Osmanlı azınlıklarının kurduğu zararlı cemiyetler, haklılıklarını ispatlamak için özellikle General Harbord Raporu ve Wilson İlkeleri’ne dayanmaya çalışmışlardır. Bu rapor ve ilkeler, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra, Kurtuluş Savaşı’nın ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sürecinde, Amerika Birleşik Devletleri tarafından hazırlanan önemli belgelerdir.
General Harbord Raporu, 1919 yılında Amerikalı General James Harbord tarafından hazırlanmıştır. Raporda, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki azınlıkların maruz kaldığı zulüm ve baskılar detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Raporda, azınlıkların dini, kültürel ve ekonomik haklarının ihlal edildiği, toplu katliamların gerçekleştirildiği bir gerçek olarak ortaya konulmuştur. Bu rapor, Osmanlı azınlıklarının kendi cemiyetlerini kurmalarının arkasındaki sebepleri ve haklılıklarını ön plana çıkarmak için kullanılmıştır.
Wilson İlkeleri ise Amerikan Başkanı Woodrow Wilson tarafından 1918 yılında ortaya atılmış olan demokrasi ve ulusal kendi kendini yönetme ilkeleridir. Bu ilkelerde, azınlıkların kendi dillerini, kültürlerini ve dinlerini özgürce yaşamalarının önemi vurgulanmıştır. Osmanlı azınlıkları bu ilkeleri kullanarak, zararlı cemiyetler kurmalarının gerekçelerini ve haklılıklarını savunmuşlardır.
Reval Görüşmeleri, Mondros Ateşkes Antlaşması ve Amiral Bristol Raporu da Osmanlı azınlıklarının durumunu ele alan belgelerdir ancak bu belgeler, özellikle General Harbord Raporu ve Wilson İlkeleri kadar önemli ve etkili olmamıştır. Bu yüzden Osmanlı azınlıkları genellikle General Harbord Raporu ve Wilson İlkeleri’ni savunarak, zararlı cemiyetlerinin kuruluşunu ve çalışmalarını haklı çıkarmaya çalışmışlardır.