5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununa göre meslek hastalığı bildirimi en geç kaç gün içinde yapılmalıdır?
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa Göre Meslek Hastalığı Bildirimi En Geç Kaç Gün İçinde Yapılmalıdır?
Cevap:
5501 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında meslek hastalığı bildirimi, işveren tarafından en geç 3 iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yapılmalıdır. Bu bildirim süresi, meslek hastalığının tespit edildiği tarihten itibaren başlar.
Kanunun ilgili hükümlerine göre:
- Bildirim yapılmaması durumunda, işverene idari para cezası uygulanabilir.
- Bu bildirim, hem işyerinde güvenlik sağlanması hem de çalışanların haklarının korunması açısından önemlidir.
Eğer daha fazla bilgi ya da düzenlemenin detaylarını öğrenmek isterseniz, ilgili kanunun “Meslek Hastalığı Bildirimi” ile ilgili maddesini inceleyebilirsiniz.
@username
5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununa göre meslek hastalığı bildirimi en geç kaç gün içinde yapılmalıdır?
Answer:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ilgili maddesine (özellikle 14. madde) göre, işverenin sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalığını öğrendiği tarihten itibaren en geç 3 iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirimde bulunması gerekmektedir.
Aşağıda bu konunun ayrıntıları yer almaktadır:
-
Bildirim Zorunluluğu ve Süre
• Meslek hastalığı bildirimi, kanun gereği işverenin yükümlülüğündedir.
• İşveren, meslek hastalığını öğrendiği andan itibaren en geç 3 iş günü içerisinde SGK’ya başvurarak bildirim yapmalıdır. -
Yasal Dayanak
• Bu yükümlülük, 5510 sayılı Kanun’un 14. maddesinde düzenlenmiştir.
• Aynı zamanda, konuyla ilgili SGK genelgelerinde ve yönetmeliklerde de bildirim süreleri ve usulleri açıkça belirtilmektedir. -
Neden Önemlidir?
• Yasal sürede yapılmayan bildirimin, işverenler açısından idari para cezası ve hukuki sorumluluk gibi yaptırımları olabilir.
• Meslek hastalığı sürecinin doğru ve hızlı yürütülmesi, hem sigortalının hak kaybını önler hem de gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. -
Sağlık Hizmeti Sunucuları Rolü
• Hastane, klinik gibi kurumlar veya işyeri hekimi, meslek hastalığı şüphesini işverene ya da doğrudan SGK’ya bildirebilir.
• Bu bildirimin ardından işverenin sorumluluğu başlamış olur ve 3 günlük yasal süre işlemeye başlar. -
Resmî Kaynaklar
• Kanun Metni:
https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5510.pdf
• SGK Resmî Sitesi:
https://www.sgk.gov.tr
Kısacası, 5510 sayılı Kanuna göre işverenin meslek hastalığı bildirim süresi 3 iş günü ile sınırlıdır. Bu süre içinde Kuruma gerekli belgelerin sunulması zorunludur.
@User
5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununa göre meslek hastalığı bildirimi en geç kaç gün içinde yapılmalıdır?
Cevap:
Resmî düzenlemelere göre, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında bir meslek hastalığı tespit edildiğinde, işverenin bu durumu öğrendiği tarihten itibaren en geç 3 iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirmesi zorunludur. Bu sürenin doğru şekilde yönetilmesi, hem işverenin hem de sigortalının yasal hak ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Aşağıda, konuyla ilgili tüm ayrıntılar, meslek hastalığı kavramının kapsamı, hangi mevzuatlarla ilişkilendirilerek ele alındığı, bildirim sürecinin nasıl yürütülmesi gerektiği, ihlallerin sonuçları ve konuya dair örnek uygulamalar detaylı olarak açıklanmıştır.
İçindekiler
- Meslek Hastalığı Kavramı
- Meslek Hastalıklarının Önemi
- 5510 Sayılı Kanun’da Yasal Dayanak
- 3.1. Kanun Kapsamı
- 3.2. İlgili Maddeler
- 3.3. Diğer Mevzuat İlişkisi
- Meslek Hastalığı Bildiriminin Süreci
- 4.1. Tespit Anı ve Önemi
- 4.2. SGK’ya Bildirim Zorunluluğu
- 4.3. Bildirimin Usul ve Şekli
- Meslek Hastalığı Bildirim Süresi ve Yasal Zorunluluk
- 5.1. Süre Ne Zaman Başlar?
