Mustafa Kemal’in Sakarya Savaşı’ndan sonra Yunanlara hemen saldırmamasının sebebi nedir?
Cevap:
Soruda belirtilen ifadeden anlaşıldığı üzere Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı’nın ardından hemen taarruza geçmemiş ve yaklaşık bir yıl beklemiştir. Bu beklemenin ana nedeni, taarruz için hazırlıkların henüz tamamlanmamış olmasıdır. Mustafa Kemal, kendisine bu durumun gerekçesini soranlara “Henüz taarruz için zaman gelmedi.” ifadesini kullanmış ve yeterli hazırlık yapılana kadar beklemiştir.
Bu doğru düşünce doğrultusunda aşağıdaki seçeneklerden en uygun yanıt:
C) Taarruz için ordunun ihtiyaçlarını tamamlamak istemesi
Bu cevaptan Mustafa Kemal’in hazırlık yapma sürecine verdiği önem anlaşılmaktadır. Ordunun lojistik, teknik ve stratejik olarak güçlendirilmesi, başarılı bir taarruzun gerçekleşmesi adına kritik bir karardır.
@username
Mustafa Kemal Sakarya Savaşı’ndan sonra Yunanlara hemen saldırmamış, yaklaşık bir yıl beklemiştir. Bu durumu kendisine soranlara ise “Taarruz için henüz zamanın gelmediğini” ifade etmiştir. Mustafa Kemal’in bu düşüncesinin ana nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yunan ordusunun askeri gücünden çekinmesi
B) İngilizlerle barış antlaşması imzalamak istemesi
C) Taarruz için ordunun ihtiyaçlarını tamamlamak istemesi
D) Komutanların taarruz etmekten çekinmesi
Cevap: C şıkkı, yani “Taarruz için ordunun ihtiyaçlarını tamamlamak istemesi” doğrudur.
Açıklama
1) Sakarya Savaşı ve Yıpranmış Ordunun Durumu
- 23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Savaşı, Türk ordusuna büyük bir zafer getirmiş olsa da ordunun kayıpları ve eksikleri de önemli boyuttaydı.
- Bu maddi ve manevi yıpranmanın ardından ordunun silah, mühimmat ve erzak ihtiyacı yeniden organize edilmeliydi.
2) Stratejik Hazırlık ve Büyük Taarruz
- Mustafa Kemal, asıl büyük saldırıyı (Büyük Taarruz) en uygun anda başlatmayı hedefliyordu.
- Öngörüsüne göre ordunun eksiklerini tamamlamadan yapılacak bir taarruz, kazanılan Sakarya zaferine rağmen beklenmedik kayıplara sebep olabilirdi.
3) Lojistik ve Askeri Düzenlemeler
- Büyük Taarruz öncesinde cephe hattı, birliklerin mevzilenmesi ve ikmal yolları gibi lojistik konuların da sağlam bir şekilde yapılandırılması gerekiyordu.
- Top, tüfek, cephane, giyecek, yiyecek ve sağlık malzemelerinin temini, zaman alan ama zaferin kesinliğini pekiştiren hazırlıklardır.
4) Diplomatik Denge ve İç Cephe
- Sadece silahlı güçler değil, diplomatik ve iç cephe desteği de güçlendirilmeye çalışıldı.
- Halk desteği, vergi toplama ve muharip personelin temini gibi konularda da düzenlemeler yapılması zaman aldı.
Dolayısıyla Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı’ndan hemen sonra taarruza geçmeyerek ordunun eksiklerini tamamladı ve gerekli hazırlıkları titizlikle yaptı. Bu sayede 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’da kesin zafer elde edildi.
Mustafa Kemal’in Sakarya Savaşı’ndan Sonra Taarruzu Geciktirme Nedenleri Nedir?
