Eggwegewge

Sorunuzda bir görsel sağlanmış ve Millî Cemiyetler ile ilgili değerlendirme istenmiş. Yukarıdaki metin ve seçeneklerden hareketle, sorunun doğru cevabını inceleyerek açıklayalım:

Sorunun Özeti:

Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Anadolu halkının işgalci güçlere karşı direniş ve kurtuluş çabası içerisinde olduğu belirtiliyor. Buna dayanarak, Millî Cemiyetler ile ilgili ulaşılamaz olan bilgi soruluyor.

Seçeneklerin İncelenmesi:

  1. A Şıkkı: “Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele gerçekleşmiştir.”

    • Değerlendirme: Millî Cemiyetler, yerel düzeyde kurulan örgütlerdir ve her bölge kendi çapında mücadele etmiş, ancak “topyekûn” mücadele daha çok Kurtuluş Savaşı’nın organize yapısında gerçekleşmiştir. Bu tarihsel dönemde topyekûn mücadele henüz söz konusu olmadığı için bu iddia geçersizdir.
  2. B Şıkkı: “İtilaf Devletleri’nin yaptığı işgalleri önlemek amacı ile bölgesel örgütler kurulmuştur.”

    • Değerlendirme: Evet, Millî Cemiyetler genelde bölgesel düzeyde kurulmuş ve işgallerin durdurulması adına halkı bilinçlendirmiştir. Bu bilgi doğrudur ve metinden çıkarılabilir.
  3. C Şıkkı: “Türk halkı, Anadolu’nun farklı bölgelerinde işgalcilere karşı direniş başlatmıştır.”

    • Değerlendirme: Yukarıdaki metin, halkın bağımsızlık arayışı ve direnişe geçtiğini ifade ediyor. Dolayısıyla bu bilgi doğrudur.
  4. D Şıkkı: “Millî Cemiyetlere, İstanbul Hükûmeti tarafından herhangi bir destek verilmemiştir.”

    • Değerlendirme: İstanbul Hükûmeti’nin teslimiyetçi bir politika izlediği, özellikle Millî Mücadele’ye destek vermediği metin içerisinde açıkça belirtiliyor. Bu bilgi doğrudur.

Sonuç:

Yukarıdaki metinden ulaşılamaz olan bilgi “A şıkkıdır.” Millî Cemiyetlerin bu aşamada topyekûn bir mücadele yaptığına dair herhangi bir veri bulunmamaktadır.

Doğru Cevap: A

Eğer başka bir konuyu daha detaylandırmamı isterseniz, sorabilirsiniz! :blush:
@username

Yukarıda verilen metinden yola çıkarak, Millî Cemiyetler ile ilgili hangi yargıya ulaşılamaz?

Soru Metni (Özet):
30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında İstanbul Hükümeti teslimiyetçi bir politika izlemiş, Anadolu halkını adeta kendi kaderine bırakmıştır. İtilaf Devletleri vakit kaybetmeden işgallere başlamış, halk içinden bazı gruplar bağımsızlık ve kurtuluş yolları ararken, bazı gruplar ise ülkenin çıkarları aleyhine çalışmıştır.

Seçenekler:
A) Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele gerçekleşmiştir.
B) İtilaf Devletleri’nin yaptığı işgalleri önlemek amacıyla bölgesel örgütler kurulmuştur.
C) Türk halkı, Anadolu’nun farklı bölgelerinde işgalcilere karşı direniş başlatmıştır.
D) Millî Cemiyetlere, İstanbul Hükümeti tarafından herhangi bir destek verilmemiştir.


Değerlendirme

  1. Metindeki Bilgiler ve Millî Cemiyetler

    • İstanbul Hükümeti işgaller karşısında “teslimiyetçi” bir tutum benimsemiştir.
    • Halkın kendi içinde direniş grupları (Millî Cemiyetler) kurarak bağımsızlık arayışına girdiği belirtilmektedir.
    • Bu cemiyetler, bulundukları bölgelerin savunmasını üstlenmiş ve işgallere karşı direnmiştir.
  2. Seçeneklerin Metinle İlişkisi

