hsr said Avrupa Birliği’nin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki direktiflerinin önermiş olduğu önleyici ve düzeltici yaklaşıma uygun, işyerlerinde alınması gereken tedbirlere öncelik veren önleyici yaklaşım ulusal mevzuata aktarılması sonrasında ------- sayılı İSG Kanunu ile işyerlerinde risk değerlendirme çalışmalarının yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yeri aşağıdakilerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
Cevap: 6331
Giriş: İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatının Tarihçesi ve Genel Bakış
İş sağlığı ve güvenliği (İSG), hem çalışanların güvenliğinin sağlanması hem de işyerlerinde oluşabilecek kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için üzerinde hassasiyetle durulan bir konudur. Bu alanda yürürlükte olan kanun ve yönetmeliklerin büyük kısmı, çalışanların haklarını korumayı ve işverenlerin yükümlülüklerini net bir şekilde belirlemeyi amaçlar. Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği kapsamında en önemli yasal düzenlemelerden bir tanesi 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’dur.
Bu kanun, 30 Haziran 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve iş sağlığı ve güvenliği yönetiminde yeni bir dönemin başlamasına öncülük etmiştir. Kanunla birlikte, Avrupa Birliği müktesebatına (AB direktiflerine) uyum sağlama amacıyla daha önleyici ve düzeltici yaklaşımlar benimsenmiş; işyerlerinde risk değerlendirmenin yapılması, çalışanlara eğitim verilmesi, iş sağlığı ve güvenliğinin büyük ölçekli işletmelerden küçük ölçekli işletmelere kadar yaygınlaştırılması sağlanmıştır.
Bu sürecin bir parçası olarak, “önleyici yaklaşım” anlayışı, işyerinde olası tehlikelerin ve risklerin öngörülmesi, önceden tedbir alınması ve ortaya çıkabilecek kazaların engellenmesi için hayati öneme sahiptir. “Önleyici yaklaşım” ilkesinin en iyi şekilde uygulanması, kanunun hükmettiği risk değerlendirme prosedürleri ile yakından ilgilidir.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Ortaya Çıkışı ve Kapsamı
1. Kanuna Giden Yol
- Türkiye, AB uyum süreci kapsamında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuatını sürekli geliştirmiştir.
- Bu uyum süreci çerçevesinde, Avrupa Birliği’nin öngördüğü önleyici ve düzeltici yaklaşım anlayışı önceki mevzuata göre daha kapsamlı bir şekilde gündeme gelmiştir.
- 6331 sayılı Kanun’dan önce, çalışanların sağlık ve güvenliklerinin korunmasına dair hükümler, 4857 sayılı İş Kanunu içerisinde belirli hükümlerle yer almaktaydı. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği için ayrıntılı bir düzenleme sunmuyordu.
- 6331 sayılı Kanun ile birlikte, İSG alanında kapsamlı bir çerçeve oluşturulmuş, tüm çalışanları ve işverenleri doğrudan ilgilendiren işler, yükümlülükler ve yaptırımlar belirlenmiştir.
2. Kanunun Amacı ve Hükümleri
- Amaç: İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.
- Kapsam: Kamu ve özel sektör dahil tüm işyerleri, işverenler, çıraklar ve stajyerler ile faaliyet konusuna bakılmaksızın bütün çalışanlar (istisnaları hariç) bu kanun kapsamındadır.
- Temel İlkeler:
- Risk değerlendirmesi yapma zorunluluğu.
- Çalışanların bilgilendirilmesi, eğitimi ve bilinçlendirilmesi.
- İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin (işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı) istihdamı.
- İş kazası ve meslek hastalığı kayıt ve raporlama sisteminin kurulması.
- Acil durum planlarının hazırlanması ve tatbikatların yapılması.
- Çalışma ortamı gözetimi ve sürekli iyileştirme.
