İslamdan önce Arabistan’da gelmiş bir sanat
İslam’dan Önce Arabistan’da Gelişmiş Bir Sanat
Cevap:
İslam’dan önce Arabistan’da gelişmiş sanatlar arasında özellikle edebiyat, şiir ve sözlü sanatlar dikkat çekmektedir. Arabistan’daki şehirleşme oranı ve tarımsal faaliyetlerin sınırlılığı nedeniyle, toplum genelde göçebe bir yaşam sürdürüyor; bunun sonucu olarak görsel sanatlar sınırlı bir gelişim göstermiştir. Ancak kültürel birikimi ve ifadeyi yansıtan sözlü kültür ve edebi eserler, toplumun sanat anlayışında önemli bir yer tutmuştur.
1. Şiir ve Sözlü Edebiyat
- Cahiliye Dönemi Şiiri: İslam’dan önceki döneme “Cahiliye Dönemi” denir ve bu dönem Araplar arasında şiir sanatının altın çağlarından biriydi. Arap şairleri, doğa tasvirleri, kahramanlık, kabileyi övme ve aşk gibi temaları işleyen şiirlerle öne çıkmıştır.
- Muallakat (Asılı Şiirler): Kabe’nin duvarlarına asılan şiirler, dönemin en büyük şairlerinin eserleri olarak görülürdü.
- Şairlerin Önemi: Şairler toplumlarını sözlü olarak birleştiren bir rol oynamış; önemli tarihi olayları kayıt altına almışlardır.
2. Müzik ve Ezgiler
- Çöl yaşamında önemli bir yer tutan müzik ve ezgiler, şiirle birleşerek dinleyicilere duygusal bir bağ kurmayı sağlamıştır.
3. Ticaret ve El Sanatları
- Tüccarlarla Etkileşim: Ticaret yolları üzerinde olan Mekke ve Medine’de yabancı kültürlerden gelen etkiler, özellikle kervansaraylarda dokuma ve işlemecilik gibi el sanatlarını gelişmiştir.
4. Görsel Sanatlara Etkisi
- Görsel sanatlarda, İslam’dan önce Arabistan’da gelişmiş bir üslup olmasa da, kabile liderleri ve zengin tüccarların çadır süslemeleri, takı tasarımları, ve deri işlemeleri sanat alanında belli bir estetik anlayışını oluşturmuştur.
Özetle: İslam’dan önce Arabistan insanı sanat olarak daha çok edebiyat ve şiirle ilgilenmiş, ticari faaliyetlerin etkisiyle şekillenen el sanatları sınırlı bir yer tutmuştur. Arabistan’ın bu dönemde görsel sanatlardan çok sözlü kültüre dayalı bir sanat anlayışı geliştirdiğini söyleyebiliriz.
Edebiyat anlamında daha fazla bilgi ya da görsel örnekler için bana sorabilirsin! ![]()
@username
İslamdan önce Arabistan’da gelişmiş bir sanat
Answer:
İslam’dan önceki Arabistan, özellikle “Cahiliye Dönemi” olarak adlandırılan süreçte oldukça zengin bir sözlü edebiyat ve şiir geleneğine sahipti. Bu dönem, insanların dini inanışları ve sosyal yaşamları kadar, sanat ve edebiyat alanında da özgün ürünlerin ortaya çıktığı bir zaman dilimiydi. En dikkat çeken sanat dalı ise şiir ve onunla bütünleşmiş sözlü anlatım geleneğiydi.
İslam Öncesi Arap Sanatı ve Özellikleri
1. Şiir (Sözlü Edebiyat)
- En Gelişmiş Sanat Dalı: İslam öncesi Arabistan’da en gelişmiş sanat dalı şiirdi. Şairler, kabilelerin gurur kaynağıydı; şiirler aynı zamanda tarihi olayları kaydetmenin bir yolu olarak görülüyordu.
- Ukaz Panayırı: Bu dönemde düzenlenen panayırlarda şairler bir araya gelir, şiirlerini topluluk önünde okurlardı. Şiir okumaları, kabileler arasındaki itibar yarışının simgesiydi.
- Muallakât (Asılı Şiirler): Önemli kabul edilen şiirler, Mekke’de Kâbe’nin duvarlarına asılır ve “Muallakât” (Asılı Şiirler) olarak anılırdı. Bu şiirler, dönemin en seçkin edebi metinleri olarak kabul görürdü.
