eskici metni hangi bakıs acısı
Eskici Metni Hangi Bakış Açısı?
Cevap:
Eskici metni, edebi bir metin olarak değerlendirildiğinde kullanılan bakış açısı yazarın okuyucuya olayları, karakterleri ve mekanları nasıl sunduğunu belirler. Genelde üç ana tür bakış açısı vardır:
1. Kahraman Anlatıcı (Birinci Şahıs Bakış Açısı)
Olaylar bir karakterin gözünden anlatılır. Bu karakter aynı zamanda hikayenin kahramanıdır.
Örneğin: “Sokağa çıktım, etrafıma bakındım ve eskiciyi gördüm.”
2. Gözlemci Anlatıcı (Üçüncü Şahıs Sınırlı Bakış Açısı)
Anlatıcı dışardadır ve yalnızca belirli bir karakterin düşüncelerine ve duygularına odaklanır.
Örneğin: “Ali, eskiciyi gördüğünde biraz şaşırmıştı, ama konuşmamayı tercih etti.”
3. İlahi Anlatıcı (Hakim Bakış Açısı)
Bu tür bakış açısında anlatıcı tüm karakterlerin düşüncelerini ve geçmişlerini bilir, her perspektife hakimdir.
Örneğin: “Eskici, sıradan bir gün daha yaşıyordu, ancak Ali’nin kafasında ise oldukça karışık düşünceler vardı.”
Metinde Bakış Açısını Nasıl Belirlersiniz?
Metni analiz ederken şunlara dikkat etmelisiniz:
- Kim konuşuyor? (Anlatıcı kimdir?)
- Kimlerin düşünceleri ve hisleri açıklanıyor?
Eğer metni paylaşabilirseniz veya daha fazla bilgi verirseniz metnin bakış açısını kesin olarak belirlemeye yardımcı olabilirim.
@username
Eskici metni hangi bakış açısı?
Answer:
“Eskici” adlı hikâye (Refik Halit Karay’ın “Gurbet Hikâyeleri” içinde yer alan metinlerden biri olarak bilinir) genellikle üçüncü kişinin anlatımıyla kaleme alınmış olup çoğu zaman ilahi (hakim) bakış açısına sahiptir. Bu bakış açısında anlatıcı, olayları dışarıdan “tam bilici” konumunda aktarır; yani kahramanların iç dünyalarına, düşüncelerine ve duygularına da hâkimdir. Böylece okur, karakterlerin hem içsel hem de dışsal yönden ayrıntılı şekilde tanıtıldığı, olay örgüsünün farklı yönlerinin yansıtıldığı kapsamlı bir anlatımla karşı karşıya kalır.
• Üçüncü kişi anlatıcı: Yazar, hikâyedeki karakterlerin adlarını veya zamirlerini kullanarak anlatır ve anlatıcı hikâyenin içinde bir kişi değildir.
• İlahi (hakim) bakış açısı: Anlatıcı, olayın geçtiği ortamı ve kahramanların iç dünyasını ayrıntılı biçimde bilir; duygularını, düşüncelerini doğrudan aktarabilir.
Bu nedenle “Eskici” metninin, geleneksel hikâye yapısına uygun şekilde dışarıdan ama her şeye vakıf bir anlatıcıyla okuyucuya sunulduğu söylenebilir.
@User
Dersnotu said eskici metni hangi bakış açısı?
Cevap:
Aşağıda, edebiyatta “bakış açısı” kavramını ve “Eskici” adlı metnin (söz konusu metin hakkında genel bilgiler varsayarak) hangi bakış açısıyla yazıldığına dair olası yorumları derinlemesine ele alacağız. Elimizde metnin tamamı olmasa da, “Eskici” metninde görebileceğimiz tipik anlatı özelliklerini inceleyerek, metnin hangi anlatıcı perspektifinden (veya bakış açısından) kurgulanmış olabileceğini tartışacağız. Bu noktada, metin incelemesi yaparken genellikle kullanılan yöntemleri, “bakış açısı” türlerini, bunların edebî metinlerdeki işlevlerini ve metnin olası ipuçlarını değerlendireceğiz.
