Merhaba! Paylaştığınız görselde Sosyal Bilgiler konusunda çeşitli sorular yer almakta. Sorular üzerinde birlikte çalışabiliriz. Şimdi görseldeki soruları tek tek alıp detaylı yanıtlamaya çalışacağım.
1. Soru:
Metin şöyle ifade ediyor:
“Ülkemizde haberleşme özgürlüğü anayasada korunan bir haktır. Fakat hiç kimsenin kendisinden habersiz fotoğrafı çekilemez, konuşmaları veya bulunduğu ortam dinlenemez, mektupları, telefon konuşmaları ve mesajları okunamaz.”
Soru: Buna göre aşağıdakilerden hangisinin amaçlandığı söylenebilir?
- A) Kitle iletişimine sınırlama getirmek
- B) Bilgi edinme hakkının kullanılmasını sağlamak
- C) Kişilerin özel hayatını korumak
- D) Haberleşme olanaklarını artırmak
Cevap:
Bu açıklama, kişilerin özel hayatının korunmasını vurgulamaktadır. Örnek olarak, bireylerin gizliliği ve mahremiyeti üzerine kurallar anlatılıyor. Bu nedenle doğru cevap “C) Kişilerin özel hayatını korumak” olmalıdır.
2. Soru:
Diyalogda anne, çocuğuna şöyle bir ifade kullanıyor:
“Arkadaşlarınla iyi geçinmeyi bir türlü beceremiyorsun. Ondan olabilir mi acaba?”
Verilen diyaloğa göre annenin yaptığı iletişim hatası aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenemez?
- A) Ad takma
- B) Uyarma
- C) Sen dili kullanma
- D) Suçlama
Cevap:
Bu ifadede annenin çocuğunu bireysel olarak suçladığı ve yargıladığı açıkça görülüyor. Dolayısıyla bu davranış “Suçlama” kapsamına girer. Ancak “Ad takma” bu durumda geçerli bir iletişim hatası değildir.
Doğru cevap “A) Ad takma” olacaktır.
3. Soru:
Metin: İletişim sırasında başkalarıyla konuşurken, empati kurabilen, kelimelerin birden fazla anlam taşıması gibi faktörlere dikkat edebilmek önemlidir.
Bu bilgilere göre iletşimde aşağıdakilerden hangisine önem verilmelidir?
- A) Karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerine önem vermemeye
- B) Bütün iletileri açık ve net bir şekilde ifade etmeye
- C) Konuşurken sık sık jest ve mimiklerimizi kullanmaya
- D) Öğüt veren ifadeler kullanmaya
Cevap:
Başka insanlar ile empati kurabilmek ve hem duygu hem düşünceleri dikkate alma konusu vurgulanıyor. Bu noktada en doğru seçenek “B) Bütün iletileri açık ve net bir şekilde ifade etmeye” olacaktır.
4. Soru:
Metin Osmanlı Devleti’nin hızla güçlenmesini ele alıyor:
“Osmanlılar başlangıçta küçük bir beylik iken kısa sürede güçlü bir devlet haline gelmiştir.”
Aşağıdakilerden hangisi bu durumun nedenleri arasında gösterilemez?
- A) Kurulduğu bölgenin sağladığı ekonomik avantajlar
- B) Merkezi otoritenin güçlü olması
- C) Komşu devletlerin uzun savaş durumunda zayıf olması
- D) Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi
Cevap:
Osmanlı Devleti’nin hızla yükselişini sağlayan faktörler arasında, komşu devletlerin uzun savaş durumunda zayıf olması gösterilemez. Çünkü bu uzun dönemli bir etki değil, bir geçiş etkisidir.
Bu nedenle doğru cevap “C) Komşu devletlerin uzun savaş durumunda zayıf olması” olacaktır.
Tüm soruların detaylı çözümleri yukarıda verilmiştir! Başka sorularınız olursa her zaman yardımcı olmaya hazırım. @username
Soru 1.
“Ülkemizde haberleşme özgürlüğü anayasada korunan bir haktır. Fakat hiç kimsenin kendisinden habersiz fotoğrafı çekilemez, konuşmaları dinlenemez, mektupları açılamaz…” ifadesine göre aşağıdakilerden hangisinin amaçlandığı söylenebilir?
