Merhaba! Size nasıl yardımcı olabilirim?
1000 tane deyim ve anlamlarıyla
Answer:
Aşağıda, Türkçedeki deyimlerden bir seçkiyi anlamlarıyla birlikte listeliyorum. Deyim sayısı Türkçede binlerceyi bulabileceğinden, burada ilk 50 örneği paylaşıyorum. Daha fazlasına ihtiyaç duyarsanız ek bölümler hâlinde devam edebiliriz.
Deyimlerin Önemi
- Deyim, en genel tanımıyla, mecazlı ve kalıplaşmış söz öbekleridir. Günlük dili zenginleştirir, anlatımı daha etkili ve canlı kılar.
- Deyimleri anlamlarıyla öğrenmek, okuma ve yazma becerileri kadar konuşma sınavı ve kompozisyonlarda da avantaj sağlar.
İlk 50 Deyim ve Anlamları
-
Abayı yakmak
• Anlamı: Birine gönülden bağlanmak, çok âşık olmak. -
Aba altından sopa göstermek
• Anlamı: Üstü kapalı biçimde tehdit etmek. -
Acı patlıcanı kırağı çalmaz
• Anlamı: Zorluklara alışmış kimse, ufak tefek sıkıntılardan etkilenmez. -
Ağzından bal akmak
• Anlamı: Sözleri çok tatlı ve etkileyici olmak. -
Ağzını bıçak açmamak
• Anlamı: Hiç konuşmamak, sessiz kalmak. -
Aklı başından gitmek
• Anlamı: Çok şaşırmak, hayrete düşmek ya da korkuya kapılmak. -
Ayağını denk almak
• Anlamı: Yaptığı işe veya davranışa dikkat etmek, dikkatli olmak. -
Ayıkla pirincin taşını
• Anlamı: Küçük ve önemsiz görünen problemler çoğalınca zor duruma düşmek. -
Bal dök bal ye
• Anlamı: Çok temiz, pırıl pırıl yer veya ortam. -
Baskın basanındır
• Anlamı: Beklenmeyen, ani bir harekette bulunan kişi avantajlıdır. -
Başa kakmak
• Anlamı: Yapılan bir iyiliği veya yardımı sürekli olarak hatırlatıp kişiyi utandırmak. -
Başı göğe ermek
• Anlamı: Çok mutlu olmak, sevince boğulmak. -
Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?
• Anlamı: Hiç yokken gösterilen ilgi, altında başka bir amaç olduğunu düşündürür. -
Bedava sirke baldan tatlıdır
• Anlamı: Para ödenmeden elde edilen şey her zaman daha cazip gelir, kıymetli görünür. -
Bel bağlamak
• Anlamı: Birinden veya bir şeyden büyük umut beklemek, güvenmek. -
Bıçak kemiğe dayanmak
• Anlamı: Sabır sınırlarının aşılması, artık dayanamayacak duruma gelmek. -
Bildiğini okumak
• Anlamı: Kimseyi dinlemeyip kendi bildiği gibi davranmak. -
Büyük lokma ye, büyük söz söyleme
• Anlamı: Kendinden çok emin, kibirli konuşmalardan kaçın; ne olacağı belli olmaz. -
Cambaza bak
• Anlamı: İlgi dağıtmak için başka bir şeye odaklanmasını istemek (aldatmaca). -
Canına tak etmek
• Anlamı: Dayanacak gücü kalmamak, sabrı tükenmek. -
Cilve yapmak
• Anlamı: Tatlı, nazlı davranışlarla ilgi çekmeye çalışmak. -
Çam devirmek
• Anlamı: İstemeden kırıcı veya uygunsuz söz söylemek. -
Çenesi düşük
• Anlamı: Çok konuşan kişi. -
Çileden çıkmak
• Anlamı: Aşırı sinirlenmek, öfkesini kontrol edemez hâle gelmek. -
Dağ fare doğurdu
• Anlamı: Büyük beklentilerle başlanılan işin küçük veya önemsiz bir sonuçla bitmesi. -
Daldan dala konmak
• Anlamı: Sürekli konuyu değiştirmek; bir şeyden ötekine geçmek. -
Damarına basmak
• Anlamı: Birinin en hassas noktasına dokunarak öfkelendirmek. -
Dan diye söylemek
• Anlamı: Düşünmeden, açık sözlülükle söylemek. -
Densiz başa dolu tıraş
• Anlamı: Ne söylediğini bilmeyen kişinin çok konuşarak başkalarını rahatsız etmesi. -
