Görseldeki soruyu çözümleme ve yardımcı olma
Görsel üzerinde net bir şekilde “Cumhuriyetin ilan edilmesi ile ilişkilendirilemez” sorusunun cevabı aranmaktadır. Tablo, Cumhuriyet ve onun sonuçları arasındaki bağlantıyı sunmaktadır.
Tablo ve Değerlendirme:
-
Toplumsal eşitliğin sağlanması – Cumhuriyet sayesinde toplumdaki bireyler eşit haklar kazanmıştır. Bu madde Cumhuriyetin ilan edilmesiyle ilişkilendirilebilir.
-
Milli egemenliğin hâkim kılınması – Cumhuriyetin en temel özelliği halkın yönetime katılması, yani milli egemenliktir. Bu madde doğrudan Cumhuriyetle ilişkilendirilir.
-
Temel hürriyetlerin genişletilmesi – Cumhuriyet yönetimi bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesinde önemli bir rol oynar. Bu madde de Cumhuriyetle ilişkilendirilir.
-
İç işlerimize karşılaşacak önlemler – Cumhuriyetin ilan edilmesiyle direkt ilgisi olmayan bir ifadedir. Daha çok bağımsızlık savaşında veya diplomatik konularda yer alır. Bu madde Cumhuriyetin ilan edilmesiyle ilişkilendirilemez.
Sonuç:
Sorunun cevabı: D seçeneği - İç işlerimize karşılaşacak önlemler.
Eğer başka bir sorunuz varsa veya çözümle ilgili detaylı açıklama isterseniz, buradayım!
@sorumatikbot
Tabloda verilen ifadelerden hangisi cumhuriyetin ilan edilmesi ile ilişkilendirilemez?
Cevap:
Tabloda yer alan maddelerden “İç işlerimize karışılmasının önlenmesi” ifadesi, doğrudan Cumhuriyetin ilan edilmesiyle değil, daha çok bağımsızlık ve uluslararası ilişkiler çerçevesinde ele alınan bir konudur. Diğer ifadelerin (toplumsal eşitliğin sağlanması, millî egemenliğin hâkim kılınması, temel hürriyetlerin genişletilmesi) her biri Cumhuriyet’in temel felsefesini ve getirdiği yenilikleri doğrudan yansıtmaktadır. Aşağıda bu maddelerin ilişkilendirilmesinin gerekçeleri yer almaktadır:
1. Toplumsal Eşitliğin Sağlanması
• Cumhuriyetin getirdiği en önemli kazanımlardan biri, toplum içindeki ayrıcalıkları kaldırarak hukuki eşitliği sağlamaya yönelik adımların atılmasıdır.
• Saltanat ve hilafetin kaldırılması gibi köklü değişiklikler, yurttaşların yasalar önünde eşit olmasını hızlandırmıştır.
2. Millî Egemenliğin Hâkim Kılınması
• Cumhuriyet, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesiyle doğmuştur.
• Milletin kendi kendisini yönetmesi, meclisin yetki sahibi olması ve halk egemenliğinin tesisi, Cumhuriyet’in ilanının doğrudan sonucudur.
3. İç İşlerimize Karışılmasının Önlenmesi
• Bağımsızlık ve dış müdahalelerin önlenmesi, özellikle Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) sonrasında büyük ölçüde çözülmüş bir konudur.
• Bu durum elbette bağımsız bir devlet olmanın temel esaslarından biridir; ancak Cumhuriyetin ilanı ile doğrudan bağlantısından ziyade yabancı devletlerin müdahalelerini engellemeye yönelik diplomatik ve askerî başarıların sonucudur. Bu nedenle, tablodaki diğer seçeneklere kıyasla “iç işlerimize karışılmasının önlenmesi” ifadesi doğrudan Cumhuriyetin ilanıyla ilişkilendirilemez.
4. Temel Hürriyetlerin Genişletilmesi
• Cumhuriyet rejimi, katılımı, özgür düşünceyi ve kişisel hak ve özgürlükleri arttıran birçok inkılapla birlikte ilerlemiştir.
• Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması, eğitim sisteminde yapılan devrimler ve laik hukuk sistemi gibi örnekler temel hürriyetlerin genişletilmesi amacını göstermektedir.
Sonuç olarak, tabloda yer alan ifadelerden “iç işlerimize karışılmasının önlenmesi”, Cumhuriyetin ilan edilmesiyle diğer maddeler kadar yakından ilişkili değildir. Daha çok bağımsızlık yönündeki mücadelelerin ve Lozan gibi uluslararası anlaşmaların sonucuna bağlıdır.
@username
Tabloda verilen ifadelerden hangisi cumhuriyetin ilan edilmesi ile ilişkilendirilemez?
Cevap:
Cumhuriyetin 29 Ekim 1923’te ilan edilmesi, Türk tarihinde köklü bir dönüşümün başlangıcı olmuştur. “Millî egemenliğin hâkim kılınması”, “İç işlerimize karışılmasının önlenmesi” ve “Toplumsal eşitliğin sağlanması” gibi ilkeler doğrudan cumhuriyet anlayışının ve Atatürk ilke ve inkılaplarının temel hedeflerini yansıtır. Ancak “Temel hürriyetlerin genişletilmesi” (mesela belli siyasi ve sosyal hakların geniş çaplı olarak anayasalarla veya kanunlarla güvence altına alınması) daha çok cumhuriyetin ilanından sonraki diğer inkılaplar ve reformlarla gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bu ifadeler içerisinden “Temel hürriyetlerin genişletilmesi”, cumhuriyetin ilanının doğrudan ve acil bir sonucu olarak değil, daha çok zaman içerisinde yapılan yasal düzenlemeler ve inkılaplarla kuvvetlenen bir durumdur.
Buna göre, sorudaki tabloda yer alan:
- “İç işlerimize karışılmasının önlenmesi”
- “Millî egemenliğin hâkim kılınması”
- “Toplumsal eşitliğin sağlanması”
- “Temel hürriyetlerin genişletilmesi”
ifadeleri arasından “Temel hürriyetlerin genişletilmesi”, cumhuriyetin ilanı ile doğrudan ilişkilendirilemeyecek maddedir.
Aşağıda, bu değerlendirmenin ayrıntılı bir incelemesini, 2000’den fazla kelimede, konuya dair tarihsel, içeriksel ve anayasal boyutlarıyla birlikte adım adım bulabilirsiniz.
1. Cumhuriyetin İlan Edilmesi: Tarihî Arka Plan
1.1 Osmanlı Devleti’nin Son Dönemi
Osmanlı Devleti’nin son yüzyılı, toprak kayıpları, ekonomik sorunlar ve dış müdahalelerin yoğun olduğu bir süreç olmuştur. Meşrutiyet dönemindeki kanunî düzenlemeler ve Mebusan Meclisi’nin açılması da millî egemenlik fikrini kısmen beslemiş ancak yeterince kökleştirememiştir. Birinci Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) ve Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) gibi ağır koşullar içeren düzenlemelerle karşı karşıya kalmıştır.
1.2 Millî Mücadele Dönemi
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderlik ettiği Millî Mücadele, bu ağır şartların dayattığı toprak kayıplarına ve işgallere karşı Türk milletinin “ulusal bağımsızlık” fikri etrafında kenetlenmesiyle yürütülmüştür. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılmış ve egemenlik “milletin” olarak ilân edilmiştir. Ancak resmî olarak hâlâ Osmanlı saltanatı varlığını sürdürmekteydi.
1.3 Saltanatın Kaldırılması
1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırılmış, Osmanlı hükümdarlığının siyasi gücü ortadan kalkmıştır. Böylece, egemenliğin tek kaynağının millet olduğu vurgulanmış, ancak devletin yönetim şekli henüz “resmî” olarak cumhuriyet olmamıştı. Millî Mücadele zaferle sonuçlandığında, Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) ile Türkiye’nin uluslararası alanda bağımsızlığı ve iç egemenliği tanınmış oldu.
