Toplum içinde yaşayan bir kimsenin vicdanına ve kanunlara göre yapmak zorunda olduğu işlere görev denir. Hak ve görev daima beraber bulunur. Hak olan yerde mutlaka görev de vardır. Birisinden ödünç para alan kimsenin vakti geldiğinde borcunu vermesi ödevidir, alacaklının da alacağını isteme- si hakkıdır. Devlet İşlerinin düzenli ve sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için vatandaşların yapmakla yükümlü olduklan birtakım görevleri vardır. Bunların başlıcaları şunlardır:
Seçme ve Seçilme Görevi: Demok- rasi idarelerinde millet adına kamu işlerini görecek kimseler seçimle iş başına gelir- ler. Kamu işleri, yurt ve millet İşleri ile ilgili çeşitli hizmetlerdir. Egemenliğin asıl sahi- bi olan millet, kendi işlerini belirli bir süre çinde yürütmek üzere bazı kimselere yetki verir. Seçim, milletten bu yetkiyi ala- cak kimselerin seçilmesi için yapılır. 18 yaşını bitiren her Türk seçmendir. Seçim; vatandaşların siyasi hak ve görevlerin- dendir. Herkes bu görevi önemli bir borç bilmeli, seçimlerde oyunu kullanmalıdır. Memleket işlerinde hepimiz derece derece sorumluyuz. Millet- vekili seçimlerinde hepimiz seçime katılmak suretiyle memleket idaresinde sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Hem seçime katılmayan hem de memleket idaresinden şikâyet eden kimseler dürüst insan sayılmazlar.
Vatandaş, seçim yolu ile memleket yönetimine katılır. Çünkü bir kimseyi seçmekle onu vekil seçtiği- ni göstermiş olur. Seçtiğimiz kimseler görevlerini yapamaz veya kötüye kullanırsa bunun sorumluluğu seçmenlere aittir. Çünkü onlara bu görevi veren bizleriz. Seçimlerde parti gayreti, dostluk ve akrabalık gibi kişisel duygulara kapılmamalı, seçeceğimiz kimselerin etkin, bilgili, dürüst ve temiz insanlar olması- na dikkat etmeliyiz. Bir memlekette seçimlere katılan seçmen sayısının yüksekliği, oradaki halkın siyasi olgunluğunu ve yurtseverliğini gösterir.
Vergi Verme Görevi: Herkesin yurt ve millet giderlerini karşılamak üzere gelirlere göre ödemek- le yükümlü olduğu paraya vergi denir. Devlete vergi vermek, kamu hizmetleri için yapılan masraflara katılmak demektir. Kamu hizmetleri ise yine vatandaşların rahatı ve mutluluğu için yapılan işlerdir. Şu hålde vatandaşlar vergi vermekle yine kendi işleri için masraf yapıyorlar demektir. Vergi olarak ödenen paralar, bize hizmet ve İyilik olarak geri dönüyor, demektir. İyi bir vatandaş, zamanı geldiğinde isterimeden, zorlanmadan vergisini yatırmalıdır. Yurdunu seven bir kişinin yapacağı iş budur. Vergisini zamanında ödeyen vatandaş, görevini yapmış bir kimse gibi vicdan rahatlığı içinde yaşar. Herkes böyle yaparsa kamu hizmetleri daha çabuk görülür, halk rahata kavuşur ve devletimiz güçlü olur. Vergilerini zamanında vermeyen ve vergi kaçıranların bu hareketi hr sızlık gibidir. Ahlaka ve yurtseverliğe sığmaz. Vergi borcu, anaya babaya olan hizmet borcumuz gibidir, İyi bir vatandaş vergi borcunu vaktinde ve tamam olarak seve seve öder.
Askerlik Görevi: Bağımsız ve özgür yaşa- mak isteyen bir millet, mutlaka kendi kuvvetine dayanmalıdır. Milletler arasında varlığını sür- dürebilmek için bundan başka çıkar yol yoktur. Yurdunu ve bağımsızlığını korumak için silahlı ve her fedakârlığa hazır kuvvet bulunduran bir millet kuvvetli olur. Yalnız kuvvetli milletler yaşamak hakkına sahip ve geleceklerinden emin olurlar. Binlerce yıllık hayatında hür ve bağımsız yaşa- mış olan Türk milleti, kendi varlığını korumak için durmadan hazırlanmaktadır. Kimsenin toprakla- rında gözü yoktur. Ancak barış içinde yaşamak için her zaman savaşa hazır olmayı en büyük görev bilir. 20 yaşına giren bütün genç erkekler askere giderler. Kışlalarda modern silahları kullanmayı, bir komuta altında toplu şekilde hareket etmeyi öğrenirler. Asker ocağı, Türklerin milli geleneklerine girmiş olan kutsal yerlerdir. Asker ocağı, herkes için okul gibidir. Orada herkes eşittir. Yurt için fedakârlık, milli birlik ve disiplin ruhu orada yaşanarak öğrenilir. Her Türk genci, askerlik görevini en kutsal görev bilir.
2
Severek bu görevi yerine getirir.
Kanunlara ve Kurallara Saygılı Olma: Bir topluluğun yaşayışını düzenleyen, yurttaşların yapacakları ve yapamayacakları şeyleri bildiren ve yasama yetkisi olan bir kurul tarafından kabul edilmiş olan yazılı metinlere kanun denir. Insan- ların rahat ve huzur içinde yaşayabilmeleri için belli bir düzenin kurulması zorunludur. Bu düzen; kanunlar, emirler, tüzükler ve yönetmeliklerle kurulur. Yurdumuzda kanun yapma, değiştirme ve kaldırma yetkisi TBMM’nindir. Kanun, bir kişi ya da belli bir olay için değil, herkes için veya benzer bütün olaylar içindir. Herkes, kanun hükümlerine uymak zorundadır. Kanunla bir emir verilir. Bu emir, ya bir şey yapmayı ya da yapmamayı gerektirir. Kanunda, yapılması isteneni yapmayanlar ve yapılmaması gerekeni yapanlar suç işlemiş olurlar. Suç İşleyenlerin cezalarını bağımsız mahkemeler verir. Kanunları bilmemek mazeret değildir. Bir vatandaşın en büyük görevi kanunlara uymak ve saygı göstermektir. Kanunlara uyulmayan ve saygı gösterilme- yen toplumlarda yaşama düzeni bozulur. Bundan herkes hatta uymayan kimseler bile zarar görürler. Kanunlara ve toplumun düzenini sağlayan diğer kurallara ceza korkusu ile değil, milletin genel iradesi ve emirlerine saygı duyduğumuz için uyulmalıdır.
Devletin düzeni ve güveni için birtakım memurlar görevlendirilir. Bu memurlara yardımcı olmak vatandaşlık görevimizdir. Devlet memurları da vatandaşlara anlayışlı davranmak, doğru ve dürüst görev yapmak zorundadırlar.