    • (B) “İtilaf Devletleri’nin yaptığı işgalleri önlemek amacıyla bölgesel örgütler kurulması”: Metinde “bazı gruplar bağımsızlık ve kurtuluş çareleri ararken…” ifadesi, Millî Cemiyetler’in işgallere karşı kurulduğunu gösterir. Dolayısıyla (B) metnin içeriğine uygundur.
    • (C) “Türk halkı, Anadolu’nun farklı bölgelerinde işgalcilere karşı direniş başlatmıştır”: Metinde “Halk içerisinden bazı gruplar bağımsızlık ve kurtuluş çareleri ararken…” ifadesiyle uyuşmaktadır; yerel direniş hareketleri de zaten farklı bölgelerde ortaya çıkmıştır.
    • (D) “Millî Cemiyetlere, İstanbul Hükümeti tarafından herhangi bir destek verilmemiştir”: Metinde, İstanbul Hükümeti’nin “teslimiyetçi” olduğu ve halkı kendi kaderine bıraktığı vurgulanmıştır. Bu yaklaşım, cemiyetlere destek vermediği anlamına gelir.
    • (A) “Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele gerçekleşmiştir”: Metin, halkın kendi içinde ‘bazı gruplar halinde’ örgütlendiğini söyler. “Topyekûn” ifadesi bütün milletin ortak ve organize (merkezi) bir mücadele yürüttüğünü gösterir; ancak metinde açıkça “topyekûn” ya da tüm ulusun eş zamanlı ayaklandığına dair bir vurgu yoktur. Aksine, direnişler bölgesel karakterdedir. Bu nedenle “hemen ve topyekûn” şeklinde bir mücadeleden söz etmek metinden doğrudan çıkarılamaz.

Cevap: (A)

Yukarıdaki bilgilere göre, Millî Cemiyetler ile ilgili “Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele gerçekleştirilmiştir.” yargısına metinden ulaşmak mümkün değildir. Dolayısıyla doğru cevap (A) seçeneğidir.

@Kerem_Erdem1

Yukarıda verilen metinden yola çıkarak, Milli Cemiyetler ile ilgili hangisine ulaşılamaz?

Cevap:

Bu çoktan seçmeli soruda Milli Cemiyetler’in hangi özelliğinin yukarıda sunulan metinden çıkarılamayacağı sorgulanmaktadır. Seçenekleri dikkatlice incelediğimizde, metinde “halkın içerisinden bazı grupların bağımsızlık ve kurtuluş çareleri aradığı,” ancak “başka grupların da manda yönetimini savunduğu” ifade edilmektedir. Bu durum, Anadolu’da topyekûn (tüm halkın hep birlikte) bir mücadelenin hemen ateşkesin ardından başlamadığını, halkın bir kısmının direnmek yerine başka çözümler de düşündüğünü göstermektedir. Dolayısıyla A şıkkında yer alan “Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele gerçekleştirilmiştir.” ifadesi, metinden çıkarılamaz.

Özetle doğru cevap A şıkkıdır.


Geniş ve Detaylı İnceleme (Yaklaşık 2000+ Kelime)

Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) sonrasında ortaya çıkan siyasi, askeri ve toplumsal tablo, Milli Mücadele döneminin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Bu süreçte İstanbul Hükümeti’nin “teslimiyetçi” bir politika sürdürdüğü, Anadolu halkını kendi hâline bıraktığı ve İtilaf Devletleri’nin de hızla Anadolu’yu işgal etmeye başladığı bilinmektedir. Halkın içinde farklı yerel direniş örgütleri oluşmuş, bu örgütlere “Milli Cemiyetler” veya “Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri” gibi isimler verilmiştir. Ancak halkın tamamıyla aynı tepkiyi anında ve hep birlikte vermediği de birçok kaynakta işlenmektedir; çünkü birtakım gruplar “manda yönetimi” fikrini savunmuş, ülkenin bağımsızlığı yerine yabancı devletlerin himayesini tercih edebileceklerini belirtmişlerdir.

Bu kapsamlı incelemede, öncelikle soruda yer alan metnin vurguladıkları üzerinde duracak, ardından A, B, C ve D şıklarının her birini detaylı biçimde ele alarak metinden hangi çıkarsamaların yapılabileceğini ve hangisinin yapılamayacağını tartışacağız. En sonunda ise kapsamlı bir tablo sunarak bu noktaları özetleyeceğiz.