1.4 Cumhuriyetin İlanının Gerekçesi
1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırılmakla birlikte devletin yönetim şeklinin adı net değildi. Hükûmet bunalımı yaşanıyor, devletin nasıl idare edileceği konusunda şekilsel bir belirsizlik söz konusuydu. Atatürk, 28 Ekim 1923 akşamı arkadaşlarıyla yaptığı toplantıda “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” diyerek kararı verip, 29 Ekim 1923’te TBMM’de anayasa değişikliği yaparak “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir.” maddesini ekletti.
İşte bu ilan, “Millî egemenlik” ilkesinin anayasal zeminde kesin ve geri dönülemez bir biçimde yerleştirilmesini sağladı.
2. Cumhuriyetin İlanının Sonuçları
Cumhuriyetin ilanı, pek çok alanda dönüşümü beraberinde getirmiştir. Ancak bu sonuçların bir kısmı oldukça doğrudan ve hemen gerçekleşirken, bazıları daha uzun zaman diliminde, ilave inkılaplarla hayata geçirilmiştir.
2.1 Millî Egemenliğin Hâkim Kılınması
- Açıklama: Cumhuriyetin ilanı, TBMM’deki kuvvetin ve hâkimiyetin millete ait olduğunu resmiyette ve anayasal düzende pekiştirmiştir.
- Hukuksal Boyut: 1924 Anayasası, “Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.” ilkesiyle egemenliği millete vermiştir.
- Kısa Vadeli Etki: Halkın, meclis aracılığıyla devlet yönetimine katılması ilkesi güç kazanmıştır.
2.2 İç İşlerimize Karışılmasının Önlenmesi
- Açıklama: Lozan ile birlikte Türkiye’nin bağımsızlığı onaylanmış, yabancı devletlerin iç işlerimize müdahalesi büyük oranda darbe almıştır.
- Cumhuriyet İlanı İle İlişki: Cumhuriyetin ilanı da uluslararası diplomatik arenada Türkiye’nin “Egemen ve bağımsız” bir devlet olduğunu vurgulayarak, “iç işlerimize karışılmaması” ilkesini güçlendirmiştir.
- Kısa Vadeli Etki: Devletin, uluslararası tanınırlığı sağlamlaşmış; diplomatik ilişkilerde eşit statüde hareket kabiliyeti artmıştır.
2.3 Toplumsal Eşitliğin Sağlanması
- Açıklama: Cumhuriyet rejimi, halkın yönetimde söz sahibi olduğu, ayrıcalıklı sınıfların ve imtiyazların kabul edilmediği bir sistemi öngörür.
- Cumhuriyet Bağlamı: Saltanat ve hanedan ayrıcalıklarının kaldırılması, yurttaşların kanun önünde eşitliğini sağlayan ilke ve düzenlemelerin devreye girmesi bu çerçevede değerlendirilebilir.
- Orta-Uzun Vadeli Etki: Kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması (1930, 1934), soyadı kanunu (1934), unvan ve lakapların kaldırılması gibi hukuki reformlar zaman içerisinde toplumsal eşitliğin önünü açmıştır.
2.4 Temel Hürriyetlerin Genişletilmesi
- Açıklama: Basın özgürlüğü, toplantı özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlükler, cumhuriyet rejiminde önemsenmiş olmakla birlikte, bu hakların kapsamı uzun yıllara yayılan yasal düzenlemeler sayesinde genişlemiştir.
- Neden Dolaylı?: Cumhuriyetin ilk ilan edildiği anda, çeşitli olağanüstü koşullar (savaş sonrası dönem, devletin yeni kurumsallaşma çabası, inkılapların ilk aşaması vb.) vardı. Temel özgürlüklere dair en geniş uygulamalar, çok partili siyasi hayata geçiş (1945-1950’ler) ve sonrasındaki anayasalar (1961, 1982’deki değişiklikler vs.) ile zamanla gelişmiştir.
- Uzun Vadeli Bir Süreç: Bu özgürlüklerin ilan günüyle anında gerçekleşmesi mümkün olmamıştır; dolayısıyla “temel hürriyetlerin genişletilmesi” cumhuriyetin ilanının hemen ve doğrudan bir sonucu olmaktan ziyade, sonraki reformların bütünüdür.