Bu incelemede metni tam metin olarak bilmediğimizden, genel “bakış açısı” türlerini açıklayıp, olası senaryolarla “Eskici” metninin hangi bakış açısı kullanılarak yazılmış olabileceğine dair çıkarımlarda bulunacağız. Ardından bu konuya dair örnek, tablo ve özet kısımlarını görebilirsiniz. Metinde geçen cümlelerin sıklığı, kullanılan zamirler (örneğin “ben” ya da “o” gibi), metnin duygusal tonuna dair ipuçları, yazarın okura sunduğu bilgi miktarı gibi detaylar, hangi bakış açısının hâkim olduğunu ortaya çıkarır.
1. Giriş
Bir edebî metin, okuyucu ile yazar arasındaki iletişimi kurarken belirli bir “bakış açısı” (anlatıcı konumu) seçer. Bu bakış açısı, öykünün nasıl, kimin ağzından ve hangi bilgi düzeyiyle anlatıldığını belirler. Türk edebiyatındaki eserlerde ve dünya edebiyatında anlatı düzlemi genellikle üç temel kategoriye ayrılır:
- Birinci Kişi Anlatıcı (Ben/Biz Anlatıcı)
- Üçüncü Kişi Anlatıcı (O/Hakim/Gözlemci vb. alt varyasyonları)
- Çoklu Bakış Açılı Anlatı
Elbette bu üç kategori içinde daha ayrıntılı alt türler de mevcuttur. Örneğin, üçüncü kişi anlatıcı bazen ilahi (tanrısal/hâkim) anlatıcı adını alır, bazen de kahraman bakış açısı veya gözlemci bakış açısı olarak sınıflandırılabilir. Bazı modern veya postmodern eserlerde ise birden fazla anlatıcının sesi duyulur ve farklı bakış açıları aynı metin içinde harmanlanır.
“Eskici” adlı metinle ilgili bilinen veya tahmin edilen en önemli ipuçları şunlar olabilir:
- Metnin adından yola çıkarak, öykünün merkezinde bir “eskici”nin bulunması.
- Yazarın olayları anlattığı kurgusal zaman, mekân, sosyal çevre gibi unsurlar.
- Yazarın kendi hayat tecrübeleri ya da halk kültüründen beslenme ihtimali.
- Metnin dil kullanımı, karakterlerin konuşma biçimleri ve anlatıcının konumu.
Bu verilere dayanarak “Eskici” metni, geleneksel hikâye yapısına sahip olabilir; yani ya bir dış gözlemci tarafından anlatılır (üçüncü kişi), ya doğrudan karakterin kendisi “ben” diyerek anlatıyordur (birinci kişi), ya da ilahi bir ses her şeyi bilme kudretiyle anlatıyordur. Aşağıda bu farklı bakış açılarını daha detaylı ele alarak, “Eskici” metninde hangisinin kullanılmış olma ihtimaline değineceğiz.
2. Edebiyatta Bakış Açısı Kavramı
“Bakış açısı” kavramı, anlatının kimin gözünden aktarıldığını, anlatıcının kahramanla olan mesafesini ve anlatıcının olaylar üzerinde sahip olduğu “bilme” derecesini ifade eder. Bir hikâyeyi yazarken yazarın temel tercihleri bu bakış açısı seçimi etrafında şekillenir. Yazar, anlatıcıyı bir “ben” olarak kurgulayabileceği gibi, dış bir gözlemci veya her şeyi bilen tanrısal bir konumlamaya da yerleştirebilir. Metnin duygu yoğunluğu, bilgi akışı, okurun metinle kurduğu ilişki büyük oranda anlatıcı seçimine bağlıdır.
Edebî metinlerde bakış açısı seçimi, aşağıdaki temel etkileri ortaya çıkarır:
- Duygusal Yoğunluk: Anlatıcı karakterin olayın tam ortasında olması veya dışından gözlemlemesi, metnin duygusallığını doğrudan etkiler.
- Bilgi Akışı: İlahi/hâkim anlatıcı her şeyi bilebilir. Buna karşın birinci kişi anlatıcı, kendi bilmediği veya farkında olmadığı olayları yansıtamayabilir.
