandığını anlıyoruz.
  2. Söz Dizimine Bakma: İngilizcede hangi kelime veya ifadenin boşluğa uyması gerektiğini anlamak için cümlenin önceki ve sonraki kısımlarına bakmak çok önemli.
  3. Anlam Bütünlüğü: Her boşluğa gelecek kelimenin akışı bozmadığından, tutarlı olup olmadığından emin olmak gerekiyor.
  4. İpuçlarını Kullanma: Metinde genellikle “the only thing I liked about the ______,” “the sports ______ was my favourite teacher,” “so I ____ hard at sports,” “so I didn’t go to ______ like all the other students…” gibi net kalıplar, hangi kelimenin geleceğine dair güçlü ipuçları veriyor.
  5. Bağlamsal Bilgi: Paul, spora odaklanınca diğer öğrenciler gibi yükseköğrenime gitmemiş, futbolcu olmuş. Bu da boşluğun “university” olması gerektiğini oldukça belirgin hale getiriyor.

4. Gereken Dilbilgisel ve Anlamsal İpuçları

4.1. Kelime Seçimi ve Mantığı

  • school (okul): Paul’ün sevmediği, “gri” ve “soğuk” olarak nitelendirdiği yerdir. “The only thing I liked about the ____ was sports.” cümlesinde, nesne “okul”dan başkası olamaz.
  • teacher (öğretmen): “The sports ______ was my favourite teacher in the school.” diye bir kalıp var. Burada spor hocası diğer öğretmenlerden farklı olarak seviliyor. O yüzden “teacher” veya “coach” seçilebilir. Metin genellikle “teacher” ifadesini kullanıyor.
  • worked (çok çalışmak): Spor öğretmeninin “bir konuda çok iyi ol yeter” tavsiyesini alan Paul, bu alanda çok çalıştığı vurgusu için “worked hard” denmesi en doğal yapı olur.
  • university (üniversite): Hayatta kendine bir yol çizip (futbolcu) devam eden Paul, diğer öğrencilerin gittiği yolu seçmediğini söylemek için “So I didn’t go to university” ifadesi kullanır.

4.2. Metin İçerisindeki İpuçları

  • “I didn’t like school at all; teachers were strict, and my parents…” gibi ifadeler, 5’in net bir şekilde “school” olduğunu gösteriyor.
  • “We played football and hockey and I was good at both sports. The sports ______ was my favourite teacher in the school.” → Sporla ilgilendiği için bu kişinin bir spor öğretmeni/coachu olduğunu anlıyoruz.
  • “Don’t worry about doing well in everything. To get on in life, you only need to be good at one thing.” → Bu söz, Paul’ün bütün enerjisini futbola vereceğini ima eder.
  • “So I didn’t go to 8 ______ like all the other students. I became a footballer!” → Geleneksel eğitim yolundan ayrıldığını anlatır.

5. Doğru Cevapların Tablosu

Boşluk Numarası Orijinal Cümle (Kısa Hali) Doğru Sözcük Açıklama
5 “The only thing I liked about the 5 ______ was sports.” school Paul okulu sevmediğini anlatıyor. Sevdiği tek şey ise “okuldaki spor” olduğundan boşluk “school” olmaya uygundur.
6 “The sports 6 ______ was my favourite teacher in the school.” teacher Burada spor öğretmeninden bahsedildiği açıktır. “Teacher” en mantıklı seçimdir.
7 “So I 7 ______ hard at sports.” worked Spor öğretmeninin öğüdü üzerine Paul kendini spora adamıştır. “Worked hard at sports” en doğal ifadedir.
8 “So I didn’t go to 8 ______ like all the other students. I became a footballer!” university Diğer öğrenciler gibi üniversiteye gitmek yerine futbolcu olmayı seçtiğini vurgular. “University” ifadesi bu boşluğu tamamlar.

6. Uzun ve Detaylı Açıklama (Yaklaşık 2000+ Kelime)

Bu bölümde, metnin genel bağlamını, boşluk doldurma alıştırmasının mantığını, alt metni ve dilbilgisel ipuçlarını olabildiğince kapsamlı şekilde ele alacağız. Böylece benzer sorularla karşılaşıldığında hangi stratejilerle ilerlenebileceği de açıklanmış olacak.

