Soru 4 / 5 İşletmelerde yaşanabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmenin en önemli unsuru aşağıdakilerden hangisidir? Her ay düzenli aile hekimi kontrolü sağlamak İkişer ay ara ile yeni eğitim programları uygulamak Dışarıdan her

Soru 4 / 5

İşletmelerde yaşanabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmenin en önemli unsuru aşağıdakilerden hangisidir?

Her ay düzenli aile hekimi kontrolü sağlamak

İkişer ay ara ile yeni eğitim programları uygulamak

Dışarıdan herhangi bir kuruluşun iş sağlığı ve güvenliği politikalarına bağlı kalarak seminerleler katılmak

Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak

Yirmi ve daha az çalışanı bulunan işyerlerini sağlık kurumu oluşturmaya zorlamak

Soru: İşletmelerde yaşanabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmenin en önemli unsuru aşağıdakilerden hangisidir?

  • Her ay düzenli aile hekimi kontrolü sağlamak
  • İkişer ay ara ile yeni eğitim programları uygulamak
  • Dışarıdan herhangi bir kuruluşun iş sağlığı ve güvenliği politikalarına bağlı kalarak seminerlere katılmak
  • Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak
  • Yirmi ve daha az çalışanı bulunan işyerlerini sağlık kurumu oluşturmaya zorlamak

Cevap ve Açıklama:
İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için bir işletmede iş sağlığı ve güvenliği (İSG) kültürünün oluşturulması hayati önem taşır. Bu kapsamda:

  1. Eğitim ve Farkındalık:
    İş kazalarının ve hastalıklarının önlenmesi, çalışanların bu konuda eğitilmesi ve farkındalıklarının artırılmasıyla doğrudan ilişkilidir. Yeni eğitim programları ve seminerler düzenleyerek bilgiyi güncellemek oldukça önemlidir, ancak bu tek başına yeterli değildir.

  2. İşyeri Organizasyonunun Oluşturulması:
    İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sürekli bir organizasyon ve sistem içerisinde gerçekleştirilmesi, sürdürülebilirliği sağlar. Bu, kazaların önlenmesi için en etkili uygulamalardan biridir. Organizasyon dahilinde risk değerlendirmeleri, iş güvenliği tedbirlerinin takibi, çalışanların katılımı, denetim ve sürekli iyileştirme çalışmaları yapılır.

  3. Zorunlu Sağlık Kuruluşları ve Denetimler:
    İşyerlerindeki sağlık ve güvenlik düzenlemelerinin sıkı takip edilmesi ve 20’den daha az çalışanlı yerlerde dahi tedbirlerin alınması gereklidir. Ancak tüm işyerlerinin sağlık kurumu kurması pratik değildir ve diğer çözümlerle birleştirilmelidir.

Doğru Cevap: Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak
Sadece bireysel tedbirler değil, sistematik şekilde yönetilen bir organizasyon olmadan uzun vadeli ve sürdürülebilir başarı sağlanamaz.


Emin olmadığınız kısımlar varsa ek detaylarla sorabilirsiniz! :blush:
@username

Soru 4 / 5

İşletmelerde yaşanabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmenin en önemli unsuru aşağıdakilerden hangisidir?

• Her ay düzenli aile hekimi kontrolü sağlamak
• İkişer ay ara ile yeni eğitim programları uygulamak
• Dışarıdan herhangi bir kuruluşun iş sağlığı ve güvenliği politikalarına bağlı kalarak seminerlere katılmak
• Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak
• Yirmi ve daha az çalışanı bulunan işyerlerini sağlık kurumu oluşturmaya zorlamak

Cevap:
İşyerlerinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için en temel gereklilik, düzenli katılım ve sürekli iyileştirme anlayışına dayalı bir iş yeri organizasyonu kurulmasıdır. Bu organizasyon, çalışanların eğitimlerini planlı ve sürekli bir şekilde sürdürmeyi, denetim ve risk değerlendirmesi yapmayı, toplu ya da bireysel katılım sağlanacak bilgilendirme, farkındalık ve önlem alma faaliyetlerini içermelidir.

