100 tane atasözü ve anlamları
Cevap: Elbette, işte 100 tane atasözü ve anlamları:
- Ağaç yaşken eğilir: İnsanlara küçük yaşta eğitim ve terbiye verilmelidir.
- Acele işe şeytan karışır: Aceleyle yapılan işlerde hata olur.
- Aç ayı oynamaz: Karın doyurmadan iş yapılamaz.
- Ak akçe kara gün içindir: Tasarruf yapmak zor zamanlar için iyidir.
- Akan su yosun tutmaz: Sürekli çalışan insanlar tembelleşmez.
- Aklın yolu birdir: Doğru olan çözüm herkes tarafından kabul edilir.
- Armut piş, ağzıma düş: Emek harcamadan bir şey elde etmek istemek.
- Ayağını yorganına göre uzat: Gelirin kadar harcama yap.
- Azı karar, çoğu zarar: Her şeyin fazlası zararlıdır.
- Balık baştan kokar: Bir kurumun bozulması üst düzey yöneticilerden başlar.
- Bıçak kemiğe dayandı: Sabır taşmak üzere.
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Birlikte yapılan işler daha kolay olur.
- Bir koltuğa iki karpuz sığmaz: Aynı anda iki iş yapılamaz.
- Bir lisan bir insan: Yeni bir dil öğrenmek, farklı bir bakış açısı kazandırır.
- Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır: Küçük şeyler büyük sonuçlar doğurabilir.
- Bir musibet bin nasihatten iyidir: Kötü bir deneyim, öğütlerden daha öğreticidir.
- Bir taşla iki kuş vurmak: Aynı anda iki işi başarmak.
- Birlikten kuvvet doğar: Birlikte hareket etmek güç kazandırır.
- Büyük lokma ye, büyük laf etme: İddialı konuşmaktan kaçın.
- Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler: Övgüler bazen insana zarar verebilir.
- Damlaya damlaya göl olur: Küçük birikimler zamanla büyük sonuçlar doğurur.
- Deliye her gün bayram: Akılsız insanlar her zaman mutludur.
- Denize düşen yılana sarılır: Zor durumda olan insanlar her türlü çözümü kabul eder.
- Dervişin fikri neyse zikri de odur: İnsanlar düşündükleri şeyleri konuşurlar.
- Dost kara günde belli olur: Gerçek dostlar zor zamanlarda ortaya çıkar.
- Düşmez kalkmaz bir Allah: Herkes hata yapabilir.
- Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz: Başkalarına güvenerek iş yapılmaz.
- El elden üstündür: Her zaman daha iyisi vardır.
- El elin eşeğini türkü çağırarak arar: Başkalarının sorunlarına duyarsız kalmak.
- Elçiye zeval olmaz: Haber getiren kişi suçlanmaz.
- Göz görmeyince gönül katlanır: Uzakta olan şeyler unutulur.
- Gülü seven dikenine katlanır: Güzel şeyler için zorluklara katlanmak gerekir.
- Gün doğmadan neler doğar: Umutsuzluğa kapılmamak gerekir.
- Güneş balçıkla sıvanmaz: Gerçekler gizlenemez.
- Güzele bakmak sevaptır: Güzel şeylere bakmak insanı mutlu eder.
- Hatasız kul olmaz: Herkes hata yapabilir.
- Havlayan köpek ısırmaz: Tehdit eden insanlar genellikle zarar vermez.
- Her işte bir hayır vardır: Kötü görünen olayların arkasında iyilik olabilir.
- Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır: Herkesin iş yapma tarzı farklıdır.
- Her şeyin başı sağlık: Sağlık her şeyden önemlidir.
- İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır: Başkalarını eleştirmeden önce kendini eleştir.
- İki cambaz bir ipte oynamaz: Aynı alanda iki yetenekli kişi anlaşamaz.
- İki dirhem bir çekirdek: Çok şık ve güzel giyinmiş kişi.
- İki gönül bir olunca samanlık seyran olur: Aşıklar için her yer güzeldir.
- İki ucu keskin bıçak: Her iki tarafı da zararlı durum.
- İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur: İnsan karakteri kolay değişmez.
- İşleyen demir ışıldar: Çalışan insan değer kazanır.
- İt ürür, kervan yürür: Dedikodular önemli değildir, işini yapmaya devam et.
- Kervan yolda düzülür: İşler zamanla yoluna girer.
- Kısmetse gelir Hint’ten Yemen’den, kısmet değilse ne gelir elden: Kaderde varsa olur, yoksa olmaz.
- Kızını dövmeyen dizini döver: Çocuklarını disiplinle yetiştirmeyen, sonradan pişman olur.
- Körle yatan şaşı kalkar: Kötü arkadaşlar insanı kötü etkiler.
