Şiir yazı yazarmısın

şiir
yazarmısın aşkımm

Ismet_talha_Karakas, tabii ki size bir şiir yazabilirim. Lütfen bana şiirle ilgili daha fazla bilgi verin. Hangi konuda bir şiir istersiniz? Aşk, doğa, arkadaşlık veya başka bir konu hakkında mı yazmamı istersiniz? Ayrıca, şiirin uzunluğu ve herhangi bir özel isteğiniz varsa bunları da belirtmekten çekinmeyin. Size en iyi şekilde yardımcı olmak için buradayım.

arkadaşlık hakkında iki tane şiir

Arkadaşlık Şiiri 1:

Yıllar geçse de unutmamıştır kalbim,
İçimdeki sıcaklığı hiç solmamıştır.
Bir gül gibi açmıştır dostluk bahçesi,
Kokusunu saçar her an sana bakan gözlerim.

Yükseklerde uçan kuş misali,
Birlikte yürüdük bu hayatta seninle.
Güçlü bir omuz oldun, destek verdin her zaman,
Dostluğunla beni güvende tuttun, sevgili dostum.

Her zorlukta birlikte verdik omuzları,
Birlikte güldük, birlikte ağladık.
Seninle olan paylaşılan anılar,
Hep kalbimde saklı, hiç silinmeyecek.

Arkadaşlık iki kalp arasında bir köprüdür,
Sonsuz bir sevgi ve anlayış ile örülür.
Bilirim ki senin gibi bir dost bulmak zor,
Çünkü sen eşsiz ve değerlisin, sevgili dostum.

Arkadaşlık Şiiri 2:

Arkadaşlık nedir bilir misin?
Birlikte gülmek, birlikte ağlamaktır.
Sohbetlerde kaybolan saatler,
Birbirimize destek olmak kadar samimidir.

Yanı başımda, daima sen ol,
Karanlık günlerde ışığım ol.
Ne zaman sıkıntıya düşsem,
Ellerini uzatıp beni kucakla.

Gözlerimde mutluluk, yüreğimde huzur,
Seninle olmak dünyaya bedel bir duygudur.
Elini tuttuğumda hiç yalnız hissetmem,
Çünkü sen varken, her şey mümkün görünür.

Arkadaşlık büyüktür, sınırları yoktur,
Kalpleri birleştirip sonsuzluğa ulaştırır.
Sevgiyle sarılıp, güvenle büyüyen,
İyi ki varsın, sevgili dostum.

Bu şairler arkadaşlık hakkında iki şiir yazdı. Arkadaşlık, hayatta önemli bir değerdir ve gerçek bir dost bulmak oldukça kıymetlidir. Bu şiirlerde arkadaşlık bağının gücü, dayanışma, destek ve birlikte paylaşılan anılar vurgulanmıştır.

özlem hakkındada bir şiir yazarmısn

Tabii ki, İsmet_talha_Karakas. İşte özlem hakkında bir şiir:

Özlem Şiiri:

Gözlerinde kaybolduğum günden beri,
Özlem içimde büyüyen bir fırtına gibi.
Kalbimdeki yangın, seninle alevlendi,
Her anında senin izini arıyor, özlemle bekliyorum.

Uzakta olmanın acısı içime işliyor,
Senin yanında olmamın hayalini kuruyorum.
Her gün, her saat, her dakika,
Seninle geçen anılara özlem duyuyorum.

Gökyüzüne bakıp yıldızları sayarken,
Gözlerimde senin gülümsemeni arıyorum.
Rüzgarın dokunuşu bile seni hatırlatıyor,
Sanki her yerde senin varlığını özlüyorum.

Gece yatağıma uzandığımda,
Yanı başımda seni hissetmek istiyorum.
Sesini duymak, ellerini tutmak için yanıp tutuşuyorum,
Özlem, beni her geçen gün daha da yakıyor.

Ama bil ki, özlemim seni güçlü kılar,
Sevginin derinliği, aşkın sonsuzluğunda.
Ne zaman yanımda olmasan bile,
Kalbimdeki özlem hiç solmayacak.

Özlemek aşkın bir parçasıdır, sevgili dostum,
Uzakta olsan bile her an seninleyim.
Seninle olan hatıralarım, içimde yaşayan aşk,
Hiç durmayacak, hiç solmayacak, sonsuza dek sürecek.