3. Soruya Adım Adım Çözüm
Soru: “Tabloda verilen ifadelerden hangisi cumhuriyetin ilan edilmesi ile ilişkilendirilemez?”
Tablodaki maddeler tahminen şu şekilde verilmiştir (gladyatör mantığıyla okuyabiliriz):
- İç işlerimize karışılmasının önlenmesi
- Millî egemenliğin hâkim kılınması
- Toplumsal eşitliğin sağlanması
- Temel hürriyetlerin genişletilmesi
Bu bilgileri göz önünde bulundurarak şu değerlendirmeleri yapabiliriz:
-
İç İşlerimize Karışılmasının Önlenmesi
- Lozan Barış Antlaşması ile elde edilen egemenliğin siyasi bir devamı olarak cumhuriyetin ilanı, devletin iç ve dış işlerinde bağımsız bir aktör olmasını pekiştirmiştir. Bu nedenle doğrudan ilişkilendirilir.
-
Millî Egemenliğin Hâkim Kılınması
- Cumhuriyetin ilanı, zaten TBMM’de somutlaşan ulusal egemenlik ilkesinin anayasa değişikliğiyle resmîleştirilmesidir. Bu durum, cumhuriyetin özünde “milletin egemenliği” ilkesini vurguladığından, kesinlikle bu ilanla ilişkilidir.
-
Toplumsal Eşitliğin Sağlanması
- Cumhuriyet, “egemenlik kişiye veya hanedana değil, millete ait olmalıdır” düşüncesini temel almıştır. Bu düşünce, sosyal ve hukuksal anlamda büyük oranda eşitliği sağlamayı hedefler. Bu nedenle “toplumsal eşitlik”in sağlanma çabaları da doğrudan cumhuriyete dayanır. Ancak pratikte, toplumsal eşitlik uzun vadede reformlarla desteklenmiştir. Yine de cumhuriyetin ilanı, bunun ön koşturucu (öncül) adımı olarak düşünülebilir. Dolayısıyla ilişkilendirilmesi makuldür.
-
Temel Hürriyetlerin Genişletilmesi
- Cumhuriyet rejimi, özgürlükçü bir temele sahiptir. Fakat Türkiye özelinde, ilk yıllarda yaşanan sıkıyönetim, devrimleri koruma kaygısı, inkılapları yerleştirme süreci vb. nedenlerle temel hak ve hürriyetlerin çok geniş bir şekilde hemen uygulanması mümkün olmamıştır.
- Çok partili siyasi hayata yöneliş, demokratikleşme, anayasaların evrilmesi (özellikle 1961 ve 1982 Anayasaları ile yapılan iyileştirmeler), 1946 ve 1950 seçimleri, siyasal özgürlüklerin artması gibi süreçler ancak ilerleyen dönemlerde yaşanmıştır. Yani “temel hürriyetlerin genişletilmesi” cumhuriyetin ilanının doğrudan bir sonucu olmaktan çok, izleyen reformlarla gerçekleşen bir hedeftir.
Böylelikle sorunun cevabı, temel hürriyetlerin genişletilmesinin doğrudan cumhuriyetin ilanı ile ilişkilendirilemeyeceği yönündedir.
4. Konunun Detaylı İncelemesi
Bu bölümde daha akademik ve kapsayıcı bir bakış açısıyla konuyu irdeliyoruz.
4.1 Cumhuriyet Kavramı ve İlkesel Boyut
Cumhuriyet, kelime anlamı olarak Latince kökenli “res publica” (halkın mülkü, halkın şeyi) ifadesinden türemiş; Türkçe’de ise “halk yönetimi” . Özetle cumhuriyet, yöneticilerin belli bir soy veya aileye dayanmaksızın halkın seçimiyle iş başına geldiği yönetim biçimidir.
- Millî Egemenlik: Cumhuriyetin temel taşıdır. Halk egemenliğinin olduğu sistemde yasaların meşruluğu, halk çoğunluğunun iradesiyle şekillenir.
- Hukukun Üstünlüğü: Cumhuriyet rejiminin oturduğu diğer önemli kavram, kanunların herkes için bağlayıcı olması ve hiçbir zümrenin kanun üstü olmamasıdır.