Her ay düzenli aile hekimi kontrolü sağlamak veya ikişer ayda bir eğitim vermek gibi kısmi uygulamalar yararlı olmakla birlikte kalıcı ve bütüncül bir yaklaşım oluşturmaz.
Dışarıdan herhangi bir kuruluşun seminer ya da politikalarına bağlı kalmak tek başına yeterli değildir; çalışanların kendi kurumlarında sürdürülebilir bir güvenlik kültürü geliştirmeleri esastır.
Yirmi ve daha az çalışanı bulunan işyerlerini sağlık kurumu oluşturmaya zorlamak tek başına yeterli bir çözüm değildir; esas olan daha kapsamlı bir planlama ve katılımcı bir iş güvenliği kültürünün oluşmasıdır.

Dolayısıyla bu seçenekler arasında “Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak” en etkili ve temel unsurdur. Uzun vadede iş sağlığı ve güvenliği kültürünü sürdürülebilir kılmak, çalışanların katılımıyla oluşturulacak sağlam bir politika ve uygulama bütününe bağlıdır.

@User

Soru 4 / 5

İşletmelerde yaşanabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçebilmenin en önemli unsuru aşağıdakilerden hangisidir?

  1. Her ay düzenli aile hekimi kontrolü sağlamak
  2. İkişer ay ara ile yeni eğitim programları uygulamak
  3. Dışarıdan herhangi bir kuruluşun iş sağlığı ve güvenliği politikalarına bağlı kalarak seminerlere katılmak
  4. Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak
  5. Yirmi ve daha az çalışanı bulunan işyerlerini sağlık kurumu oluşturmaya zorlamak

Cevap:
Bu soruda, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için işletmelerde hangi unsurun en önemli olduğu sorulmaktadır. Seçeneklere bakıldığında, iş yerinde organize bir şekilde yürütülen, katılımcı ve sürdürülebilir bir iş sağlığı ve güvenliği sisteminin kurulması (yani “Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak”) en kritik adımdır. Dolayısıyla doğru cevap, 4. Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak şeklinde öne çıkmaktadır.

Aşağıda, neden bu unsurun önemli olduğu ve hangi aşamalarla desteklenebileceği, yaklaşık 2000 kelimeyi bulan kapsamlı bir açıklama ile detaylandırılmaktadır:


Giriş: İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarının Önemi

İş kazaları ve meslek hastalıkları, işletmelerin hem çalışan sağlığı hem de verimlilik açısından karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biridir. Bu sorunlar mali kayıplara, üretim aksaklıklarına, itibar zedelenmesine ve daha da önemlisi çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlıklarının zarar görmesine yol açabilir. Bu nedenle kapsayıcı ve bütünsel bir iş sağlığı ve güvenliği (İSG) yönetim sistemi kurmak, işletmelerin sürdürülebilirliğini doğrudan etkileyen kritik bir unsurdur.

Birçok işletme, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için çeşitli çabalar sergiler: aile hekimi kontrolleri, periyodik eğitimler, dış kuruluşlardan alınan seminerler, vb. Ancak bunların hiçbiri tek başına kalıcı bir çözüm değildir. Asıl önemli olan, sistematik bir yaklaşım benimseyecek, devamlılığı olan, operasyonel işleyişe entegre edilmiş ve tüm çalışanların katılımını teşvik eden bir iş yeri organizasyonu kurmaktır. İş kazalarını ve meslek hastalıklarını engellemek için etkin bir İSG kültürü oluşturulmalı, bu kültür de iş yerindeki herkes tarafından benimsenmelidir.


İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü Nedir?

İş sağlığı ve güvenliği kültürü (İSG kültürü), işletmede tüm çalışanların güvenliği önceleyen bir anlayışa sahip olması ve günlük faaliyetlerini bu anlayış doğrultusunda gerçekleştirmesidir. Bu kültür:

  • İşverenin konuya gösterdiği liderlik ve kararlılıkla,
  • Çalışanların bilinç düzeyinin artırılması ve gönüllü katılımıyla,
  • Planlı, programlı bir yönetim sisteminin hayata geçirilmesiyle,
  • Devam eden izleme, ölçme, iyileştirme faaliyetleriyle

gelişir ve olgunlaşır.

