50 deyim ve anlamları kısa
50 Deyim ve Kısa Anlamları
Deyimler, Türkçenin zenginliğini ve kültürel derinliğini yansıtan ifade biçimleridir. İşte çeşitli konularda kullanabileceğiniz 50 deyim ve kısa anlamları:
-
Ağzına bakmak: Birinin söylediklerini dikkatle dinlemek.
-
Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklayamamak.
-
Ayağını yerden kesmek: Çok sevindirmek, mutlu etmek.
-
Bıçak kemiğe dayanmak: Dayanılmaz, katlanılmaz bir duruma gelmek.
-
Burnundan kıl aldırmamak: Çok kibirli olmak, kendini beğenmiş davranmak.
-
Dişine göre: Kendi gücüne, yeteneğine uygun şey.
-
Deyim yerindeyse: Söylenenin yerinde bir benzetme ya da ifade olduğunu belirtmek.
-
Duyduğuna inanamamak: Duyulan şeyden çok etkilenmek veya şaşırmak.
-
Elinin hamuruyla: Kadın işine karışmak (erkekler için söylenir).
-
Etliye sütlüye karışmamak: Sessiz kalmak, olaylara müdahil olmamak.
-
Gözden düşmek: Önceki saygınlığını kaybetmek.
-
Göz koymak: Bir şeyi ya da birini istemek.
-
Gözü açık gitmek: İstediği bir şey gerçekleşmediği için huzursuz ölmek.
-
Havadan sudan konuşmak: Sıradan konulardan bahsetmek.
-
İçinden geçmek: Bir düşünce, bir his gelmek.
-
İçi içine sığmamak: Çok heyecanlı veya mutlu olmak.
-
İpin ucunu kaçırmak: Kontrolü kaybetmek.
-
İşin içinde iş var: Göründüğünden daha karışık bir durum olduğunu ima etmek.
-
Kapı aralamak: Bir fırsat ya da imkan sağlamak.
-
Kasap havası: Yaygın bir halk dansı türü.
-
Keskinkılıç yürümek: Çok tehlikeli bir iş yapmak.
-
Kulağına küpe olmak: Başına gelen bir olaydan ders almak.
-
Kısmetse olur: Gelecekte bir şeylerin olabileceğini belirtmek.
-
Kılını kıpırdatmamak: Hiçbir şey yapmamak, çok tembel olmak.
-
Neşeye boğulmak: Çok mutlu olmak, sevinç içinde olmak.
-
Pabucu dama atılmak: Gözden düşmek, önemsiz hale gelmek.
-
Pireyi deve yapmak: Küçük bir meseleyi büyütmek.
-
Sineye çekmek: Kırılmak ama belli etmemek.
-
Su gibi gitmek: Çok hızlı geçmek (zaman için).
-
Şapkadan tavşan çıkarmak: Beklenmedik bir çözüm bulmak.
-
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Güzel sözlerle zorlu işleri başarmak.
-
Tuzlu olmak: Pahalı olduğuna vurgu yapmak.
-
Vahşi batı: Kaotik, kontrolsüz bir durum.
-
Varlık kuyusu: Çok zengin, refah sahibi.
-
Vaziyet almak: Bir duruma göre önlem almak.
-
Yalancı çoban: Sürekli yalan söyleyip sonunda kimseye inandırıcı gelmeyen kişi.
-
Yalın kılıç savaşmak: Tüm gücüyle mücadele etmek.
-
Yanak al yanak vermek: Utanç duymak (yüzü kızarmak).
-
Yanardönerli konuşmak: Açık olmayan, muğlak ifadeler kullanmak.
-
Yanlış ata oynamak: Doğru olmayan bir karar vermek.
-
Yanıltmaca çevirmek: Aldatmak, yanlış yönlendirmek.
-
Yanına kalmak: Yanlışın bir karşılık bulmaması.
-
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır: Suçlu kişinin daha güçlü davranarak karşısındakini sindirmesi.
-
Yem karma: Ortalığı karıştıran kişi.
-
Yeşil ışık yakmak: İzin veya onay vermek.
-
Yüzsuyü dökmek: Alçalmayı göze almak.
-
Zemini hazırlamak: Bir olayın oluşması için gerekli şartları sağlamak.
-
Zıvanadan çıkmak: Kontrolünü kaybetmek, çok sinirlenmek.
-
Zurnanın zırt dediği yer: İşin en zor, sorunlu kısmı.
-
Zıddıyla bütünleşmek: Karşıt şeylerle kendine özgü bir duruma gelmek.
Bu deyimler, dilimizi zenginleştiren ve ifade gücümüzü artıran önemli yapı taşlarıdır. Umarım yardımcı olmuştur! Eğer başka bir konuda yardım isterseniz, buradayım!