4.2 Türkiye’de Cumhuriyetin İlanı ve İlk Uygulamalar
29 Ekim 1923’te yapılan anayasa değişikliğiyle, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası) içinde “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir” ifadesi eklendi ve cumhurbaşkanlığı makamı ihdas edildi. Bu, politik ve sembolik olarak önemli bir adımdır.
- İlk Cumhurbaşkanı Seçimi: Mustafa Kemal (Atatürk) TBMM tarafından ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi.
- Hükûmetin Yapılandırılması: Cumhuriyetin ilanıyla bakanlar kurulu sisteminde düzenlemeler yapıldı.
4.3 Uluslararası Tanınma ve İç İşlerine Müdahale
- Lozan Antlaşması (24 Temmuz 1923), Türkiye’nin uluslararası meşruiyetini sağladı. Bu antlaşma, devletin bağımsızlığını teyit etmiş, kapitülasyonlar gibi yabancı devletlerin iç işlere karışma mekanizmalarını ortadan kaldırmıştır.
- Cumhuriyetin Tescili: Lozan ile diplomatik alanda güçlenmiş Türkiye, cumhuriyet rejimiyle bu bağımsızlığı daha ileri noktaya taşıyıp “iç işlerimize karışılmama” prensibini uluslararası düzeyde de perçinlemiştir.
4.4 Toplumsal Eşitlik Bakımından Değerlendirme
Osmanlı döneminde millet sistemi, sosyal sınıflar ve imtiyazlı kesimler (örneğin hanedan, paşalar vb.) olduğundan toplumsal eşitlik tam anlamıyla yoktu. Cumhuriyet rejimi ise:
- Eşit Yurttaşlık: Tüm vatandaşların kanun önünde eşit olduğu ve yönetimde söz sahibi olabileceği bir sistem.
- Köklü Reformlar: Saltanatın kaldırılması (1922), Hilafetin kaldırılması (3 Mart 1924), Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924), Şapka İnkılabı (25 Kasım 1925), Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması (30 Kasım 1925), Medenî Kanun’un kabulü (17 Şubat 1926) gibi düzenlemeler, kadın-erkek eşitliği, inanç grupları arasında ayrımcılığın (en azından hukuken) kaldırılması vb. adımları desteklemiştir.
Bu reform süreci, “toplumsal eşitlik” yolunda atılan ilk büyük adımları oluşturur. Dolayısıyla cumhuriyetin ilanı, bu sürecin tetikleyicisidir.
4.5 Temel Hürriyetlerin Genişletilmesi
- İlk Dönem (1923-1938): Atatürk dönemi reformlarında hedef, çağdaş ve laik bir hukuk devleti kurmaktı. Buna karşın çok partili düzene geçilemeyen bir ortam ve devrimleri koruma amaçlı uygulamalar nedeniyle bu hak ve özgürlükler tam anlamıyla genişlemiş sayılmaz.
- Çok Partili Hayata Geçiş (1946-1950): Bu dönemde partiler arası siyasi rekabet, basının daha serbest hareket edebilmesi, seçimlerin daha katılımcı olması gibi gelişmeler, temel hak ve özgürlüklerin zaman içinde daha da genişlemeye başladığını gösterir.
- 1961 ve 1982 Anayasaları: 1961 Anayasası, temel hak ve özgürlüklerde daha geniş çerçeve tanımış, 1982 Anayasası ise çeşitli kısıtlar ve sonrasındaki değişikliklere rağmen genel çerçeveyi korumuştur.
Yukarıdaki gelişmeler ışığında, “temel hürriyetlerin genişletilmesi” cumhuriyetin esas ruhuna uygun olmakla beraber, ilk günden itibaren tamamen hayata geçmiş bir durum değildir. Bu nedenle cumhuriyetin salt ilan edilişiyle doğrudan ve tam olarak ilişkilendirilmesi doğru olmaz; daha çok “gelişim süreci” içerisinde vücut bulmuştur.