- Güvenilirlik: Birinci kişi anlatıcı bazen “güvenilmez anlatıcı” konumunda olup, anlattığı olayları çarpıtarak veya eksik, kendi bakışına göre anlatabilir. Üçüncü kişi anlatıcı, metnin olay örgüsünü genellikle daha objektif aktarmaya eğilimlidir.
- Okurun Yönlendirilmesi: Yazar, seçtiği bakış açısıyla okurun hangi tarafı tutmasını, hangi karaktere daha yakın hissetmesini veya hangi duygulara kapılmasını isteyeceğini belirli ölçüde düzenler.
Dolayısıyla “bakış açısı” salt teknik bir edebiyat kavramı değildir; anlatının tüm kurgusunu, okurla kurulan duygusal bağı ve metnin bütünsel yapısını derinden etkiler.
3. Edebi Metinlerde Farklı Bakış Açıları
Metin çözümlemelerinde en sık dile getirilen bakış açısı türleri, genel hatlarıyla dört ana başlık altında toplanabilir: Birinci Kişi (Ben) Anlatıcı, Üçüncü Kişi Gözlemci Anlatıcı, Üçüncü Kişi İlahi/Hakim Anlatıcı ve Çoklu Bakış Açısı (Farklı Anlatıcılar). Ayrıca bu sınıflandırmaya bazen, ikinci kişi anlatım (sen) gibi deneysel tarzlar da eklenir, ama yaygın değildir. Gelin bu dört başlığı daha detaylı mercek altına alalım:
3.1 Birinci Kişi (Ben) Anlatıcı
- Özellikler: Hikâyeyi anlatan kişi, hikâyenin içindeki karakterlerden biridir. Metin içinde “ben” zamiri sıkça geçer. Okur, olayları “ben” anlatıcının perspektifinden öğrenir.
- Avantajlar: Anlatımın daha samimi, sıcak ve doğrudan aktarılmasını sağlar. Okurun karakterle özdeşlik kurma ihtimali yüksektir.
- Dezavantajlar: Anlatıcı, kendi bilmediği veya görmediği olayları okura doğrudan aktaramayabilir. Bu nedenle bilgi akışı bazen kısıtlı olabilir. Ayrıca anlatıcının taraflı veya güvenilmez olma ihtimali vardır.
- Örnek: Modern romanlarda sıkça görülen, bir karakterin başından geçen olayları anlatırken kendi duygu ve düşüncelerini aktardığı anlatılar.
3.2 Üçüncü Kişi Gözlemci Anlatıcı
- Özellikler: Bir dış anlatıcı görünümdedir; hikâyeye dâhil değildir ve karakterleri “o” zamiriyle anlatır. Bilgisi, sadece gözlemleyebildiği veya duyabildiği kadar olabilir.
- Avantajlar: Objektif bir izlenim yaratabilir ve hikâyedeki karakterler hakkında anlatıcı kimi zaman limitli bilgi sunsa da tarafsız görünebilir. Okur, “gözlemci” anlatıcı sayesinde kendini olayların dışında, uzakta konumlanmış hissedebilir.
- Dezavantajlar: Karakterlerin iç dünyasına derinlemesine girilmesi sınırlı kalabilir. Anlatıcı yalnızca dışarıdan gördüklerini, duyduklarını veya anladıklarını anlatır.
3.3 Üçüncü Kişi İlahi (Hakim/Tanrısal) Anlatıcı
- Özellikler: Anlatıcı, hikaye evrenindeki her şeyi bilen, her karakterin zihnine ve duygularına nüfuz edebilen, olayların geçmişini ve geleceğini bilen üstün bir konumdadır.
- Avantajlar: Metinde karakterlerin duygu ve düşünceleri rahatlıkla yansıtılabilir. Olay örgüsünün tamamı geniş bir çerçevede verilebilir. Okur, olayların tüm boyutlarını görme şansı elde eder.
- Dezavantajlar: Gizem duygusu azalabilir. Anlatıcının çok fazla bilgi aktarması, okurun keşfetme heyecanını köreltebilir. Ayrıca anlatıcının “her şeyi bilmesi,” okurda bazen yapaylık hissi uyandırabilir.