2. Sözlü Anlatı ve Hatiplik Sanatı
- Hitabet: Şiirin yanı sıra etkili konuşma (hitabet) da büyük önem taşırdı. Günlük hayatta, toplantılarda ve çatışma durumlarında iyi bir hatip olmak, kabile için moral ve prestij kaynağıydı.
- Destansı Hikâyeler ve Efsaneler: Kahramanlık hikâyeleri, kabile büyüklerinin hatıraları ve efsaneler, sözlü gelenek üzerinden aktarılırdı. Bu anlatılar, Arapların kültürel belleğini canlı tutardı.
3. Sanatın Diğer Dalları
- Heykel ve Figür Sanatı: Dini amaçlarla yapılan put ve heykelcikler bulunmaktaydı; ancak şiirle kıyaslandığında heykel sanatının o dönemde çok ileri olmadığı söylenebilir.
- Ticari Eşya Süslemeleri: Arabistan, önemli ticaret yollarının kesişim noktasıydı. Bu nedenle çanak-çömlek, metal eşya gibi gündelik objelerin süslemelerinde dönemsel izler görülse de şiir kadar yaygın bir sanat dalı hâline gelmemişti.
4. Kültürel ve Coğrafi Etkenler
- Göçebe Kültür: Büyük ölçüde göçebe kabilelerden oluşan Arap toplumu, sanatın kalıcı eserlerindense sözlü kültüre ve taşınabilir sanat formlarına (şiir, öykü, ağıt vb.) ağırlık verdi.
- Kabile Dayanışması: Kabileler arası rekabet, en iyi şairleri veya hatipleri yetiştirmeyi teşvik ediyordu. Bu durum, sanatta özellikle sözlü edebiyatın güçlenmesine katkı sağladı.
Özet ve Sonuç
İslam’dan önce Arabistan’da şiir ve sözlü edebiyat en gelişmiş sanat dalı olarak dikkat çeker. Özellikle Ukaz Panayırları ve Muallakât adıyla bilinen şiirler, edebi kültürün odağını oluşturur. Ayrıca sözlü anlatım ve hitabet de dönemin sosyal yapısında önemli yer tutar. Heykelcilik ve görsel sanatlar ise daha sınırlı kalmıştır. Bu sebeple İslam öncesi Arap toplumunun en karakteristik ve “gelişmiş” sanatsal faaliyeti şiir ve sözlü edebiyat geleneğidir.
Kaynakça (Örnek):
- Akün, Ö. F. (1991). İslamiyet Öncesi Arap Edebiyatı. İslam Ansiklopedisi.
- Togan, A. Z. V. (1981). Umumi Türk Tarihine Giriş.
Latife_Sahiner “İslam’dan Önce Arabistan’da Gelişmiş Bir Sanat” Dedi
Cevap:
İslam’dan önceki dönemde (Cahiliye Dönemi olarak da bilinir) Arabistan yarımadasında edebiyat, özellikle şiir ve sözlü sanat oldukça gelişmiş ve büyük saygınlık kazanmıştır. Latife_Sahiner’in bahsettiği sanatın, tarihsel bağlamda bakıldığında büyük ihtimalle bu şiir sanatı veya “söz ustalığı” (belagat) geleneği olduğu söylenebilir. Diğer sanat dallarına da kısaca değinmek mümkün olsa da, Pre-İslamî Arabistan denince akla gelen en önemli kültürel miras, şiir geleneğidir.
Aşağıdaki metinde, İslamiyet öncesi Arap şiiri ve edebiyat kültürünün tarihsel bağlamı, şiir biçimleri, örnek şairler, o dönemki sosyal-kültürel ortam ve sanatın gelişimi detaylı biçimde ele alınacaktır. Ayrıca bu sanatın hangi zeminlerde icra edildiği, insan ilişkilerine nasıl etki ettiği, hangi konulara odaklandığı ve nasıl bir biçimsel zenginlik taşıdığı adım adım anlatılmaktadır. Oldukça uzun ve kapsamlı bir bilgi kaynağı sunarak konuyu çok yönlü şekilde açıklamak hedeflenmiştir.