Bu şiirde özlem hissinin derinliği ve özlemin uzakta olan sevgiliyi ne kadar yakar gibi hissettirdiği anlatılmıştır. Özlemek, aşkın bir parçasıdır ve sevgiliyi yanında hissetme özlemi, kalbin ateşini alevlendirir. Gözlerdeki özlem, kalbinde büyür ve her an onunla olmanın hayalini kurarsın. Özlem, sevginin derinliğinde varlığını korur ve aşkın gücünü hiç kaybetmez.

bana çanakkale hakkında uzun bir deneme yazarmısın

Çanakkale Hakkında Deneme: Bir Destanın İzinde

Çanakkale… İsmi tarih kitaplarına kazınmış, destanlarla örülü, onur dolu bir toprak parçası. Bu kutsal topraklar, yüzyıllardır pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, tarih boyunca birçok savaşın tanığı olmuştur. Ancak, Çanakkale Savaşı, her bir yanıyla çığır açan, eşsiz bir mücadeleyi temsil etmektedir.

Çanakkale Savaşı, 18 Mart 1915 tarihinde başlamış ve 9 Ocak 1916 tarihinde sona ermiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli cephesi olarak kabul edilen Çanakkale, Osmanlı İmparatorluğu ile müttefik güçler arasında gerçekleşen savaşın mekanıdır. Bu savaş, adeta bir destanın yazıldığı bir sahneden ibarettir.

Bu büyük mücadelede, Türk ordusu ve Anzak birlikleri arasında bir çarpışma başlamıştı. Düşman, Çanakkale Boğazı’nı geçmek ve İstanbul’u ele geçirmek istiyordu. Ancak, Türk askerinin gösterdiği kahramanlık ve vatan sevgisi, bu hedefin gerçekleşmesini engellemiştir.

Çanakkale Savaşı’nın önemi, sadece askeri bir zafer değildir. Bu savaş, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en önemli kilometre taşlarından biridir. Çünkü o kutsal topraklarda şehit olanlar, vatan sevgisiyle dolu kalpleriyle adeta bir varoluş savaşı vermişlerdir.

Bu destanı yazanlar, sadece askerler değildi. Çanakkale, kadınların da var gücüyle destanlar yazdığı bir yerdir. Keşanlı Ali Destanı’nda olduğu gibi, kadınlar da kahramanlık hikayeleriyle destanlarda yerlerini almışlardır. Hem cephe gerisindeki hem de cepheye yakın olan kadınlar, yaralıları tedavi etmek, askerlere moral vermek ve savaşa destek olmak için büyük bir özveriyle çalışmışlardır.

Çanakkale Savaşı’nı anmak için her yıl 18 Mart tarihinde, Çanakkale Şehitleri Anma Günü olarak kutlanır. Bu anlamlı gün, savaşta hayatını kaybeden kahramanların aziz hatırasını yaşatmak ve onların vatan sevgisini gelecek nesillere aktarmak amacıyla düzenlenen törenlerle kutlanır.

Çanakkale Savaşı’nın etkileri, sadece Türkiye ile sınırlı kalmamıştır. Bu savaş, dünya çapında da büyük bir yankı uyandırmış, askeri stratejileri etkilemiş ve tarih yazmıştır. Çanakkale, sadece bir coğrafi konumdan ibaret değildir. O, bağımsızlık ve yurt sevgisiyle dolu insanların destanının yazıldığı, eşsiz bir toprak parçasıdır.

Çanakkale’nin kutsallığı, birçok anıta, şehitliklere ve savaş mezarlıklarına yansımıştır. Gelibolu Yarımadası’nda yer alan Anzak Koyu, Conk Bayırı, Kabatepe ve diğer bölgeler, savaşın izlerini taşımaktadır. Bu mekanlar, ziyaretçilere geçmişin sayfalarını açar, onlara o destansı mücadeleyi anlatır.

Sonuç olarak, Çanakkale Savaşı, dünya tarihinde derin izler bırakan bir savaştır. Türk milletinin vatan sevgisi, cesareti ve kahramanlığı bu savaşta tüm dünyaya gösterilmiştir. Çanakkale, her zaman Türk milletinin göğsünde bir gurur ve özgüven kaynağı olarak yaşamaya devam edecektir.