AB Direktifleri ve Önleyici Yaklaşım
Avrupa Birliği, iş sağlığı ve güvenliği konusunda çok sayıda direktif yayınlamıştır. Bu direktifler, üye ülkelerin mevzuatlarını şekillendirirken aynı zamanda aday ülkelerin de uyum sürecini belirlemektedir. Temel prensip, önleyici yaklaşım adı verilen metodolojiyle iş kazalarının ve meslek hastalıklarının büyük ölçüde önüne geçmektir.
Önleyici yaklaşım prensibi şöyle özetlenebilir:
- Tanımlama: İşyerinde hangi tehlikelerin bulunduğunun ve bu tehlikelerden doğabilecek olası risklerin belirlenmesi.
- Analiz: Belirlenen risklerin oluşma ihtimali ve şiddetlerinin analiz edilmesi.
- Değerlendirme: Analiz sonucuna göre risk seviyelerinin ortaya konulması ve önceliklendirilmesi.
- Kontrol: Risklerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi için teknik ve idari tedbirlerin geliştirilmesi ve uygulanması.
- İzleme / Gözden Geçirme: Alınan önlemlerin etkinliğinin düzenli olarak denetlenmesi ve gerektiğinde güncellenmesi.
Avrupa Birliği yaklaşımına göre, işyerlerinde öncelikle risklerin kaynağında yok edilmesi, bunun mümkün olmadığı durumlarda toplu koruma yöntemlerine başvurulması, ayrıca koruyucu ekipman kullanımının da son aşama olarak devreye alınması esas kabul edilir.
Türkiye’de 6331 Sayılı Kanun ile Getirilen Zorunluluklar
1. Risk Değerlendirmesi
6331 sayılı Kanun ile en sık duyduğumuz ve işverenler tarafından yerine getirilmesi zorunlu olan husus risk değerlendirmesidir. Bu çalışmaların temel amacı, işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikeleri belirlemek, bu tehlikelerin risklerini analiz etmek ve kontrol tedbirlerini kararlaştırmaktır.
- Kanuni Dayanak: 6331 sayılı Kanun’un 10. maddesi işverenlere risk değerlendirmesi yapma yükümlülüğü getirir. Ayrıca Bakanlık tarafından yayınlanan “İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği” de bu konunun usul ve esaslarını açıklar.
- Nasıl Yapılır?:
- Çalışma ortamı ve çalışma şekillerinin kapsamlı bir analizi yapılır.
- Tehlikelerin tespiti için işyeri içindeki ekipmanlar, kullanılan maddeler, üretim süreçleri, fiziki ortam koşulları (gürültü, titreşim, ışık, ısı vb.) incelenir.
- Belirlenen tehlikelerin her biri için risk seviyeleri ölçeklendirilir (çarpma, düşme, patlama vb. senaryolar değerlendirilir).
- Riskin kabul edilebilir seviyeye çekilmesi için alınacak önlemler sıralanır.
- Bulgular dokümante edilerek saklanır ve periyodik olarak veya işyerinde önemli değişiklikler olduğunda güncellenir.
2. İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonellerinin İstihdamı
- İşverenler, 6331 sayılı Kanun gereğince çalışan sayısı ve işyerinin tehlike sınıfına göre “iş güvenliği uzmanı” ve “işyeri hekimi” istihdam etmek veya bu hizmeti dışarıdan almak zorundadırlar.
- Bu profesyoneller, işyerlerinin İSG kültürünün geliştirilmesi, risk değerlendirme çalışmalarının koordine edilmesi, çalışanların bilinçlendirilmesi gibi kritik sorumluluklar üstlenirler.
3. Eğitim ve Bilgilendirme
- Çalışanlara yönelik işe giriş eğitimi, işin devamı süresince periyodik eğitimler, iş değişikliği ve yeni teknoloji kullanımına dair eğitimler düzenli olarak gerçekleştirilmelidir.
- 6331 sayılı Kanun, çalışanların hangi konularda, ne kadar süreyle ve hangi aralıklarla eğitilmesi gerektiğini çerçeve olarak sunar.