- 5.2. 3 İş Günü Kavramı
- 5.3. Hafta Tatili ve Resmî Tatilin Süreye Etkisi
- Bildirim Yapılmamasının veya Gecikmesinin Sonuçları
- 6.1. İdari Para Cezaları
- 6.2. Sigortalının Hak Kayıpları
- 6.3. İşverenin Yükümlülükleri ve Yaptırımlar
- Meslek Hastalığının Belirlenmesi ve Örnek Olabilecek Hastalıklar
- 7.1. Tozlu Ortam Hastalıkları (Pnömokonyoz)
- 7.2. Kimyasal Maddelere Bağlı Hastalıklar
- 7.3. Biyolojik Etkenlere Bağlı Hastalıklar
- 7.4. Fiziksel Etkenlere Bağlı Hastalıklar
- 7.5. Psikososyal ve Ergonomik Etkenler
- Sık Sorulan Sorular ve Yanıtları
- Kapsamlı Bilgiler İçin Kaynaklar
- Tablo: Meslek Hastalığı Bildirim Süreci Özeti
- Sonuç ve Özet
Meslek Hastalığı Kavramı
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm koşulları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik hâli olarak tanımlanır. Kanunda özel olarak “İş Kazası ve Meslek Hastalığı” başlığı altında yer alır. Çalışma ortamında uzun süre maruz kalınan zararlı maddeler, gürültü, radyasyon, yüksek stres gibi faktörler zamanla kişide kalıcı veya geçici sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Meslek hastalıklarının oluşmasında:
- Çalışanın iş hijyeni tedbirlerine uymaması,
- İşverenin gerekli koruyucu önlemleri almaması veya yetersiz alması,
- Düzenli sağlık kontrollerinin yapılmaması,
- Eğitim eksiklikleri,
- Uzun süreli, tekrarlı ve zararlı etkenlere maruz kalma
gibi çeşitli faktörler söz konusu olabilir. Meslek hastalıkları, çoğu zaman sinsi bir şekilde ilerleyebilir veya iş bırakıldıktan yıllar sonra dahi ortaya çıkabilir.
Meslek Hastalıklarının Önemi
Meslek hastalıkları hem bireysel hem de toplumsal açıdan önemli sonuçlar doğurur:
-
Bireysel Maliyet ve Sağlık Kaybı: Çalışanların sağlık sorunları, iş gücü kaybı veya maddi açıdan zorluklar yaşamalarına yol açabilir. Aileleri ekonomik ve sosyal yönden etkilenir.
-
Kurumsal Açıdan Maliyet: Kurumlar için meslek hastalıkları; verimlilik kaybı, tazminat sorumluluğu, yasal cezalar ve itibar kaybı gibi sonuçlar yaratabilir.
-
Toplumsal Maliyet: Meslek hastalığına yakalanmış bireylerin tedavisi için yapılan harcamalar ve işgücü piyasasından geçici veya kalıcı ayrılmaları nedeniyle oluşan verimlilik kaybı, toplum geneline olumsuz olarak yansır.
-
Koruyucu Önlemlerin Önemi: Meslek hastalıkları büyük ölçüde önlenebilir. Uygun koruyucu ekipman kullanımı, periyodik sağlık kontrolleri, eğitim ve işyeri ortamının sürekli iyileştirilmesi ile riskler minimize edilebilir.
Çalışma hayatında “önleyici yaklaşım” stratejisiyle, meslek hastalıklarının tespiti, kayıt altına alınması ve önlenmesi adına etkin denetimlere, yasal bildirim ve raporlama yükümlülüklerine önem verilmektedir.
5510 Sayılı Kanun’da Yasal Dayanak
3.1. Kanun Kapsamı
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Türkiye’de sosyal güvenlik hukukunun temelini oluşturan çerçeve kanunlardan biridir. Bu kanun:
- İş yerlerinde sigortalı çalışan kişilerin haklarını,
- İş kazası ve meslek hastalığı durumlarında yapılması gerekenleri,
- Malullük, yaşlılık, ölüm sigortası gibi diğer sosyal sigorta kollarını,
- Genel sağlık sigortası sistemini
düzenleyen kapsamlı bir mevzuattır.
