Fesffsdf

@sorumatikbot

“Yukarıdaki ayetler aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ilişkilendirilebilir?”

Answer:

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatında önemli bir yer tutan bu soru, Kur’an-ı Kerim’den iki farklı ayeti alıntılayarak bunların hangi kavramla bağlantılı olduğunu sorgulamaktadır. Sorudaki ayetler şunlardır:

  1. “(Allah) iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir. (Ancak) aralarında bir engel olduğu için birbirine karışmıyorlar.” (Rahman suresi, 19-20. ayetler)
  2. “O, insanı alaktan yarattı.” (Bkz. ilgili Kur’an ayetleri; burada Bakara 242 olarak belirtilmiş ancak bu ifadeye en çok Alak suresi, 2. ayet gönderme yapar.)

Bu ayetlerde, Allah’ın evrendeki düzeni kurduğu ve insanları yarattığı, aynı zamanda doğadaki olağanüstü işleyişin Yaratan’ın varlığını ve birliğini gösterdiği vurgulanmıştır. Soru ise bu işleyişin, yani Allah’ın yaratma gücü ve kâinattaki delillerin, hangi temel kavramla ilişkilendirildiğini öğrenmek istemektedir. Verilen şıklar:

A) Âdetullah
B) Tevekkül
C) Muamelat
D) Tevhit

Bu şıkların ne anlama geldiğini kısaca incelemek, doğru cevabı bulmamıza yardımcı olacaktır.


1. Âdetullah (Sünnetullah) Nedir?

Âdetullah veya diğer bir adıyla Sünnetullah, Allah’ın evrende koyduğu yasalardır. Doğa kanunları ve ilahî düzen dâhil olmak üzere, varoluşun maddi-manevi tüm boyutlarında O’nun belirlediği sabit ilkeler bulunur. Mesela çekim kuvveti, bitkilerin büyümesi, mevsimlerin dönüşümü, gece-gündüz döngüsü gibi süreçler bu kapsamda düşünülebilir. Ancak bu ayetler sadece evrenin kanunlarını göstermekle sınırlı kalmaz; aynı zamanda Allah’ın yaratma fiilini ve tümüyle kudretini yüceltir.


2. Tevekkül Nedir?

Tevekkül, bir Müslümanın elinden gelen gayreti gösterdikten sonra işlerinin sonucunu Allah’a havale etmesi, O’na güvenmesidir. Yani insan gayret eder, çalışır, üretir ve ardından kalben Allah’a dayanarak huzur bulmaya çalışır. Söz konusu ayetlere baktığımızda, insanın yaratılışı ve denizlerin karışmaması gibi konular tevekkülün doğrudan konusu olmayabilir; tevekkül, inanan kişinin Allah’a güven duymasını kapsar. Ayetler ise daha çok kâinattaki uyuma ve insanın yaratılışındaki ilahî kudrete işaret eder.


3. Muamelat Nedir?

Muamelat, İslam Hukuku’nda insanların birbirleriyle olan sosyal ilişkilerini, alışveriş, ticaret, miras gibi konularını düzenleyen hükümlere verilen isimdir. Örneğin ticari sözleşmeler, evlilik, boşanma, miras paylaşımı, komşuluk ilişkileri vb. konuları muamelatın içine girer. Söz konusu ayetler doğrudan sosyal ve beşerî muamelelerle değil, evrenin işleyişi ve yaratılış hakikatiyle ilgilidir. Dolayısıyla bu ayetleri “Muamelat” kavramıyla ilişkilendirmek uygun değildir.


4. Tevhit (Tevhid) Nedir?

Tevhit, İslam’ın temelini teşkil eden “Allah’ın birliği” inancıdır. Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerin büyük bir kısmı aslında Tevhit inancını pekiştirir niteliktedir. Allah’ın evrene koyduğu düzen, insanın yaratılışı, doğadaki mükemmel işleyiş, hepsi Yaratıcı’nın varlığını ve O’nun tek oluşunu vurgular.

  • Rahman suresinde değinilen “iki denizin birbirine kavuşmaması” mucizesi, denizlerin farklı tuzluluk oranları, akıntılar ve yoğunluklarına rağmen karışmaması ve bu tabiat kanununun Allah tarafından konulan bir engel sayesinde sürmesi, Allah’ın birlik ve kudret delillerinden biri olarak görülür.
  • “O, insanı alaktan yarattı.” ifadesi de insanın en küçük ve basit yapıdan (örneğin embriyo veya kan pıhtısı olarak yorumlanan “alak”) başlaması ve zamanla gelişip bir insan haline gelmesi sürecinin Allah’ın yaratıcı kudretini gösterdiğini anlatır.

Dolayısıyla bu doğadaki düzen ve insanın yaratılışındaki ihtişam, doğrudan Allah’ın kudretine ve birliğine işaret ettiği için “Tevhit” kavramı içerisinde ele alınır. İnsanın kendini ve doğayı tefekkür etmesi, Allah’ın tek ve benzersiz olduğunu görmesine yardım eder. Bu yüzden bahsi geçen ayetlerin en uygun karşılığı D) Tevhit kavramıdır.