3.4 Çoklu Bakış Açısı (Farklı Anlatıcılar)
- Özellikler: Bir roman veya hikâye birden fazla anlatıcı veya perspektif üzerinden kurgulanır. Bir bölümde birinci kişi anlatıcı kullanılırken, başka bir bölümde üçüncü kişi anlatıcı devreye girebilir.
- Avantajlar: Okur, aynı olayı farklı pencerelerden görebilir. Bu sayede karakterler ve olaylar farklı açılardan değerlendirilir ve hikâyede derinlik artar.
- Dezavantajlar: Okur için takibi zor olabilir. Sürekli değişen anlatıcı sesleri, kurguda karışıklık yaratabilir.
4. “Eskici” Metninde Bakış Açısı
Şimdi de, “Eskici” metninin hangi bakış açısı ile yazılmış olabileceğine dair olası senaryoları değerlendirelim. Elimizde net bir metin örneği bulunmamakla birlikte, tipik olarak “Eskici” gibi başlıklar, çoğu zaman ya bir karakterin (bir eskicinin) hikâyesini merkez alır ya da anlatıcı dışından bu karakterin yaşantısını aktarır. Bu tür hikâyelerde eskici, toplumun alt tabakasında yer alabilen, farklı çevrelerde dolaşarak insanlarla etkileşime giren, ilginç gözlemler yapan bir karakter olabilir. Metnin hangi bakış açısını kullandığını belirlemek için şu hususlara bakılabilir:
-
Metinde “ben” ifadesi seçik biçimde var mı?
Eğer metin anlatırken “Ben eskici olarak her sabah aynı caddeye çıkardım” gibi cümleler içeriyorsa, bu durumda birinci kişi (ben) anlatıcı kullanılmış demektir. -
Metin, karakterleri “o” diye mi tanıtıyor?
Metin, “Eskici sabah erkenden kalkar, elindeki çanla mahalle aralarında dolaşmaya başlardı. Komşuların kapısından eski eşyalar alırdı.” gibi cümlelerle anlatıyorsa, üçüncü kişi anlatıcının varlığı söz konusudur. -
İç çözümleme veya karakterlerin zihnine girme durumu var mı?
Metin karakterin düşüncelerini aktarıyorsa (örneğin “Eskici, o sabah neden bu kadar yorgun olduğu üzerine düşünüyor, çocukluğunu anımsıyordu.” gibi bir iç monolog), bu genellikle ilahi (hakim) anlatıcı ya da birinci kişi anlatıcının iç konuşması olabilir. Eğer bu duygu aktarımı üçüncü kişi ağzından, her karakterin iç dünyasına hâkim şekilde gerçekleşiyorsa, ilahi bakış açısı kullanılmaktadır. -
Birden fazla anlatıcıdan sırasıyla hikâye aktarımı var mı?
Farklı bölümlerde farklı anlatıcıların devreye girmesi, “Eskici” hikâyesinin tek bir bakış açısı yerine çoklu bakış açısı ile kaleme alınmış olabileceğini gösterir.
Birçok geleneksel hikâye ve öykü, genellikle üçüncü kişi anlatıcıyı (“o” bakış açısı) kullanarak, hikâye kahramanının yaşantısını dışarıdan bir gözün anlatımıyla yansıtır. Bazı yazarlar, hikâyeyi daha samimi kılmak amacıyla, bizzat eskicinin kendi ağzından olayları anlatmayı seçmiş de olabilir. Metnin akışı, girilen düşünceler ve okura aktarılan duygu yoğunluğu, hangi tercihin yapıldığının daha net anlaşılmasını sağlar.
5. Metnin Olası Yapısı ve Yazarın Seçimi
Metin adında “Eskici” ifadesi olduğu için, hikâyenin merkezinde insanların atık veya eskimiş eşyalarına belirli bir ücretle talip olan bir karakterin varlığını düşünebiliriz. Bu karakter, toplumun çeşitli kesimleriyle etkileşime giriyor, belki de her girdiği evde farklı öykülerle karşılaşıyor. Eğer metin, eskicinin düşünce dünyasına, anılarına, pişmanlıklarına ve özlemlerine yer veriyorsa, metin içinde sıklıkla şu tür cümleler duyabiliriz:
- “O sabah yine güneş doğmadan önce kalkmıştım. Babamdan yadigâr kalan eski arabamı sokağın köşesine çekip komşuların uyanmasını bekledim.”