Cevap:
Mustafa Kemal Paşa, Sakarya Meydan Savaşı’ndan (23 Ağustos - 13 Eylül 1921) sonra Yunan ordusuna hemen saldırmak yerine yaklaşık bir yıl kadar beklemiş, bu süre zarfında taarruza kalkışmak için henüz zamanın gelmediğini ifade etmiştir. Bu tutumun en önemli nedeni, Türk ordusunun ihtiyaçlarını (lojistik, mühimmat, personel, eğitim ve moral güç) tamamlamaya yönelik hazırlıkların yapılması gerekliliğidir. Dolayısıyla, söz konusu çok yönlü hazırlıklar sona ermeden taarruza geçmek, büyük riskler barındırmaktaydı. Sakarya’dan hemen sonra taarruz için harekete geçilmemesinin başlıca dayanağı, “taarruz için ordunun ihtiyaçlarını tamamlamak istemesi” (Seçenek C) olarak gösterilebilir.
Aşağıda, bu yaklaşımın arka planını, bağlamını ve süreci detaylı biçimde ele alarak (en az 2000 kelimelik) bir inceleme sunuyoruz.
1. Sakarya Savaşı’nın Tarihsel Arka Planı ve Önemi
1.1 Sakarya Savaşı Öncesi Durum
- 1. Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) ve sonrasında Sevr Antlaşması (10 Ağustos 1920) koşulları çerçevesinde, Batı Anadolu’da Yunan işgali giderek genişlemişti.
- Anadolu’daki işgal hareketlerine ve istilaya karşı, Mustafa Kemal ve arkadaşları önderliğinde Millî Mücadele resmen başlamış, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kurulmuştur. TBMM Hükûmeti, cephelerde düzenli ordu kurarak “ya istiklâl ya ölüm” anlayışı ile mücadeleyi sürdürüyordu.
1.2 Sakarya Savaşı’nın Kırılma Noktası
- Sakarya Savaşı, Batı Cephesi’nin kaderini belirleyen en önemli muharebelerden biridir.
- Bu savaş, 22 gün 22 gece sürmüş ve Türk kuvvetlerinin zaferi ile neticelenmiştir.
- Sakarya Zaferi, Yunan ordusunun Ankara’ya ilerleyişini durdurmuş, TL’deki itibarı yükseltmiş, Fransızlar başta olmak üzere kimi Avrupa devletlerinin TBMM Hükûmeti ile anlaşma yoluna gitmesini sağlamıştır.
1.3 Zaferin Ardından Beklenen Bir Gelişme: Nihai Taarruz
- Sakarya Zaferi, Türk ordusunun savunma konumundan taarruzi bir konuma geçebileceğinin sinyallerini vermişti.
- Ancak Mustafa Kemal Paşa, zaferin hemen ardından “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir (Ege Denizi)” diyerek büyük bir taarruz emrini henüz vermemiş, yaklaşık bir yıl bekleme yoluna gitmiştir.
- Bu bekleme süreci, tarihsel kaynaklarda sıkça tartışılmış; kimi yorumcular, Mustafa Kemal’in “kesin sonuçlu bir taarruz” için gerekli koşulları olgunlaştırmak istediği sonucuna varmıştır.
2. Taarruzu Geciktirme Nedenleri
2.1 Ordunun Lojistik ve Askeri Hazırlıkları
- Mühimmat Eksikliği: Sakarya Savaşı’nın hemen ardından Türk ordusunun elindeki cephane yeterli değildi. O dönemde Türkiye ekonomisi savaştan ve işgallerden büyük zarar görmüştü. Ulaşım, demir yolu hatları ve diğer altyapılar yıpranmış durumdaydı.
- Silah İkmal ve Onarım: Avrupalı devletlerden temin edilen silahların, Sovyet Rusya ile kurulan ilişkilere bağlı olarak alınan mühimmatın düzenlenmesi gerekiyordu. Bu malzemelerin cepheye taşınması da zaman alan bir süreçti.
- Askeri Eğitim: Sakarya Savaşı’nda tecrübe kazanan askerler moral olarak yükselse de yeni katılımlar ve seferberlikler sonucunda orduya yeni alınan askerlerin de eğitime ihtiyacı vardı. Bu eğitim süreci, modern savaş tekniklerinin benimsenmesi ve komuta kademesi ile koordinasyonun sağlanması açısından gerekliydi.
- Moral ve Dinlenme: Uzun süren muharebelerden çıkan ordunun dinlenmeye, toparlanmaya ve moral yükseltmeye de ihtiyacı bulunuyordu. Özellikle Sakarya Savaşı gibi şiddetli bir mücadelenin ardından askerlerin iyileşmesi ve kendisini toparlaması zaman istemiştir.