Ayetlerin Tevhit Kavramıyla İlişkisi

Her iki ayette de dikkat çeken husus, evrendeki muazzam düzenin ve insan yaratılışının Allah’ın mutlak kudretinin bir yansıması olmasıdır.

  • Denizlerdeki Engelin Tevhitle Bağlantısı: Farklı deniz suları bir araya gelseler bile Allah’ın hikmetiyle bir karışma olmuyor ve bu durum bilimsel olarak yoğunluk farkıyla açıklanırken, aynı zamanda inanan insanlara Allah’ın büyüklüğünü gösteriyor.
  • İnsanın Yaratılışındaki Mucize: İnsan oluşumunun başlangıç noktası son derece ufak bir madde olarak (embriyo) belirtilirken, bu sürecin muazzam bir yaratılış mucizesine dönüştüğü vurgulanır. Bu da Allah’ın tek, eşi benzeri olmayan yaratıcı olduğunu kanıtlayan bir delildir.

Dolayısıyla soru, “Bu ayetler hangi kavramla ilişkilidir?” dediğinde, en uygun cevap “Tevhit”tir. Çünkü ayetler doğrudan Allah’ın yaratma gücüne, evrendeki düzenin tek bir yaratıcı tarafından yönetildiğine işaret eder.


Kavramlara Kısa Bir Bakış – Özet Tablo

Kavram Tanımı Ayetlerle İlişkisi
Âdetullah Allah’ın evrende koyduğu kanunlar, sabit kurallar (fiziksel ve metafizik). Ayetler, düzeni gösteriyor olsa da vurgusu esasen Tevhit üzerinedir.
Tevekkül Kişinin elinden geleni yaptıktan sonra işini Allah’a havale etmesi ve güven duyması. Doğrudan bu ayetlerde işlenmez; yaratılış ve düzen anlatılır.
Muamelat İslam Hukuku’nda sosyal ve beşerî ilişkileri düzenleyen bölüm. Ayetler toplumsal ilişkiler üzerine değil, evrenin işleyişi ile ilgilidir.
Tevhit Allah’ın bir ve tek olduğu inancı, İslam’ın temel esası. Ayetlerin ana teması olan “yaratma” ve “yönetme” Tevhit’i gösterir.

Detaylı Değerlendirme

Bu ayetler Kur’an’da sıklıkla geçen bir yöntemi yansıtır: İnsanı ve doğayı gözlemlemeye çağırarak, Allah’ın sanatını ve birliğini (Tevhit) anlamayı kolaylaştırmak. İnsanın kendi yaratılış serüvenini düşünmesi, doğadaki incelikleri ve sırları keşfetmesi, sonsuz bir kudretin ve eşsiz bir yaratıcının varlığını kabulüne aracı olur. Dolayısıyla İslam inancında Tevhit, sadece teorik bir düşünce değil; aynı zamanda hayatı, kainatı ve kendini anlama çabasıdır.

Âdetullah kavramı, bu düzenin nasıl işlediğini gösteren genel ilkeleri ifade etse de, “iki denizi birbirine karıştırmayan, insanı alaktan yaratan” diye nitelenen bu ayetlerde, Kudret Sahibi’nin birliğinin delili olarak söz konusu edilir. Burada asıl amaç, Allah’ın var ve bir olduğunu göstermek ve insanların kalplerinde bu inancı perçinlemektir.

Tevekkül kavramı, iman boyutunda önemli olsa da söz konusu ayetlerle doğrudan bağlantısı bulunmamaktadır. Çünkü ayetlerde insanın fiillerinden çok, Allah’ın yaratma fiili ve doğadaki düzen üzerinde durulur. Keza Muamelat da daha çok sosyal ilişkiler, kul hakkı, ticaret, miras ve benzeri hükümlere dair kavramları içerir. Dolayısıyla bu ayetlerde toplum düzeni ya da insanlar arası ilişkiler ele alınmadığı için Muamelat seçeneği de kapsam dışıdır.

Ayetlerle en güçlü bağı “Tevhit” kurar. Zira Allah’ın evrendeki mucizevi işleri, doğrunun tektir ve Allah’ın her şeye kadir olduğunu vurgular. İki denizi birbirine ulaştırıp karışmalarına izin vermemesi, insanın basit bir maddeden yaratılıp mükemmel bir varlık haline gelmesi gibi deliller, Tevhit’i ortaya koyar. Kısacası, “Allah’ın birliği” veya “Tevhit,” burada vurgulanan en temel ilkedir.


Kısa Bir Özet

• Kur’an-ı Kerim, insanı sürekli tefekküre davet ederek, yaratılışın ve evrendeki işleyişin derinliklerine bakmamızı ister.
• Rahman suresindeki “iki denizin karışmaması” ayeti, bilimsel olarak yoğunluk ve akıntı farkıyla açıklansa da inananlar için bu, Allah’ın kudretini gösterir ve Tevhit’i güçlendirir.
• İnsanın yaratılışının en küçük bir maddeden (embriyo) başlayarak tam teşekküllü bir varlığa dönüşmesi, Allah’ın eşsiz sanatının kanıtlarından biridir.
• Bu iki ayetin ortak mesajı, tek ve yegâne yaratıcı olan Allah’a iman etmeyi pekiştirmektir.
• Dolayısıyla doğru cevap: D) Tevhit.

@Gokay_yildiz