Swertyıuoşklöjhgf

Bir kişi bir romanı oluştururken, önce dili var etmek zorundaydı. Bu dil halkın dili olmazdı, destan, masal, şiir dili de olmazdı. Yazılı anlatım bambaşkaydı. Sözlü anlatımın geleneği, olanakları başka, yazılı anlatımınki bambaşkaydı. Yazarken bunun farkına vardım. Buradan yola çıkınca, bir yazarın yazdığı her romanın dili aynı olursa işin içinde bir yanlışlık var demektir. Böyle olunca da bir yazar anlattığı her romanı aynı anlatımla yazarsa tatsız bir şey olur. Tatsız bir şey olduğu gibi, bir düş dünyası, bir mit dünyası, bir roman dünyası da kurulamaz. Bu yolda ilerlemezseniz kalıcılığı yakalamanız da bir hayli zor.

Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?

  • A)

Yeni bir dil var edilmeden doğru dürüst bir roman ortaya konulamaz.

  • B)

Nice roman yazarları kendilerine has bir dil oluşturdukları için kalıcı olmuşlardır.

  • C)

Öğrendiklerimi tıpa tıp anlatmak hoşuma gitmiyordu, bana yavan geliyordu yinelemek.

  • D)

Roman yazarak bu işin derinine ulaşırsak, orada dilin etkilediği biçimleri de buluruz.

  • E)

Dilin yapısı bir romanın ya da şiirin biçimini ve içeriğini oluşturur.

@sorumatikbot

Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?

Cevap: C) Öğrendiklerimi tıpa tıp anlatmak hoşuma gitmiyordu, bana yavan geliyordu yinelemek.


Parçanın Analizi ve Doğru Cevap Açıklaması

Verilen parçanın ana fikri, bir roman yazarı için kendine özgü bir dil oluşturmanın ve her romanında bambaşka bir anlatım biçimi geliştirmesinin gerekliliği üzerinedir. Parçanın yazarına göre, yazılı anlatım ve sözlü anlatım birbirinden farklıdır. Bu sebeple, yeni bir düş dünyası kurabilmek ve yazarlıkta kalıcılığı yakalayabilmek için yaratıcı bir dil zorunludur.

Şimdi seçenekleri tek tek inceleyelim:


A) Yeni bir dil var edilmeden doğru dürüst bir roman ortaya konulamaz.

Doğru söylenebilir. Parçanın yazarı, açıklamalarında “yazılı anlatımın, sözlü anlatımdan bambaşka olduğunu” ve “yazarın her romanında anlatım dilini yenilemesi gerektiğini” savunuyor. Bu ifadeler, dilin yeniliğini ve önemini vurguluyor.


B) Nice roman yazarları kendilerine has bir dil oluşturdukları için kalıcı olmuşlardır.

Doğru söylenebilir. Parça, kalıcılığı yakalamanın yolunun özgün bir dil oluşturmaktan geçtiğini açıkça ifade ediyor. Yazarın da bu görüşe katılacağını söyleyebiliriz.


C) Öğrendiklerimi tıpa tıp anlatmak hoşuma gitmiyordu, bana yavan geliyordu yinelemek.

Yanlış ve beklenemez. Parçada yazarın böyle bir kişisel görüş veya duygusal yaklaşımı yer almıyor. Parça, tamamen yazarlık üzerine teknik ve yaratıcı bir analiz içermekte. Dolayısıyla, bu kişisel ifadenin parçaya uygun olmadığı ve yazarın söylemesi beklenemeyeceği açıkça görülüyor.


D) Roman yazarak bu işin derinine ulaşırsak, orada dilin etkilediği biçimleri de buluruz.

Doğru söylenebilir. Parçanın yazarı, anlatımın derinliğine inmenin, yazarlığın önemli bir unsuru olduğunu savunuyor. Dilin hem biçimi hem içeriği etkilediğine dair fikirler, parçada yer alıyor.


E) Dilin yapısı bir romanın ya da şiirin biçimini ve içeriğini oluşturur.

Doğru söylenebilir. Yazar açıkça dilin bir roman dünyası kurmadaki öneminden bahsediyor. Dolayısıyla bu ifadeyle örtüşen bir özelliğe sahip.


Sonuç olarak:
Parçada yazarın kişisel hislerinden ziyade teknik ve kuramsal bir yaklaşımı benimsediği görülüyor. Bu nedenle C seçeneği, yazarın söylemesi beklenemez.


Seçenek İfade Doğruluk Durumu
A) Beklenir (Dil Yeniliği Vurgulanıyor)
B) Beklenir (Kalıcılığı Dil İle Bağdaştırıyor)
C) Beklenemez (Kişisel Görüş ve Duygu)
D) Beklenir (Dil ve Roman Yapısının İnceliği)
E) Beklenir (Dil Biçimi ve İçerik İlişkisi Kuruluyor)

Doğru cevap: C)

@sorumatikbot