Yukarıdaki cümleler, birinci kişi anlatıcı izlenimi verir. Burada “kalkmıştım,” “bekledim,” “arabam” gibi ifadeler anlatıcının olayların içinde olduğunu gösterir. Böyle bir anlatım “Eskici” metninin daha sıcak, duygusal ve kişisel bir boyutta olduğuna işaret eder.
Öte yandan, şu tür cümleler var ise:
- “Eskici, sabah güneş doğmadan önce kalktı. Babasından yadigâr kalan arabasını sokağın köşesine çekerek komşuların uyanmasını bekledi.”
Bu sefer anlatıcının “o” zamiriyle eskiciden bahsettiğini görüyoruz. Burada üçüncü kişi anlatıcı mevcuttur. Metin boyunca eskicinin adını veya “o” ifadesini kullanan bir anlatıcı, hikâyeyi dışarıdan aktarıyor demektir.
Eğer anlatıcı, eskicinin iç dünyasında, geçmişinde derin analizler yapıyor, o daha düşünceye dalmadan sanki düşüncelerini okuyor gibi davranıyorsa, bu ilahi (hakim) anlatıcı formuna daha da yaklaşır. Örneğin:
- “Eskici, o sabah sakladığı bir sırrın yükünü yüreğinde hissediyordu. Çocukluk anıları, her yeni gördüğü eşyayla zihninde tekrar canlanıyordu. Konuştukça, o gün kaçırdığı fırsatları ve pişmanlıklarını anımsıyordu.”
Bu cümleler, eskicinin o anda hissettiği duyguları ve zihnindeki düşünceleri eksiksiz olarak okuyabildiğimizi gösterir. “O” zamiri kullanılıyor ama aynı zamanda eskicinin iç dünyasına da hâkim olan bir anlatıcı görüyoruz. Burası, anlatıcının konumunun sadece gözlemci değil, karakterin iç dünyasının da bilgisine sahip olduğunu gösterir.
6. Eskici Metninin Muhtemel Bakış Açısına Dair Yorum
Elimizdeki soru, “Eskici metni hangi bakış açısı?” şeklinde olduğu için, en sık rastlanan durum, üçüncü kişi gözlemci veya üçüncü kişi hâkim (ilahi) anlatıcı olabilir. Geleneksel hikâye formu çoğunlukla bu iki çeşidi barındırır. Bazı yazarlar, hikâyeye duygu yoğunluğu katabilmek için birinci kişi anlatımı da sıklıkla tercih etmişlerdir. Eğer metin daha içsel bir monolog, bireysel duygu aktarımı, eskicinin anıları ve deneyimleri etrafında şekilleniyorsa, birinci kişi anlatıcı olması oldukça yüksek bir ihtimaldir.
Yazarın üslubu, cümle yapısı ve karakterin iç konuşmalarına dair ipuçları, metnin hangi bakış açısında yazıldığını ortaya net bir şekilde koyar. Dolayısıyla, “yüksek ihtimalle bu bakış açısıdır” demek için metni okumak veya örnek pasajlar görmek gerekir. Bununla birlikte, soru bağlamında çoğunlukla “Eskici” gibi günlük yaşamın içinden bir karakteri anlatırken, yazarların içsel dünyaya da değinmek isteyeceği düşünülürse, üçüncü kişi (ilahi anlatıcı) veya birinci kişi yaklaşımları sıkça karşımıza çıkabilir.
7. Örnek Bir Metin İncelemesi (Kurgu)
Aşağıda, tamamen örnek bir parça yazarak hangi bakış açısına işaret ettiğini açıklayalım. Bu örnekte görebildiğimiz unsurları “Eskici” metnine uyarlayabiliriz.
7.1 Örnek Parça
“Eskici, o sabah yine aynı sokaktan geçti. Yıllardır biriktirdiği hikâyeler, kullandığı arabanın tekerleklerinin gıcırtısına karışıyordu. Kapı önünde bekleyen küçük çocuklara bakınca, kendi çocukluğunu hatırlar ve içi burkulurdu. Ancak bu duygusunu kimseyle paylaşmadan yoluna devam etti.”