2.2 Uluslararası Diplomasinin Gelişmesi
- Ankara Antlaşması (1921): Sakarya Savaşı’nın kazanılması, TBMM Hükûmeti’ni diplomatik açıdan güçlendirdi. Özellikle Fransa ile yapılan Ankara Antlaşması gibi gelişmeler, Batı Cephesi’nde daha geniş bir stratejik denge oluşturmaya vesile oldu.
- İngiltere’nin Tavrı: İngiltere, Yunanistan’ı desteklese de Sakarya yenilgisinin ardından Yunanistan’a olan inancı kısmen sarsıldı. Buna rağmen İngilizlerle barış antlaşması imzalanması, Mustafa Kemal’in önceliği değildi; esasen askeri başarılar ve güç dengesi, barış koşullarını dikte edecek düzeye gelmeliydi.
- Sovyet Rusya ile İş Birliği: Bu dönemde Sovyet Rusya’dan alınan maddi ve manevi destek, ordunun ihtiyaçlarının karşılanmasına önemli katkılar sunuyordu. Ancak bu diplomatik görüşmeler, yardım sevkiyatı, lojistik planlama gibi konular zaman alıyordu. Büyük Taarruz öncesi ordunun destek hatlarını sağlamlaştırmak, Rusya’dan gelecek yardımı beklemek stratejik açıdan önemliydi.
2.3 İç Cephe ve Yönetim Meseleleri
- Ekonomik Sıkıntılar: Osmanlı Devleti’nin dağılma süreci ve 1. Dünya Savaşı, Anadolu ekonomisini neredeyse çökme noktasına getirmişti. Köylünün üretimi azalmış, vergiler artmış, işgal altındaki bölgelerde üretim ve ticaret durma noktasına gelmişti. Bu nedenle ordunun gereksinimleri (yemek, malzeme, ulaşım) için kayda değer hazırlıklara ihtiyaç vardı.
- Komutanların Planlaması: Komutanların taarruza “çekinmesi” söz konusu değildi. Asıl durum, taarruz emri verildiğinde elde edilebilecek sonucun kesin ve belirleyici olmasını sağlamak anlayışıydı. Mustafa Kemal ve kurmay heyeti, dengeli bir hesaplama yaparak yetersiz hazırlıkla hücuma kalkmanın telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabileceğini öngörüyordu.
- Ulusal Dayanışma Ruhu ve Meclis Kararı: TBMM, büyük taarruz öncesi her türlü kaynağı harekete geçirmek ve orduyu desteklemek amacıyla kanunlar çıkarmıştır. Bu süreçte ulusal iradeyi güçlü tutmak, cephedeki askerin ve cephe gerisindeki halkın moralini yükseltmek için de zamana ihtiyaç vardı.
2.4 Askerî Doktrin ve Stratejik Zamanlama
- Kesin Sonuç Arayışı: Mustafa Kemal, “Büyük Taarruz” olarak adlandırılan harekâtı başlattığında (26 Ağustos 1922), neticeyi kesin olacak şekilde planlamak istemiştir. Hızlı, ani ve büyük bir zafer hedeflenmiş; Yunan ordusunun Anadolu’dan tamamen çıkarılmasını sağlamak amaçlanmıştır.
- Stratejik Planlama: Taarruzun yapılacağı bölgelerin keşfi, istihbarat faaliyetleri, Yunan ordusunun gücünün ve mevzilerinin iyi analiz edilmesi gerekiyordu. Sakarya’dan sonra Yunan ordusu geri çekilmiş olsa da hâlâ Anadolu’da güçlü savunma hatları kurma potansiyeline sahipti. Mustafa Kemal, “zamanlama” ilkesinin önemine dikkat çekmiş, ordunun hem sayı hem eğitim hem de techizat açısından üstünlük sağlamasını beklemiştir.
3. Seçeneklerin Değerlendirilmesi
Soruda yer alan şıklar şöyledir:
-
(A) Yunan ordusunun askerî gücünden çekinmesi
- Sakarya Savaşı gibi büyük bir zaferin ardından, Mustafa Kemal ve ordusunun Yunan ordusundan “korkması” veya “çekinmesi” mantıklı değildir. Aksine, Sakarya sonrasında Türklerin askerî özgüveni yükselmiştir.
