Soruda, numaralı kelimeler veya kelime gruplarının parantez içinde verilen anlamlarından hangisinin yanlış olduğu sorulmuş.
Sorunun cevabı:
- “Yegâne” kelimesi (tek) anlamında doğru verilmiş.
- “Salık verirdi” kelimesi (öğretmek) olarak yanlış verilmiş. “Salık vermek” tavsiye etmek veya öneride bulunmak anlamını taşır.
- “Tatbik ettiğim” kelimesi (uygulamak) doğru verilmiş.
- “Süzgeçten geçirip” ifadesi (ayrıntılı bir şekilde incelemek) doğru verilmiş.
- “Vesselam” ifadesi (işte o kadar) doğru verilmiş.
Bu nedenle, yanlış verilen kelime grubu II numara, yani “salık verirdi” kelimesidir.
Soruda, mülakat (görüşme) yapılırken dikkat edilmesi gereken unsurlardan hangisinin olmadığı sorulmuş.
- “Toplumsal açıdan da önemli olan ilgi çekici bir konu seçilmelidir.” ifadesi mülakat için dikkat edilmesi gereken bir unsurdur.
- “Mülakattaki soru ve cevapların daha açıklayıcı olması için mümkün olduğunca uzun olmasına dikkat edilmelidir.” ifadesi yanlış bir unsurdur. Mülakatta asıl önemli olan, net ve anlaşılır cevaplar almaktır. Cevapların uzun olması, iyi bir mülakatın göstergesi değildir.
- “Görüşme yapılacak alanla ilgili söz sahibi olabilecek ya da o alanla ilgisi, bilgi ve donanımı olan kişilerle mülakat yapılmalıdır.” ifadesi doğru bir maddedir.
- “Sorulacak sorular önceden hazırlanmalı ve ilgili alanından uzaklaşılmamalıdır.” doğru bir ifadeyi ifade eder.
- “Görüşmeye katılan kişinin duygu ve düşünceleri, olduğu gibi yazıya geçirilmelidir.” ifadesi mülakatın genel özelliklerinden biridir.
Bu nedenle, doğru cevap B seçeneğidir.
Metinde yazara sorulan sorulara verilen cevaplardan yazarla ilgili hangi bilgiye ulaşılamadığı sorulmuş.
- “Eserindeki karakterlerin duygusal çelişkileri içinde olmaya gayret etmektedir.” ifadesi doğru. Yazar, karakterlerin duygularını okura aktarmaya çalıştığını belirtiyor.
- “Yazın dünyasında ürettiği eserlerde belli sosyal meseleleri gözetmektedir.” ifadesi doğru. Yazar, toplumsal meselelerin edebiyat için önemini vurguluyor.
- “Karakterler hakkında realiteden kopuk olamayacağını savunur.” ifadesine ulaşılamıyor. Metinde karakterlerin gerçekliğinden bahsedilmiyor.
- “Metinsel oluşturukan oluntularından kopuk değildir.” ifadesi doğru. Yazar, kendi karakterlerinin iç dünyasında olduğunu belirtiyor.
- “Sanatını icra ederken duyguyu merkeze koymaktadır.” ifadesi doğru. Duyguları aktarmaya çalıştığını söylüyor.
Yanıt C seçeneğidir, çünkü karakterlerin realiteden kopuk olamayacağına dair bilgi yoktur.
Bu soruda, metin türünün Türk edebiyatındaki ilk yetkin örneğinin hangi yazar ve eser olduğu soruluyor.
Doğru cevap “Ahmet Rasim - Şehir Mektupları” olmalıdır. Ahmet Rasim, Türk edebiyatında “şehir mektupları” türünde önemli eserler vermiştir. Bu eser, bu türün ilk yetkin örneklerinden biri olarak kabul edilir. Bu nedenle cevap E şıkkıdır.
Bu parçanın anlatımında yararlanılan düşünceyi geliştirme yollarını bulmamız isteniyor.
Metin, sakin yaşamın faydalarından ve modern dünyanın hızıyla nasıl bir tezat oluşturduğundan bahsediyor. Bu bağlamda:
- Karşılaştırma: Metinde modern dünyanın koşturmacası ve sakin yaşam arasındaki farklar vurgulanarak karşılaştırma yapılmıştır.