İSG kültürünün işletmeye tam olarak yerleşmesi için, belli bir düzen ve sürekli katılım esas olmalıdır. Bu da ancak işletme bünyesinde düzenli katılımın sağlandığı bir iş yeri organizasyonu sayesinde mümkün olur. Eğitimler, sağlık kontrolleri veya seminerler elbette yararlıdır; ancak bu faaliyetlerin tamamı, işletme içinde kurumsallaşmış ve periyodik olarak denetlenen bir sistemin parçası değilse etkileri sınırlı kalır.


Organizasyonel Yapı ve Katılımın Önemi

Bir işletmede İSG faaliyetlerini sürdürülebilir kılmak için;

  1. Yönetimin Desteği ve Liderliği:

    • Üst düzey yöneticiler veya işveren, İSG politikalarını açıkça desteklemeli ve bu konudaki kararlılığı tüm çalışanlara göstermelidir.
    • Bütçe, zaman ve insan kaynağı dâhil ilgili tüm kaynaklar İSG çalışmalarına ayrılmalıdır.
  2. Çalışanların Katılımı:

    • İş yeri temsilcileri, sendikalar veya çalışan grupları aracılığıyla, çalışanlar teşvik edilmeli ve İSG süreçlerine doğrudan dahil olmalıdır.
    • Çalışanlar, tehlikeleri ve riskleri bildirmede aktif rol üstlenmeli, geri bildirim mekanizmaları kurulmalıdır.
  3. Sorumlulukların Belirlenmesi:

    • İş yerinde belirli İSG sorumluları atanarak görev dağılımı yapılmalı, herkesin rolü net olarak tanımlanmalıdır.
    • İş güvenliği uzmanları, iş yeri hekimi, çalışan temsilcileri gibi profesyoneller koordineli biçimde çalışmalıdır.
  4. Eğitim ve Sürekli Gelişim:

    • Eğitimler düzenli aralıklarla tekrar edilmeli, yeni teknolojiler, yasal mevzuatlar ve güvenlik standartları yakından takip edilmelidir.
    • İş yeri ortamındaki riskler ve sektörel gelişmeler doğrultusunda eğitim müfredatı güncellenmelidir.
  5. Standartların Entegrasyonu ve Belgelenme:

    • ISO 45001 (İş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi) gibi uluslararası standartlar doğrultusunda, prosedürler ve talimatlar hazırlanmalı ve bunlar bütün iş akışlarına entegre edilmelidir.
    • Dokümantasyon ve raporlama düzenli şekilde yapılmalıdır.
  6. Denetim ve İyileştirme Mekanizmaları:

    • Düzenli iç ve dış denetimler gerçekleşmeli, aksaklıklar raporlanıp hızla giderilmelidir.
    • Sürekli iyileştirme (Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al) döngüsü hayata geçirilmelidir.

Bu maddeler, bir iş yerinde “organizasyon” kavramının nasıl olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Yani yalnızca eğitim vermek veya yalnızca belirli süreli bir seminer yapmak yerine, işin temeline ulaşıp sistematik bir anlayış geliştirmek gerekir.


Diğer Seçeneklerin Değerlendirilmesi

Soru içinde belirtilen diğer seçenekler de iş sağlığı ve güvenliği açısından yararlı görünmektedir, ancak tek başlarına veya yanlış şekilde uygulandıklarında yetersiz kalır. Aşağıdaki başlıklarda, diğer seçeneklerin sınırlamalarını detaylı şekilde görebilirsiniz:

1. Her ay düzenli aile hekimi kontrolü sağlamak

Belirli bir sıklıkta (örneğin aylık) çalışanların sağlık kontrollerini yapmak, çalışan sağlığını takip etmek için faydalıdır. Ancak bu uygulama:

  • Sadece iş yerindeki potansiyel tehlikelerin tespiti ve önlenmesinde yeterli olmaz.
  • İşin organizasyonuna ve tehlikelerin yapısal giderilmesine dair bütüncül bir yaklaşım sunmaz.
  • Çalışanın sağlık problemini yakalamak için yararlı olabilir; yine de iş kazaları ve meslek hastalıkları, sadece düzenli muayene ile önlenemez.