- Bu eğitimler; acil durum yönetimi, yangınla mücadele, kişisel koruyucu donanım kullanımı, ergonomi, kimyasal risklerden korunma gibi pek çok kategoriyi içerir.
4. Sağlık Gözetimi
- Çalışanların sağlık muayeneleri, işe girişte ve işin devamı boyunca, özellikle de tehlikeli işlerde periyodik olarak yapılmalıdır.
- Meslek hastalıkları erken tanısında kritik rol oynar. Düzenli muayeneler ve testler sayesinde hastalıkların ilerlemeden önüne geçilir, gerekli iş önlemleri alınır.
5. Acil Durum Planlama ve Tatbikatlar
- İşverenler, işyerinde meydana gelebilecek acil durumları (yangın, patlama, doğal afet, kimyasal sızıntı vb.) belirleyerek acil eylem planı hazırlarlar.
- Düzenli aralıklarla tatbikat gerçekleştirerek çalışanların acil durumlarda nasıl davranacaklarını öğrenmeleri sağlanır.
- Acil durum planları, kaçış yollarının tespiti, toplanma alanlarının belirlenmesi, acil müdahale ekipleri ve iletişim sistemleri gibi ayrıntıları içerir.
6331 Sayılı Kanun’un Yaptırımları ve Faydaları
1. Yükümlülüklere Uyulmamasının Yaptırımları
- İdari Para Cezaları: Risk değerlendirmesi yapmayan, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı istihdam etmeyen veya İSG kurallarına uymayan işverenlere, tehlike sınıfı ve ihlalin ağırlığına göre farklı miktarlarda idari para cezaları kesilir.
- Faaliyet Durdurma: Çalışanlar için hayati tehlike taşıyan durumların varlığı halinde Bakanlık müfettişleri, işin durdurulması veya tesise kapatma kararı verebilirler.
- Cezai Sorumluluk: İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölüm veya ciddi yaralanma söz konusu olursa, işveren ve ilgili sorumlular cezai yaptırımla da karşılaşabilirler.
2. İşletmelere Sağladığı Faydalar
- İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Azalması: Öngörü ve planlama sayesinde kaza ve hastalıkların ortaya çıkma ihtimali önemli ölçüde düşer.
- Verimlilik Artışı: Çalışanların güvenli ve sağlıklı ortamda çalışması motivasyonu yükseltir, devamsızlık oranlarını düşürür ve üretkenliği artırır.
- Maliyetlerin Azalması: Kaza, tazminat ve makine arızaları gibi beklenmedik maliyetlerden kaçınılır. Uzun vadeli olarak işletmeyi korur.
- Kurumsal İtibar: İş sağlığı ve güvenliğine önem veren şirketler, toplum nezdinde sorumluluk sahibi olarak görülürler. AB veya uluslararası piyasalarda rekabet avantajı elde ederler.
Alternatif Cevapların Neden Yanlış Olduğuna Dair Değerlendirme
Soru, “Avrupa Birliği’nin önerdiği önleyici yaklaşımın ulusal mevzuata aktarılmasıyla … sayılı İSG Kanunu ile işyerlerinde risk değerlendirmesi çalışmalarının yapılması zorunlu hale getirilmiştir” şeklindeydi ve doğru cevap olan 6331 sayılı Kanun verildi. Peki, diğer seçenekler neden geçerli değildir?
- 6230: Türk mevzuatında 6230 sayılı bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yoktur.
- 6098: Bu sayı, 2012 yılında çıkarılan (“TBK”) Türk Borçlar Kanunu’nun sayısıdır. İş sağlığı ve güvenliğini düzenleyen bir kanun değildir.
- 5510: 5510 sayılı Kanun, “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu” olup sosyal güvenlik ve sağlık sigortası konularını düzenler, doğrudan iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı değildir.
