Fakirleştirici büyüme, ekonomik büyüme sürecinde gelir eşitsizliğinin artması ve yoksulluk oranlarının yükselmesi anlamına gelir. Bu büyüme modeli, belirli bir ülkede ekonomik aktivitenin artmasına ve milli gelirin yükselmesine rağmen, bu büyümenin ekonomik refahın tüm kesimlerine eşit bir şekilde yansımaması durumunda ortaya çıkar.
Fakirleştirici büyümenin nedenleri arasında gelir dağılımındaki bozulma, verimlilik artışının sınırlı bir grupla sınırlı olması, yatırımların eğitime ve insana odaklanmaması, siyasi ve ekonomik sistemin adaletsizlikleri gibi faktörler sayılabilir. Bu tür bir büyüme modeli, toplumdaki eşitsizlikleri derinleştirerek yoksulluk ve sosyal sorunlarla mücadelede zorluklara neden olabilir.
Fakirleştirici büyümenin sonuçları oldukça zararlıdır. Yoksulluk oranları yükselir, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlere erişimde sorunlar ortaya çıkar, ekonomik fırsatlara eşit erişim sağlanamaz ve toplumsal dışlama artar. Bu durum, sosyal ve ekonomik istikrarı tehdit eder ve toplumdaki adalet duygusunu zedeler.
Fakirleştirici büyümeyi önlemek veya tersine çevirmek için bazı politika önlemleri alınabilir. Bunlar arasında gelir dağılımında adaleti sağlamak için vergi reformları, sosyal yardım programlarının etkinliğini artırmak, eğitim ve beceri geliştirme olanaklarına yatırım yapmak, işsizlik sorununu çözmek için istihdam politikalarını güçlendirmek yer alır. Ayrıca, ekonomik büyümenin toplumun her kesimine eşit şekilde yansımasını sağlamak için kaynakların doğru yönlendirildiği ve fırsat eşitliğinin teşvik edildiği bir politika çerçevesi oluşturulması önemlidir.
Sonuç olarak, fakirleştirici büyüme, ekonomik büyümenin sadece bir kesimi için refahı artıran ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştiren bir modeldir. Bu tür bir büyümeyi önlemek ve sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme elde etmek için adaletli politikalara ve toplumun tüm kesimlerinin refahını hedefleyen stratejilere ihtiyaç vardır.