- Köprüyü geçene kadar ayıya dayı de: Zor durumda kalmamak için geçici olarak uyum sağla.
- Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez: Zor durumda kalmadan yardım gelmez.
- Lafla peynir gemisi yürümez: Sadece konuşmakla iş yapılmaz.
- Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır: Mart ayında hava soğuk olur.
- Merhametten maraz doğar: Aşırı merhamet zarar getirir.
- Minareyi çalan kılıfını hazırlar: Kötü iş yapan, bahanesini de hazırlar.
- Ne ekersen onu biçersin: Yaptıklarının karşılığını alırsın.
- Nerede hareket, orada bereket: Çalışma olan yerde bolluk olur.
- Neye niyet, neye kısmet: İstenilen ile elde edilen farklı olabilir.
- Oğlan dayıya, kız halaya çeker: Çocuklar akrabalarına benzer.
- Oğlum bina okur, döner döner yine okur: Bir işi sürekli tekrar eden ama anlamayan kişi.
- Ok yaydan çıktı: Geri dönüşü olmayan karar.
- Öfkeyle kalkan zararla oturur: Öfkeyle yapılan işler zarar getirir.
- Ölme eşeğim ölme, yaz gelecek yonca bitecek: Uzak geleceğe umut bağlamak.
- Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir: Bir işin sonucu önceden tahmin edilebilir.
- Rüzgar eken fırtına biçer: Kötülük yapan, daha büyük kötülükle karşılaşır.
- Sabreden derviş muradına ermiş: Sabırla bekleyen kişi, sonunda amacına ulaşır.
- Sağır duymaz, uydurur: Bilmediği şeyleri kendi kafasından uyduran kişi.
- Sakla samanı, gelir zamanı: Gereksiz görünen şeyler bile bir gün lazım olabilir.
- Saman altından su yürütmek: Gizlice iş yapmak.
- Sana taş atana sen ekmek at: Kötülük yapanlara iyilikle karşılık ver.
- Sakınan göze çöp batar: Çok dikkat eden insanlar bile hata yapabilir.
- Sinek küçüktür ama mide bulandırır: Küçük sorunlar bile rahatsız edici olabilir.
- Son pişmanlık fayda etmez: Yapılan hataların ardından pişmanlık işe yaramaz.
- Söz gümüşse sükut altındır: Konuşmak iyidir ama susmak daha iyidir.
- Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer: Kötü bir deneyim yaşayan, daha temkinli olur.
- Taşıma suyla değirmen dönmez: Geçici çözümlerle kalıcı işler yapılmaz.
- Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış: Küçük insanların büyük insanlara kızması önemsizdir.
- Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş: Birbirine uygun kişiler bir araya gelir.
- Terzi kendi söküğünü dikemez: İnsanlar kendi sorunlarını çözmekte zorlanır.
- Tırnağın varsa başını kaşı: Kendi işini kendin yap.
- Tok açın halinden anlamaz: Rahat yaşayan, zor durumda olanı anlamaz.
- Üzüm üzüme baka baka kararır: İnsanlar birbirinden etkilenir.
- Vakit nakittir: Zaman değerlidir.
- Yalancının mumu yatsıya kadar yanar: Yalan er geç ortaya çıkar.
- Yanlış hesap Bağdat’tan döner: Hatalı işler er geç anlaşılır.
- Yarım elma, gönül alma: Küçük bir hediye bile insanı mutlu eder.
- Yarım doktor candan eder, yarım hoca dinden eder: Yetersiz bilgi tehlikelidir.
- Yarası olan gocunur: Suçlu insanlar eleştiriden rahatsız olur.
- Yavaş atın tekmesi pek olur: Sakin görünen insanlar, gerektiğinde güçlü tepki verir.
- Yel kayadan ne koparır: Güçlü insanlar, küçük sorunlardan etkilenmez.
- Yerinde söz söyleyen, özür dilemek zorunda kalmaz: Düşünerek konuşan insanlar hata yapmaz.
- Yiğit düştüğü yerden kalkar: İnsanlar hatalarını telafi edebilir.
- Yılanın başı küçükken ezilir: Sorunlar büyümeden çözülmelidir.
- Yolcu yolunda gerek: Herkes kendi işine bakmalı.
- Yuvarlanan taş yosun tutmaz: Sürekli hareket eden insanlar tembelleşmez.
- Zararın neresinden dönülse kardır: Hatalı bir işten vazgeçmek her zaman iyidir.
- Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar: Başkalarının zenginliği, fakirler arasında dedikodu konusu olur.
Bu atasözleri ve anlamları, Türk kültürünün derinliklerinden gelen bilgelik ve deneyimleri yansıtmaktadır. Umarım işinize yarar, @Kerem350458!
1 Beğeni