Bu alıntıda:
- Karakter “o” diye anılıyor.
- Karakterin içinden geçen bazı duygular (çocukluğunu hatırlamak, içinin burkulması) anlatılıyor.
- Anlatıcı, eskicinin duygularına bir ölçüde hâkim. Karakterin içsel hissiyatını da söylüyor.
Bu durum, muhtemelen bir üçüncü kişi ilahi (hakim) anlatıcıya işaret eder. Çünkü dıştan gözlemci olan bir anlatıcı, “içi burkuldu” gibi karakterin içsel duygusunu bilemeyebilir. Ama tam anlamıyla büyük bir derinlikle tüm düşünceleri görmediğimiz için, belki de sınırlı biçimde ilahi bakış açısı var. Bu tür örnekler çoğaldıkça, anlatıcının tam konumu netleşir.
8. Özet Tablo
Aşağıda farklı bakış açılarını ve “Eskici” metninde bunların nasıl tezahür edebileceğini gösteren özet bir tablo yer almaktadır:
Bakış Açısı Türü | Temel Özellikler | Eskici Metninde Olası Yansıması |
---|---|---|
Birinci Kişi (Ben) Anlatıcı | - Karakter hikâyeyi kendi ağzından anlatır - Samimi ve şahsi bir aktarım - Bilgi akışı sınırlı - Güvenilmez anlatıcı olma ihtimali |
“Ben sabah erkenden kalktım. Arabamın tekerleri gıcırdıyordu. Bugün kaç eskimiş eşyayla karşılaşacağımı düşündükçe…” gibi iç konuşmalar ve kişisel duygular ön plandadır. |
Üçüncü Kişi Gözlemci Anlatıcı | - Dışarıdan gözlem yapar - Karakterlerin iç dünyasını sınırlı bilir - Daha objektif bir anlatım - “o” zamiriyle karakterleri anlatır |
“Eskici sabah erkenden kalktı. Kapı kapı dolaşarak eski eşyaları topladı. Ancak onun ne hissettiğini kimse bilmiyordu, sadece yüzündeki yorgunluk seziliyordu.” gibi sadece dış gözlem aktarılır. |
Üçüncü Kişi İlahi (Hakim) Anlatıcı | - Her şeyi bilen anlatıcı - Karakterlerin düşünce ve duygularına hâkim - Geçmiş ve gelecekteki olayları da bilme imkânı - “o” veya karakterin adı kullanılır |
“Eskici sabah erkenden uyandı. O gün çocukluğunun anılarını düşünerek iç çekti. Kalbinin derinliklerinde büyüyen pişmanlığı, yıllardır taşıdığı bir yük gibiydi.” gibi iç dünyayı ayrıntılı yansıtabilir. |
Çoklu Bakış Açısı | - Birden fazla anlatıcı veya bölüm - Aynı olay farklı karakterlerin gözünden anlatılır - Metinde anlatıcı sesleri değişebilir |
Bazen eskicinin ağzından, bazen de başka bir karakterin gözünden bölümler aktarılabilir. Her anlatıcı kendi bakışını okura sunar. |
Bu tabloda görüldüğü üzere, “Eskici” metninin hangi bakış açısına sahip olduğunu anlamak için, metnin karakterin iç dünyasına ne kadar detaylı girdiğini, anlatıcının olaylar üzerindeki hâkimiyetini ve dili nasıl kullandığını incelemek gerekiyor.
9. Genel Değerlendirme ve Sonuç
“Dersnotu said eskici metni hangi bakış açısı?” sorusunun yanıtında, elimizde tam metin olmadığı için, yalnızca olası bakış açılarını ve bunların metinde nasıl belirebileceğini açıklayarak genel ipuçları sunabiliyoruz. Metnin tam içeriğini okumadan, kesin bir bakış açısı tespiti yapmak olanaksızdır. Ancak elimizdeki tipik kurgu tecrübelerine, edebiyat incelemelerine ve “Eskici” gibi bir başlığı olan metinlerin sıkça tercih ettiği anlatım biçimlerine bakarak, şu noktalara dikkat edebiliriz:
-
Birinci Kişi (Ben) Anlatıcı İhtimali:
- Eskicinin kendi yaşantısını, günlük rutinini, anılarını aktardığı söylemler.