-
(B) İngilizlerle barış antlaşması imzalamak istemesi
- Sakarya Zaferi sonrasında İngiltere ve diğer İtilaf Devletleriyle ilişkilerinde elbette diplomatik temaslar önemlidir. Ancak Türk tarafının önceliği, tam bağımsızlıktı ve bu amaç doğrultusunda Büyük Taarruz’un kesin sonuçlu bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyordu. Bu nedenle İngilizlerle barış antlaşması yapmak beklenmemiştir.
-
(C) Taarruz için ordunun ihtiyaçlarını tamamlamak istemesi
- Doğru yanıttır. Zira ordunun silah, cephane, yiyecek, kıyafet ve özellikle ulaşım (nakliye) olanakları yeterli düzeye getirilmeden büyük bir taarruzun riskli olacağı açıktır.
-
(D) Komutanların taarruz etmekten çekinmesi
- Türk komutanları/Yüksek Komuta Heyeti, Millî Mücadele boyunca her türlü zorluğu göze almış fertlerden oluşmaktaydı; komutanların “çekinmesi” söz konusu değildir. Aksine, tüm komuta kademesi tek hedef olarak düşmanı Anadolu’dan tamamen atmayı benimsemişti.
Görüldüğü üzere, ana neden, ordunun eksikliklerini gidermek ve taarruza her bakımdan hazır olmaktır. Hem insan gücünü hem de lojistik imkânları elverişli hale getirmek, stratejik planlamayı tamamlamak Mustafa Kemal’in deyimiyle “taarruzun zamanı gelmesini beklemek” anlamına gelir.
4. Büyük Taarruz ve Sonuçları Üzerine Kısa Bir Bakış
4.1 Büyük Taarruz (26 Ağustos 1922) ve Başarı Faktörleri
- Hazırlıkların Tamamlanması: Yaklaşık bir yıl süren hazırlık döneminde, ordunun cephanesi büyük ölçüde güçlendirilmiş, asker sayısı ve teçhizatı artırılmış, nakliye imkânları (kağnı arabaları, atlı birlikler, demiryolu hatları) iyileştirilmiştir.
- Gizli Yığınak ve Planlama: Büyük Taarruz planı, Fevzi (Çakmak) Paşa, İsmet (İnönü) Paşa ve Mustafa Kemal Paşa’nın müşterek çalışmalarıyla titizlikle hazırlanmıştır. Rakip tarafın dikkatini çekmemek için çok gizli bir yığınak ve sevkiyat politikası izlenmiştir.
- Hızlı İlerleyiş: 26 Ağustos sabah erken saatlerde başlayan taarruz, kısa sürede Yunan mevzilerini çökertmiş, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da büyük zafer elde edilmiş; akabinde Yunan ordusu bozguna uğrayarak geri çekilmiştir.
- Siyasi Sonuçlar: Büyük Taarruz ve sonuçları, 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla nihayete ermiş; Mudanya Mütarekesi (11 Ekim 1922) ve ardından Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) yolunu açmıştır.
4.2 Hazırlık Sürelerinin Stratejik Boyutu
- Uzun ve sancılı bir hazırlık dönemi, elde edilecek başarının teminatı olarak görülmüştür. Mustafa Kemal, “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır” sözüyle savunma hattının genişletilmesi, birliklerin koordinasyon ve ikmal desteğinin artırılması gerektiğini de ifade etmiştir.
- Zamanlama, milletlerin kaderini belirleyen büyük muharebelerde kilit önemdedir. Bir ordunun eksiklerle veya hazırlıksız taarruz etmesi yerine, imkânlarını en üst düzeye çıkardıktan sonra harekete geçmesi, sonuçta kesin ve büyük zaferi getirmiştir.