2. İkişer ay ara ile yeni eğitim programları uygulamak

Sık eğitim yapmak ilk bakışta olumlu görünebilir; ancak:

  • Eğitim kalitesi ve eğitim içeriğinin doğru belirlenmesi, işletme süreçlerine uygun hale getirilmesi gerekir.
  • Eğitimler uygulamayla ve iş akışıyla entegre edilmezse, çalışanlar sadece bilgileri dinlemiş olur, katılımcı bir güvenlik kültürünün oluşması sağlanamayabilir.
  • Eğitim sıklığı kadar, eğitimlerin etkinliği, çalışanların katılım düzeyi ve geribildirimler belirleyici olur.

3. Dışarıdan herhangi bir kuruluşun iş sağlığı ve güvenliği politikalarına bağlı kalarak seminerlere katılmak

Dış danışmanlık veya kuruluşlardan seminerler almak işletmeye yeni bakış açıları ve uzmanlık kazandırabilir; ancak:

  • Dışarıdan alınan seminerler genellikle geçici ve sınırlı süreli bir etkiye sahip olabilir.
  • Bu seminerlerin işletme içinde kurumsallaştırılması ve sürekli uygulanması, iç denetim ve takiple desteklenmezse uzun vadeli fayda sınırlı olur.
  • Her endüstri ve iş yeri farklı risk profiline sahip olduğundan, “herhangi bir kuruluş” yaklaşımıyla alınan seminerlerin genel anlatımları, spesifik işletme ihtiyaçlarını tam olarak karşılamayabilir.

5. Yirmi ve daha az çalışanı bulunan işyerlerini sağlık kurumu oluşturmaya zorlamak

Yirmi ve daha az çalışanı olan küçük işletmelerde de iş sağlığı ve güvenliği önemlidir. Fakat:

  • Bu işletmelerin finansal kaynakları, insan kaynakları ve ölçekleri büyük işletmelerle aynı değildir.
  • Zorunluluk getirmek yerine onların iş sağlığı ve güvenliğini geliştirebilecekleri uygun programlar, teşvikler ve rehberlikler sağlamak daha etkili olabilir.
  • Sadece bir sağlık kurumu kurmak veya zorlamak yine iş yeri organizasyonunun devamlılığı açısından tek başına yeterli olmayacaktır.

Yukarıdaki seçenekler, tekil yöntemlere vurgu yaparken en kritik unsur, sürekli bir organizasyon yapısı ve iş yeri genelinde benimsenmiş bir kültür ekseninde hareket edilmesidir. Bu nedenle sorunun cevabı, düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak olmalıdır.


Düzenli Katılımın Sağlandığı İş Yeri Organizasyonu Nasıl Kurulur?

İş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemede en temel adım, planlı bir şekilde oluşturulacak, tüm kademelerin katıldığı bir organizasyondur. Bu organizasyonun oluşum sürecinde dikkate alınması gereken belli aşamalar ve prensipler söz konusudur:

1. İSG Politikası ve Hedeflerinin Oluşturulması

  • İşletmenin genel vizyon ve misyonuna entegre olacak, yazılı bir İSG politikası hazırlanmalıdır. Bu politika açık, anlaşılır ve ölçülebilir hedefler içermelidir.
  • Politikanın tüm çalışanlar tarafından anlaşılmasını sağlamak amacıyla duyuru panoları, şirket içi toplantılar veya dijital iletişim kanalları kullanılmalıdır.

2. Risk Değerlendirmesi ve Analizi

  • İş yerindeki tüm süreçler (hammadde girişi, üretim, depolama, sevkiyat, idari işler vb.) tek tek incelenerek risk değerlendirmesi yapılmalıdır.
  • Bu riskleri tanımlama, analiz etme ve önceliklendirme sürecine tüm departmanlardan temsilciler katılmalıdır.
  • Elde edilen bulgular, iş yeri organizasyonunun temelini oluşturan güvenlik önlemlerinin planlanmasında kullanılmalıdır.

3. Prosedür ve Talimatların Hazırlanması

  • Belirlenen risklere karşı alınacak önlemler, standart çalışma prosedürleri ve talimatlar şeklinde dokümante edilmelidir.
  • Bu dokümanlara, her çalışanın kolayca erişebileceği bir sistem (kağıt bazlı veya elektronik) üzerinden ulaşılmalıdır.
  • Prosedürlerin düzenli olarak gözden geçirilmesi ve güncellenmesi gerekir.

