Çabuk olmalı
Fransız İhtilali’nin milliyetçilik akımlarına karşı hangi düşünce savunulmuş?
Cevap:
Fransız İhtilali (1789), özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi fikirleri yayarken aynı zamanda pek çok coğrafyada “milliyetçilik” akımlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu gelişmelerin sonucunda Avrupa’daki monarşiler ve muhafazakâr liderler, kendi iktidarlarını ve geleneksel düzeni koruyabilmek amacıyla muhafazakârlık ve monarşik düzen fikrini güçlendirmeye çalıştı. Bu düşünceler, halk egemenliğine dayalı ulus-devlet modeline (milliyetçiliğe) karşı, soyluların, kralların ve imparatorların iktidarına dayanan geleneksel toplumsal ve siyasi yapıyı savunmayı amaçlıyordu. Özellikle Avusturya Şansölyesi Klemens von Metternich önderliğinde kurulan Metternich Sistemi ve Kutsal İttifak, Avrupa’da devrim ve milliyetçilik hareketlerini bastırmaya yönelik bir politika benimsedi.
Bu yaklaşımın temel özelliği; yasal monarşilerin ve eski düzenin korunması, toplumsal kargaşa ve devrimlere karşı katı önlemler alınması, yeni filizlenen milliyetçilik düşüncesine karşı da merkezi yönetimlerin desteklenmesiydi. Böylelikle 19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa siyasetinde, milliyetçi hareketlere rağmen muhafazakârların etkisi sürdü.
Aşağıdaki tablo, dönemin temel karşıtlıklarını özetlemektedir:
| Akım / Düşünce | Özellikleri | Karşı Durduğu Fikir |
|---|---|---|
| Milliyetçilik (Ulusçuluk) | · Ulus-devlet anlayışını savunur. · Halk egemenliğine vurgu yapar. |
Eski düzen, imparatorluklar, monarşik yönetimler |
| Muhafazakârlık (Monarşi) | · Geleneksel düzeni, monarşiyi ve soyluları korur. · Değişime karşı tedbirli yaklaşır. |
Halk egemenliği, devrimci fikirler, ulusal bağımsızlık |
| Metternich Sistemi | · Kutsal İttifak ile isyanları bastırmayı hedefler. · Avrupa’da statükoyu korur. |
Fransız İhtilali’nin getirdiği devrimci ve milliyetçi hareketler |
Kısaca Özet: 1789 Fransız İhtilali’nin yarattığı milliyetçilik akımlarına karşı, Avrupa’daki krallar ve muhafazakâr çevreler monarşik düzeni korumak için birleşmiş ve sert tedbirler uygulamıştır. Böylece milliyetçilik fikrine karşı, geleneksel yapının ve “eski düzen”in devamını savunan muhafazakâr-monarşik anlayış ön plana çıkmıştır.