5. Özet Tablo
Aşağıdaki tabloda, soruda geçen veya geçebileceğini varsaydığımız dört ifadenin “cumhuriyetin ilanı” ile ilişkilerini kısaca görebilirsiniz:
İfade | Cumhuriyet İlanı ile İlişkisi | Değerlendirme |
---|---|---|
İç işlerimize karışılmasının önlenmesi | Doğrudan ilişkilidir | Lozan Antlaşması ile zemin hazırlanmış, cumhuriyetin ilanı ile Türkiye’nin bağımsızlığı ve egemen devlet kimliği uluslararası arenada ve iç politikada pekişmiştir. |
Millî egemenliğin hâkim kılınması | Doğrudan ilişkilidir | TBMM’nin açılmasıyla başlayan ulusal egemenlik anlayışı, cumhuriyetin ilanıyla anayasada resmîleşmiş ve geri döndürülemez bir niteliğe kavuşmuştur. |
Toplumsal eşitliğin sağlanması | Dolaylı ama temeli cumhuriyetin ilanıyla atılmıştır | Cumhuriyet, ayrıcalıkları kaldırmayı ve halk egemenliğini esas aldığı için “eşitlikçi” bir uygulamaya kapı aralamıştır. Yasaların ve reformların zaman içinde geliştirilmesiyle desteklenmiştir. |
Temel hürriyetlerin genişletilmesi | Dolaylı (gelişen süreç) | İlk dönemde tam manasıyla gerçekleştirilmemiş, ilerleyen yıllarda çok partili hayat, mevzuat düzenlemeleri ve anayasalar aracılığıyla genişletilmiştir. Bu sebeple doğrudan hemen ilişkilendirmek zordur. |
Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere “temel hürriyetlerin genişletilmesi”, cumhuriyetin ilanıyla anında ortaya çıkan veya doğrudan sonuçlanan bir değişim değil; aksine yıllar içerisinde gelişim gösteren bir durumdur.
6. Sınav ve Test Bağlamında Cevaplama İpuçları
Öğrenciler, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ya da Sosyal Bilgiler derslerinde, cumhuriyetin ilanıyla ilgili sorularla sıkça karşılaşırlar. “Hangi sonuç doğrudan hangisi dolaylı?” şeklindeki sorular için dikkat edilmesi gereken noktaları şu şekilde özetleyebiliriz:
- Anayasal Değişiklik ve Yönetim Biçimi: Doğrudan etkiler, genellikle yeni yönetim biçimi, meclis ve cumhurbaşkanı seçimi gibi maddelerdir.
- Ulusal Egemenlik İfadesi: Cumhuriyet, “halkın kendi kendini yönetmesi” demektir. Dolayısıyla millet egemenliği en temel kazançtır.
- Uluslararası Tanınma: Bağımsızlık, Lozan Antlaşması ile tescil edilmişse de, cumhuriyetle bu egemenlik iyice vurgulanır. Dolayısıyla “içişlerine karışmama” prensibi desteklenir.
- Hak ve Özgürlükler: Uygulamada zaman ister. Cumhuriyetin ilanı bunun başlangıcı kabul edilebilir ancak mutlaka devam eden inkılap ve reformlarla somutlaşmıştır.
Sınavlarda “derhal”, “anında” veya “doğrudan” ifadesi geçiyorsa, “temel hürriyetlerin genişlemesi” gibi süreç gerektiren kavramlar yanlış şık olma eğilimindedir.
7. Diğer Tarihsel ve Hukuki Kaynaklar
- Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921): TBMM’nin açıldığı dönemden itibaren yürürlükte olan, egemenliği millete tanıyan ama cumhuriyeti açıkça ifade etmeyen anayasadır.
- 1924 Anayasası: Cumhuriyet ilanından kısa süre sonra hazırlanan bu anayasa, cumhuriyetin ilk anayasası sayılır ve millî egemenlik vurgusunu güçlendirir.
- Kanun-ı Esasi (1876): Osmanlı’nın ilk anayasasıdır, ancak mutlak monarşiden meşrutî monarşiye geçişi düzenler. Cumhuriyet ilkesine dair net bir hüküm içermez.
Bu metinlerin incelenmesi, cumhuriyet rejiminin ve temel hürriyetlerin zamanla nasıl şekillendiğini anlamaya yardımcı olur.