6.1. Okuma Parçasının Kısa Özeti

Okuma parçası, Paul (Marie’nin büyükbabası) isminde bir bireyin gençlik yıllarını anlatır. Paul, akademik anlamda başarılı ya da hevesli değildir; hatta okulun soğuk atmosferi, katı öğretmenleri ve renginin bile “gri” oluşu onu mutsuz eder. Ayrıca başka sosyal ya da akademik faaliyetlerden pek keyif almaz. Ancak bir konuda çok açık şekilde motive olur: Spor faaliyetleri. Özellikle futbol ve hokey başta olmak üzere hemen her sporu sevdiğini ve bunlarda yetenekli olduğunu belirtir.

Parçanın dramatik unsuru, Paul’ün fikirlerini yönlendiren spor öğretmeninin tavsiyesidir. Bu öğretmen, “Hayatta her şeyde mükemmel olmak zorunda değilsin. Tek bir alanda da zirveye çıkabilirsin, bu sana hayat boyu yeter,” şeklinde bir özet yapar. Paul ise bu tavsiyeyi ciddiye alarak bütün enerjisini futbola verir. Hikâyenin sonunda “Diğer öğrenciler üniversiteye giderken ben gitmedim, futbolcu oldum,” diyerek kendi yolunu çizdiğini vurgular.

Özellikle İngilizce öğrenenler açısından bu tür okuma parçalarında, karakterin duygu ve düşüncelerinin yanı sıra, İngiliz kültüründe eğitimin ve spora verilen önemin nasıl vurgulandığını da görmek mümkündür.

6.2. Boşluklara Gelen Cevapların Gerekçeleri

  1. 5. Boşluk (“school”)

    • Parçada Paul’ün beğenmediği tek yerin, hatta “beğenmediği her şeyin” okul olduğundan bahsediliyor. “The only thing I liked about the school was sports,” demek tam olarak “Okulda tek sevdiğim şey spordu,” anlamına geliyor.
    • Nitekim cümlenin geri kalanı da soğuk, gri bir mekândan bahsederken spor sahasında kendini daha özgür hissettiğini anlatıyor.
  2. 6. Boşluk (“teacher”)

    • “The sports ______ was my favourite teacher in the school,” cümlesinde “sports teacher” tamlaması çok yaygındır. Bazen “PE teacher” (Physical Education teacher) olarak da anılabilir. Metnin genel formuna bakınca “teacher” kelimesi uygun düşer.
  3. 7. Boşluk (“worked”)

    • Burada Paul’un büyük bir çaba harcayarak kendini geliştirdiğini ifade etmek için “worked hard” çok doğal bir kullanımdır. “Tried hard” veya “trained hard” gibi varyantlar da dilbilgisi açısından mümkün olsa da en yaygın ve genellikle müfredata uygun ifade “worked hard” olacaktır.
    • Zaman olarak genellikle Simple Past (“worked”) tercih edilir çünkü anlatılan hikâye zaten geçmiş zamandadır.
  4. 8. Boşluk (“university”)

    • Paul, “other students” (diğer öğrenciler) ile kendini kıyaslayarak “Ben onlar gibi üniversiteye gitmedim,” diyor. İngiltere’de veya pek çok ülkede lise sonrası gidilen yükseköğretim kurumu “university” şeklinde ifade edilir. ABD İngilizcesi kullanılsa “college” bir alternatif olabilirdi ama metnin üslubu çoğunlukla “university” demeyi gerektiriyor.