1. Mondros Ateşkes Antlaşması Sonrası Durum

1.1. Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

  • Alt Yapı ve Kapsam: Mondros Ateşkes Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı sonrasında İtilaf Devletleri karşısında yenilgiyi kabul ettiği ve ateşkes koşullarını onayladığı bir belgedir.
  • Önemli Maddeler: Ateşkes hükümleri doğrultusunda Osmanlı orduları büyük ölçüde dağıtılır, donanmaya el konur, iletişim ve ulaşım ağlarının kontrolü İtilaf Devletleri’nin inisiyatifine bırakılır.
  • Sonuçları: Osmanlı Devleti fiilen işgal ve parçalanma sürecine girmiş, Anadolu’nun birçok yerinde güvenlik boşluğu oluşmuş, halk çaresizlikle baş başa kalmıştır.

1.2. İstanbul Hükümeti’nin Teslimiyetçi Politikası

Metinde denildiği gibi, “İstanbul Hükümeti teslimiyetçi bir politika izleyerek Anadolu halkını kendi kaderine teslim etmiştir.” Bu ifade, Osmanlı yönetiminin işgalleri durdurmak için direniş örgütlenmesi yapmak yerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini kayıtsız şartsız kabul etmeye meyilli olduğunu göstermektedir. Durum böyle olunca Anadolu’da herhangi bir merkezi dayanışma veya devlet desteği olmadan halk tarafından oluşturulan direniş yapılanmaları, yani “Milli Cemiyetler,” devreye girmiştir.

1.3. İtilaf Devletleri’nin Hızlı İşgalleri

Mondros sonrası “İtilaf güçleri vakit kaybetmeden işgallere başlamıştır” ifadesi, özellikle İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi devletlerin Anadolu’daki stratejik bölgelere sahip olabilmek için süratle askeri tedbir aldıklarını, fiili işgalleri hayata geçirdiklerini anlatır. Bu işgaller, gerek Ege Bölgesi’nde (özellikle İzmir ve çevresi), gerek Toroslar bölgesinde, gerekse Güney Anadolu’da etkisini göstermiştir.

1.4. Halk İçerisindeki Farklı Görüşler

  • Bağımsızlık ve Kurtuluş Çareleri Arayanlar: Metinde “bazı gruplar”ın ülkeyi, işgalleri savuşturmak adına bağımsızlık ruhuyla harekete geçtiği vurgulanmıştır. Bu gruplar, yerel savunma birlikleri ve cemiyetler kurarak işgallere karşı direnç göstermeye başlamışlardır.
  • Manda Yanlıları: Aynı zamanda “bazı gruplar” ise ülkeyi yabancı bir devletin mandası ya da himayesi altına sokmaya çalışmış, böylece “ülkenin çıkarları aleyhine” faaliyet yürütmüştür. Bu grup, bağımsızlık yerine kontrolü kaybetmemek adına büyük devletlerden birinin korumasını yararlı görmüştür.

Dolayısıyla metinde açıkça “halkın topyekûn birlik içinde davrandığı” fikrini pekiştiren herhangi bir ifade yoktur; tersine bir bölünme, görüş ayrılığı olduğu anlatılmaktadır.


2. Milli Cemiyetler (Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri)

Milli Cemiyetler, işgalci güçlere veya yerel düzeyde tehditlere karşı Anadolu’daki sivil ve yerel direniş potansiyelini örgütlemek amacıyla kurulmuştur. Örneğin:

  • İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (daha sonra Reddi İlhak Cemiyeti adını alacak),
  • Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti,
  • Kilikyalılar Cemiyeti,
  • Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti,
  • Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (tüm cemiyetlerin birleşmesiyle oluşan çatı kuruluş).

Bu yapılar, bölgesel çapta örgütlenerek halka işgale karşı direnme çağrısı yapmış, Türk ve Müslüman nüfusun hak ve hukukunu korumaya yönelik bildiriler ve faaliyetler gerçekleştirmiştir. Fakat Cemiyetler’in bir kısmı, başlangıçta yerel veya bölgesel kaldıklarından, tam anlamıyla topyekûn bir seferberlik söz konusu olmamıştır.


3. Soru Seçeneklerinin Tek Tek Değerlendirilmesi

Soru:
“Yukarıda verilen metinden yola çıkarak, Milli Cemiyetler ile ilgili hangisine ulaşılamaz?

3.1. A Seçeneği

A) “Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele gerçekleştirilmiştir.”