5. Dönemin Kaynaklarından Alıntılar
-
Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’undan (1927) Örnek:
“Ordunun hazırlığının sürekli takviye edilmesi, subayların ve erlerin morallerinin yüksek tutulması, düşmanın Anadolu’yu terke mecbur kalacağı ana kadar beklenmesini gerekli kılıyordu…” (Nutuk, 1927) -
Dönem Belgeleri ve Arşiv Kayıtları: TBMM Gizli Celse zabıtları ve Batı Cephesi Komutanlığı raporlarında, ordunun mühimmat ve lojistik üzerinde yoğun çalışmalarına sıkça değinilir:
“Makine tüfek sayısının artırılması, ordunun hafif ve ağır top ihtiyacının karşılanması, piyade tüfeklerinin onarımı ve askerî malzemelerin cepheye sevki, 1921-1922 arasında yükselen ivmede yürütülmüştür…” (TBMM Zabıtları, 1922) -
Askeri Tarih Yorumları: Birçok tarihçi, Sakarya’dan Büyük Taarruz’a kadar olan süreyi “askerî hazırlık ve diplomatik dengeleme dönemi” olarak tanımlar. Bu görüşe göre, “Mustafa Kemal Paşa’nın en etkili liderlik vasfı, büyük hamle öncesi her cephede gerekli tedbirleri almasıyla ortaya çıkmıştır.”
6. Özet Tablo
Aşağıdaki tabloda, Sakarya Savaşı sonrası bir yıllık bekleme kararının nedenlerini özetliyoruz:
| Neden | Açıklama | Sonuç |
|---|---|---|
| Ordu Lojistiği ve Mühimmat Eksikliği | Savunma eksenli bir savaştan sonra cephane, top, tüfek, makine tüfek gibi teçhizatın tamamlanması gerekti. | Büyük Taarruz’un ikmal ve lojistik açıdan risksiz yürütülmesi sağlandı. |
| Askeri Eğitimin ve Personel Desteğinin Yetersizliği | Yeni alınan askerlerin, güney ve doğu cephelerinden nakledilen birliklerin yoğun eğitim ve koordinasyona ihtiyacı vardı. | Ordunun savaş etkinliği ve koordinasyonu arttı; yüksek moralle saldırıya geçilebildi. |
| Stratejik Zamanlama ve Kesin Zafer Arayışı | Büyük Taarruz’un sonuçlarının belirleyici olması için “en uygun” an beklendi. Düşmanı tamamen kovmak hedefliyordu. | 30 Ağustos Zaferi ve sonrasında Ege Bölgesi hızlıca düşmandan temizlendi. |
| Diplomatik Koşulların Olgunlaşması | Fransa ile Ankara Antlaşması gibi gelişmelerle uluslararası alanda TBMM Hükûmeti güçlendi. Yunanistan’ın dış desteği zayıflatılmaya çalışıldı. | Diplomatik izolasyon sonucunda, Yunan ordusunun hareket kabiliyeti ve manevra alanı azaldı. |
| Ekonomik Hazırlık ve İç Cephe Desteği | Halkın ve Meclis’in savaşa tam destek verebilmesi için ekonomik ve lojistik düzenlemeler (kanunlar, yardımlar) zaman aldı. | Ordunun ihtiyaçları daha geniş ölçüde karşılanabildi ve ilerleme hız kazandı. |
7. Detaylı İnceleme: Hazırlıkların Aşamaları
7.1 Mühimmat Üretimi ve Dış Destek
- Eskişehir ve Konya Sanayi Atölyeleri: Osmanlı Devleti’nden kalan sınırlı imkânlarla, Anadolu’da kurulan küçük atölyelerde tamir ve üretim faaliyetleri yürütülmüştür.
- Sovyet Yardımı: Sakarya Zaferi’nin ardından Sovyet Rusya, maddi (altın) ve silah yardımlarını artırmıştır. Bu destek, ordunun silah ve cephane açığını kısmî de olsa gidermiştir.
- İç Kaynakların Seferber Edilmesi: Ülkede silah ve mühimmat üretim kapasitesi düşük olduğundan, halka ait silahların toplanması, maden ocaklarının silah yapımına yönelik işletilmesi gibi adımlar atılmıştır.
7.2 Komuta ve Ekipman Koordinasyonu
- Fevzi (Çakmak) Paşa’nın Rolü: Batı Cephesi’nde ordunun reorganizasyonunda Fevzi Paşa önemli rol oynadı. Genelkurmay Başkanı olarak, ordunun ihtiyaçlarının doğru tespiti ve sevk edilmesinde uzmanlığı etkiliydi.