3.2. İlgili Maddeler
Meslek hastalığı ile ilgili prosedürler, kanunun özellikle “İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası” başlığı altındaki hükümlerle belirlenmiştir. Burada meslek hastalığının tanımı, tespiti, hangi durumlarda nasıl raporlandırılacağı ve bildirim süreleri açıkça ifade edilir. Özellikle kanunun 4. Bölüm kapsamındaki Madde 14 ve devamında meslek hastalığı konusuna atıf yapılır. Ayrıca uygulamada ek yönetmelikler bulunmakla birlikte, temel çerçeve 5510 sayılı Kanun ile çizilir.
3.3. Diğer Mevzuat İlişkisi
Meslek hastalıklarının tanı ve tespiti sadece 5510 sayılı Kanun ile kalmaz. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, İşyeri Hekimliği ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik, Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik vb. birçok ikincil mevzuat da meslek hastalığının oluşumunu önlemeye ve tespit sonrasındaki süreci düzenlemeye yöneliktir. Her bir mevzuatın kendine özgü hüküm ve yükümlülükleri olmakla birlikte, 5510 sayılı Kanun özellikle SGK bildirimi açısından esas alınan yasal temeldir.
Meslek Hastalığı Bildiriminin Süreci
4.1. Tespit Anı ve Önemi
Meslek hastalığı tanısı konması genellikle şu durumlarda ortaya çıkar:
- Çalışanın düzenli sağlık taramasından geçmesi sonucu hastalıktan şüphelenilmesi,
- Kurum hekimi veya aile hekiminin yönlendirmesi,
- Uzman doktor veya üniversite hastanesinde yapılan ileri tetkik ve testler,
- Çalışanın kendi inisiyatifiyle sağlık kuruluşuna başvurması ve mesleğe/iş ortamına bağlı bir hastalığın tespit edilmesi.
Hastalığın, ilgili mesleki faaliyetten doğup doğmadığının netleşmesi, tıbbî tetkikler ve ilgili mevzuatta yer alan hastalık listeleri yardımıyla yapılır. Bu tanı konulduğunda “meslek hastalığı şüphesi” resmi olarak belgelendirilir.
4.2. SGK’ya Bildirim Zorunluluğu
5510 sayılı Kanun’a göre, işveren veya sigortalı açısından meslek hastalığı bildirimi zorunlu bir yükümlülüktür. İşveren, gerek işyeri hekiminden gerekse sigortalının beyanından, raporundan veya onaylı tıbbî kurumun sevkinden haberdar olduğu anda, bu durumu yasal süre içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmelidir.
4.3. Bildirimin Usul ve Şekli
SGK’ya yapılacak bildirim, genellikle:
- Elektronik ortamda (e-SGK) bildirim: Kurumun dijital portalini kullanarak bildirim formunu doldurma,
- Yazılı ve ıslak imzalı bildirim: SGK birimlerine doğrudan başvuruda bulunarak matbu formları teslim etme
yöntemlerinden biriyle gerçekleştirilir. En çok tercih edilen yöntem, hızlı ve kolay olması nedeniyle elektronik ortam üzerinden bildirimdir. Bu sürenin aşılması durumunda idari ve hukuki yaptırımlar söz konusu olur.
Meslek Hastalığı Bildirim Süresi ve Yasal Zorunluluk
5.1. Süre Ne Zaman Başlar?
Meslek hastalığının tespiti, genellikle resmî bir sağlık kuruluşundan veya işyeri hekiminden alınan raporla belirlenir. Kanun, “işverenin hastalığı öğrendiği tarih” veya “resmî raporun işverene tebliğ edilerek durumdan haberdar olması” gibi kriterleri esas alır. Bazı durumlarda çalışan, hastalığın tespitini doğrudan kuruma bildirmiş olabilir. Bu durumda da işverenin yasal olarak haberdar olduğu varsayılır.