Çanakkale hakkında uzun duygusal bır deneme yazarmısın cnm

Tabii ki, İsmet_talha_Karakas. İşte “Çanakkale Üzerine Duygusal Bir Deneme”:

Çanakkale: Toprakları Kutsal, Duyguları Sonsuz

Çanakkale… Söylenen bir kelime gibi başlayıp, tarih sayfalarında destanlaşmış, yürekleri dağlayan bir acının, bir onurun, bir kahramanlığın adıdır. Bu topraklar, binlerce yıl boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, ama hiçbiri Çanakkale kadar derinden etkilememiştir benliğimizi.

Düşüncelerim giderek oraya kayıyor, anılar canlanıyor gözlerimde. Her adımla geçmişe yol alıyorum, o destansı savaşın içinde kayboluyorum. O siperlerde, o bombaların sesiyle kulakları sağır eden derin sessizlikleri ve çaresizlikleri yaşıyor gibiyim. İnsanlar o karanlık çukurlarda yaşama tutunmaya çalışırken bile, vatanları için ölümü göze alarak savaşmaktaydılar.

Çanakkale Savaşı, yalnızca bir savaş değildi. O, bir direniş, bir inanç, bir vatan aşkıdır. O, her taşı nefes nefese bırakan, her siperde haykıran canlı bir hikayenin ta kendisidir. Bu topraklar, şehitlerin kanıyla ve gözyaşlarıyla beslenmiştir. Binlerce genç beden, bu kutsal topraklara serpilmiş, kendini feda ederek bu güzel vatanı korumuştur.

Duygularım şu an derin bir hüzünle dolu. İşte o kahramanlar, o vatanseverler, o anaların evlatları, doğdukları topraklarından kopmuşlardı. Ama kalpleri, inanç ve sevgiyle doluydu. Onlar, bağımsızlık ateşiyle yanıp kavrulan, özgürlük için savaşan göğüslerdi. Yıllardır düşlerine süzülen bir geleceği hayata geçirmek için vücutlarını toprağa gömmüşlerdi.

Her adımda titriyor bedenim, her taşı dokunduğumda kalbim sızlıyor. Bu kahraman topraklara basmak, adeta onların hikayelerine dokunmak, onlarla bir olmak demek. Şu an burada hissiyatım var, onları hissetmek, onlarla kalbimi buluşturmak gibi.

Çanakkale, sadece bir coğrafi konumdan ibaret değil. O, bir ruh, bir hissettir. Bu kara bütün toprağını kucaklar ve içine hapseder. Adıyla yankılanır her yerde, gönüllerde haykırır, ruhlarda derin izler bırakır. Çanakkale, tüm güzelliğiyle kendisi için dökülen şehit kanları, ayağındaki toprak tanecikleri ve dalgaların hışırtısında kendini gösterir.

Bugün, savaşın izlerini taşıyan bu topraklara adım attığımızda, yüreklerimiz ağırlaşır. Şu an hissettiğim duygu karışık ama özeldir. Onları anlamak, onlarla kalbimi birleştirmek, birer birer isimlerini okumak, onların ruhlarını hissetmek; hepsi benim için özel bir anlam ifade ediyor.

Çanakkale, ulusumuzun kalbinde taht kurmuş, gönlümüzde unutulmaz bir yer işgal etmiştir. Bu topraklar, kelimelerle anlatılamayacak kadar derin bir acı, bir gurur, bir sevgi barındırır. İşte bu yüzden Çanakkale, her birimizin içinde birer anıt mezar olarak yer alır.

Sonuç olarak, Çanakkale, tarihin en önemli dönemeçlerinden biridir. Bu topraklar, kutsallığıyla, duygularıyla, kahramanlarıyla her birimizin kalplerinde sonsuza kadar yaşamaya devam edecektir. Şehitlerimizin anısına duamız, gözyaşımız, minnettarlığımız hiç eksik olmasın. Onları asla unutmayacağız, onların adını tarihle birlikte sonsuza dek yaşatacağız. Duruşlarıyla bize ilham olan bu kahramanlar, tüm vatanseverlere gurur ve güç vermektedir. Çanakkale, bizlere bu vatanın kıymetini, özgürlüğün değerini bir kez daha hatırlatmaktadır. Sonsuza kadar yaşasın Çanakkale, sonsuza kadar yaşasın şehitlerimiz!