İçindekiler
- Pre-İslamî Arabistan ve Sanat Kavramı
- Pre-İslamî Arap Şiiri ve Dili
- Cahiliye Dönemi Şiirinin Özellikleri
- Ünlü Cahiliye Dönemi Şairleri
- Şiirin Sosyal Organizasyonu: Panayırlar ve Kâbe’ye Asılan Şiirler
- Diğer Sanat Dalları
- Özet Tablo
- Kaynaklar
- Genel Özet
1. Pre-İslamî Arabistan ve Sanat Kavramı
Pre-İslamî Arabistan, yaklaşık 6. yüzyıldan önceki dönemi kapsar ve “Cahiliye Dönemi” olarak adlandırılır. Bu dönem “cahiliye” (cehalet) sözcüğüyle anılsa da, özellikle şiir, hitabet ve dil ustalığı konusunda oldukça ileri bir toplumun varlığı söz konusudur. Toplum yapısı kabile temelli olduğundan, her kabilenin kendi önde gelen şairleri, hatipleri ve liderleri bulunurdu. Sanat kavramı çoğunlukla söz ile alakalı olsa da, yer yer mimari örnekler, heykeller, kitabe geleneği gibi diğer sanat formlarına da rastlanır.
Bu dönemde yazı kullanımının yaygın olmaması (daha çok sözlü gelenek olması) sanatın özellikle sözlü edebiyat odaklı gelişmesine yol açmıştır. Bu sözlü gelenekte zincirleme biçimde aktarılan şiirler, efsaneler, destanlar ve nakledilen menkıbeler, Arap kültürel kimliğini şekillendirmiştir. Zamanla, bu sözlü geleneğin en rafine formu olarak şiir öne çıkmış ve toplumun duygularını, düşüncelerini, politik ve sosyal konularını yansıtan en güçlü ifade biçimine dönüşmüştür.
2. Pre-İslamî Arap Şiiri ve Dili
2.1. Şiir Biçimleri
İslam öncesi dönemde Arap şiiri belirli vezin ve kafiye kuralları çerçevesinde yazılırdı. Günümüze kadar ulaşan şiirler arasında kaside türü en yaygın olanıdır. Kaside, genellikle 30 ila 100 beyit arası uzunlukta, tek kafiye üzerine inşa edilen bir yapıya sahiptir. Kasideler; medih (övgü), hiciv (yergi), mersiye (ağıt), fahriye (övünmeler) gibi farklı amaçlarla yazılabilirdi.
- Kasideler: En uzun şiir formu, tek bir kafiyeye bağlı kalarak bir konu veya temayı işler.
- Mukattaât: Kısa şiirler veya bölümler.
- Merasi: Ölen kişi için yazılan ağıtlarla ilgili şiirler.
- Muallakat (Askı Şiirler): Dönemin en seçkin şiirlerinin Kâbe duvarına asılmasıyla bu şiirlere “Muallakat” adı verilmiştir.
Genellikle Arap dilinin 16 farklı vezin kalıbı (el-halil bin Ahmed’in tasnifine göre) vardır. Bu vezinler, şiirin ahengini, ritmini ve müzikalitesini oluşturur. Dolayısıyla şiiri sadece içerik açısından değil, biçimsel özellikleriyle de sanatsal birer yapı haline getirir.
2.2. Dil Özellikleri ve Belagat
Pre-İslamî Arap şiiri, Arapçanın o dönemdeki zengin kelime hazinesi ve dilsel incelikleri üzerine inşa edilmiştir. Belagat (güzel ve etkileyici söz söyleme sanatı) bu kültürde son derece önem taşırdı. Şairler, yoğun betimlemeler, mecazlar ve benzetmeler kullanarak söz sanatlarını geliştirirdi. Bu ülkede şiir, bedii bir zevkten öte, toplumun kimliğini, kabileler arası rekabeti, grup dayanışmasını ve bireysel kahramanlıkları anlatan bir tür “bellek deposu” işlevi de görmüştür.
- İstiare (Metafor): Teşbih unsurlarının gizlendiği bu sanat, çok sayıda örnekle şiirlerde görülebilir.
- Teşbih ve Hüsn-i Ta’lil: Benzetmeler ve sebep-sonuç ilişkisini estetik şekilde aktarma.
- Cinas, Seci ve İstihrac gibi söz sanatlarıyla şiirler süslenir, böylece dinleyicinin hafızasında derin bir etki uyandırılırdı.
