Annesi ve babası terk edince, vadide yalnızca üç evin olduğu bir bölgede dedesiyle yaşayan çocuk, dürbünle de sürekli denize bakar. Bu dürbünle gördüğü Beyaz Gemi hayallerin her zaman merkezinde olur. Damadı Orozkul’un yanında çalışan dede, bu yüzden onun kötülüklerine sessiz kalmak zorundadır.
Okula başladığında da her gün dedesi ile gidip gelen çocuk, dedesinden Boynuzlu Maral Ana masalını dinlemeyi de çok sever. Dede de bu Maral Ana soyundan geldiklerine inanı ve çocuklar da bu inançla büyür.
Bir gün vadiye gelen kamyonların yanına giden çocuk Kulubeg ile tanışır. Kulubeg, çocuğa dedesini tanıdığını ve onun da Maral Ananın soyundan geldiğine de inandığını söyler. O gece çıkan fırtınada yolda kalan Kulubeg ve ekibi, Mümin’in evine sığınır.
O gecenin sabahında alkol alınılan ve herkesin sarhoş olduğu bir ortamda, çocuk kendini mutsuz hisseder. Dedesi bile sarhoş olmuştur. Tam o an balık olup Beyaz Gemiye gitmeyi hayal eder. Çayın kenarına giderek hiç düşünmeden içine girer. Çayın derin kısmından, yüksek çırpınışlara rağmen kurtulamaz.
bunu anlamı aynı kalacak şekilde kısa bir paragraf haline getir