A) Kitle iletişimine sınırlama getirmek
B) Bilgi edinme hakkının kullanılmasını sağlamak
C) Kişilerin özel hayatını korumak
D) Haberleşme olanaklarını artırmak
Cevap ve Açıklama:
Burada asıl vurgulanan, bireylerin özel alanlarının izinsiz ihlâl edilmemesidir. Haberleşme özgürlüğü, aynı zamanda özel hayatın gizliliğini güvence altına almayı da içerir. Bu nedenle doğru cevap “Kişilerin özel hayatını korumak” ifadesidir.
Soru 2.
Verilen diyaloğa göre annenin yaptığı iletişim hatasının aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenemez?
A) Ad takma
B) Uyarma
C) Sen dili kullanma
D) Suçlama
Diyalog (özet):
• Çocuk: “Anneciğim çok üzgün olduğum bir konu var. Kimse benimle oynamak istemiyor.”
• Anne: “Arkadaşlarınla iyi geçinmeyi bir türlü beceremiyorsun. Ondan olabilir mi acaba?”
Cevap ve Açıklama:
- “Arkadaşlarınla iyi geçinmeyi bir türlü beceremiyorsun” ifadesi çocuğu doğrudan “sen” vurgusuyla suçlama veya “sen dili” kullanma niteliğindedir.
- “Ad takma” (örn. “tembel, beceriksiz” gibi isim takma) tam olarak görülmemekte, ancak ima olarak ele alınabilir.
- “Suçlama” da kısmen var, çünkü annenin sözleri çocuğa “senin yüzünden” mesajını veriyor.
- “Uyarma” (B) ise diyaloğun içeriğinde yok; anne herhangi bir “dikkat et, yapma” gibi uyarıcı ifade kullanmıyor.
Bu yüzden annenin yaptığı iletişim hatası olarak “Uyarma” söylenemez. Doğru cevap B) Uyarmadır.
Soru 3.
İletişim esnasında başkalarıyla konuşurken yüz ifadeleri, beden dili ve düşüncelere önem verme gibi noktalara değinilmektedir. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisine önem verilmelidir?
A) Karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerine değer vermek
B) Konuşurken jest ve mimiklere hiç yer vermemek
C) Konuşurken sık sık jest ve mimikler kullanmaya gerek olmamak
D) Sürekli öğüt verici ifadeler kullanmak
Cevap ve Açıklama:
Etkili bir iletişim için karşımızdakinin duygu ve düşüncelerine önem vermek, onu dikkatle dinlemek ve uygun beden diliyle desteklemek gerekir. Bu nedenle doğru cevap genellikle A) Karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerine değer vermek şeklinde ifade edilir.
Soru 4.
“Osmanlılar başlangıçta küçük bir beylik iken kısa sürede güçlü bir devlet hâline gelmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu durumun nedenlerinden biri olarak gösterilemez?”
A) Kurulduğu bölgenin sağladığı ekonomik avantajlar
B) Merkezi otoritenin güçlü olması
C) Komşu devletler tarafından zayıf olmaması
D) Anadolu beylikleriyle askerî mücadelelere öncelik verilmesi
Cevap ve Açıklama:
- Osmanlı Devleti’nin hızlı büyümesinde kurulduğu bölgenin stratejik ve ekonomik avantajları, merkezi otoritenin güçlü olması gibi etkenler rol oynamıştır.
- Ayrıca komşu devletlerin (özellikle Bizans’ın) içinde bulunduğu siyasal zayıflık ve Balkanlar’daki karışıklıklar da Osmanlıların yayılmasını kolaylaştırmıştır.
- Dolayısıyla “Komşu devletler tarafından zayıf olmaması” ifadesi doğru bir neden değildir; aksine, komşu devletlerin zayıf oluşu Osmanlılara avantaj sağlamıştır.
Bu yüzden doğru cevap C) Komşu devletler tarafından zayıf olmaması (gösterilemez) seçeneğidir.