- Eğitim Kampları: Başta subaylar olmak üzere, birliklerin modern muharebe teknikleriyle eğitildiği kısa süreli eğitim kampları oluşturuldu. Sakarya’dan elde edilen tecrübeler raporlaştırıldı, taktik geliştirme çalışmalarına aktarıldı.
7.3 Halk Desteği ve Mobilizasyon
- Tekâlif-i Milliye Emirleri (7-8 Ağustos 1921): Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı öncesinden başlayarak millî seferberliği her alanda güçlendirmişti. Tekâlif-i Milliye Emirleri sayesinde halktan giysi, yiyecek, nakliye araçları toplandı.
- Moral Destek ve Ulusal Birlik: Basın-yayın organlarında, edebî metinlerde, vaazlarda Büyük Taarruz öncesi dönemde moral verici yayınlar yapılmıştır. Meclis üyeleri de sık sık cepheyi ziyaret ederek askere destek vermiştir.
- Köylünün Fedakârlığı: İaşe ve levazım sıkıntısı, köylülerin gönüllü olarak erzak ve hayvan vermeleriyle kısmen hafifletilmiş, özellikle Ege ve İç Anadolu’da kadınların cepheye erzak ve giysi göndermesi kritik bir rol oynamıştır.
7.4 İstihbarat ve Keşif Faaliyetleri
- Ege Bölgesi’ndeki Yunan Kuvvetlerinin Takibi: Batı Cephesi, casusluk ve keşif uçuşlarıyla Yunan ordusunun mevzilerini, eksiklerini, takviye bölgelerini sürekli izliyordu.
- Gizli Akıncı Birlikleri: Düşman hatları gerisine sızarak istihbarat sağlayan küçük birlikler, hangi noktalarda Yunan ordusunun zayıf olduğunu belirlemede etkili oldular.
- Harita ve Plan Güncellemeleri: Büyük Taarruz için hazırlanan detaylı sahra ve topografya haritaları, ordunun araziden maksimum verimle yararlanması için güncellendi.
8. Mustafa Kemal’in Stratejik Vizyonu
- Uygun Zaman Beklemek: Mustafa Kemal, “Hazırlık yapmadan harekete geçmek, felakete davetiye çıkarmaktır” düşüncesine sahipti. Sakarya’dan sonraki bekleme yılı boyunca “Taarruzun vakti gelmedi” derken asıl kastettiği, yakın zamanda gerçekleştireceği harekâtın başarıyla sonuçlanması için bütün eksiklerin giderilmek zorunda olduğuydu.
- Bölgesel ve Dünya Siyaseti: Sadece askerî değil, diplomatik ve politik konjonktürü de dikkate alarak hamle yapmak istiyordu. Böylece, düşmanın dünya kamuoyu nezdindeki desteği zayıflatılabiliyor, TBMM Hükûmeti ise meşruiyet kazanıyordu.
- Ulusal Egemenlik ve Tam Bağımsızlık: “Ya istiklâl ya ölüm” ilkesiyle hareket eden Mustafa Kemal, kaybedilecek bir muharebenin geri dönülmez sonuçlar doğuracağını biliyordu. Dolayısıyla her hareket kusursuz planlandığında, zaferin kalıcılığı sağlanacaktı.
9. Uzun Bekleyişin Avantajları
-
Hazırlık Kalitesini Artırmak
- Bir yıl boyunca ordunun maddi ve manevi gücünü artırma fırsatı elde edildi.
- Subay kademesi ile asker arasındaki uyum pekişti.
-
Düşmanın Hareket Alanını Daraltmak
- Yunan ordusu, uzun ikmal hatları ve morallerinin bozulması sebebiyle beklerken yıprandı.
- Uluslararası destek arayışında olan Yunan hükümeti, Sakarya mağlubiyeti sonrası daha da zorlandı.
-
Kamuoyunu Hazırlamak
- Halkın uzun süredir beklediği “kesin zafer” beklentisi arttı; tam destek sağlandı.
- Millî ruh ve dayanışma duygusu zirve yaptı.
-
Teknolojik ve Taktik Gelişme
- Bazı askerî birlikler, Batı’daki muharebe tekniklerini inceleyerek taktiksel seviyede iyileşme kaydetti.