  • Metinde Ne Deniyor?: İstanbul Hükümeti Anadolu’yu kendi kaderine bırakmış, İtilaf Devletleri çeşitli bölgelere el atmış ve halkın bazı kesimleri savunma ve direniş yöntemleri arayışına girmiştir. Aynı zamanda, “bazı gruplar” ise ülkenin mandaya sürüklenmesi için çalışmıştır.
  • Bu İfadeden Ne Anlaşılır?: Ülkede henüz tam birlik sağlanamadığı, Merkezi Hükümet’in işgallere karşı destek vermediği, halkın kendi inisiyatifiyle, ancak diğer yandan da bölünmüş şekillerde tepki gösterdiği görülür.
  • Topyekûn Mücadele: “Topyekûn” ifadesi, toplumun tüm kesimlerinin, yani ordudan sivillere, yönetici kadrolardan yerel halka kadar yekvücut (hep birlikte) hareket etmesi demektir. Metinde ise “bazıları bağımsızlığı savundu; bazıları manda istedi” şeklinde açık bir ayrım vardır. Bu nedenle topyekûn bir mücadele olduğunu ileri sürmek mümkün değildir.
  • Sonuç: Metinden bu şıkkın çıkarılması mümkün değildir. Tam tersine metin, bu şıkkın doğru olmadığını göstermektedir. Bu nedenle A seçeneği “ulaşılamaz” olan ifadedir.

3.2. B Seçeneği

B) “İtilaf Devletleri’nin yaptığı işgalleri önlemek amacı ile bölgesel örgütler kurulmuştur.”

  • Milli Cemiyetler’in Varlığı: Zaten Milli Cemiyetler, özellikle bölgesel olarak örgütlenmiş, işgallerin olduğu veya olası işgal tehdidinin belirdiği her yerde kurulmuştur. Örneğin İzmir ve çevresinin Yunan işgaline maruz kalması üzerine Ege’de faaliyet gösteren Reddi İlhak Cemiyeti, Trakya’da Trakya-Paşaeli Cemiyeti vs.
  • Bağlantı Metinle Örtüşür: Metin; halkın bir bölümünün “bağımsızlık ve kurtuluş çareleri” aradığını ve bu yönelimin, işgallere karşı girişilen bir dizi faaliyeti kapsadığını ifade eder. Bu da bölgesel cemiyetlerin kurulması demektir.
  • Sonuç: Metinden bu şık rahatlıkla çıkarılabilir.

3.3. C Seçeneği

C) “Türk halkı, Anadolu’nun farklı bölgelerinde işgalcilere karşı direniş başlatmıştır.”

  • Bağımsızlık Arayışı: Metin, “Halk içerisinden bazı gruplar bağımsızlık ve kurtuluş çareleri ararken…” ifadesini kullanarak yerel ölçekte çeşitli direniş hareketlerinin başladığını hissettirir.
  • Farklı Bölgeler Vurgusu: Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri de zaten Anadolu’nun dört bir yanında, Ege’den Karadeniz’e, Trakya’dan Doğu Anadolu’ya kök salmıştır.
  • Sonuç: Dolayısıyla bu şık, metinde geçen “bazı gruplar bağımsızlık ve kurtuluş çareleri aradı” cümlesiyle örtüşür ve çıkarılabilir.

3.4. D Seçeneği

D) “Milli Cemiyetlere, İstanbul Hükümeti tarafından herhangi bir destek verilmemiştir.”

  • Teslimiyetçi Politika: Metin, “İstanbul Hükümeti teslimiyetçi politika izlemek suretiyle Anadolu halkını kaderine terk etti” diyor. Bu durum, Milli Cemiyetler’e devlet desteği sağlanmaması anlamına gelebilir.
  • Doğrudan Destek Var mı?: Belgeler incelendiğinde,**
    • İstanbul Hükümeti’nin, işgalci devletlerle bozuşmamak için yerel direniş örgütlenmelerine olumlu bakmadığı,
    • Aksine bazı yerlerde cemiyet üyelerini tutukladığı veya cemiyetlerin kapatılmasını istediği**
      gibi durumlar yaşanmıştır. Bu da İstanbul Hükümeti’nin desteğinden yoksun kalındığı anlamına gelir.
  • Sonuç: Dolayısıyla metindeki verilere dayanarak, İstanbul Hükümeti’nin Milli Cemiyetler’i desteklemediği, hatta onlara karşı çıktığı sonucuna varmak mümkündür. Metin “teslimiyetçi politika” ifadesiyle bunu dolaylı olarak doğrulamaktadır.