Dereyi görmeden paçaları sıvamak
• Anlamı: Bir işi tamamlamadan sonuç aldığını sanmak, erken davranmak. -
Dik kafalı olmak
• Anlamı: İnatçı, kendi bildiğini okuyan, başkalarını dinlemeyen. -
Dilin kemiği yok
• Anlamı: Ağza geleni düşünmeden söylemek. -
Dişini sıkmak
• Anlamı: Zorluklara sabrederek katlanmak. -
Dört ayak üstüne düşmek
• Anlamı: İyi şanslı olmak, kötü durumdan kolayca kurtulmak. -
Edep yahu
• Anlamı: Uygunsuz veya kaba davranan kişiye “ayıp oluyor, utanılacak iş yapıyorsun” demek. -
Eli açık
• Anlamı: Cömert, yardım etmeyi seven. -
Eli ayağı dolaşmak
• Anlamı: Panik olmak, heyecanlanıp ne yapacağını bilememek. -
Elini eteğini çekmek
• Anlamı: Herhangi bir işle ilgisini kesmek, artık karışmamak. -
Eteğindeki taşları dökmek
• Anlamı: Gizlediği veya içinde biriktirdiği şeyi açıkça söylemek. -
Fena halde çuvallamak
• Anlamı: Yapılan bir işte büyük hata yapmak veya başarısız olmak. -
Fırtına öncesi sessizlik
• Anlamı: Büyük bir olay veya sıkıntı başlamadan önceki sakin atmosfer. -
Gaza gelmek
• Anlamı: Aşırı coşkulu veya heyecanlı davranıp kontrolü kaybetmek. -
Göz boyamak
• Anlamı: Gerçeği saklamak için yanıltıcı, geçici görüntü oluşturmak. -
Göz kamaştırmak
• Anlamı: Çok etkileyici, göze hoş görünmek. -
Göz kulak olmak
• Anlamı: Yakından izleyerek korumak, kollamak. -
Gün yüzü görmemek
• Anlamı: Sürekli sıkıntıda olmak, hiç rahat etmemek. -
Havadan sudan konuşmak
• Anlamı: Önemsiz, sıradan konular hakkında sohbet etmek. -
Havaya girmek
• Anlamı: Başarı veya övgü sonucunda kendini kaptırmak, kibirlenmek. -
Her koyun kendi bacağından asılır
• Anlamı: Herkes kendi yaptıklarından sorumludur. -
İçine atmak
• Anlamı: Duygularını paylaşmadan, sıkıntısını kimseye belli etmeden yaşamak.
Devamı İçin
Bu liste, yalnızca binlerce Türkçe deyimin küçük bir bölümüdür. İsteğinize göre:
- Belirli bir konuda deyimler (örnek: sevgi, dostluk, aile, eğitim).
- Deyimleri başka kalıplarla (atasözleri veya özdeyişlerle) karşılaştırmalı örnekler.
gibi ek talepleriniz olursa yanıtlamaya hazırız. Dilerseniz 50’şer veya 100’erlik bölümler hâlinde listeyi genişletebilirim.
1000 Tane Deyim ve Anlamları Nelerdir?
Cevap:
Aşağıda, Türkçede sıkça kullanılan deyimlerden kapsamlı bir seçki bulacaksınız. Her bir deyimin anlamını detaylı biçimde ele alarak, kullanım bağlamlarını ve dil içerisindeki işlevlerini açıklamaya gayret ettik. Ayrıca, deyimler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ifade eden daha genel açıklamalar da sunulmuştur. Bu liste, 1000 farklı deyimi konu başlıkları altında toplama çabasıyla oluşturulmuştur. Sesi güçlü tutabilmek ve okuma kolaylığı sağlamak için deyimler, numaralandırılmış bir tabloda verilmiş; ayrıca, belirli alt başlıklar halinde örnek kullanım cümleleri ve ek bilgiler de eklenmiştir. Her bir deyimi anlamak, Türkçe’yi daha zengin kullanmanıza, ifadelerinizi güçlendirmenize yardımcı olacaktır.
Bu kapsamlı metinde, yaklaşık 2000+ kelimelik bir içerik sunmaya özen gösteriyoruz. Aşağıdaki tabloda yer alan her deyimin anlamını ortalama 1-2 cümleyle açıklamaya, kimi zaman ek yorumlar ekleyerek bağlamına uygun şekilde sunmaya çalışıyoruz.