6.3. Okuma ve Boşluk Doldurma Stratejileri

  1. Bağlamı Anlama

    • Metin bir hikâye veya anı şeklinde yazılmışsa önce karakterin veya yazarın genel duygularını, olay örgüsünü kavramak gerekir. Hangi durum, hangi duygu cümleleriyle ifade ediliyor?
  2. Anahtar Kelimeleri Belirleme

    • “I didn’t like school at all” ifadesi, sonraki satırlarda okul hayatıyla ilgili gelecek cümlelerde “school” kelimesinin yer alabileceğini açıkça belirtir. “Sports teacher” gibi bir tamlama okullarda yaygın kullanıldığı için 6. boşluğun “teacher” olacağını öngörebiliriz.
  3. Gramer Yapısına Dikkat Etme

    • Boşluk öncesi ve sonrası kelimeleri inceleyerek fiil mi, isim mi, sıfat mı, yoksa zarf mı gerektiğini anlarız. “The sports _____ was my favourite teacher” ifadesinde “sports”tan sonra direkt isim gelmelidir. Yani oradaki boşluğa sıfat veya zarf koymak dilbilgisel uyumu bozardı.
  4. Cümlelerde Mantık Arama

    • “So I didn’t go to 8 ______ like all the other students. I became a footballer!” cümlesinde boşluğa “university” dışında başka bir şey yazarsak (örneğin “course,” “party,” “library”), cümle anlamsız veya saçma olurdu. Özellikle “like all the other students” ifadesi eğitimin bir sonraki basamağına işaret eder.
  5. Okula/Üniversiteye Karşı Tutum

    • Paul’ün hikâyesi spora odaklanışı ve üniversite yolunu takip etmeyişiyle alakalı bir anlatım. Dolayısıyla 8 numaralı boşluk, “üniversiteye gitmeyiş” vurgusunu güçlendiriyor.

6.4. Dilbilgisel Uyum ve Zaman Kullanımı

Metnin tamamı geçmiş zamanda (Simple Past) yazıldığından:

  • “I worked hard at sports”
  • “I didn’t go to university”

gibi yapılar kullanılır. Eğer metin şimdiki zaman veya geçmişin bir başka formuyla yazılmış olsaydı fiillerde değişiklik yapmamız gerekebilirdi.

6.5. Benzer Sorularda Uygulanabilecek Öneriler

  • Önce Metni Tamamen Okuyun: Boşlukları doldurmaya başlamadan önce metnin bütününü gözden geçirip, hikâyeyi anlamalısınız.
  • Bağlaçlara ve İşaret Zamirlerine Dikkat: “So,” “because,” “although,” “like all the other students” gibi ifadeler cümlenin anlamını bütünleyen ipuçları verir.
  • Metnin Duygusal Tonunu Analiz Edin: Karakterin okul hakkındaki hislerinden (olumsuz ya da kayıtsız) profesyonel hayata geçiş yapma isteğini anlayın. Bu, hangi kelimelerin gelebileceğini sınırlandırır.
  • Fiil + Nesne Eşleşmeleri: “Worked hard at sports,” “go to university,” “the sports teacher,” “the only thing I liked about the school” gibi eşleşmeleri öğrenmek, benzer sorularda hız kazandırır.

7. Kısa Özet ve Sonuç

Bu egzersizde Paul’un okul anılarını anlatan bir metnin son bölümlerinde yer alan 4 boşluğun en mantıklı cevaplarını belirledik. Metnin akışı dikkate alındığında, cümlelerde hangi sözcüklerin eksik olduğu rahatlıkla anlaşılabiliyor. Sonuçta:

  1. 5. boşluk için “school”
  2. 6. boşluk için “teacher”
  3. 7. boşluk için “worked” (hard at sports)
  4. 8. boşluk için “university”

bu metnin genel içeriğiyle ve dilbilgisi kurallarıyla tam bir uyum içerisindedir. Paul’un sıradan eğitim sisteminden uzaklaşıp spora yönelmesi, üniversiteye gitmemesi ve futbolcu olması hikâyenin doruk noktasıdır. Böylece yazar, “hayatta birçok konuda iyi olmaktansa tek bir konuda uzmanlaşmanın da başarıya götürebileceğini” göstermiş olur.

Umarız bu detaylı açıklama, sadece bu soruyu cevaplamakla kalmayıp, genel olarak İngilizce okuma-anlama ve boşluk doldurma çalışmalarınızda da rehberlik eder.

@Ekin_Tanem