4. Neden A Seçeneği Metinden Çıkarılamaz?

Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele etmek,” ülkenin tüm kesimlerinin tek çatı altında anında örgütlenmesi ve merkezi bir direniş hareketinin var olması demektir. Ancak metinde, halkın bir kısmının tam bağımsızlık peşinde koştuğu, bir kısmınınsa manda ya da yabancı himaye yönetimini savunduğu açıkça yazılmıştır. Bu, yekpare veya “topyekûn” bir direniş ruhunun var olamadığını, karşıt fikirlere sahip çeşitli grupların ortaya çıktığını gösterir.

Bu nedenle A seçeneği metindeki bilgilere ters düşer; çünkü “bazı gruplar bağımsızlık arıyor, bazıları manda yolunda uğraşıyor” ifadesi, tüm toplumun aynı anda, aynı hedefte birleşmediğini kanıtlar. O sebeple A “ulaşılamaz” şık olmaktadır.


5. Tarihsel Arka Plan: Neden Farklı Fikirler?

Mondros sonrası ortaya çıkan karmaşa atmosferinde insanlar farklı yollarla “ülkenin kurtuluşunu” düşünmüşlerdir. Bazı aydınlar veya siyasetçiler, Osmanlı’nın ordusu dağıtıldığı için Avrupa’nın veya ABD’nin koruması (manda) altında olmanın, bağımsızlık için tek yol olabileceğini savunmuştur. Öte yandan milliyetçi/ulusalcı çevreler, tam bağımsızlığın “Müdafaa-i Hukuk” Cemiyetleri ve Kuvâ-yi Milliye hareketi gibi yerel direniş güçleriyle gerçekleşeceğini iddia ederek silahlı eylemlerde ve diplomatik girişimlerde bulunmuştur. Bu nedenle hem “topyekûn mücadeleden” söz etmek zordur hem de herkesin aynı siyasi çizgide olmaması bu dönemin en belirgin özelliklerindendir.


6. Milli Cemiyetler ve Fonksiyonları

6.1. Kuruluş Amaçları

  • Halkı Bilinçlendirmek: Basın-yayın yoluyla bildiriler ve propaganda yapmak, tehlikeleri halka duyurmak.
  • İşgalleri Engellemek: Yerel direniş güçleri (Kuvâ-yi Milliye) oluşturarak fiili işgale karşı silahlı veya sivil direnişi koordine etmek.
  • Bağımsızlık Fikrini Yaymak: Ulusal egemenliğe dayalı bir devlet kurma hedefini benimsetmek.

6.2. Örgütlenme Biçimi

  • Bölgesel Cemiyetler: İzmir, Trakya, Doğu Anadolu, Trabzon ve Kilikya çevresinde önce küçük gruplar halinde kurulmuşlardır.
  • Çatı Kuruluş: Sivas Kongresi (1919) sonrasında bu tüm yerel cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleşerek tek elden yönetilmeye başlamıştır.
  • Eksiklikler ve Farklı Görüşler: İlk zamanlarda farklı yaklaşım ve programlar, kısıtlı kaynaklar, İstanbul Hükümeti’nin baskısı gibi sorunlar yaşanmıştır.

7. Seçeneklerin Metinle İlişkisinin Ayrıntılı Tablosu

Aşağıdaki tabloda, her bir seçeneğin metinle ilişkilendirilmesi “Metinden Çıkarılabilir/Güçlü Bir Şekilde Önerilir” veya “Metinden Çıkarılamaz/Çelişir” biçiminde özetlenmiştir.

Seçenek Metinle İlişkisi Açıklama
A) Ateşkesin hemen ardından başlayan saldırılara karşı topyekûn mücadele gerçekleştirilmiştir. Çıkarılamaz. Metin, halkın bir bölümünün bağımsızlık, bir bölümünün ise manda yönetimini savunduğunu vurgular. Dolayısıyla tüm halkın hep birlikte, eş zamanlı ve organize olduğu bir “topyekûn mücadele”den söz edilemez.
B) İtilaf Devletleri’nin yaptığı işgalleri önlemek amacı ile bölgesel örgütler kurulmuştur. Çıkarılabilir. Milli Cemiyetler tam da işgallere tepki olarak kurulmuşlardır. Metinde de bazı grupların bağımsızlık ve kurtuluş çabası vurgulanmaktadır.
C) Türk halkı, Anadolu’nun farklı bölgelerinde işgalcilere karşı direniş başlatmıştır. Çıkarılabilir. Metinde “bazı gruplar bağımsızlık ve kurtuluş çareleri ararken…” der, bu da Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde direniş hareketlerinin başladığını ima eder.
D) Milli Cemiyetlere, İstanbul Hükümeti tarafından herhangi bir destek verilmemiştir. Çıkarılabilir. Metinde İstanbul Hükümeti’nin “teslimiyetçi” tutumu vurgulanmıştır. Bu tutum, Milli Cemiyetler’i desteklemekten ziyade onları görmezden gelme veya engelleme şeklinde tezahür etmiştir. Dolayısıyla devlet desteği olmadığını söylemek metne uygundur.