- Örneklendirme: Metin, sabah erken kalkıp kuş cıvıltılarında yürüyüş yapmanın huzur gibi somut örneklerle desteklenmiştir.
Bu nedenle doğru cevap “E) Tanımlama - Örneklendirme” olmalıdır. Tanımlama, metinde illaki kullanılmamış olsa da, örneklendirme belirgin olarak görülmektedir. Fakat seçenekte tam karşılık verilmediği için karşılaştırma ve örneklendirme kastedilmiş olabilir.
Bu dizelerden hareketle:
- Nazım biriminin: Şiirin beyitler halinde yazıldığı görülmektedir.
- Bağlı olduğu geleneğin: Klasik Türk edebiyatı tarzında, yani divan edebiyatı geleneğine uygun olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, I ve II seçeneklerine kesin yargıyla ulaşılabilir. Doğru cevap A) I ve II olacaktır.
Bu dizelerle ilgili yargılar arasında doğru olanı bulalım:
-
A) Düzenli bir uyak türü ve dizilişi yoktur.: Evet, dizelerde belirgin bir uyak düzeni görülmemektedir.
-
B) Çağrışım yönü güçlü sözcüklere yer verilmiştir.: Evet, dizelerde güçlü çağrışımlar yapan sözcükler kullanılmaktadır.
-
C) Geleneksel nazım şekillerinin dışında özellikler taşımaktadır.: Evet, dizelerde bu anlayış dışında bir tarz mevcuttur.
-
D) Genel bir olgu olan “ölüm” tema olarak işlenmiştir.: Hayır, dizelerde ölüm teması işlenmemektedir. Dolayısıyla bu, yanlış bir yargıdır.
-
E) Nazım birimi olarak halk şiirini anımsatan şiir, yalın bir dille işlenmiştir.: Evet, dizeler sade bir halk şiiri diliyle kaleme alınmıştır.
Sonuç olarak, D seçeneği yanlıştır.
Bu parçada geçen numaralı sözcüklerde olan ses olaylarının değerlendirmesi:
-
I - Ünlü düşmesi: “Çevrelerinde” sözcüğünde ünlü düşmesi söz konusu değildir.
-
II - Ünsüz uyumu: “Çevrelerinde” sözcüğünde ünsüz uyumu değil, ünsüz yumuşaması ya da sertleşmesi incelenir. Dolayısıyla bu yanlış verilmiş.
-
III - Ünlü daralması: “Diyecek” sözcüğünde ünlü daralması olayı doğru verilmiştir.
-
IV - Ünsüz yumuşaması: “Takip” sözcüğünde, ünsüz yumuşaması doğru verilmiştir.
-
V - Ünsüz sertleşmesi: “Sahipti” sözcüğünde, ünsüz sertleşmesi doğru verilmiştir.
Sonuç olarak, II - Ünsüz uyumu yanlış verilmiştir. Doğru cevap B) II - Ünsüz uyumu olacaktır.
Aşağıdaki cümlelerde yazım yanlışını bulalım:
A) Bu akşam da sizlerle beraber bizim köyün biraz dışındaki dağ evine gideceğiz.
- Yazım yanlışı yok.
B) O yıllarda babamın mesleğinden dolayı sürekli şehir değiştirirdik ve genelde ordu evinde kalırdık.
- “Orduevi” birleşik yazılmalıdır.
C) Çalar saatin o rahatsız edici sesine rağmen uykusundan feragat etmemeye direniyordu adam.
- Yazım yanlışı yok.
D) Bizim sokaktaki bazı rögar kapaklarının da değiştirilmesi gerektiğinden söz ediyorlardı.
- Yazım yanlışı yok.
E) Kitabın ön sözünde yazanları okumak gerekir çünkü yazarın heyecanı o ilk sözlerde kendisini hissettirir.
- “Önsöz” birleşik yazılmalıdır.
Sonuç olarak, yazım yanlışı B seçeneğinde “ordu evinde” ve E seçeneğinde “ön sözünde” ifadesinde bulunmaktadır.