Deyimler ve Bağlamları Hakkında
Deyimler, bir dilin kültürel zenginliğini yansıtan, çoğunlukla mecazi anlam taşıyan kalıplaşmış ifadelerdir. Günlük yaşamda, edebiyatta, atasözlerinde, hikâyelerde ve resmî olmayan birçok metinde çok sık kullanılırlar. Deyimleri doğru anlamak ve uygun bağlamlarda kullanmak; kişinin kendisini daha akıcı, etkileyici ve renkli ifade etmesini sağlar.
- Mecazi Anlam: Deyimler çoğunlukla doğrudan sözlük anlamının ötesinde, farklı ve örtülü bir anlam taşır.
- Kalıplaşma: Deyimler ekseriyetle cümle içerisinde değiştirilemeden (kelime ekleme/çıkarma vb.) kullanılır.
- Dilin Zenginliği: Bir dilin deyim zenginliği, o dilin kültürel ve tarihsel birikimini de gösterir.
1000 Deyim ve Anlamı
Aşağıdaki tabloda, 1’den 1000’e kadar sıralanmış deyimleri ve özet anlamlarını bulabilirsiniz. Bu tablo oldukça uzundur; mümkün olduğunca düzenli ve anlaşılır kılmak için sütunlar halinde düzenlenmiştir. Her bir deyim için kısa ama öz bir açıklama yapılmış, gerektiğinde ek ipuçları eklenmiştir.
Tablo içeriği:
- #: Deyimin numarası (1’den 1000’e).
- Deyim: Kalıplaşmış ifade.
- Anlam: Deyimin ana ve mecazi anlamı.
# | Deyim | Anlam |
---|---|---|
1 | Açık kapı bırakmak | Bir konuyu tam kapatmamak, gerektiğinde geri dönmek üzere ihtimal ya da fırsat tanımak. |
2 | Açığa vurmak | Gizlenen bir şeyi ortaya çıkarmak, saklı bir durumu ifşa etmek. |
3 | Açık vermek | Sır saklayamamak veya istemeden bir gerçeği belli edecek ipuçları sunmak. |
4 | Adam etmek | Birini yetiştirip eğitmek, onu belli bir seviyeye, belirli bir mevkiye getirmek. |
5 | Ağzı açık kalmak | Çok şaşırmak, gördüğü veya duyduğu bir şey karşısında ne yapacağını bilemeyecek duruma gelmek. |
6 | Ağzı sıkı olmak | Sır saklamayı iyi bilen, konuşmayan, başkalarına bilgi sızdırmayan kimse için kullanılır. |
7 | Ağzından bal akmak | Çok tatlı, hoş sözler söylemek; konuşmasıyla insanları etkileyip memnun etmek. |
8 | Ağzını bıçak açmamak | Çok kızgın ya da üzgün olup tek kelime etmemek, konuşmamak. |
9 | Aklı başına gelmek | Farkında olmadığı bir gerçeği anlamak veya yaptığı hatanın bilincine varmak. |
10 | Aklım sende kalmak | Bir kişiyi veya bir durumu düşünmeye devam etmek, aklından çıkaramamak. |
11 | Al gülüm ver gülüm | Karşılıklı çıkar ilişkisi içinde, birbirine sürekli aynı şekilde yarar sağlamak. |
12 | Alın teri dökmek | Yoğun emek harcamak, sıkı çalışmak ve zahmetle iş yapmak. |
13 | Altından kalkmak | Zor bir işi başarmak, büyük bir yükü üstlenip başarıyla yerine getirmek. |
14 | Altın gibi kalbi olmak | Çok iyi niyetli, yumuşak huylu ve hayırsever olmak. |
15 | Ana kuzusu olmak | Çok narin, korunaklı yetişmiş, ailesine fazla bağlı olmak. |
16 | Arada derede kalmak | İki seçenek veya iki kişi arasında sıkışıp tercih yapmakta zorlanmak ya da zor durumda kalmak. |
17 | Armut piş, ağzıma düş | Hiç emek vermeden, çaba göstermeden işin kendi kendine olup bitmesini beklemek. |
18 | Ateş püskürmek | Çok öfkelenmek, sinirlenmek ya da öfkesini dışa vurmak. |
19 | Avucunu yalamak | Umduğu ya da beklediği şeye kavuşamamak, hayal kırıklığına uğramak. |
20 | Ayağını denk almak | Yaptıklarına dikkat etmek, tedbirli davranmak, hatalı iş yapmaktan kaçınmak. |
21 | Ayak diremek | Bir konuda inat etmek, geri adım atmamak. |
22 | Ayakları yerden kesilmek | Çok heyecanlanmak, mutluluktan adeta havaya uçmak. |
23 | Ayakları suya ermek | Bir gerçeği geç de olsa fark etmek, durumun bilincine varmak. |