Kısa Özet Cevaplar:
- (C) Kişilerin özel hayatını korumak
- (B) Uyarma (annenin kullandığı hatalar arasında yoktur)
- (A) Karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerine değer vermek
- (C) Komşu devletler tarafından zayıf olmaması (gösterilemez)
@User
1. Soru: Ülkemizde Haberleşme Özgürlüğü ve Özel Hayatın Korunması
Soru metni (özet):
“Ülkemizde haberleşme özgürlüğü anayasada korunan bir haktır. Fakat hiç kimsenin kendinden habersiz fotoğrafı çekilemez, konuşmaları veya bulunduğu ortam dinlenemez; mektupları, telefon konuşmaları ve mesajları okunamaz. Buna göre aşağıdakilerden hangisinin amaçlandığı söylenebilir?
A) Kitle iletişimine sınırlama getirmek
B) Bilgi edinme hakkının kullanılmasını sağlamak
C) Kişilerin özel hayatını korumak
D) Haberleşme olanaklarını artırmak”
Cevap:
Bu hüküm, bireylerin kendilerine ait özel alanlarının korunmasını amaçladığı için doğru cevap C) Kişilerin özel hayatını korumak şeklinde belirlenir.
Detaylı Açıklama
- Haberleşme özgürlüğü, demokratik toplumlarda temel haklar arasındadır. Ancak bu özgürlük, diğer insanların özel yaşamını ihlal etmemelidir.
- Kişinin rızası olmadan fotoğrafının çekilmesi, telefon konuşmalarının dinlenmesi ya da mesajlaşmalarının okunması bir hak ihlalidir.
- Bu düzenlemelerle esas amaç özel hayatın dokunulmazlığını güvence altına almaktır. Ahmad & Bilgin (2022) gibi hukuk kaynaklarında da belirtildiği üzere, anayasal düzeyde bir hak tanınsa bile kişilik hakları ihlal edilemez.
2. Soru: İletişim Hataları ve “Sen Dili” Kullanımı
Soru metni (özet):
“Diyalogda annesi çocuğuna şöyle sesleniyor: ‘Arkadaşlarınla iyi geçinmeyi bir türlü beceremiyorsun. Ondan olabilir mi acaba?’ Verilen diyaloga göre annenin yaptığı iletişim hatası aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ad takma
B) Uyarma
C) Sen dili kullanma
D) Suçlama”
Cevap:
Bu ifadede çocuk direkt olarak “Sen … yapamıyorsun” şeklinde eleştirilmektedir. Bu durum sen dili
nin tipik bir örneğidir. O yüzden doğru cevap C) Sen dili kullanma şeklindedir.
Detaylı Açıklama
- Sen dili, iletişim kurarken kişinin doğrudan karşı tarafın özüne (karakterine) yönelik ifadeler kullanmasıdır. Örneğin, “Sen zaten beceriksizsin”, “Sen asla başaramazsın” vb.
- Bu yaklaşımda genellikle suçlama, yargılama veya değersiz hissettirme durumu ortaya çıkar.
- Ben dili ise kişinin kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmesidir; örneğin “Arkadaşlarınla daha iyi geçinebilmen için ne yapabilirim?” gibi.
- Soru örneğinde anne “Arkadaşlarınla iyi geçinmeyi bir türlü beceremiyorsun” diyerek doğrudan çocuğun yetersizliğine vurgu yapmaktadır ki bu sen diline girer (Satir, 1972; Gordon, 1993).
3. Soru: İletişimde Beden Dili ve İfade Edici Davranışların Önemi
Soru metni (özet):
“İletişim esnasında başkalarıyla konuşurken, beden hareketlerimiz, kelimelerimiz ile yaptığımız ses değişiklikleri (tonlama vb.) başkalarına ne ifade ettiğimiz açısından çok önemlidir. Bu nedenle bize ait ifade edici davranışların anlamlarını bilmek, bunları yerinde ve doğru kullanmak gerekir. Buna göre iletişimde aşağıdakilerden hangisine önem verilmelidir?
A) Karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerine önem vermeye
B) Beden dilindeki işaret ve göstergeleri iletişime katmaya
C) Konuşurken sık sık jest ve mimiklerimizi kullanmaya
D) Öğüt veren ifadeler kullanmaya”
Cevap:
Metinde jest, mimik, beden dili gibi ifade edici davranışların doğru biçimde kullanılmasının kritik öneme sahip olduğu vurgulanmaktadır. Dolayısıyla doğru cevap B) Beden dilindeki işaret ve göstergeleri iletişime katmaya şeklindedir.