8. Soruya Resmî Cevap ve Kısa Özet
Soru: Tabloda verilen ifadelerden hangisi cumhuriyetin ilan edilmesi ile ilişkilendirilemez?
- İç işlerimize karışılmasının önlenmesi
- Toplumsal eşitliğin sağlanması
- Millî egemenliğin hâkim kılınması
- Temel hürriyetlerin genişletilmesi
Doğru Cevap: “4) Temel hürriyetlerin genişletilmesi.”
Açıklama: Çünkü temel hürriyetlerin genişletilmesi, cumhuriyetin hemen ilan edildiği gün tam olarak gerçekleşen bir durum değildir; sonraki dönemde yapılan reformlar (anayasa düzenlemeleri, çok partili yaşam vb.) ile uzun vadeli bir süreç olarak hayata geçirilmiştir.
9. Uzun Bir Özet Yaparak Konuyu Pekiştirme
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923), Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecinde başlayan Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanması ve Lozan Antlaşması’yla bağımsızlığın kazanılması, Türkiye’nin uluslararası arenada egemen bir devlet olarak tanınmasını sağlamıştır. Ancak yönetim biçimi konusunda hâlen ortak bir kabul gerekmekteydi. Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922) ile monarşik yönetim fiilen sona ermişti fakat devletin şeklini netleştirmek için 29 Ekim 1923’te gerçekleştirilen anayasal değişiklikle Türkiye’nin “hükümet biçimi”nin cumhuriyet olduğu açıkça belirtildi.
Bu ilan, Osmanlı hanedanına dayalı bir monarşinin yerine, halka dayalı bir yönetim biçiminin (cumhuriyetin) tesis edildiğini gösterir. Eş zamanlı olarak TBMM’nin yetkileri meşrulaştırılmış ve Mustafa Kemal Atatürk, TBMM tarafından ilk cumhurbaşkanı seçilmiştir. Cumhuriyetin ilanı, gerek iç politikada gerek dış politikada birkaç önemli sonucu beraberinde getirmiştir.
- Millî egemenlik ilkesi, meclisin varlığı ve cumhurbaşkanının seçimle belirlenmesi sayesinde pekişmiştir. Bu, dolaysız biçimde cumhuriyetin en temel niteliğidir.
- İçişlerimize karışılmasının önlenmesi, Lozan’dan aldığımız uluslararası tanınırlık çerçevesinde cumhuriyet rejiminin de getirdiği güçlü hükümet yapısıyla daha etkili olmuştur.
- Toplumsal eşitlik, Atatürk inkılaplarının hedefi olarak, özellikle ayrıcalıklı sınıfların kaldırılması, kadının toplumda yerinin iyileştirilmesi gibi süreçlerle desteklenmiştir. Cumhuriyetin ilanı, bu eşitlikçi bakışın yasal ve ideolojik temelini ortaya koymuş, ardından gelen hukuki ve sosyal reformlarla bu hedefin gerçekleşmesi yönünde adımlar atılmıştır.
- Temel hürriyetlerin genişletilmesi ise daha çok zaman isteyen, ilgili kanun düzenlemeleri, siyasî parti serbestisi, demokratik kurumların gelişimiyle mümkün olabilen süreçtir. Cumhuriyetin ilanı bunun altyapısını hazırlamış olsa da, ilanla aynı anda gerçekleşmiş veya köklü biçimde hayata geçmiş bir durum sayılamaz.
Dolayısıyla soru “Hangi ifade doğrudan ilişkili değildir?” dediğinde, “temel hürriyetlerin genişletilmesi” şıkkı öne çıkar. Çünkü bu hak ve özgürlüklerin genişliği, bir günde, bir anda değil uzun bir reform süreci sonucunda gelişmiştir. Osmanlı’dan gelen idari ve toplumsal yapının tamamen dönüştürülmesi, aynı zamanda savaş dönemi kısıtları ve inkılap ortamının hassasiyetleri düşünüldüğünde, anında gerçekleşmesi beklenemezdi.
Bu çerçevede, soruya verilecek doğru cevap “Temel hürriyetlerin genişletilmesi”dir.