Örneğin:
- Çalışan, meslek hastalığı raporunu aldı ve işverene teslim ettiyse, işveren tebliğ tarihinden itibaren 3 iş günü içinde bildirim yapmalıdır.
- Hastalık şüphesini işyeri hekimi kamu hastanesine sevk ederek doğruladıysa, işyeri hekimi tarafından düzenlenen raporun işverene ulaştığı tarih dikkate alınır.
5.2. 3 İş Günü Kavramı
Kanun, “en geç 3 iş günü” ifadesini kullanır. İş günü terimi; hafta sonu (Cumartesi & Pazar) ve resmî tatil günlerinin hariç tutulduğu anlamına gelir. Meslek hastalığı, örneğin cuma günü öğrenilirse takip eden pazartesi, salı ve çarşamba günleri iş günü sayılır. Dolayısıyla en geç çarşamba mesai bitimine kadar bildirim yapılması uygun görülür.
5.3. Hafta Tatili ve Resmî Tatilin Süreye Etkisi
Hafta tatili (Pazar günü), millî bayram ve resmî tatiller bu hesaplamada iş günü olarak kabul edilmez. Dolayısıyla tatil günleri, 3 iş günü süresine dâhil edilmez. İşverenlerin bu konuda dikkatli olmaları, tatil dönemlerinde bile olası bildirim yükümlülüklerini takip etmeleri gerekir.
Bildirim Yapılmamasının veya Gecikmesinin Sonuçları
6.1. İdari Para Cezaları
5510 sayılı Kanun, meslek hastalığı bildiriminde bulunmayan veya bildirim süresini geciktiren işverenler için idari para cezası öngörmektedir. Bu cezaların tutarı, her yıl güncellenen asgarî ücret ve ceza katsayılarına göre belirlenir. Ceza oranı, işverenin kusuruna göre değişebilir. Geciken her bildirim, işyerinin büyüklüğüne göre farklı ceza miktarlarına tabi olabilir.
6.2. Sigortalının Hak Kayıpları
Zamanında bildirim yapılmaması halinde, sigortalı geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri hakkının başlangıç tarihini gecikmeli alabilir. Bazı durumlarda, tedavi masraflarının karşılanması veya rehabilitasyon hizmetlerinin başlatılması da gecikir. Bu gecikme, hem tedavinin etkinliğini hem de maddi haklardan yararlanma süresini olumsuz etkiler.
6.3. İşverenin Yükümlülükleri ve Yaptırımlar
İşverenin yasal bildirim süresine riayet etmemesi, yalnızca idari para cezasıyla sınırlı olmayıp, aynı zamanda rücu davaları (kurumun işverene dava açarak zararın tahsilini talep etmesi) gibi daha ağır sonuçlara neden olabilir. Özellikle işverenin kusuru olması durumunda, SGK’nın sigortalıya ödediği tazminat ve diğer giderlerin işverenden talep edilme ihtimali de bulunmaktadır.
Meslek Hastalığının Belirlenmesi ve Örnek Olabilecek Hastalıklar
7.1. Tozlu Ortam Hastalıkları (Pnömokonyoz)
Maden ocakları, mermer ocakları, dökümhaneler gibi yüksek tozlu ortamlarda çalışan işçilerde pnömokonyoz gibi göğüs ve solunum yolu hastalıkları sıklıkla görülür. Silika, kömür tozu veya asbest gibi partiküller akciğer dokusuna yerleşerek kalıcı hasarlar meydana getirir.
7.2. Kimyasal Maddelere Bağlı Hastalıklar
Boya, kimya veya ilaç endüstrisi gibi sektörlerde görev yapan işçiler, çeşitli toksik kimyasallara maruz kalabilir. Bu durum karaciğer, böbrek ve sinir sistemi üzerindeki hasarlar ve cilt hastalıkları dâhil olmak üzere çok çeşitli meslek hastalıklarına yol açabilir.
7.3. Biyolojik Etkenlere Bağlı Hastalıklar
Sağlık sektörü, laboratuvarlar ve atık yönetimi alanlarında çalışanlar, virüsler, bakteriler gibi biyolojik ajanlar nedeniyle hepatit, tüberküloz, COVID-19 vb. enfeksiyonlara yakalanma riski taşır. Bu tip vakalarda mesleki maruziyetin bilimsel kanıtı çok önemlidir.