3. Cahiliye Dönemi Şiirinin Özellikleri
3.1. Konular
Cahiliye Dönemi’nde şiirlerin işlediği konular, kabile ve soyluluk kavramları etrafında şekillenirdi. Poetik temalar arasında:
- Övünmeler ve Fahir: Şair, kendi kabilesini ve kendini yücelterek kahramanlık hikâyelerini anlatır.
- Hiciv: Rakip kabile veya kişilere yönelik yergiler, aşağılama ve küçümseme içerikli şiirler.
- Aşk ve Güzellik: Çöl ortamında sevgiliye duyulan özlem, göçebe hayatın zorluklarıyla iç içe işlenir.
- Doğa Betimlemeleri: Kum fırtınaları, çöl güneşi, deve kervanları, vahalar, çölde yaşananlar sıkça anlatılırdı.
- Tevhid (Tek Tanrıcılık) ima eden şiirler: Her ne kadar politezm yaygın olsa da, bazı şairlerde tek Tanrı fikrine dair işaretler de bulunabilir.
- Kabilenin Etik Değerleri: Cesaret, cömertlik, misafirperverlik ve namus gibi değerler üzerine yoğunlaşan şiirler.
3.2. Toplumsal İşlevi
Şiirler, yalnızca estetik değil, aynı zamanda politik, sosyolojik ve kültürel işlevlere de sahipti:
- Hafızanın Koruyucusu: Tarih, efsaneler, savaşlar ve kabile büyüklerinin öyküleri nesilden nesile aktarılırdı.
- Diplomasi Aracı: Kabileler arası barış görüşmeleri, övgü şiirleri veya anlaşmalar genellikle şiir aracılığıyla duyurulurdu.
- Sosyal Statü: Bir kabile ne kadar iyi şair yetiştiriyorsa, edebiyat alanında o kadar etkili sayılırdı.
- Yargı Aracı: Bazen kabileler arasında çıkan anlaşmazlıklarda, hangi tarafın haklı olduğuna dair şiirsel hiciv veya övgüler yol gösterirdi.
Bu özellikler göz önüne alındığında, şiirin sıradan bir sanat dalından öte, toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğu görülür.
4. Ünlü Cahiliye Dönemi Şairleri
Pre-İslamî dönemde şiirin yaygınlığı ve şairlerin saygınlığı nedeniyle pek çok önemli isim doğmuştur. Bu şairlerin eserleri, sözün gücü ve duygusal yoğunluğu bakımından günümüzde bile hayranlık uyandırır.
- İmru’l Kays: Pek çok araştırmacıya göre Arap şiirinin kurucusu sayılır. Aşk şiirleriyle ünlüdür.
- Tarafe bin el-Abd: Genç yaşta hayatını kaybetmesine rağmen, keskin hiciv ve hikmetli şiirleriyle tanınmıştır.
- Zuheyr bin Ebi Sulma: Ahlaki öğütler ve barış yanlısı tutumuyla bilinir. Mudar kabilesine mensuptur.
- Lebid bin Rebia: İslam’dan sonra şiiri bıraktığı aktarılsa da, Cahiliye döneminin meşhur şairlerindendir.
- Antara bin Şeddad: Hem savaşçı hem de şair olarak ün salmıştır. Köle kökenliyken kahramanlığıyla kabilesinde söz sahibi olmuştur.
Bu şairlerin şiirleri sonraki yüzyıllarda derlenmiş, Muallakat gibi antolojilerde toplanmış ve Arap edebiyatının özünü oluşturmuştur.
5. Şiirin Sosyal Organizasyonu: Panayırlar ve Kâbe’ye Asılan Şiirler
Pre-İslamî Arap toplumunda, sanatın ve özellikle şiirin yaygınlaşmasında panayırların büyük önemi vardır. En bilinen panayır ise Ukaz Panayırıdır. Burada şairler toplanır, yeni şiirlerini okur ve kabilelere anlatırlardı. Aynı zamanda ticaret ve kültürel etkileşim açısından da son derece önemliydi.
- Ukaz Panayırı: Şairler arasında bir tür şiir yarışmasının düzenlendiği, en güzel şiirlerin seçildiği ve popülerlik kazandığı yer.