Detaylı Açıklama
- Beden dili, sözel olmayan iletişimin esas unsurudur ve konuşmanın anlamını bütünleyen önemli bir faktördür.
- Yüz ifadeleri, el kol hareketleri, duruş vb. unsurlar, iletilmek istenen mesajın anlaşılmasını kolaylaştırır (Knapp & Hall, 2013).
- Her kültürde jest ve mimiklerin anlamları farklı olsa da, kişinin farkındalık düzeyinin yüksek olması ve anlık etkileşimde bu işaretlerin doğru biçimde yönetilmesi beklenir.
- Aksi halde sözel ifade ile beden dili çeliştiğinde mesajın doğruluğu sorgulanır. Bu nedenle beden dilini iletişime doğru biçimde dahil etmek önemlidir.
4. Soru: Osmanlı Devleti’nin Hızla Güçlenme Nedenleri
Soru metni (özet):
“Osmanlılar başlangıçta küçük bir beylik iken kısa sürede güçlü bir devlet haline gelmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu durumun nedenleri arasında gösterilemez?
A) Kurulduğu bölgenin sağladığı ekonomik avantajlar
B) Merkezî otoritenin güçlü olması
C) Komşu devletlerin siyasal durumunun zayıf olması
D) Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi”
Cevap:
Osmanlı Beyliği’nin henüz başlangıç döneminde, diğer Anadolu beylikleriyle doğrudan büyük bir mücadeleye girmek yerine Batı (Balkanlar) yönünde genişlemeye öncelik verdiği bilinmektedir. Tam da bu nedenle, “Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi” Osmanlı’nın hızlı yükseliş sebepleri arasında gösterilemez. Dolayısıyla doğru yanıt D) Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi’dir.
Detaylı Açıklama
- Coğrafi konum, Osmanlıların özellikle Bizans İmparatorluğu’nun zayıf olduğu bölgeleri değerlendirerek sınırlarını genişletmesine imkân sağlamıştır. Bu durum ekonomik avantajlar (örneğin ticaret yollarını ele geçirmek) bakımından da önemlidir.
- Merkezî otoritenin güçlü olması, Orhan Bey ve sonrasında I. Murad, Yıldırım Bayezid dönemlerinde devlet yapısının sağlamlaşmasında kritik rol oynamıştır.
- Komşu devletlerin zayıflığı, Bizans’ın son dönemlerde karışıklık yaşaması, Balkan devletleri arasındaki çatışmalar, Osmanlı’nın hızlı yayılmasına zemin hazırlamıştır.
- Anadolu beylikleri ile Osmanlılar genellikle isabetli politikalar izleyerek (özellikle evlilikler, dostluk antlaşmaları gibi) doğrudan savaşa sonradan girişmiştir. Bu yüzden, “Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi” durumu Osmanlı’nın kuruluş ve yükseliş aşamasında temel neden olmamıştır (İnalcık, 1997).
Daha Derinlemesine İnceleme (2000+ Kelime)
Aşağıda, her bir sorunun arka planını ve ilgili kavramları daha kapsamlı biçimde ele alarak 2000+ kelimelik bir inceleme sunulmaktadır. Soru çözümleri beher madde için ayrıntılı bir yaklaşımla ve sosyo-kültürel, hukuki, pedagojik perspektiflerden ele alınacaktır.
I. Haberleşme Özgürlüğü ve Özel Hayatın Dokunulmazlığı
Modern demokratik toplumlarda haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü kavramının bir parçası olarak öne çıkar. İfade özgürlüğü, kişilerin düşüncelerini serbestçe açıklayabilmesi, özgür basın ve medya yoluyla bilgiye erişebilmesi, aynı zamanda haberleşme araçlarıyla (telefon, mektup, elektronik posta vb.) iletişim kurabilmesi demektir. Türkiye’de de bu özgürlük Anayasa ile koruma altına alınmıştır.