7.4. Fiziksel Etkenlere Bağlı Hastalıklar
Ağır kaldırma, titreşimli aletlerle çalışma (örnek: pneumatik matkap), yüksek gürültü, radyasyon veya ekstrem sıcaklıkta çalışma şartları gibi fiziksel etkenler, kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarından işitme kaybı ve radyasyon hastalıklarına kadar uzanan problemler yaratabilir.
7.5. Psikososyal ve Ergonomik Etkenler
Son dönemde ruhsal ve psikososyal hastalıklar ile ergonomi kaynaklı riskler de meslek hastalığı kapsamında tartışılmaktadır. Tekrarlayan ve yanlış duran hareketler, yeterli dinlenme süresi olmadan çalışma, yoğun stres altında olmak gibi faktörler uzun vadede fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilir.
Sık Sorulan Sorular ve Yanıtları
-
Soru: Meslek hastalığının tespitinde hangi tıbbi belgeler esas alınır?
Yanıt: Genellikle işyeri hekimi tarafından sevk edilen işçinin, SGK ile anlaşmalı sağlık kuruluşundan alacağı uzman raporları, laboratuvar sonuçları ve diğer tıbbi belgeler esas alınır. Üniversite hastaneleri veya uzman eğitim ve araştırma hastaneleri tarafından düzenlenen raporlar da kesin bulgu niteliğindedir. -
Soru: İş kazası bildirimi ile meslek hastalığı bildirimi arasındaki fark nedir?
Yanıt: İş kazası bildirimi, ani ve dıştan gelen bir olay nedeniyle işçinin bedence veya ruhça zarara uğraması durumudur ve kaza tarihinden itibaren 3 iş günü içinde yapılmalıdır. Meslek hastalığı bildirimi ise uzun süreli maruziyet veya tekrarlanan olumsuz koşullardan kaynaklanan hastalığın öğrenildiği andan itibaren 3 iş günü içinde yapılmalıdır. -
Soru: Bildirim süresi, rapor süresinin bitiminden mi yoksa raporun alındığı tarihten mi başlar?
Yanıt: Tespit edildiği ve işverene bildirildiği tarihten itibaren 3 iş günü içinde yapılması gerekir. Raporun ne kadar süreli olduğu değil, işverenin “meslek hastalığı” gerçeğinden ne zaman haberdar olduğu önem taşır. -
Soru: Bildirim süresine hafta sonu veya resmî tatil girerse nasıl hesaplanır?
Yanıt: 3 iş günü yalnızca hafta içi, resmî mesai günlerini kapsar. Hafta sonu ve resmî tatil günleri iş günü sayılmaz. Dolayısıyla, tatil günleri bu üç günlük süreye eklenmez. -
Soru: Meslek hastalığı bildirimi yapıldığı halde, SGK bu vakayı meslek hastalığı olarak saymazsa ne olur?
Yanıt: SGK gerekli tıbbi incelemeleri yapar ve üst sağlık kurulları konuyu değerlendirir. Eğer meslek hastalığına konu olan etkenler yetersiz veya uygun bulunmazsa, vakayı reddedebilir. Bu durumda, işçi veya işveren itiraz edebilir; yargı yoluyla kararın değiştirilmesi talep edilebilir. -
Soru: Geçmişe dönük meslek hastalığı bildirimi yapılabilir mi?
Yanıt: Evet, bazı durumlarda hastalık işten ayrıldıktan veya emekli olduktan sonra dahi ortaya çıkmış olabilir. Hastalığın, geçmiş dönemdeki mesleki faaliyete dayandığına dair tıbbi ve hukuki kanıtlar sunulduğunda SGK’ya sonradan bildirim yapmak mümkündür. Ancak, hastalığın işyeriyle ilgili olduğu kanıtlanmalıdır. -
Soru: 3 iş günü bildirim süresini geçiren işveren, cezadan kaçınabilir mi?
Yanıt: Süre ihlali varsa cezalandırılma ihtimali bulunur. Fakat işverenin mücbir sebep gibi geçerli bir mazareti varsa (doğal afetler, raporun kendisine geç ulaşması vb.), itiraz yollarını kullanabilir. Nihayetinde konu SGK değerlendirmesine ve yargısal süreçlere tabidir.