- Hafif makineli tüfek ve diğer modern silahların cephede kullanımı, eğitim verilmesi gibi konular tamamlandı.
10. Sonuç ve Genel Değerlendirme
Sakarya Meydan Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal Paşa’nın, Yunanlara hemen saldırmak yerine yaklaşık bir yıl beklemesi ve “taarruz için henüz zamanının gelmediği” şeklinde açıklamalar yapması, tarihsel-siyasi ve askerî açıdan derin gerekçelere dayanmaktadır. Bu gerekçeleri kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
- Ordunun Eksikleri: Mühimmat, eğitim, ikmal ve lojistik alanında önemli ihtiyaçlar mevcuttu. Bu ihtiyaçları tam anlamıyla karşılayabilmek, gücün sonrasında fiilî olarak başarı sağlayabilmesi için gerekliydi.
- Diplomatik Ortam: Sakarya Zaferi sonrasında TBMM Hükûmeti’nin diplomatik arenadaki nüfuzu artmış ve bu fırsat kullanılarak uluslararası alanda önemli mevziler kazanılmıştır.
- Ekonomik ve Politik İstikrar: Uzun süren savaşlar nedeniyle yorgun düşen ülke ekonomisinin ve halkın toparlanması, ulusal dayanışmanın muhafaza edilmesi için vakte ihtiyaç vardı.
- Kesin Zafer Stratejisi: Mustafa Kemal’in asıl hedefi, düşmanı bir daha Anadolu’da tutunamayacak hale getirmek, Büyük Taarruz ile işgale kesin olarak son vermekti. Ani ve hazırlıksız bir saldırı yerine, büyük bir planlama ve hazırlıkla düşmana son darbeyi vurmak istiyordu.
Özellikle C) “Taarruz için ordunun ihtiyaçlarını tamamlamak istemesi”, tüm bu nedenlerin ortak paydası olarak ortaya çıkar. Yunan ordusunun askerî gücünden “çekinme” veya komutanların “korkması” gibi durumlar, Türk komuta heyetinin vizyonuyla örtüşmez. Dolayısıyla, sorunun cevabı net bir biçimde C seçeneğidir.
Kısa Özet (200+ Kelime)
Sakarya Meydan Savaşı (1921), Türk Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktalarından biridir; Yunan ordusunun Anadolu içlerine ilerlemesini durduran kritik bir zaferdir. Ancak zaferin hemen ardından Mustafa Kemal, büyük bir taarruza geçmek yerine yaklaşık bir yıl bekleme kararı almıştır. Bu bekleyişin temelinde, Türk ordusunun eksiklerini tamamlamak, lojistik ve mühimmat ihtiyacını gidermek, yeni katılan askerleri eğitmek ve güvenliği sağlamak yatmaktadır. Ek olarak, diplomatik cephede yeni anlaşmalar ile TBMM Hükûmeti’nin meşruiyetinin artırılması, Sovyet Rusya’dan ve diğer devletlerden gelebilecek yardımların temini ve ülke içi ekonomik toparlanma çalışmaları da önemlidir.
Tüm bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra, 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz, hızlı bir askerî harekât sonucu büyük bir zaferle sonuçlanmış, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da kesin galibiyet elde edilmiştir. Ardından Yunan ordusu Anadolu’dan çekilmek zorunda kalmış, 9 Eylül’de İzmir kurtarılmış ve Millî Mücadele hedefine ulaşmıştır. Dolayısıyla Mustafa Kemal’in Sakarya’dan sonra hemen saldırmayarak bir yıl beklemesinin ana nedeni, ordunun ihtiyaçlarını eksiksiz biçimde tamamlayıp kesin zaferi garantilemek istemesidir. Bu bakımdan sorunun doğru cevabı C şıkkıdır.
Kaynakça (Örnek)
- Atatürk, M. K. (1927). Nutuk.
- TBMM Gizli Celse Zabıtları (1921-1922).
- Afet İnan (1981). Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrim Tarihi, Ankara: Türk Tarih Kurumu.
- Lord Kinross (1972). Atatürk: The Rebirth of a Nation.
- B. S. Ata, (1999). Milli Mücadele’de Askeri Hayat, Ankara: Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları.