- 1270: Bu doğrudan iş sağlığı ve güvenliği alanında bilinen bir kanun veya genel mevzuat numarası değildir, daha eski tarihle bağlantılı olabilir ama güncel İSG mevzuatıyla ilgisi bulunmamaktadır.
Dolayısıyla işyerlerinde risk değerlendirmesini zorunlu kılan ve AB’nin önleyici yaklaşım ilkelerini benimseyen çerçeve kanun, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’dur.
6331 Sayılı Kanun’un İşleyişini Özetleyen Tablo
Aşağıdaki tabloda, kanunun temel maddelerinden bazıları ve getirdiği yükümlülükler özetlenmiştir:
Madde / Konu |
Açıklama |
Getirdiği Yükümlülük |
Madde 1 (Amaç ve Kapsam) |
Kanunun genel çerçevesini belirler, tüm işyerleri ve çalışanlar üzerinde uygulanabilir olduğunu vurgular. |
İşverenlerin ve çalışanların İSG tedbirlerine uyması. |
Madde 4 (İşverenin Genel Yükümlülüğü) |
İşverenin risk değerlendirmesi yapma, çalışanların sağlığına ve güvenliğine uygun ortam sağlama ve gerekli önlemleri alma yükümlülüğünü ifade eder. |
İşverenler, risk değerlendirme, eğitim, sağlık gözetimi vb. konuları yerine getirmekle mükelleftir. |
Madde 8 (İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri) |
İşverenin işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirme veya ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alma zorunluluğunu düzenler. |
Tehlike sınıfı ve çalışan sayısı esaslara göre uzman ve hekim bulundurmak zorunludur. |
Madde 10 (Risk Değerlendirmesi) |
İşverenin risk değerlendirmesi yapması/yaptırması, alınacak önlemlerin planlanması gerektiğini belirtir. |
Kurallara uygun, düzenli ve yazılı risk değerlendirmesi yapmak. |
Madde 11 (Acil Durum Planları) |
İşverenin acil durumları belirleyerek acil durum planlarını hazırlamasını ve gerekli tatbikatları yapmasını şart koşar. |
Yangın, patlama, afet vb. durumlarda önlem ve tahliye planları hazırlanmalıdır. |
Madde 17 (Çalışanların Eğitimi) |
İşverenin çalışanlara düzenli eğitim vermesini, bilgilendirme yapmasını belirtir. |
Yeni başlayan, iş değiştiren veya işyerinde yeni ekipman kullanan çalışanlara eğitim verilmesi. |
Madde 19 (Çalışanların Yükümlülüğü) |
Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyması; işveren tarafından belirlenen talimatları yerine getirmesi istenir. |
Çalışanlar, kendilerine sağlanan KKD’leri doğru kullanmak ve iş güvenliği talimatlarına uymak zorundadır. |
Sonuçların Değerlendirilmesi ve Özet
İş sağlığı ve güvenliği, ülkemizde ve dünyada hem yasal hem etik açıdan kritik önem taşımaktadır. Türkiye’de bu alanda temel çerçeveyi oluşturan ve risk değerlendirmesi yapmayı zorunlu kılan mevzuat 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’dur. Bu kanun, AB direktifleri paralelinde “önleyici ve düzeltici yaklaşım” metodunu benimsemek suretiyle, işveren ve çalışanların yükümlülüklerini detaylı biçimde düzenlemiştir.
- Zorunluluk: Bu kanunla birlikte risk değerlendirmesi, çalışan eğitimi, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi istihdamı kuralları netleşmiş ve uyulmaması durumunda ağır idari para cezaları devreye girmiştir.
- Amaç: Çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi, işletmelerin verimliliğinin artırılması ve toplumsal refah seviyesinin yükseltilmesidir.
Bu bilgiler ışığında, sorudaki boşluğun doğru yanıtı “6331 sayılı Kanun” olup, bu kanun çerçevesinde risk değerlendirmesi yapma ve önleyici yaklaşımı uygulama zorunluluğu tüm işyerleri için geçerli hale gelmiştir.
@username