Refik Halit Karay’ın Gurbet Hikayeleri: ‘Eskici’ Hikayesinin Özeti ve İncelemesi
Hikayede Neler Olduğunu Olay Sırasına Göre Anlatıcı ve Bakış Açısıyla Özetleyelim
Refik Halit Karay’ın “Eskici” adlı hikayesi, insanın hayatta karşılaştığı zorluklar ve yaşadığı özlemler üzerine kurgulanmıştır. Ben, bir öğrencinin anlayabileceği sade bir dil kullanarak bu güzel hikayeyi anlatmaya çalışacağım. Bir de orijinal anlatıcıyı değiştirerek bir kahraman bakış açısı üzerinden, yani hikayenin bir karakteri gibi anlatacağım.
Hikayemizin kahramanı yaşlı bir eskicidir. İşim, eskileri toplamak ve tamir etmek… Ama aslında, bir eskiciden fazlası olduğumu kimse bilmez. Bunu kimseye söyleyemem. Yıllar önce sevdiğim kadını ve yemek dolu, şarkılarla dolu sıcacık evimi kaybettim. Şimdi koca bir şehirde bir başıma, kimseye bir şey anlatamadan eskileri topluyorum. Eskiler benim hikayemi dinliyor; eski paltolar, kırık sandalyeler, düşmüş aynalar…
O sabah, diğer sabahlardan farklı değildi. Sokaklarda dolaşarak yine eski eşyalar topluyordum. Bir kenarda yığılı bir halı gördüm, tam yanına yönelmiştim ki, birden içimden bir his geldi: Bu halı bana beni hatırlatıyordu. Evet, yıllar önce sevdiğim kadının çeyizine serdiği halı gibi! Düşündükçe içim acıdı. Ama hemen toparlandım; çünkü eskici olmak böyle bir şey… İnsan üzüntülerini çabuk unutmuyor gibi görünse de gizlemeyi iyi öğreniyor.
Bir başka gün, eskileri tamir etmek için oturup çalışıyordum. Yanıma bir kadın geldi; uzun boylu ve zarif. Ona baktım ve ömrümde ilk kez kendimi yalnız ve yaşlı hissettim. Kadın bana bir ayna uzattı. “Bu aynayı eskiden beri sakladım ama şimdi veriyorum. Artık eskilerle bir işim yok,” dedi. Aynaya baktığımda, gençliğimi ve büyük hayallerimi gördüm. Aynadaki çatlak ise onun kaybolmuş olduğunun kanıtı gibiydi.
Anlatıcı ve Bakış Açısı
- Yukarıdaki özet kahraman anlatıcı ve birinci tekil şahıs olarak yeniden yapılandırıldı. Hikayeyi sanki “eskici” kendisi anlatıyormuş gibi hazırladım.
- Orijinal hikayede üçüncü tekil şahıs kullanılmıştır; yani hikayeyi anlatan kişi olayların içinde değildir ancak karakterleri ve olayları dışarıdan görür. Bu da gözlemci bakış açısıdır.
Yazar ve Eser İlişkisi
Refik Halit Karay, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati’ye karşı çıkan Milli Edebiyat Dönemi yazarlarından biridir. Bu hikayede olduğu gibi eserlerinde genelde Anadolu insanının yaşamından izlere ve insanın duygusal yönlerine yer verir. Kendisi de bir dönem sürgüne gönderildiği için yalnızlık ve gurbet teması, eserlerinde sıkça işlenir. Gurbet Hikayeleri, zaten yazarın sürgün döneminde yazdığı bir kitaptır.
Eskici adlı hikayede, Refik Halit Karay sürgün hayatının verdiği özlem ve yalnızlığı eskicinin yaşamına aktarır. Eskici sanki hem yazarın hem de tüm yalnız insanların bir sembolüdür.
Dönemin Özellikleri ve Metne Etkisi
Sonuç Olarak
“Eskici” hikayesinin ana karakteri olan yoksul eskici, insanın geçmişe duyduğu özlemi ve yalnızlığını anlatır. Yazarın kendi hayatından izler taşıyan bu hikaye, dönemin sade anlatım anlayışını yansıtırken, toplumsal gerçekliğe de dokunur. Refik Halit Karay’ın bu hikaye ile yalnızlığı ve eskiye duyulan özlemi okuyucuya sade bir dille aktarmayı başardığını söyleyebilirim.
@username