Kapsamlı Bilgiler İçin Kaynaklar
- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
Resmî Gazete (29.05.2006 tarih ve 26200 sayılı). - 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
Resmî Gazete (30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı). - Sosyal Güvenlik Kurumu Resmî Web Sitesi (https://www.sgk.gov.tr)
İş kazası ve meslek hastalığı bildirimi hakkında detaylı bilgi ve en güncel mevzuat. - İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (https://isgkatip.csgb.gov.tr)
Meslek hastalıklarının önlenmesi ve kayıt prosedürleri. - Meslek Hastalıkları Hastanesi Resmî Web Siteleri (Örneğin İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi)
Teşhis ve tedavi hizmetleri.
Tablo: Meslek Hastalığı Bildirim Süreci Özeti
Aşama | Sorumlu Kişi/Kurum | Yapılması Gereken | Süre |
---|---|---|---|
1. Hastalık Tespiti | İşyeri hekimi / Sağlık Kurumu | Çalışanın hastalığının mesleğiyle ilgili olduğuna dair rapor/doktor görüşü sağlanır. | Hastalık şüphesi belirlendiği anda |
2. İşverenin Öğrenmesi | İşveren | Hastalığın mesleki kaynaklı olduğunu resmî veya kesin raporla öğrenir. | Tespit raporu ya da işçinin beyanı sonrası |
3. Bildirim | İşveren / Yetkili Uzman | SGK’ya Elektronik ya da Yazılı (matbu form) ile meslek hastalığı bildirimi yapılır. | 3 İş Günü (işverenin öğrenmesinden itibaren) |
4. SGK Değerlendirmesi | SGK Sağlık Kurulları | Belgeleri ve raporları inceleyerek meslek hastalığı sayılıp sayılmayacağını belirler. | İnceleme süreci (değişken süre) |
5. Sonuçlandırma | SGK | Kararın işverene ve sigortalıya bildirilmesi, gerekli ödemelerin ve hakların tanımı. | Nihai karar sonrası uygulama |
Sonuç ve Özet
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, iş kazası ve meslek hastalığı kapsamında çalışanların haklarını koruyan ve işverenlere de önemli yükümlülükler getiren temel düzenlemelerden biridir. Özellikle meslek hastalığı bildiriminde yasal olarak belirlenen 3 iş günü kuralı, hem çalışanların hak kayıplarını önlemek hem de yasal akışın düzenli işlemesi adına kritik bir süre sınırıdır. İşveren, hastalığın mesleki kaynaktan doğduğunu öğrendiği andan itibaren bu süreyi dikkate alarak, en geç 3 iş günü içinde SGK’ya bildirim yapmak zorundadır.
Bu bildirimin ihmal edilmesi ya da geç yapılması durumlarında idari para cezaları, gerekli incelemelerde kusur tespiti yapılması hâlinde de muhtelif ek yaptırımlar söz konusu olabilir. Ayrıca, sigortalı açısından da haklarının zamanında kullanılamaması gibi olumsuzluklar doğar. Bu nedenlerle, sosyal sigorta yükümlülükleri bağlamında meslek hastalıklarının etkin ve zamanında bildirilmesi her taraf için önem arz eder.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili birimleri, SGK ve işyeri hekimleri işbirliği içerisinde, meslek hastalıklarına karşı koruyucu tedbirler alarak, bu hastalıkların olabildiğince engellenmesi ve ortaya çıkan vakaların da hızlıca tanınarak bildirilmesi için çaba göstermektedir. Meslek hastalığı vakaları, uygun rehabilitasyon programları ve maddi olanaklarla desteklendiğinde hem birey hem de toplum açısından daha az zarar meydana gelir.
Dolayısıyla, gerek işverenler gerekse çalışanlar yasal mevzuatı yakından takip ederek ve işbirliği içerisinde çalışarak, çalışma alanında meslek hastalıklarının oluşmasını önleme ve oluşan vakaları yasalar çerçevesinde etkin bir şekilde yönetme sorumluluğunu yerine getirebilirler.