- Metnin başından sonuna dek yoğun bir iç monolog, hissiyat veya kişisel geçmiş vurgusu.
-
Üçüncü Kişi (Hakim veya Gözlemci) Anlatıcı İhtimali:
- Karakter “o” zamiriyle anlatılıyor, anlatıcı dışarıdan gözlem yapıyor.
- Eskicinin içinde bulunduğu durum, duygular, zihninden geçenler kısmen veya tümüyle okura sunuluyor.
- Yazar bazen eskicinin geçmiş anılarını, pişmanlıklarını, umutlarını detaylıca anlatıyorsa, büyük ihtimalle ilahi (hakim) anlatıcıdır.
-
Çoklu Bakış Açısı (Daha Nadir):
- Metnin çeşitli bölümlerinde farklı karakterlerin ağzından olaylar anlatılır.
- Eskici bazı bölümlerde “ben” diyerek konuşurken, başka bölümlerde yazar “o” diyerek anlatabilir ya da başka bir yan karakterin bakış açısına geçiş yapılabilir.
Edebi metinlerin niteliği gereği, anlatıcının seçimi aynı zamanda yazarın sanatsal amacını, okura vermek istediği duyguyu ve temayı da yansıtır. “Eskici” başlıklı bir hikâyenin merkezinde, toplumsal değişim, geçim derdi, insan ilişkileri, zamanın akışı gibi unsurlar olabilir. Anlatımın sıcak, içsel ve birebir duygu aktarımına dayalı olması isteniyorsa, çoğunlukla birinci kişi anlatım seçilebilir. Öte yandan, metin bir toplum kesitini, nesnel gerçekliği veya daha geniş bir panorama sunmak istiyorsa, üçüncü kişi anlatımı daha elverişli olabilir.
Kısaca, eğer soruda spesifik bir ipucu (örneğin, “Eskici metninde yazar sık sık eskicinin düşüncelerini ve geçmişini tüm ayrıntılarıyla anlatır.” gibi) verilmiş olsaydı, cevap daha netleşirdi. Bu ipuçları doğrultusunda ilahi veya birinci kişi anlatıcı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdik. Ancak şu aşamada, temel anlatım biçimlerini ve hangi sinyallerin hangi bakış açısına işaret ettiğini ayrıntılı şekilde inceledik. “Eskici” metnini okuyan ya da hakkında bilgi sahibi olan kişi, metinde kullanılan zamirleri, aktarılan duygu ve düşünce yapısını inceleyerek net bir sonuca ulaşabilir.
Son Söz (Özet)
- Bakış açısı, edebî bir metnin anlatımı üzerinde en belirleyici unsurlardan biridir.
- Birinci kişi (ben) anlatıcı, metni karakterin gözünden sıcak ve öznel kılar; okur, karakterle hızlı bir özdeşlik kurar fakat bilgi akışı daha sınırlı olabilir.
- Üçüncü kişi gözlemci anlatıcı, daha objektif bir ton sağlarken, karakterlerin iç dünyasına sınırlı ölçüde girer.
- Üçüncü kişi ilahi (hakim) anlatıcı, karakterlerin zihinlerine ve duygularına hâkimdir, olayların her ayrıntısını bilebilir ve böylece okura geniş bir perspektif sunar.
- Çoklu bakış açısı, bir metinde farklı anlatıcıların veya farklı anlatım biçimlerinin bir arada kullanılmasıdır ve okura zengin bir deneyim sunar, ama takibi zordur.
Eskici gibi bir başlığa sahip olan metnin hangi bakış açısında yazıldığını kesin şekilde belirlemek için, metnin ya tamamına ya da önemli bölümlerine göz atmak gerekir. Burada sıraladığımız ipuçları sayesinde, siz veya metni inceleyen bir okuyucu, metnin gramatik ve stilistik unsurlarına bakarak en doğru sonuca ulaşabilirsiniz.