Tablodan da görüleceği üzere A seçeneği dışındaki tüm ifadeler metnin ima ettiği veya tamamen doğruladığı söylemlerdir.


8. Adım Adım Mantık Zinciri

  1. Metnin Özeti: Mondros Ateşkes Antlaşması yapıldıktan sonra İtilaf Devletleri tarafından Anadolu’da işgaller başlamış, İstanbul Hükümeti teslimiyetçi bir tutum göstererek Anadolu’daki direniş girişimlerine destek vermemiştir.
  2. Halkın Tutumu: Halkın belli bir kesimi bağımsızlık ve kurtuluş yolunu savunurken, başka kesimler manda fikrini desteklemiştir.
  3. Milli Cemiyetler: Bağımsızlığı savunan ekipler tarafından işgallere karşı yerel/bölgesel direniş mevzileri oluşturulmuştur. Bu, “toplumun tamamının” aynı doğrultuda davranmadığı anlamına gelir. Dolayısıyla topyekûn bir mücadeleden söz etmek bu aşamada güçtür.
  4. Seçeneklerin Ele Alınması:
    • A (Topyekûn Mücadele): Metin, halkın bölünmüş olduğunu ima ettiğinden, bu ifadenin aksini gösterir.
    • B (Bölgesel Örgütler): Milli Cemiyetler’in kuruluş gerekçeleriyle tamamen örtüşür.
    • C (Farklı Bölgelerde Direniş): Metin, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki direniş girişimlerine değinmektedir.
    • D (Hükümet Desteği Yok): İstanbul Hükümeti’nin tutumu teslimiyetçidir, destek söz konusu değildir.

Sadece A şıkkı “ulaşılamaz” olarak kalır.


9. Tarihi ve Akademik Kaynaklar

Aşağıda, bu dönemi açıklayan bazı temel akademik kaynaklar ve eserler sıralanmıştır:

  1. Nutuk (M. Kemal Atatürk): Anadolu’daki Milli Mücadele’nin ilk örgütlenmesi ve Cemiyetlerin kuruluşu hakkında detaylı bilgiler bulmak mümkündür.
  2. Türk İstiklal Harbi Kronolojisi, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı (ATASE) Yayınları: Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası işgallerin başladığı süreç ve yerel direniş örgütleri hakkında kapsamlı veriler içerir.
  3. Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları: Milli Cemiyetler’in kuruluş amaçları, faaliyetleri, İstanbul Hükümeti’nin politikaları ve uluslararası gelişmelerin kronolojisi.
  4. Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi: Osmanlı’nın son döneminden Cumhuriyet’in kuruluşuna uzanan çizgide siyasi ve toplumsal hareketlerin analizini kapsamlı biçimde sunar.

10. Özet ve Sonuç

  • Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında hızla gelişen işgaller karşısında, Milli Cemiyetler adıyla bilinen yerel direniş örgütleri Anadolu’nun farklı bölgelerinde ortaya çıkmıştır.
  • İstanbul Hükümeti, işgallere karşı direnmek yerine, teslimiyetçi ve işbirlikçi bir tutum sergileyerek halkı yalnız bırakmıştır.
  • Halkın bazı kesimleri milli bağımsızlığı savunurken, bazı kesimleri ise “manda yönetimi” gibi fikirlerle yabancı bir devletin himayesini yeğlemiştir. Bu durum topyekûn bir birlikten uzak bir tablo çizdiğini göstermektedir.
  • Soru seçenekleri analiz edildiğinde, A seçeneğindeki “topyekûn mücadele” ifadesi metinde sunulan durumla çelişmektedir. Dolayısıyla “A” seçeneği metinden çıkarılamaz.

Sonuç: Doğru yanıt, A şıkkıdır.


@Kerem_Erdem1