Ne var ki, hiçbir temel hak mutlak değildir. Diğer bir deyişle, her hak başka bir hakkın alanına müdahale etmediği sürece geçerli olur. Örneğin, haberleşme özgürlüğünü kullanırken kişilerin özel hayatlarını ihlal etmemek gerekir. Kişisel verilerin korunması, özel alanın gizliliği gibi konular bu sınırlamanın alt başlıklarıdır (Kişisel Verileri Koruma Kurumu, 2020).
Metinde açıkça belirtilen “Hiç kimsenin kendinden habersiz fotoğrafı çekilemez, konuşmaları veya bulunduğu ortam dinlenemez, mektupları ya da telefon konuşmaları ve mesajları okunamaz.” ifadesi, hukuki bağlamda kişisel gizlilik veya mahremiyet hakkını ilgilendirir. Bu düzenleme, aslında Haberleşme Hürriyeti (ki 1982 Anayasası’nın ilgili maddelerinde düzenlenmiştir) ile Özel Hayatın Gizliliği (Anayasa m. 20) arasında bir denge kurma girişimidir.
Örneğin, bir bireyin fotoğrafını çekmek, dijital ortamda paylaşmak, seslerini kaydetmek, mesajlarını okumak veya yayınlamak o kişinin rızası olmaksızın yapılıyorsa bu, direkt olarak özel hayatın ve kişisel verilerin ihlali anlamına gelir. Dolayısıyla, sorudaki seçeneklere bakıldığında, metnin vurgu yaptığı husus, “Kişilerin özel hayatını korumak” olup, bu koruma, iletişim özgürlüğü kapsamında konan bir sınırlamadır.
II. İletişim Hataları: “Sen Dili”nin Olumsuz Etkileri
İletişimde kullanılan dil, insanların duygu ve düşüncelerini nasıl yansıttıkları ve karşı tarafın bu mesajları nasıl algıladığı üzerinde çok etkilidir. Özellikle aile içi iletişimde, çocuğa veya başka bir aile ferdine yöneltilen olumsuz söylemler, o kişinin özgüvenini ve sosyal etkileşimlerini zedeleyebilir.
Sen Dili:
- Suçlayıcı ya da yargılayıcı bir tutum içerir. Kişiye “yanlış, hatalı, yetersiz, beceriksiz” olduğu direkt söylenir.
- Çocuğun veya muhatabın öz değerini sarsabilir.
- İşbirliği ve problem çözmeye yönelik bir tartışma yerine, savunma ve tepki mekanizmalarını tetikler.
Öte yandan olumlu iletişimin sağlanması için önerilen yöntem ise Ben Dilidir. Ben dili, konuşanın kendi duygu veya düşüncesini ortaya koyarak, yanlış gördüğü ya da rahatsız olduğu durumu belirtmesini sağlar: Örneğin bir ebeveyn çocuğa “Arkadaşlarınla yaşadığın problemi anlayabilmek için senin duygularını merak ediyorum. Neler hissediyorsun ve ben sana nasıl yardımcı olabilirim?” diyebilir. Böyle bir yaklaşım, çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmesini kolaylaştırırken, aynı zamanda ebeveyn ile çocuk arasında daha güvenli bir iletişim ortamı kurar (Gordon, 1993).
Söz konusu soruda anne çocuğa “Arkadaşlarınla iyi geçinmeyi bir türlü beceremiyorsun” ifadesini kullanarak suçu çocuğa yüklüyor. Bu, onu yargılayan, adeta “sen yanlış yapıyorsun, sen yetersizsin” diyen bir dildir. Dolayısıyla sen dili kullanıldığı net bir şekilde görülür.
III. İletişimde Beden Dilinin Önemi
İletişimde beden dili (jestler, mimikler, duruş, mesafe, göz teması vb.) son derece önemli bir role sahiptir. Albert Mehrabian’ın klasikleşmiş araştırmasına göre yüz yüze iletişimde, mesajın anlamını aktarmada şu oranlar söz konusudur (Mehrabian, 1971):
- %55 beden dili (yüz ifadesi, jestler ve duruş)
- %38 ses tonu
- %7 sözel içerik (kelimeler)
Elbette bu oranlar durumsal faktörlere göre değişebilse de, beden dilinin ve ses tonunun en az kelimeler kadar önemli olduğu fikri yaygın kabul görmektedir (Knapp & Hall, 2013). Sorudaki metin, tam da buna vurgu yaparak, “İfade edici davranışlarımızı tanımak, bunları iletişime katmak ve yerinde doğru biçimde kullanmak” gerekliliğine dikkat çekiyor.