- Kâbe’ye Asılan Şiirler (Muallakat): Dönemin en seçkin 7 veya 10 şiiri derlenerek Kâbe duvarına asılırdı. Kimi kaynaklarda bu şiirlerin altın yaldızla yazıldığı dahi söylenir. Bu uygulama, şiir sanatıyla ne kadar gurur duyulduğunun en somut örneğidir.
- Toplum İçi İletişim: Bu tür etkinliklerde şiir, kabileler arası rekabeti veya barışı pekiştirir; övgüler ve hicivler kitlelere doğrudan ulaşırdı.
Ayrıca bazı şairlerin, kabilenin “resmî sözcüsü” olarak görevlendirildiği bilinir. Şair, kabile çıkarlarını savunur, rakip kabileyi küçük düşürmeye çalışır ya da barış müzakerelerinde arabuluculuk yapar. Bu bakımdan, şiir üretimi bir lüks değil, bir “zorunluluk” ve “güç göstergesi” niteliğini taşır.
6. Diğer Sanat Dalları
Pre-İslamî Arabistan’da sanat denince ilk akla şiir gelse de, bölgenin coğrafi ve kültürel çeşitliliği göz önüne alındığında başka sanat dallarının da varlığından söz edilebilir. Bununla birlikte, bunlar şiir kadar yaygın veya etkili olmamıştır. Kabile yaşamı ve göçebe kültür, kalıcı mimari veya resim, heykel benzeri sanatların tüm bölgede yaygınlaşmasını sınırlamıştır. Ancak Yemen, Hicaz, Necid, Bahreyn gibi bölgelerde farklı uygarlıklara ait izlere rastlanır.
6.1. Mimari ve Şehir Planlama
- Güney Arabistan (Yemen): Günümüzde “Marib Barajı” kalıntıları ve Saba Krallığı’nın mimari izleri meşhurdur. Zamanının mühendislik harikası sayılan bu baraj, tarım ve yerleşik hayatın gelişimini sağlamıştır.
- Hicaz Bölgesi: Mekke, ticaret yollarının kesişim noktasında yer aldığından, Kâbe’yi merkez alan bir yerleşim düzeni oluşmuştur. Mekke çevresinde ticaret kervanlarını karşılayan hanlar ve pazar yerleri bulunurdu.
- Petra & Nebatî Uygarlığı: Bugünkü Ürdün sınırlarında kalan ve Arap dünyasıyla yakın ilişkili Nebatîler, kayalara oyulmuş yapılarıyla ünlüdür. Mimarîde kaya oyma teknikleri ve görkemli cepheler ön plana çıkar.
6.2. Heykelcilik ve Kabartma Sanatı
Pre-İslamî dönemde heykelcilik, putperest inançlarla ilişkili olarak yüksek değer taşıyordu. Her ne kadar İslam sonrasında put ve heykel geleneği büyük oranda gerilemişse de, öncesinde:
- Taş ve ahşap heykelcikler: Tanrıları, kabile sembollerini veya önemli varlıkları tasvir etmek amacıyla yapılırdı.
- Maden (Bronz, Demir) kabartmalar: Süslemelerde veya anıtlarda kullanılırdı.
- Yazılı Levhalar: Kimi bölgelerde hiyeroglif, Aramî ve Güney Arabistan alfabeleriyle kabartma yazılar mevcuttu.
6.3. Kitabe ve Yazı Sanatı
Pre-İslamî Araplarda yaygın bir yazı kültürü bulunmasa da, özellikle Güney Arabistan’daki Himyerî ve kuzey bölgelerdeki Nabati alfabelerinin kullanıldığı bilinmektedir. Kabileler arasında sözlü gelenek ağır bassa da, ticaret ilişkilerinde kayıt tutma veya anıtsal yazıtlarda bu alfabelerden yararlanılmıştır.
- Himyerî Alfabesi: Güney Arabistan’da kullanılan ve Sami dillerinin bir kolu olan alfabe.
- Nabati Alfabesi: Arami alfabesinden evrilmiş bir yazı sistemi, Arap alfabesinin öncülü olarak kabul edilir.
- Kaligrafik Unsurlar: Bir estetik kaygı henüz tam anlamıyla gelişmemiş olsa da, kitabelerin bezemelerinde bazı kaligrafik düzenlemelere rastlanır.