4. Uygulama ve Eğitim

  • Prosedür ve talimatların hayata geçirilmesi için, çalışanlara düzenli eğitimler verilmeli ve eğitimlerin verimliliği ölçülmelidir.
  • Eğitimin sıklığı ve içeriği, iş yeri organizasyonunun kritik noktalarına göre planlanmalıdır (örneğin, yeni bir makine devreye girdiğinde ek eğitim).
  • Her eğitimin sonunda, çalışanların katılımlarını ölçmek ve derinlemesine anlamalarını sağlamak için pratik uygulamalar veya sınavlar yapılmalıdır.

5. İzleme, Ölçme ve Denetim

  • Kurulan sistemin etkinliğini ölçmek için performans göstergeleri (örneğin kaza sıklığı, ramak kala olay sayısı, devamsızlık oranları vb.) belirlenmelidir.
  • Düzenli denetim ve gözlem turları yapılarak, sahada prosedürlere uyum sağlanıp sağlanmadığı, koruyucu donanım kullanma alışkanlıkları ve varsa yeni risk unsurları takip edilmelidir.
  • İç denetimlerin yanı sıra, gerektiğinde bağımsız dış denetimler de devreye sokularak objektif bir değerlendirme yapılmalıdır.

6. Geri Bildirim ve Sürekli İyileştirme

  • Çalışanlardan gelen geribildirimler (olay raporları, öneri kutuları, elektronik formlar vb.) hızlı şekilde değerlendirilmeli ve gerekli düzeltici/önleyici faaliyetler uygulanmalıdır.
  • Yıllık veya altı aylık periyodlarla İSG performansı değerlendirilerek, yeni hedefler ve iyileştirme planları yapılmalıdır.
  • Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al (PUKÖ) döngüsü sürekli, tekrarlayan bir süreç olarak işletilmeli ve organizasyon kendini yenilemeye devam etmelidir.

İSG Organizasyonun Sağladığı Faydalar

  1. Kaza Oranının Düşmesi:
    İyi yapılandırılmış bir organizasyon ve katılımcı bir kültürle, iş kazaları önemli ölçüde azalacaktır. Bu durum, çalışan sağlığını korumanın yanı sıra verimlilik artışını da beraberinde getirir.

  2. Meslek Hastalıklarının Azalması:
    Sürekli yapılan risk değerlendirmeleri, düzenli ölçümler ve koruyucu önlemler sayesinde, uzun vadede meslek hastalıklarının görülme olasılığı düşer.

  3. Verimlilik ve Kalite Artışı:
    Çalışanlar kendilerini güvende hissettikçe, işlerine daha fazla odaklanır ve motivasyon iklimi yükselir. Bu da doğrudan kalite ve üretkenliğe yansır.

  4. İtibar Kazanımı:
    İş kazalarını minimuma indiren, çalışan sağlığını öne çıkaran işletmelerin sektörde itibarı yükselir. Bu da daha yetenekli iş gücünü çekme, marka değeri oluşturma gibi uzun vadeli yararlar ortaya koyar.

  5. Yasal Uyum ve Cezalardan Kaçınma:
    Ulusal ve uluslararası mevzuatlara uyum sağlanarak, denetimlerde ceza alma riski düşer. Bu da işletmenin maddi ve hukuki sorumluluklarının azalmasına yardımcı olur.


İSG Organizasyonunu Oluştururken Karşılaşılan Zorluklar

Her ne kadar iş yeri organizasyonu kurmak anahtar unsur olsa da, işletmeler bu süreci hayata geçirirken bazı zorluklarla karşılaşabilir:

  1. Finansal Kısıtlar:
    Yeni güvenlik ekipmanları almak, eğitim ve denetim için bütçe ayırmak, özellikle küçük ölçekli işletmeler için zor olabilir.

  2. Kültürel Direnç:
    Bazı çalışanlar, uzun yıllar alıştıkları iş yapış biçimlerini değiştirmek istemeyebilir. “Biz hep böyle yapıyoruz, bugüne kadar bir şey olmadı” argümanı sıkça duyulur.

  3. Bilgi Eksikliği:
    İşverenler ve çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, standartlar ve iyi uygulamalar konusunda yeterince bilgi sahibi olmayabilir.