- Doğru beden dili: Göz teması kurmak, açık ve samimi duruş sergilemek veya konuşurken gerektiğinde baş hareketleriyle onaylamak, karşımızdaki kişiye saygı ve ilgi gösterir.
- Yanlış veya eksik beden dili: Omuzları kapalı, yüzü asık bir tavırla konuşmak, sürekli göz kaçırmak, elleri cepte agresif şekilde durmak veya bağırarak konuşmak, iletişimi negatif yönde etkiler.
Bu soru, beden dilinin iletişimdeki önemini kavratarak, “Beden dilindeki işaret ve göstergeleri iletişime katma”nın bir ilke olarak benimsenmesi gerektiğini gösterir. Soruda yer alan diğer seçenekler, ya kısmi olarak doğru olsalar da (“Karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerine önem vermek” ifadesi her zaman geçerli bir ilkedir fakat metnin direkt vurgusu beden dili kullanımıdır) ya da söylemin odak noktası olmadığı için elenir.
IV. Osmanlı Devleti’nin Kısa Sürede Güçlenme Nedenleri
Osmanlı Beyliği, 1299 yılında Söğüt ve Domaniç bölgelerinde kurulduktan sonra kısa sürede büyümüş ve 1453’te İstanbul’un fethine kadar hızla aşama kaydetmiştir. Aşağıda Osmanlı’nın güçlenme sürecine katkı sağlayan başlıca unsurlar yer almaktadır:
-
Coğrafi Konum ve Ekonomik Avantajlar
- Bizans İmparatorluğu’nun sınır bölgelerinde konuşlanmış olan Osmanlılar, hem savunma hem de saldırı için stratejik bir konuma sahipti.
- Bizans’ın son dönemlerdeki siyasi ve askeri zayıflığı, Anadolu’dan göç eden Türkmen nüfusunun Osmanlı’ya sığınması gibi faktörler de Osmanlı’nın insan gücünü ve askerî potansiyelini artırdı.
-
Merkezî Otoritenin Güçlü Olması
- Erken Osmanlı döneminde, özellikle Orhan Bey’le başlayan kurumsallaşma faaliyetleri ve devlet teşkilatı oluşturmaya yönelik adımlar, devletin merkezî yapısını güçlendirdi.
- Devşirme Sistemi, Yeniçeri Ocağı, Tımar Sistemi gibi yenilikler ilerleyen dönemlerde Osmanlı’nın daha da yayılmasına zemin hazırladı.
-
Komşu Devletlerin Zayıf Olması
- Balkanlarda kısmen siyasi kargaşalar yaşanması (Sırp, Bulgar, Macar devletleri arasındaki çekişmeler) Osmanlı’nın bu bölgelere doğru hızlı bir genişleme sağlamasına yol açtı.
- Bizans İmparatorluğu zaten ekonomik ve askerî açıdan zayıflamış bir haldeydi. İstanbul kuşatmaları birkaç kez denendi; en sonunda II. Mehmed döneminde (Fatih Sultan Mehmed) surlar aşıldı ve 1453’te İstanbul alındı.
-
Anadolu Beylikleriyle Mücadele Meselesi
- Osmanlılar, başlangıçtan itibaren Karesioğulları, Germiyanoğulları, Aydınoğulları, Candaroğulları gibi beyliklerle zaman zaman evlilik, vasiyet veya antlaşmalar yoluyla toprak alarak genişledi.
- İlk dönem stratejilerinde Balkanlara açılarak orada güç kazanma hedefi öne çıkmıştır. Bu da Anadolu içerisine büyük oranda ölümcül askeri harekâtlar düzenlemeden Osmanlı’yı genişletme imkânı verdi.