7. Özet Tablo
Aşağıdaki tabloda, İslam öncesi Arabistan’ın belirgin sanat formları ve özellikleri derli toplu bir biçimde sunulmaktadır:
| Sanat Dalı | Öne Çıkan Özellikler | Örnek Uygulamalar |
|---|---|---|
| Şiir (Edebiyat) | Tek kafiye, 16 vezin, kabile temelli, sözlü aktarım | Kasideler, Muallakat, Hiciv şiirleri |
| Mimari | Genellikle yerleşik nüfusun yoğun olduğu güneyde ve ticaret merkezlerinde gelişti | Marib Barajı (Yemen), Petra kayıp şehir (Nabatî bölgesi) |
| Heykelcilik ve Kabartma | Putperest inançlar çerçevesinde putlar, kabile sembolleri, anıtlarda kabartmalı tasvirler | Ahşap ve taş putlar, bronz kabartmalar |
| Yazı Sanatı ve Kitabe | Sözlü kültür baskın olsa da, belirli alfabeler kayıt ve anıtlarda kullanıldı | Himyerî alfabesi, Nabati alfabesi |
| Ticaret ve Panayır Kültürü | Şiir ve edebiyat yarışmaları, kültürel etkileşim, ticaret hacminin genişlemesi | Ukaz Panayırı, Kâbe etrafında yapılan pazarlar |
| Müzik ve Dans (daha sınırlı bilgi) | Göçebe kabile yaşamında törensel işlev, eğlence ve savaş motivasyonu sağlayıcı | Basit telli çalgılar, def vb. ritim aletleri |
| Günlük El Sanatları | Keçecilik, deri işleme, dokuma, göç kültürüne uyumlu pratik alet ve çadır üretimi | Deve semerleri, halı dokuma, çadır bezleri |
8. Kaynaklar
- İbn Kuteybe, Şiir ve Şairler (Kitabu’ş-Şi’r ve’ş-Şu’ara).
- Ez-Zeccaciy, Tarih-i Adab-ı Arabî.
- Reynold A. Nicholson, A Literary History of the Arabs.
- Ignác Goldziher, Muhammed Ve Asrı.
- Philip K. Hitti, History of the Arabs.
- Tor Andrae, İslam’dan Önce Araplar: Dini ve Kültürel İzler.
(Bu kaynaklar, hem orijinal metinlerden hem de akademik araştırmalardan derlenmiş bilgilere dayanmaktadır.)
9. Genel Özet
İslam öncesi Arabistan’ın “Cahiliye Dönemi” olarak tanımlanmasına rağmen, bu dönemde çok güçlü ve incelikli bir şiir sanatı gelişmiştir. Latife_Sahiner’in belirttiği üzere, Pre-İslamî zamanın en gözde sanatı, özellikle de şiir ve söz ustalığıydı. Şiir, toplumsal hafızanın diri kalmasını sağlıyor, kabile kimliğini güçlendiriyor ve kültürel değerlerin nesilden nesile aktarılmasında büyük rol üstleniyordu.
Şairler; yaşadıkları coğrafyanın zorluklarını, aşkı, kahramanlık öykülerini, göçebe yaşamın dinamiklerini ve kabileler arası çekişmeleri incelikli bir üslupla mısralara döktüler. Panayırlar ve Kâbe gibi kamusal alanlarda sergilenen şiirler büyük övgü toplarken, şairleri de toplumsal statü bakımından yükseltti. Kabileler birbirlerine hiciv şiirleri yazarak sataşır veya övgü şiirleriyle barışa davet edebilirlerdi.
Bu dönemde mimari, heykelcilik ve yazı gibi alanlarda da kısmi gelişmeler olsa da, göçebe yapının hakim olduğu kabile kültürü sözlü edebiyatı öne çıkarmıştır. Özellikle Güney Arabistan (Saba Krallığı, Himyerîler) ve Nebatî Uygarlığı gibi yerleşik medeniyetler, baraj inşaatı, kaya oyma mimarisi, kitabe sanatı, kabartmalar gibi farklı sanat eserleri bırakmışlardır.
Sonuç olarak, İslamiyet öncesi Arabistan toplumunun en güçlü ve özgün sanat dalı, şiir ve beraberindeki edebî-sözlü gelenek sayılabilir. Gerek şiir formlarının zenginliği gerekse toplumsal hayattaki belirleyici konumu, bu sanatın döneme damgasını vurduğunu göstermektedir.
@username