  4. Zaman Darlığı:
    Özellikle yoğun üretim ya da hizmet baskısının olduğu işletmelerde, eğitim ve diğer İSG faaliyetlerine yeterince zaman ayırmak zor olabilir.

  5. Liderlik Eksikliği:
    Yönetimin İSG konusuna yönelik kararlılığı ve örnek olması zayıf olduğunda, sistem kurmak ya da var olan sistemi işletmek oldukça güçleşir.

Bu zorluklar; üst yönetimin sahiplenmesi, çalışanların katılımı ve sürekli eğitimin önemi sayesinde aşılabilir. Özellikle liderlik ve doğru iletişim stratejileriyle, işletme genelinde “kazaya mahal vermeyen” bir kültür inşa edilebilir.


Konunun Özeti ve Temel Başlıkları Özet Tablosu

Aşağıdaki tabloda, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesi için gereken temel unsurlar ve “düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu”nun öne çıktığı noktalar listelenmiştir:

Başlık İçerik
En Önemli Unsur Düzenli katılımın sağlandığı, kurumsal ve sürdürülebilir bir İSG organizasyonu kurulması.
Destekleyici Uygulamalar - Düzenli risk değerlendirmesi
- Standart prosedürler ve talimatlar
- Planlı eğitim programları (iç & dış kaynaklı)
- İç ve dış denetimler
Diğer Seçeneklerin Sınırlılıkları - Sadece aile hekimi kontrolleri yetersiz kalabilir
- Sadece seminerler veya geçici eğitimler kısa vadeli çözümler sunar
- Zorunluluk getirmek, katılımcı kültür olmadan etkisiz olabilir
İSG Organizasyonun Bileşenleri - Yönetim liderliği ve çalışan katılımı
- Sorumlulukların net tanımlanması
- Kaynak (bütçe, zaman vb.) tahsisi
- Sürekli izleme ve iyileştirme döngüsü
Beklenen Ana Çıktılar - Kaza ve meslek hastalığı oranlarında düşüş
- Çalışan memnuniyeti ve motivasyon artışı
- İşletmenin itibarı ve rekabet gücünün yükselmesi
Zorluklar - Finansal kısıtlar
- Kültürel direnç
- Bilgi eksikliği
- Zaman yetersizliği
- Liderlik eksikliği
Anahtar Başarı Faktörleri - Kurumsal destek
- Eğitim ve farkındalık
- Etkili iletişim
- İzleme, denetim ve geribildirim mekanizmaları
- Mevzuata ve standartlara uygunluk

Sonuç

İşletmelerde iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek, sadece bir veya birkaç kalemle sınırlı bir yaklaşım değil, kapsayıcı, sürdürülebilir ve katılımcı bir iş yeri organizasyonu gerektirir. Aylık veya ikişer aylık periyotlarla yapılan eğitim ve sağlık kontrolleri elbette önemlidir; ancak bunlar köklü bir güvenlik kültürünün yalnızca parçaları olabilir. Uzun vadede başarıya ulaşmanın yolu, tüm süreçlere entegre edilmiş, mevzuata uygun ve sürekli geliştirilen bir İSG yönetim sistemi kurmak ve bu sistemin işlerliğini sağlamaktan geçer.

Bu sistemi kurarken, yönetimin desteği ve çalışanların katılımı esastır. Çünkü iş yerindeki her seviyeden birey, güvenliği artırma yönünde sorumluluğa sahip olduğu bilinciyle hareket etmelidir. Bu şekilde organizasyon bütüncül ve güçlü bir yapıya kavuşur. Yasal yaptırımlardan çok daha öte, çalışan sağlığı ve işletmenin sürdürülebilir başarısı için, düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kritik bir unsurdur.

Sonuç olarak, yukarıdaki seçenekler arasından, işletmelerde iş kazaları ve meslek hastalıklarının önüne geçilmesinin en önemli unsuru olarak “Düzenli katılımın sağlandığı iş yeri organizasyonu kurmak” öne çıkmaktadır. Bu yaklaşım, tüm çalışanların sürece aktif katılımını teşvik ederek uzun vadede en etkili, sürdürülebilir ve kapsamlı ilerlemeyi sağlar.

@Alparslan_Akgul