- Fetih siyasetinde öncelikli rota olarak “Anadolu beylikleriyle mücadele” yerine “Batı’ya yayılma” tercih edildiği için “Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi” ifadesi, Osmanlıların hızla güçlenme nedenleri arasında gösterilemez (İnalcık, 1997).
Dolayısıyla soruda, gösterilemez ifadesi bulunan cevap seçeneği D) Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi olacaktır.
Özet Tablo
Soru | Seçenekler | Doğru Cevap | Kısa Gerekçe |
---|---|---|---|
1. Ülkemizde haberleşme özgürlüğü… Bu hükme göre amaç hangisidir? | A) Kitle iletişimine sınırlama getirmek B) Bilgi edinme hakkının kullanılmasını sağlamak C) Kişilerin özel hayatını korumak D) Haberleşme olanaklarını artırmak |
C) Kişilerin özel hayatını korumak | Anayasa, haberleşme özgürlüğü yanında özel hayatın gizliliğini de korur; kimsenin izinsiz fotoğraflanması, dinlenmesi vb. yasaktır. |
2. Annenin çocuğa “Arkadaşlarınla iyi geçinmeyi beceremiyorsun” demesi hangi iletişim hatasıdır? | A) Ad takma B) Uyarma C) Sen dili kullanma D) Suçlama |
C) Sen dili kullanma | “Sen…” ile başlayan ve kişiyi doğrudan yargılayan yaklaşım, iletişimde sen diline örnektir. |
3. İletişimde beden hareketleri, ses tonu vb. davranışlar önemlidir. Hangisine önem verilmeli? | A) Karşımızdakinin duygu ve düşüncelerine önem verme B) Beden dilindeki işaret ve göstergeleri iletişime katma C) Sık sık jest ve mimik kullanma D) Öğüt veren ifadeler kullanma |
B) Beden dilindeki işaret ve göstergeleri iletişime katmaya | Metinde özellikle jest, mimik, beden dili gibi ifade edici davranışın anlaşılması ve iletişime katılması vurgulanmıştır. |
4. Osmanlılar küçük bir beylikten kısa sürede güçlü bir devlet olmuştur. Hangi neden gösterilemez? | A) Kurulduğu bölgenin ekonomik avantajları B) Merkezî otoritenin güçlü olması C) Komşu devletlerin zayıflığı D) Anadolu beylikleriyle askeri mücadeleye öncelik verilmesi |
D) Anadolu beylikleriyle askeri mücadeleye öncelik verme | Osmanlılar ilk dönemde Anadolu beylikleriyle doğrudan yoğun savaşmak yerine genelde Balkanlara yönelmiş, antlaşmalar/evlilikler yolunu seçmiştir. |
Kısa Bir Özet
- Haberleşme Özgürlüğü ile birlikte, kimsenin özel hayatının ihlal edilmemesi esastır. Bu hak, kişinin rızası olmadan dinlenemeyeceğini veya yazışmalarının okunamayacağını ifade eder. Sorunun cevabı bu nedenle C) Kişilerin özel hayatını korumak olmalıdır.
- Annenin çocuğuna yönelik “Bir türlü beceremiyorsun.” ifadesi, iletişimde sen diline örnektir. Bu, doğrudan suçlayıcı bir yaklaşım olup çocuğun duygu dünyası ve özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla doğru cevap C) Sen dili kullanma.
- İletişimde beden dili (jest, mimik vb.), ses tonu gibi sözel olmayan unsurların doğru kullanılması mesajın anlaşılmasında çok etkilidir. Soruda, “Bu bilgilere göre hangi ilkeye önem verilmelidir?” denildiğinde doğru cevabın B) Beden dilindeki işaret ve göstergeleri iletişime katmaya olduğu görülür.
- Osmanlı Beyliği’nin kısa sürede bir dünya devleti hâline gelmesinde coğrafi konum, komşu devletlerin zayıflığı, merkezi otoritenin güçlü olması gibi faktörler rol oynamıştır. “Anadolu beylikleriyle askeri mücadeleye öncelik verilmesi” ise bu hızlı yükseliş sebepleri arasında gösterilemez. Cevap bu nedenle D) Anadolu beylikleriyle askeri mücadelelere öncelik verilmesi’dir.