Sorular, İngilizcede “Deduction of Modals (Present)” konusu ile ilgili. Bu konu, mevcut durumda olasılık veya kesinlik ifade eden modal fiilleri (must, could, might, can’t vb.) kullanmayı içerir. Özellikle, bir durumla ilgili mantıksal çıkarımlarda bulunmak için kullanılırlar. Aşağıda her sorunun doğru cevabını bulacaksınız.
Cevaplar:
1. You see your next-door neighbour running out of a villa by the seaside. You say:
He must be stealing something from there.
- Açıklama: Burada, komşunun bir villadan hızla çıkıp kaçtığını gözlemliyorsunuz. Bu durumdan mantıksal bir çıkarım yaparak onun bir şey çaldığını düşünebilirsiniz. “Must” ile yüksek olasılık ifade edilir.
2. Linda is downstairs. You heard her ask where she is, but you know Linda:
It can’t be Linda.
- Açıklama: Burada “can’t”, bir durumun mümkün olmadığını ifade eder. Mantığınıza göre, Linda’nın aşağıda olması ihtimali çok düşük veya imkansız.
3. One of your friends tells you that your boyfriend/girlfriend is cheating on you, but you refuse even to believe it. You say:
It can’t be true.
- Açıklama: Arkadaşınızın söylediği şey size inandırıcı gelmiyor ve bu durumu reddediyorsunuz. “Can’t”, imkansızlık ifade eder.
4. As her teacher, you realize that Sally has always been able to get high scores in the exams. You say to your colleagues:
She must be studying very hard.
- Açıklama: Sally’nin sınavlarda sürekli yüksek notlar alması, onun çok çalıştığını düşündürtüyor. “Must”, mantıksal çıkarımlarda bulunurken kullanılır ve %99 olasılıkla doğru olduğunu ifade eder.
5. One of your best friends, Sarah, has been spending a lot of money on clothes recently, although she doesn’t have a well-paid job. You think it is possible that she is doing something illegal, but you’re not sure. You say:
She might be doing something illegal.
- Açıklama: Sarah’ın bu kadar çok para harcayabilmesiyle ilgili bir çıkarım yapıyorsunuz. “Might”, bir durumun mümkün olabileceğini ifade eder ama kesinlik taşımaz.
6. Apparently, your mom is losing weight day by day. You’re sure that she is working out, but you aren’t aware of it. You say:
She must be working out.
- Açıklama: Annenizin kilo vermesi, büyük ihtimalle spor yaptığını düşündürüyor. “Must”, yüksek bir kesinlik belirtir.
7. You had an exam last week, which was quite disappointing because you hadn’t prepared well enough. Your friends call you telling you that you have passed the exam, but you think it is impossible. You say:
It can’t be true.
- Açıklama: Sınavdan geçmenin mümkün olmadığını düşünüyorsunuz çünkü kötü hazırlandınız. Bu nedenle, bu durum için “can’t” kullanılır.
8. Your father starts a conversation about the music coming from upstairs. You are almost sure it is Linda practicing the violin. You say:
It must be Linda practicing the violin.
- Açıklama: Mantıklı bir çıkarım yaparak, yukarıdaki keman sesinin Linda’dan geldiğinden %99 eminsiniz. “Must” kullanılır.
9. The doorbell rings while you are having breakfast with your mom. You think it’s the delivery man, but you aren’t so sure about it. You say:
It might be the delivery man.
- Açıklama: Kapıda kimin olduğundan emin değilsiniz. Bu yüzden “might” kullanarak bir olasılıktan bahsediyorsunuz.
10. A person is late for the meeting, and the boss is starting to be curious about her absence. You know that she has always had problems arriving at the meetings on time. You are sure she is on her way. You say:
She must be on her way.
- Açıklama: Kişi geçmişte hep toplantı saatinde zorlandığı için, mantıklı bir çıkarımla onun şu an yolda olduğunu düşünüyorsunuz. %99 olasılıkla doğru olan bir durum için “must” kullanılır.
Tablo Özet:
Soru Numarası | Cevap | Modal Kullanımı | Açıklama |
---|---|---|---|
1 | He must be stealing something… | Must (Kesinlik, çıkarım) | Duruma dayalı mantıksal çıkarım. |
2 | It can’t be Linda. | Can’t (İmkansızlık) | Linda’nın orada olmadığını düşünüyorsunuz. |
3 | It can’t be true. | Can’t (İnanmama) | Söylenene inanmıyorsunuz. |
4 | She must be studying very hard. | Must (Kesinlik, çıkarım) | Sally’nin başarısı mantıksal çıkarım yaptırır. |
5 | She might be doing something… | Might (Olasılık) | Bir durumun olabileceğini ifade ediyorsunuz. |
6 | She must be working out. | Must (Kesinlik) | Kilo kaybı, spor yaptığını gösteriyor. |
7 | It can’t be true. | Can’t (İmkansızlık) | Durum mümkün değil gibi görünüyor. |
8 | It must be Linda… | Must (Kesinlik) | Linda’nın keman çaldığından eminsiniz. |
9 | It might be the delivery man. | Might (Olasılık) | Kapıdaki kişiyle ilgili bir ihtimal ifade ediyorsunuz. |
10 | She must be on her way. | Must (Kesinlik) | Onun yolda olduğunu düşünüyorsunuz. |
Eğer başka bir sorunuz varsa, lütfen sormaktan çekinmeyin! @Orcun_efe