çanakkale hakkında bir hikaye yazarmısın

Tabii ki, İsmet_talha_Karakas. İşte “Çanakkale Destanı: İzmirli Denizci Ahmed’in Hikayesi”

Yıllar öncesinde, İzmir’in sakin Balçova Köyü’nde yaşayan genç bir denizci olan Ahmed, Çanakkale Savaşı’nın başladığı haberiyle yüreği hüzünle dolmuştu. Vatanı için her şeyi göze alan Ahmed, denizci dostlarıyla birlikte gönüllü olarak savaşa katılmaya karar verdi.

Balçova Köyü’nün sessiz sokaklarından geçerken, gözlerine hüzün yansımıştı. Çanakkale’deki savaşın sonuçlarını kestirmek zordu, ama Ahmed, içindeki vatan sevgisiyle dolu bir cesaret hissi ile yoluna devam etti.

Ahmed ve denizci dostları, İzmir’den Çanakkale’ye gitmek için bir gemiye bindiler. Yol boyunca, askerlerin morali yüksekti ve birbirlerine cesaret veriyorlardı. Ahmed, denizdeki dalgaları izlerken, Çanakkale Savaşı’nın zorluğunu düşündü. Ancak, vatanı için mücadele etmenin onlara güç katacağına inanıyordu.

Çanakkale’ye ulaştıklarında, çarpışmaların şiddetli olduğunu gördüler. Ahmed, İzmir’den tanıdığı arkadaşlarından bazılarını gördü ve birbirlerine sevinçle sarıldılar. Ancak, bu sevinçli anlar da kısa sürdü. Savaşın zorluğuyla yüzleşmek için hazırlanmaları gerekiyordu.

Ahmed, yakaladığı ilk fırsatta bir topçu birliğine katılmak için gönüllü oldu. Artık siperlerde yer alıyordu ve düşmanla göğüs göğüse mücadele ediyordu. Çanakkale Boğazı’nın verdiği stratejik avantajı kullanarak, Türk askerleri düşmanı durdurmak için son güçlerini kullanıyordu.

Siperlerdeki zorlu mücadeleler sürerken, Ahmed’in gözleri her daim vatanının bayrağına takılıydı. Eski anıları, ailesi, dostları ve Balçova Köyü onu daha da motive ediyordu. Şehit düşen kahramanların anısına dua ediyor, onların isimlerini kalbinin derinliklerine kazıyordu.

Bir gece, düşman saldırısına karşı siperlerde cesurca direnen Ahmed, bir mermi tarafından yaralandı. Göğsünde sıcak bir ağrı hissetti ve yavaşça yere düştü. Kanlar içinde kalıp, hayatının gözlerinden geçtiği anlarda, vatanına olan sevgisi ve gösterdiği cesaret onu huzura götürdü.

Ahmed’in cesareti, tüm siperlere yayıldı. O, sadece bir denizciydi, ama vatanı için verdiği bu son nefesle bir kahramana dönüştü. İşte, Ahmed’in hikayesi, Çanakkale Destanı’nın sadece bir parçasıydı.

Çanakkale, Ahmed gibi binlerce kahramanın destanının yazıldığı bir topraktır. Bu destan, vatan sevgisiyle birleşen cesaret ve fedakârlığın simgesi olmuştur. Çanakkale Savaşı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde bir dönüm noktasıdır ve bu topraklarda yazılan destan, tüm dünyaya özgürlük için verilen mücadelenin en canlı kanıtıdır.

Her yıl 18 Mart’ta, Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde, Ahmed ve onun gibi kahramanlara dua ediyor, onların hatırasını yaşatıyoruz. Onlar, bizim ulusal kimliğimizin parçalarıdır ve bizlere vatan sevgisi, birlik ve beraberlik duygusunu hatırlatırlar. Çanakkale Destanı, bu toprakların kutsal ruhunu her zaman canlı tutacak ve gelecek nesillere ilham kaynağı olacaktır. Çünkü Çanakkale, tarihimize altın harflerle yazılmış bir hikayedir.